Eğitim tek çıkar yolumuz

Eğitim bir ülke için çok şey demektir. Eğitim her ülkede gelişmi, kalkınmayı, bilimi, geleceği alevlendiren ateşleyen güçtür. Bu yüzdendir ki gelişmiş bütün ülkelerin tarihinde bir eğitim hikayesi yatar. İşte ABD 1800 yıllarda en büyük yatırımları ve ABD'yi yaratan güç olarak üniversiteleri merkeze koymuşlardır.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 14 Şubat 2016 17:30, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Eğitim tek çıkar yolumuz

Almanya ikinci dünya savaşından sonra yerle bir olduğunda savaştan çıkmış, aç bir ülke olarak bütçesinden en büyük payı eğitime ayırmıştır. O dönem Alman başbakanı itirazlar üzerine "bugünü düşünüyorsanız haklısınız ama yarın için haksızsınız" demiştir. Japonya, G.kore ve bugün Çin. İşte bütün gelişmiş ülke hikayelerinin altında eğitim hikayeleri var.

Türkiye Cumhuriyetinin de temelinde büyük eğitim hikayeleri vardır. 1923 yılında cepheyi bırakıp eğitim kongresine katılan Atatürk "asıl savaşı burada kazanabiliriz" demiştir.

Ama beni en fazla etkileyen Cumhuriyet hikayesini Sadi Irmak anlatıyor; "1923 yılı sonlarında İstanbul Üniversitesi'nde öğrenci olduğum sıralar, okul duvarında bir ilan gördüm:

"Avrupa'ya talebe yollanacaktır." Allah Allah dedim, ülke yıkık dökük. Her yer virane... Bu durumda Avrupa'ya talebe göndermek lüks gibi gelen bir şey. Ama şansımı bir denemek istedim... 150 kişi içinden 11 kişi seçilmişiz. Benim ismimin yanına Atatürk "Berlin Üniversitesi'ne gitsin" diye yazmış... Vakit geldi. Sirkeci Garı'ndayım ama kafam çok karışık. Gitsem mi, kalsam mı? Beni orada unuturlar mı? Para yollarlar mı?

Tam gitmeyeceğime karar verdiğim, geri döndüğüm sırada bir posta müvezzii (dağıtıcısı) ismimi çağırdı: "Mahmut Sadi, Mahmut Sadi..." "Benim" dedim. "Telgrafın var."

Telgrafı açtım, aynen şunlar yazıyordu: "Sizleri (yurtdışında okumaya) bir kıvılcım olarak yolluyorum, alevler olarak geri dönmelisiniz. Mustafa Kemal."

Bunu okuyunca düşündüklerimden utandım... "Şimdi gel de gitme, git de çalışma, dön de bu ülke için canını verme" dedim.Düşünün, 1923 yılında o kadar işinin arasında 11 öğrencinin nerede, ne zaman neler hissettiğini sezebilen ve ona göre telgraf çeken bir liderin önderliğinde bu ülke için can verilmez mi? Çok başarılı oldum. Kıvılcım olarak gittim, ülkeme alev olarak döndüm. İstanbul Üniversitesi Genel ve Beşeri Fizyoloji Enstitüsü'nü kurdum, Kürsü Başkanı oldum. Daha sonra ülkemin Başbakanlığını yaptım. Ben kim miyim?

Ben sadece iki satırlık bir telgrafın yarattığı bilim adamıyım!"

İşte bugün biz bir çıkış ararken aslında çıkışı ta 1923 yılında bize gösterildiğini hatırlatmak için yazdım bu anıyı. Bugün bir kıvılcım hareketine şahit oldum. Ülkenin gündemi ne olursa olsun biz ne konuşursak konuşalım dünya dönüyor ve bütün dünya bunun farkında, işte bizimde gündemimiz ne olursa olsun bu gündemi kıran ve dünyaya uyum sağlamaya çalışan bir avuç gencimiz ve onlara inanan bir grup eğitimci bu yolda emin adımlarla ilerliyorlar. Bahsettiğim konu; ABD'de her yıl yapılan ve milyar dolarlık şirketlerin izlediği ve sponsor olduğu FRC robotik yarışması, Türkiye'den bir kaç okul yıllardır buna katılıyor. Bahçeşehir koleji, Darüşafaka gibi birkaç okul. Bu yıl bu yarışmanın Türkiye ayağıda yapıldı. Şimdi Bahçeşehir koleji fen ve teknoloji lisesi ABD'ye gidiyor. Bir avuç destekçisi ile yola koyulmuşlar. Kalacak yer ve robotun parçalarını okul karşılamış, çocuklar harıl harıl robotu yapıyorlar. Her destekçi çocukların uçak biletlerine ve harçlıklarına katkı sunmuş. Bugün onlarla teşekkür kahvaltısı verdiler. Pırıl pırıl çocuklar ve onlara inanan en başta Türkiye'nin tartışmasız eğitim lideri Enver Yücel ve bence en iyi eğitimcilerinden Tolga Yıldız. Her şeye boş gündeme inat "Türkiye ancak böyle gelişir ve kalkınır" diyorlar. Kendilerine ne yapsak ne desek az yolunuz açık olsun çocuklar iyi ki varsınız.

Turgay Polat

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber