İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Sabah Sezer'i böyle tanımladı: Çankaya'da partisiz ana muhalefet lideri

Kaynak : Sabah
Haber Giriş : 27 Mart 2007 09:15, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:58

Ahmet Necdet Sezer, cumhurbaşkanı seçildiğinde partilere karşı 'tarafsız', 'demokrat' ve 'dengeli' davranacağı tahmin edildi. Başta öyleydi de... Ancak 2002'de AKP seçimleri kazanınca tavrı değişti, muhalefete geçti!.

Ahmet Necdet Sezer'in Mayıs 2000'de cumhurbaşkanı seçilmesinin heyecanlı bir yanı yoktur. Asıl heyecan seçilemeyendedir! 1973 yılında, eski Genelkurmay Başkanı Faruk Gürler yaptığı tüm baskılara rağmen parlamentoya kendini seçtiremeyince, Başbakan Ferit Melen şöyle bir formül önerdi: "Anayasayı değiştirelim... Cumhurbaşkanının görev süresi 5 yıl olsun ama iki kez seçilebilsin..." Sadece bir oy eksik olduğu için kabul edilmeyen bu 5+5 teklifi, tam 27 yıl sonra hortladı! DSP, ANAP, MHP koalisyonunun Başbakanı olan Bülent Ecevit, "5+5 ile Demirel'in süresini uzatalım" dedi. Gerekçesi de adeta sihirli bir kelime gibi ortaya attığı "istikrar" idi. Eğer bu formül kabul edilmez de Demirel ile devam edilmezse "istikrar" bozulacaktı.

MEBUSLARA RÜŞVET

Gerekçe medyayı ikiye bölmüştü: Bazıları "Evet, evet, istikrar için Demirel ile devam" diyordu. İstikrarın nasıl bozulacağına dair listeler yayınlanıyordu: Enflasyon aratacak, yabancı sermaye gelmeyecek, aday bulunamazsa Meclis fesholacak, ordu gerilecek... İtirazlar ise şu şekildeydi: "İstikrar kişiye bağlı değildir... Anayasa'nın 'kişi iki kez seçilemez' kuralı şimdiye kadar istikrarı bozmadı da, şimdi mi bozuyor?.. Anayasa kişiler için değişmez..." 5+5 formülünü başka açıdan yorumlayanlar da vardı: "Ecevit üniversite mezunu olmadığı için seçilemez... Ama partisinden birisinin Köşk'e çıkmasına da tahammül edemez... ANAP Başkanı Mesut Yılmaz'ın gönlünde Köşk yatıyor ancak Ecevit bunu da istemez... Demirel'in varlığı Ecevit'in işine geldiği için 5+5 diyor." İtiraz eden çoktu. Ancak Ecevit direniyor ve bir çıkış yolu arıyordu: "Grup kararı almamız yasak... Peki ne yapmalı da gizli oy verecek olan milletvekillerine 5+5'i kabul ettirmeli?" Derken bu formülün geçmesi için de bir formül bulundu! Önce 5+5 formülü imzaya açıldı. Liderler baskı yaptığı için 407 milletvekili teklifi imzaladı. Ancak asıl cinlik başka noktadaydı: Anayasa değişikliği teklifi Meclis'e sunulduğunda, üç maddeden oluşmaktaydı. Birinci madde 5+5 ile ilgiliydi... İkinci madde ise Fazilet Partisi'nin oyunu almaya yönelikti. Refah Partisi 28 Şubat darbe sürecindekapatılmış, yerine Fazilet Partisi kurulmuştu. Ancak bu parti de kapanma tehdidi altındaydı. Ecevit ve arkadaşları FP'nin yanlarına çekebilmek için Anayasa'nın 69'uncu maddesini değiştirerek parti kapatmayı zorlaştırıyordu. Bu kadarla da kalınmadı: Milletvekillerinin özlük haklarıyla ilgili sorunlarını gidermek üzere 86 madde de değişecekti. Yani milletvekillerine "rüşvet" öneriliyordu. Ecevit baskıya devam ediyordu: Milletvekillerinin oylarının rengini belli ederek atmasını istedi. "Nasıl olsa daha önce imza verdiniz, şimdi sözünüzden cayacak mısınız" diyordu. 29 Mart 2000'de oylama yapıldı. 550 sandalyeli Meclis'te Anayasa'yı değiştirmek için 330 oy gerekiyordu. Ancak çıkan sonuç, koalisyonu oluşturan DSP, ANAP ve MHP ile onlara destek veren DYP liderlerini şok edici nitelikteydi: Ret!

ANAP İNTİKAM MI ALDI?

5+5'i getiren 101'inci madde değişikliğine ancak 303 oy verilmişti. Diğer iki değişiklik daha da az oy almıştı. Bu sonuç Demirel'i Çankaya'dan indirip evine gönderiyordu. Bir yoruma göre teklife oy vermeyen ANAP'lılar Özal'ın intikamını almışlardı. Olayın eğlenceli yanı ise "istikrar bozulur" diye halkı korkutanlara piyasaların verdiği cevaptı: Demirel'in süresinin uzamayacağı ortaya çıkınca borsada artış oldu, hisseler değer kazandı, bono faizlerinde düşme gözlendi. Şimdi ne olacaktı? Demirel'in süresi 16 Mayıs günü doluyordu ve ortada dişe dokunur bir aday yoktu. Arayış sürüyordu. Her kafadan bir ses çıkıyordu. 24 Nisan günü koalisyonu oluşturan partilerin liderleri bir araya geldi. Toplantı 9 saat sürmüştü! Ancak verimli de olmuştu... Çünkü liderler bir isim üzerinde mutabakata varmışlardı: Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer. Ardından bir teklif hazırlandı. Yeterli imza toplanınca Sezer'in adaylığı kesinleşti. 27 Nisan'da Meclis ilk tur oylama için toplandı. Özal ve Demirel vakalarında olduğu gibi ilk iki turda gereken üçte iki çoğunluk (367 oy) sağlanamadı. 5 Mayıs günü Meclis üçüncü tur için toplandı. Bu kez 276 oy yetiyordu. Ahmet Necdet Sezer, oturuma katılan 533 milletvekilinin 330'unun oyuyla 10'uncu Cumhurbaşkanı seçildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber