Memurun evi...

Haber Giriş : 08 Eylül 2006 09:24, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Ne diyorlar?

"Memurun yüzde 46'sının evi var." Yani, durumları iyi.

E o zaman, evi olmayan memur, evi olan memura taşınsın, hiç zam verme.

Ne alakası var kardeşim?

Ne faydası var, yarısının evinin olmasının, öbür yarısına?

Üstelik, hepimiz biliyoruz ki, o evlerin çoğu babadan kalmadır... Miras.

Ya da mesela, devlet hastanesinde pratisyen hekimdir kadın... Eşi de özel hastanede çalışan uzman hekim... Almıştır adam evi, vermiştir tapusunu eşine.

Ne yapacağız bu durumda?

Kocasının geliri iyi diye, kadına maaş vermeyecek miyiz? Kocası, mesela müteahhit diye, öğretmen kadın bedava mı çalışacak?

Yok, sen de Özal gibi, memurun rüşvet aldığını ima ediyorsan...

O da senin ayıbın.

Var tabii rüşvetçi memur...

Ne kadar rüşvetçi gazeteci varsa, ne kadar rüşvetçi politikacı varsa, o kadar da rüşvetçi memur var.

Neden çalıştırıyorsun rüşvetçiyi?

Atsana.

Patron sen değil misin?

Biliyorum...

Özel sektörde çalışıp, memurun "insan gibi maaş" talebine ağız burun kıvıranlar var.

"Biz daha çok çalışıyoruz, tabii ki onlar bizden az maaş alacak" diyorlar.

Birincisi... Tapu dairesinde ense yapan memura bakıp bunu söylerken, dağda vuruşan teğmenden, komiserden, ebeden, savcıdan utanır insan.

İkincisi... Evladını emanet ettiğin öğretmenden utanır.

Çünkü memur, senin sandığın memur değildir sadece.

"Memur" diye tek kelimeye indirgenen meslek grubu, aileleriyle, 15 milyon kişi...

Aralarında genelkurmay başkanı da var, emniyet müdürü de, rektör de, hâkim de, savcı da, öğretmen de, doktor da, imam da.

Ve belki şu aklını başına getirir...

O para alamazsa, sen ayvayı yersin.

yılmaz özdil/sabah

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber