Hukukçular: YÖK ve Cumhurbaşkanı Alemdaroğlu'na "intihal soruşturması" açabilir

Haber Giriş : 28 Temmuz 2004 00:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

İ.Ü Rektörü Kemal Alemdaroğlu hakkındaki intihal suçlamasının zamanaşımı nedeniyle yargıya götürülemediğini öne süren YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'e hukukçulardan tepki geldi. Hukukçular, YÖK'ün ve Cumhurbaşkanı'nın intihal soruşturması açabileceğini belirtti.

YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'in bilimsel intihal yapmakla suçlanan İ.Ü Rektörü Kemal Alemdaroğlu hakkında zamanaşımı nedeniyle işlem yapamadıklarını öne süren açıklamasına tepkiler devam ediyor. İntihal yaptığı konusunda ciddi kuşkuların bulunduğu Alemdaroğlu hakkında yasal işlem yapmayan ve idari soruşturma açmayan dönemin YÖK Başkanı Kemal Gürüz'ün de görevini ihmal ettiği ifade ediliyor. İntihal olayına sadece ceza açısından bakılamayacağını belirten akademisyenler, sözkonusu kişinin rektörlük makamında oturmasının ciddi bir rahatsızlık meydana getirdiğini kaydederek, Cumhurbaşkanı Sezer'in bu ayıbın ortadan kaldırılması için Alemdaroğlu'nu görevden uzaklaştırması gerektiğini savunuyorlar.

İdeolojik gerekçelerle örtbas edilmiş

İ.Ü Rektörü Kemal Alemdaroğlu'nun "Laroskopik Cerrahi" isimli kitapta intihal yaptığı iddiaları bir kaç yıldır tartışılıyor. Bu konuda Meclis'te Başbakan Bülent Ecevit'in cevaplandırması için TBMM'de soru önergesi bile verildi. Aynı şekilde intihal iddiaları pek çok öğretim üyesi tarafından dile getirilerek örtbas edilmemesi için uyarılarda bulunuldu. YÖK Üyesi Prof. Burhan Şenatalar 18 Ocak 2002'de Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği'nin düzenlediği "Bilimsel Etik" başlıklı panelde sözkonusu iddiaların YÖK Genel Kurulu'nda tartışıldığını, bazı üyelerin ideolojik sebeplerle Alemdaroğlu'nu savunduğunu itiraf etti. Şenatalar, intihale adı karışan öğretim üyeleri hakkındaki iddiaların utanç verici ve yenilir yutulur bir hadise olmadığını da söyledi. Öte yandan Alemdaroğlu'yla ilgili intihal suçlaması nedeniyle dönemin YÖK Başkanı Kemal Gürüz'ün ve rektörü atayan Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer'in hiçbir işlem yapmaması dikkat çekici bulunuyor. Cumhurbaşkanı Sezer'in usulsüzlük ve yolsuzluk gibi konulara aşırı hassasiyeti olduğunu hatırlatan kaynaklar, bu olayda Cumhurbaşkanının sessiz kalmasına anlam veremediklerini ifade ediyorlar.

"Zamanaşımına uğratanlar da sorumludur"

"Yüksek Öğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği'nin 11/a-3. maddesinde özel olarak düzenlenen intihal bir diplin suçu olarak kabul ediliyor. Yukarıda sözü geçen maddeye göre, bu suçun cezası, üniversite öğretim mesleğinden çıkarmadır. İntihal fiilinin soruşturmaya yetkili âmirlerce öğrenildiği tarihten itibaren altı ay içinde disiplin soruşturmasına başlanması gerektiğini ifade eden hukukçular, Alemdaroğlu hakkındaki intihal iddiaları nedeniyle soruşturma açılmamasının hukuk ihlali olduğunu belirttiler. Disiplin soruşturması açılması için şikayete gerek bulunmadığını da ifade eden hukukçular, YÖK'ün sözkonusu süre içerisinde herhangi bir suç duyurusuna gerek olmaksızın re'sen soruşturma açmak zorunda olduğunu kaydettiler. İ.Ü Rektörü Kemal Alemdaroğlu hakkındaki intihal suçlamasının zamanaşımı nedeniyle yargıya götürülmediğini öne süren YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'in açıklamasını değerlendiren Av. Rasim Öz, "Maalesef insanlık suçları dışında kalan suçlar için zamanaşımı vardır. Ancak zamanaşımına sebebiyet veren kamu görevlileri hakkında işlem yapılabilir. Ben 1 Mayıs 1977'deki olaylar sonrasında dönemin İçişleri Bakanı ve Başbakanı hakkında zamanaşımı uyarısında bulundum. Sözkonusu olaylarda sorumlu olanlar hakkında zamanaşımı işledi. Ancak davanın zamanaşımına uğramasına sebebiyet veren kamu görevlileri hakkında soruşturma devam ediyor. Bu gibi kişiler görevi ihmal ya da görevi kötüye kullanma açısından sorumludurlar. Bu nedenle bahse konu intihal olayının zamanaşımına uğramasına sebep olan kamu görevlileri hakkında dava açılabilir" dedi.

Av. Necati Ceylan: Zamanaşımı mutlak değildir

Bilimsel intihal yapan İ.Ü Rektörü Kemal Alemdaroğlu hakkında YÖK'ün işlem yapmaması, zamanaşımı nedeniyle yargıya gidilmemiş olması YÖK'çüler için görevini kötüye kullanma, intihal yapan için de ahlaki ve hukuki bakımdan suçluluğun olduğu gibi kalmasıdır. Çünkü, zamanaşımına mutlak ve genel bir değer atfedilemez. Zamanaşımını tatbik edebilmek için suçlunun şahsı, mensup olduğu suçlu sınıfı, ferdi şartları, hareket tarzı, geçmişi, işlenen suçun nev'i nazara alınmalıdır. Bu sebeple YÖK hiç olmazsa bir soruşturma komisyonu oluşturmalı ve intihal olayının olup olmadığı hakkında bir tespit yapmalıydı. Zamanaşımı yönünden de yukarıda saymış olduğumuz şartların varlığını araştırarak bir sonuca gitmeliydi. Aksi takdirde suçlanan şahsın suçluluğu aynen kalır. Bu şahıs en büyük üniversitelerimizden birinin rektürü olması halinde durum daha da vahim hale gelir. O zaman isteyen suç işlesin, zamanaşımı süreleri geçsin ve suç işleyenler toplumda en yüksek mevkilere gelsin ve bize örnek olsun! Böyle bir şey düşünülemez.

Sezer soruşturma açtırabilir

Hukukçular Derneği Genel Başkanı Av. Hüsnü Tuna da yaptığı açıklamada, intihal hakkında soruşturma yapmayarak zamanaşımına uğramasına neden olan YÖK yetkilileri hakkında işlem yapılması gerektiğini kaydetti. "Basında bu iddialar çok sık dile getirildi. Özel şikayete gerek yok. Displin soruşturması yapabilirlerdi. Bu nedenle kim zamanaşımına uğratmışsa bu ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulmalıdır" diyen Av. Tuna, "Cumhurbaşkanı da bir soruşturma yaptırabilir. Rektörleri atayan makam cumhurbaşkanı olduğu için kamuoyunda ve akademik camiada ciddi bir rahatsızlığa yol açan bu olay hakkında araştırma yaptırabilir. Bunun için bir zamanaşımı gerekçe gösterilemez, gösterilmemesi gerekir. Soruşturma yapılmasında bir mahzur yok, Cumhurbaşkanı pekala bu olaya müdahale edebilir" şeklinde konuştu. İdeolojik gerekçelerle sözkonusu intihal olayının örtbas edildiğini ve üzerine gidilmediğini ifade eden Av. Tuna, "Cumhurbaşkanının bu kişiyi görevden almasında herhangi bir engel yok, ama dediğimiz gibi hukuki gerekçe için kendisi soruşturma yaptırkdıktan sonra da bunu yapabilir. YÖK de soruşturma başlatabilir. Soruşturma makamları için zamanaşımı diye bir gerekçe olamaz. Aslında böyle durumlarda suçlamaya muhatap olan rektörün kendisinin soruşturma yapılmasını istemesi lazım. Hem akademik etik hem de kişisel etik açısından, aklanması ve üzerinde bir şaibe kalmaması için böyle bir talepte bulunması lazım. Ama dediğim gibi soruşturma yapmayarak zamanaşımına neden olan yetkililer hakkında görevlerini ihmalden işlem yapılması gerekmektedir.

yenişafak

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber