İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

KADEM'den nafaka görüşü: Yargıtay içtihat değiştirsin

KADEM, tartışma konusu olan süresiz nafakayla ilgili olarak Yargıtay'ın içtihat değişikliğine gitmesi halinde sorunun kanuni düzenlemeye gerek olmadan çözülebileceğini belirtti.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 23 Nisan 2019 22:38, Son Güncelleme : 23 Nisan 2019 22:40
KADEM'den nafaka görüşü: Yargıtay içtihat değiştirsin

Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) süresiz nafakayla ilgili olarak bir hukuki değerlendirme yayımladı. Dernek'ten yapılan açıklamada özetle süresiz nafakayla ilgili olarak Yargıtay'ın içtihat değişikliğine gitmesi halinde sorunun kanuni düzenlemeye gerek olmadan çözülebileceğini belirtti.

İŞTE KADEM'İN 5 BAŞLIKTAKİ DEĞERLENDİRMESİ

a. Aile Hukuku bağlamında arabuluculuk kurumu işletilmelidir: Aile içi şiddet kapsam dışı bırakılarak aile hukukundan doğan uyuşmazlıklarda öncelikle zorunlu arabuluculuk kurumu işletilmelidir. Zira boşanma sürecine girildiği andan itibaren, söz konusu durum taraflar ve müşterek çocuklar için çekilmez bir hal almaya başlamaktadır. Özellikle nafakaya ve tazminata hükmedilmesinin kusura endeksli olması nedeniyle taraflar öncelikle birbirlerinin özel hayatlarına müdahale etmekte, süreç bir savaşa dönüşmekte ve çok yıpratıcı olmaktadır. Bu sebeple bu alanda uygulamaya konulacak zorunlu arabuluculuk kurumu, tarafların, hem boşanmadan kaynaklanan haklarına daha kısa sürede kavuşmasını hem de yıpratıcılığa engel olunmasını sağlayacaktır.

b. Nafakanın toplu ödenmesi - maddi ve manevi tazminat: Boşanma davaları, tabiatı itibariyle taraflar arasındaki gerilim ve çekişmenin en yüksek olduğu ve duygusal anlamda en yıpratıcı noktaya ulaştığı davaların başında gelmektedir. Boşanma sürecinde, hem davanın hem de sonuçlarının olabilecek en kısa sürede sonuçlanıp bitmesini sağlayacak tedbirlerin gözetilmesinin uygun olacağı kanaatindeyiz. Bu meyanda nafaka borcunun zamana yayılarak taraflar arasındaki çekişmeyi sürdürmek yerine, maddi ve manevi tazminat, nafakanın topluca ödenmesi gibi yasada tanınan diğer imkanların daha sıklıkla uygulanması mümkündür.

c. Yargıtay'ın içtihat değişikliği: Nafaka kararlarında, tarafların durumuna göre, süre tayin edilmesi mevcut kanunumuza göre mümkündür. Halihazırda süren nafaka tartışmalarını sonlandırmak için, Kanun'da değişiklik talebi yerine, Yargıtay'ın görüş değişikliği yapması için etkin bir kamuoyu oluşturmanın daha sağlıklı bir çözüm yolu olduğu kanaatindeyiz. Örnek davalar yoluyla bu hususta hukuki tazyik uygulanması mümkündür.

d. Nafakanın azaltılması ya da kaldırılması: Türk Medeni Kanunu'nda açık cevaz olmasına karşın uygulamada nafakanın azaltılması veya kaldırılması kararlarının çok zor verildiğini görmekteyiz. Oysa nafaka alacaklısının ihtiyacının azalması ya da ortadan kalkması halinde nafaka miktarında da buna uygun yeni düzenlemeler yapılmasının kolaylaştırılması gerektiği kanaatindeyiz.

e. Evlilik süresine bağlı nafaka ödemesi: Yukarıda ayrıntılarıyla açıkladığımız üzere, bizce yasa değişikliğine ihtiyaç olmamakla birlikte, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin görüş değiştirmemesi halinde, nafaka ödeme süresiyle evlilik süresi arasında orantı kurulması da mümkündür. Nafaka alacaklısının ihtiyacı halinde, kısa süreli evliliklerde dahi, en az 2 yıl nafaka ödenmesi gerektiği kanaatindeyiz. Nafaka alacaklısının ihtiyacının devam etmesi halinde ise en fazla evlilik süresi kadar süre boyunca nafaka ödenmesi kanunla düzenlenebilir. Burada şu şekilde bir tasnif yapmak mümkündür; 0-2 yıl arası süren evliliklerde, nafaka alacaklısının ihtiyacı varsa mutlak surette 2 yıl; 2 yıldan fazla süren evliliklerde ise nafaka alacaklısının ihtiyacı devam ettiği sürece en fazla evlilik süresi kadar nafaka ödenir. Örneğin, 10 yıl süren bir evlilikte nafaka alacaklısına en fazla 10 yıl nafaka ödenecektir.

Sonuç itibariyle, yoksulluk nafakası konusunda toplumda oluşan talebin ve siyaset mekanizması üzerindeki ağır tazyikin farkındayız. Kuşkusuz gerek Hükümetimiz gerekse TBMM grubu, sorunun çözülmesi için bütün seçenekleri değerlendirmektedir. Ancak KADEM olarak önceliğimiz, hukukun temel ilkelerine ve insanımızın güncel ihtiyaçlarına uygun çözümler bulunarak yeni mağduriyetler oluşmasının önüne geçmektir.

Kadın ve Demokrasi Derneği

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber