Çeşme'ye gidip Ildırı'ya uğramadınız mı?

Bu seneki tatilini Çeşme'de geçiren bir çok kişinin Alaçatı'yı, Ilıca'yı görüp döndüğünü öğrendik. Oysa Çeşme çevresinde gizlenmiş onlarca koy ve tarihi köyler var. Çeşme tatilcileri, çoğunlukla Alaçatı sokaklarının cümbüşünden ayrılamadıkları için bu bölgeyi hep eksik gezmekteler. Her gün yapmak için yeni bir şey sunan Çeşme'nin yaz kalabalığından dışarı çıkmak ve kimsenin yapmadığı bir, günlük gezi yapmak isterseniz Ildırı Köyü sizler bekliyor.

ILDIRI'DA NELER VAR?

Zeki Müren Adası

Zeki Müren'in bir adası olduğunu biliyor muydunuz? Ne yazık ki adı Zeki Müren olsa da ada onun değil.

Günlerden bir gün sanat güneşimiz Ildırı'ya gelir. Köyün havası, tarihi dokusu, doğal limanı onu mest eder. Sahilde dolaşırken kıyıdan çok da uzakta olmayan küçük bir ada görür. İçimde o adada bir ev yapıp orada yaşama isteği duyar. Her ne kadar almak içim uğraşsa da bir türlü o ada için kurduğu hayalleri gerçekleştiremez. Adada ise sadece küçük bir ev ve küçük bir bahçe için yer vardır sadece.

Üzerinden zaman geçtikten sonra Zeki Müren aramızdan ayrılır. Her şey de olduğu gibi yine aklımız sonradan çalışır. Satılmasına izin verilmeyen adaya sevgisinden dolayı Zeki Müren adı verilir. Bugün bir yaz günü adaya giderseniz suların biraz çekilmesinden dolayı paçalarınızı dizlerinize kadar sıyırıp adaya yürüyerek çıkabilirsiniz. Adaya yürünen yer ise Çeşme veya İzmir yolunun gelip kesiştiği noktadan sahilin soluna doğru gitmeniz. 250 metre kadar sonra sığlaşmış kısmı görüp buradan yürümeye başlayabilirsiniz. Yürünen nokta aşağıdaki fotoğrafın sağ köşesinde kalan teknelerin sağ tarafıdır.

ILDIRI KÖY MERKEZİ

Ildırı'nın şimdiki merkezi sahilin sol tarafı olsa da turistik merkezi dağın eteğindeki yerleşimdir. Tarihi yerleşim olan Erytrai' ye varmadan önce yolumuzdaki yerlerden bahsetmek gerekiyor.

"Ildırı'ya Hoşgeldiniz" tabelasını gördükten sonra, hoşbulduk deyip sağa doğru dönünce karşımıza ilk olarak güzel bir çay bahçesi geliyor. Ildırı'yı içinize çekmek için güzel bir nokta burası. Mimozalarla sarılmış olan giriş levhası sizi uğurladıktan sonra ufak bir bayır başlıyor. Burayı isterseniz aracınızla aşıp pazarın başladığı yerdeki otoparka aracınızı koyabilir ve sonrasına yürüyerek devam edebilirsiniz.

Ildırı'nın her gün açık olan turistik pazarının en yoğun zamanı tabii ki yaz günleri oluyor. Köylülerin kendi bahçelerindeki ağaçlardan topladığı zeytinler, limonlar, adaçayları, kekikler ve diğer şifalı otlar ile tezgahlar dolup taşıyor. Hamarat köy kadınları el yapımı takılarını ve yazmalarını da Ildır'dan kendilerine bir anı katmak isteyenlere satıyorlar. Üstelik Çeşme gibi pahalı da değiller.

Güleryüzlü insanlara kolay gelsin deyip köyün devamını yürüyerek gezebilirsiniz. Pazarı aştıktan sonra beyaz boyalı, bahçesi limon ağaçları ile dolu evler sizleri bekliyor olacak. Bir kaç adım sonra solunuzda üzeri asmalarla kaplanmış ve yola çapraz bakan bahçeli bir ev göreceksiniz. Bu evi ise izleyenleri mutlaka tanıyacaktır. Bu ev "Fatmagül'ün Suçu Ne?" dizinin çekildiği ev. Evi geçtikten sonra karşınıza eski bir çeşme gelecek. Yaz sıcağında en çok ihtiyacınız olan suyunuzu buradan doldurabilir ya da yakınındaki marketten de alışveriş yapabilirsiniz. Çünkü gezinin devamın biraz daha bayır çıkacağız.

ERYTHRAİ ANTİK KENTİ

Erythrai kelimesi Yunanca'daki "kırmızı" kelimesinden gelmektedir. Neredeyse tüm Ege ve Akdeniz kırmızı toprakla kaplı da olsa romantik tarihçiler toprağının kırmızı olmasından dolayı bu ismin verildiğini söylemektedirler. Ne kadar gerçektir burasını size bırakıyoruz.

Erythrai genel olarak bir antik kent olsa da turistler burayı daha çok terası olarak kullanmaktadır. Çevresini dolaşan 5 km'lik surlar, içerisindeki dini, kültürel ve yaşamsal önemli yapıları kapsayan bir İon kenti olan Erythrai zamanının en önemli ticaret merkezlerinden biri olmuş. Tarihçilerin deyimi ile Doğu ve Batı ürünlerinin buluştuğu bir "market" durumumdadır. Bölgesel olarak bir çok anlaşmada yer alan Erythrai'nin bu bölgedeki yaşamı ise M. Ö. 5. Yüzyıllara kadar uzanıyor.

Erythrai kenti girişi tamamen ücretsizdir. Yeteri kadar düzenlenmemiş olduğu için gezmesi biraz zor olsa da görülen noktaların hepsi çok değerlidir. Birçok bölge gibi hakkettiği özeni er ya da geç bulacağını umut ediyoruz. Bonus olarak Çeşme bölgesindeki en iyi gün batımını burada izleyebileceğinizi de söylersek yanlış olmayacağını düşünerek antik kent gezisine son verip Ildır'ya geri dönüyoruz.

ILDIRI'DA YEME İÇME

Ildırı halkının büyük bir çoğunluğu geçimini balıkçılıktan kazanıyor. Dağlar da birbirinden güzel mezelik otlarla dolu olunca burada balık yemek ayrı bir zevke dönüşüyor.

Geldiğimizde hangi balığı yemek lazım diye kime sorduysak, "balıklarımızın hepsi çok güzeldir ama Çupramız bir başkadır" cevabını aldık. Öğle sıcağında su dışında başka bir şey canımız istemese de gün batımına karşı akşam yemeğinizi burada yemenizi de kesinlikle öneriyoruz.

ILDIRI'DA KONAKLAMA

Eğer Çeşme'de Alaçatı'da kalıp burayı gezmeye gelmek yerine burada kalıp gezmeye oralara gitmek isterseniz diye Ildırı'da da birçok alternatifiniz bulunmakta. Buradaki konaklama şekli de yine Alaçatı'da olduğu gibi butik oteller üzerine. Bölgenin tarihi dokusunu bozmamak ve kalabalık otellerin keşmekeşinden uzak durmak için bu gelenek dışında bir yapıya izin verilmemesi de çok güzel bir şey. Bizim favorimiz ise görünce bile insana huzur veren Herakles Butik Otel oldu. Herakles dışında da yine sayısı 10'u bulan butik oteller bulabilirsiniz. Fiyatları ise genel olarak hep aynı düzeyde.

ILDIRI'YA NASIL GİDİLİR?

Ildırı, Çeşme'ye 35, Alaçatı'ya 25 dk uzaklıkta bulunuyor. İzmirden mesafe ise 70 km olup yaklaşık 1 saat sürüyor. Yol ise iki yöndende kötü değil. Ildırı' dan Urla'ya bağlanan yol ise çevresindeki zeytinlerin eşliğinde geçiyor.

Ildırı'nın Adnan Menderes Havalimanı'na olan mesafesi ise 80 km' dir.

Ildırı'nın bazı merkezlere olan uzaklıkları ise şöyle;

İstanbul'a 570 km

Ankara'ya 680 km

Antalya'ya 530 km

Kuşadası' na 170 km

Bursa'ya 430 km

Konya'ya 650