AÖF sınavlarında, 4 yanlışın bir doğruyu götürmesi işlemi için karar
Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK), Açıköğretim sınavlarında uygulanan dört yanlışın bir doğruyu götürmesi şeklindeki uygulamanın iptal istemini, rastgele işaretlemenin önüne geçilmesi amacından dolayı reddetti.
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının Anadolu Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi Rektörlüklerine göndermiş olduğu 18/03/2016 tarihli ve 16196 sayılı yazısı doğrultusunda Anadolu Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi Rektörlüklerinde senato kararları alınarak 2016-2017 eğitim-öğretim yılından itibaren Açıköğretim Fakültelerinde yapılmakta olan ara sınav ve final sınavlarında dört yanlış yanıtın bir doğru yanıtı eksiltmesi uygulamasına başlanılmıştır. Uygulanmaya başlanan yeni değerlendirme yönteminin genellikle ÖSYM'nin yaptığı KPSS gibi sınavlarda eleme veya yarışma sınavlarında uygulanabileceği, başarı belirleme amaçlı ve ders geçmeye yönelik sınavlarda uygulanamayacağı gerekçesiyle kaldırılması için KDK'ya birçok öğrenci tarafından başvuruda bulunuldu.
Kamu Denetçiliği Kurumu, başvuruya ilişkin kararında, 2547 sayılı Kanunun 44'üncü maddesi ile YÖK'ün Yükseköğretim kurumlarında, öğretim faaliyetlerinin, ölçme ve değerlendirmelerinin nasıl yapılacağı hakkında Yükseköğretim Kurulunca temel ilkelerin oluşturulacağı ve bu ilkelere uygun olarak Üniversite senatoları tarafından anılan hususların belirleneceğinin kurala bağlandığını, "dört yanlış yanıtın bir doğru yanıtı eksiltmesi" uygulamasının da bu kapsamda idareye Kanunla verilen takdir yetkisinin kullanılması kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Kararda, Üniversiteler tarafından söz konusu uygulamanın getirilmesi amacının; açıköğretim programları mezunlarının dersleri yeterince çalışmadan, öğrenim görmekte olduğu alanda gerekli bilgiye sahip olmadan sadece rastgele işaretleme yaparak ilgili alandan mezun olduklarının gözlemlenmesi nedeniyle eğitimdeki kalitenin düşürülmemesi yükseköğretim programlarından donanımlı öğrencilerin mezun olması, uygulamada birliğin sağlanması olduğu tespit edilmiştir.
Sonuç olarak kararda, açıköğretime uygulanacak öğretim programlarının örgün
öğretimde uygulananların kapsam olarak aynı olması, açıköğretim öğrencilerinin
aynı öğretim programına göre örgün öğretim öğrencileri arasında öğrenci hakları
bakımından fark bulunmaması ve her iki yoldan mezun olanların eşit hak ve yetkilere
sahip olmaları da dikkate alınarak idare tarafından kullanılan takdir yetkisinin
kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun kullandığı, yapılan işlemlerde hukuka
ve hakkaniyete aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.