Tehditler Erdoğan'ı Çankaya'ya itiyor

Kaynak : Bugün
Haber Giriş : 06 Mart 2007 07:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

gülay göktürk

Gün geçmiyor ki, bir "kaos" tehdidi ortaya atılmasın. Eski generaller, yeni generallere "yakın çevreler", Büyük Kulüpteki eski siyasetçiler, yeni siyasetçiler, ağzını açan "kaos"tan bahsediyor.

Kaos, kuralların çöktüğü, işlemediği zaman çıkar ortaya. Erdoğan eğer Çankaya'ya çıkacaksa, tam da kurallar işlediği için çıkacak. Ve eğer kaos çıkarsa, kurallar işlediği için değil, kuralların işlemesini istemeyenler yüzünden çıkacak...

Oysa, kaos çıkarmaya hazırlananların, siyaseten bitişini kaos ortamında gizlemeye çalışanların, kaostan medet umanların, yıllardır siyaset üzerindeki etkisini kaos korkusu üzerinden yürütenlerin hepsi sıraya girmiş tehditler savuruyor AK Parti'ye: "Erdoğan cumhurbaşkanı olursa kaos çıkar" Ama bu arada hesap edemedikleri bir şey var: Bütün bu tehditler Erdoğan'ı Çankaya'ya itiyor.

Öyle bir ortam doğuyor ki tehditler yüzünden, Başbakan cumhurbaşkanlığına adaylığını koymaması halinde "tehditlere boyun eğen" bir siyasetçi; AK Parti de "iktidar olamayan" bir parti durumuna düşecek.

Hangi lider böyle bir duruma düşmek ister? Hangi siyasetçi partisinin seçime beş kala acz içinde görünmesine razı olabilir? Ve hangi seçmen, Anayasa'nın kurallarını işletmeyi bile beceremeyen bir partiye oy vermek ister?

"Kaos" çığlıkları atanların niyetleri üzüm yemek değil, bağcı dövmekse; yani maksat Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmaması değil de ortalığın karışması ise söyleyecek bir şey yok; doğru yapıyorlar gerçekten. Başbakan'ın manevra imkanını sınırlayarak, onu adaylığını koymaktan başka çaresinin kalmadığı bir noktaya iterek, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin bir konsensusla halledilmesi ihtimalini sıfıra doğru yaklaştırıyorlar. Ama asıl amaçları Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkışını engellemekse, bilsinler ki tehditler tam tersine hizmet ediyor.

Ben baştan beri Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmasının tamamen yasal ve meşru olmasına rağmen, siyaseten pek de doğru olmayacağını düşünenlerdenim. İster haklı ister haksız, ister yerli ister yersiz bulun bugün hâlâ toplumun önemli bir kesimi rejim konusunda bazı endişeler taşıyorsa, istikrar isteyen bir iktidar partisinin de, mevcut sistemin dengelerini fazla sarsmamaya, rejime yönelik endişeleri artırıcı davranışlara girmemeye daha çok özen göstermesi gerekir, diye düşünüyorum. Türkiye 2003 yılında bulunduğu "Erdoğan gibi bir figürün başbakan olması laik rejimin bitişi demektir" noktasından bugün Erdoğan'ın başbakanlığındaki bu hükümetin meşruiyeti üzerinde hiçbir tartışmanın olmadığı noktaya geldi. Ama bu tabloyu tamamen içe sindirenlerin bile, yasamasıyla, yürütmesiyle ve devlet başkanlığıyla bütün gücün tek partide toplanması noktasında endişesi var. Böyle bir tablonun sistemin kendi kendini kontrol mekanizmasını felce uğratmasından, dengelerini bozmasından endişe duyuluyor. Bu endişeyi anlamak lazım. Bu endişeyi anlamak ve siyasetin sorun çözücü, istikrar sağlayıcı özelliklerini bu endişeyi gidermek için devreye sokmak lazım.

Böyle düşünüyor, böyle yazıyorum. Ama öte yandan açıkça görüyorum ki yaratılan tehdit ortamı, bütün bu düşünceleri giderek etkisiz hale getiriyor. Tehditler sürdükçe, hem AK Parti tabanında, hem muhafazakâr kitle içinde restleşme arzusu kabarıyor. Konsensus arayışının yerini tehditlere pabuç bırakmama isteği, meşruiyetini ve gücünü kanıtlama ihtiyacı alıyor. Yakın zamana kadar Erdoğan'ın daha ılımlı davranmasını ve uzlaşma aramasını isteyen muhafazakâr taban bile, liderinin tehditlerden pısıp çekilmesini yediremeyecek bir ruh hali içine giriyor. Ve benim gibi, Başbakan'a Çankaya'dan uzak durmasını telkin edenler ne söyleyeceklerini şaşırıyorlar bu tablo içinde.

Ne diyelim. Eğer kaos çığlıkları atanların amaçları buysa, gerçekten de başarıyorlar.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber