Demirel'in zararı, bürokratın maaşından kesildi

Kaynak : Radikal
Haber Giriş : 05 Haziran 2007 08:54, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Funda Özkan

Hasan Kılavuz, Vakıfbank'ın 1997-1998 yıllarında genel müdürüydü. Sonra özel sektöre Süzer Holding'e geçti, Kentbank Yönetim Kurulu üyeliği yaptı. Kentbank'a el konulduğu dönemde "Ben hortumcu değilim" diyerek, hukuki mücadelesini yürüttü, en sonunda da yargı Kentbank'a haksız yere el konulduğuna hüküm verdi.

Çok yeni kitabı yayımlandı Hasan Kılavuz'un. Güncel Yayıncılık'tan çıkan kitabın adı 'Hortum Düzeni.' Siyasetçi-işadamı-bürokrat üçgeninde Türkiye'nin yakın dönem yolsuzluk tarihine ışık tutuyor. Yolsuzluğun, hortumun ve talanın çeşidinin değişmekle birlikte her dönem daim olduğunu anlatırken, "Soygunların ortaya çıkması durumunda, olaylar birkaç kurban seçilerek geçiştirilmiş ve üstü küllendirilerek yenilerine zemin hazırlanmıştır" diyor.

Ortaya çıkarılabilen her vakada sadece birkaç kurbanla işin geçiştirilmesi... Doğru söze ne denir?

Kitapta bir bölüm var ki, habercilik açısından gözardı edilemez...

"1975 yılında hayali mobilya ihracatından haksız vergi iadesi alan 'yeğen Yahya Demirel'in olayı patlak verdiğinde üstüne alınmayan amca Demirel o zamanlar şöyle der:

'Yakasına yapışmanız gereken kişi Ecevit'tir. Olay onun zamanında olmuştur.'

Aradan 20 yıl geçtikten sonra Demirel, bu kez akrabalarına ait bir şirketin, kamu bankasından almak istediği krediye karşılık kendi gayrimenkulünü teminat vermekte sakınca görmemektedir..."

Hasan Kılavuz, "Kredi işlemini yürüten ve genel müdürlüğe teklifte bulunacak olan şubenin tüm personeli bu işten rahatsızdır" diye 'birinci ağızdan anlatır' süreci.

Sonuçta dosyayı genel müdürlüğe gönderen şubenin muhalefet etmesiyle kredi verilmez.

Hasan Kılavuz da şöyle yazar:

"Başbakan'ın gayrimenkulünü teminat olarak alacaksın ve krediyi kullandırmayacaksın. Yadırganacak bir durum değil mi? Ama, aynen böyle olmuştur... Bu faciadan bir kamu bankası ucuz kurtulurken, bir başka kamu bankası ise milyonlarca doları feda etmekte mahsur görmemiştir. Kıbrıs'ta kurulan Demirel ailesine ait olan 10 milyar TL sermayeli bankaya 4.5 milyon dolar para aktarılır..."

Sonrası bilindik.

Demirel parayı ödemeyince Halkbank'ın Genel Müdürü Sezgin Taşkıran ile arkadaşları hakkında 2-6 yıl hapis istemiyle dava açılır.

Bu arada olan bir bürokrata olur.

Hasan Kılavuz'un kitabından okuyalım:

"Geri ödenmeyen milyonlarca dolarlık kredilerin 'meşhur akrabalardan' tahsili yerine, sorumlu bürokrat olarak gösterilen banka genel müdür yardımcısı Refik Metin Selçuk'un iki evinin (Beykoz ve Kalkan'da) satılması ve emekli maaşından kesilen paralarla tasfiye edilmesi kararı, acı ama gerçektir...

Bunları neden mi anlattım?

Birincisi yeğenlere kaptırılan paranın, emekli maaşıyla geçinen bir bürokrattan tahsil edilmeye çalışıldığını hayattayken Demirel'in bilmesi, ikincisi ise yetim hakkı yiyenlerin vicdanının sesini dinlemesi gerektiğidir."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber