Tarım'da, bitki ıslahçı hakkı sorununu kim çözecek?

Tarımın temel sorunlardan biri olan mevzuattaki boşluklar, eksiklikler ve çelişkiler nelere mal oluyor? Tarımın yerli kaynaklarının kullanımı ve geliştirilmesi engelleniyor mu? Araştırma ve bitki ıslahında çalışan personelin performansı nerelerde aranmalı?

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 11 Mart 2020 12:51, Son Güncelleme : 11 Mart 2020 12:53
Tarım'da, bitki ıslahçı hakkı sorununu kim çözecek?

Tarımda mevzuattaki çelişkiler düzeltilmeden uygulamadaki çelişkiler düzeltilebilir mi?

Tarımda yerli tohum seferberliğinden önce yerli mevzuat seferberliğine ihtiyacı var!

Ülkemizde tarımın temel sorunu yerli kaynakları doğru kullanarak, kendi kendimize yetecek kadar yerli üretimi sürekli bir şekilde gerçekleştirememektir. Bunun önüne geçmek için öncelikle mevzuat ve uygulamaların uyumlu, çelişkilerden arındırılmış, adil, dinamik ve güncel olması gerekiyor. Ancak maalesef tarım sektörü, yapısal sorunlardan dolayı, uzun süredir, faaliyetlerinde yüzeysel yol almayı tercih ediyor.

Ya bilmezlikten, ya kendini yormak istemezlikten ya da başka nedenlerden yanlış ve çelişkili uygulamaları ve mevzuattaki boşlukları doldurmaktan ve tarımsal gelişmeyi olumsuz etkileyen unsurları ayıklamaktan uzak duruyor. Bu uzak duruş bilinçli bir uzak duruş mu? Çözmek zor! Ama ülkemiz tarımının yararına olmadığı kesin!

Tarımda mevzuat ve uygulamadaki çelişkilerde başı çeken konulardan biri bitki ıslahçı hakkı konusu. Bu konu yerli tohumculuğu, üretimi, ithalatı ve ihracatı etkilemektedir. Daha önceki yazılarımızda kısmen bahsettiğimiz bu konunun, yerli üretimin ve yerli tohumculuğun yoğun bir şekilde konuşulduğu şu günlerde gündeme alınması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü yerli tohumculuğun her geçen gün gelişmek yerine gerilemesinin önemli nedenlerinden biri bu ıslahçı hakkı mevzuatının yanlışlığıdır. Koskoca tarım camiasında bu konuyu anlayan ve çözüm arayan birilerinin olmaması acıklı ve üzücü bir durumdur. Daha da yadırgananı ise bu mevzuatı 15 yıl önce çıkaranların, diğer meslektaşlarına rağmen bundan sadece kendilerinin faydalanmaları ve bu uygulamayla 15 yıldır yerli tohumculuğun dibine kibrit suyu döktüklerinin görmezden gelinmesidir.

Binlerce bitki çeşidinin olduğu ülkemizde, uygulamada sadece buğday çeşidi ıslah edenleri hedef alan ve bir nevi sadece onların kazancına katkı için çıkarılmış olan bitki ıslahçı hakkı mevzuatı diğer bitki ıslah çalışmalarını baltalamakta ve yabancı bitki çeşitlerine avantaj sağlamaktadır.

- Dünyada ve Türkiye'de en fazla üretilen ve satılan bitki çeşidi buğday olduğu için, bitki ıslahçı hakkı da satıştan elde edilen paydan dağıtıldığı için, bu mevzuat sadece buğday ıslahında çalışanları teşvik etmektedir. Bu kadar teşvike rağmen ülkemizde en çok rağbet edilen buğday çeşitleri içerisinde başı çeken çeşitler maalesef, hala yabancı çeşitlerdir. Yani bu mevzuatın tek işe yaradığı bitki çeşidi buğday olmasına rağmen onda da durum pek iç açıcı değildir.

- Buğday hariç diğer tüm bitki ıslahında çalışanlar, bu teşvik hakkından faydalanamadıkları için, kendi alanlarındaki bitki ıslah çalışmalarında ister istemez bir performans eksikliği yaşıyorlar. Böylece çoğu bitki çeşitlerinde büyük boşluklar ve eksiklikler oluşuyor.

- Bunu fırsat bilen, ülkemizde faaliyet gösteren 1000'e yakın tarım firmasının büyük çoğunluğu, tohumculuk mevzuatının dışa açık yapısı gereği, dışardan akın akın tohum çeşidi getirerek tescil ettiriyor, üretip piyasaya sürüyor. Bu durum otomatikman yerli bitki ıslahını ve yerli tohumculuğun gelişmesinin önüne set çekiyor.

- Ayrıca bu adaletten uzak uygulama, kamuda bitki ıslahı ve yetiştiriciliği alanında çalışan personel arasındaki çekişmeyi körüklemekte ve çalışma ahlakını da, olumsuz yönde etkilemektedir.

- Bitki ıslah çalışmalarını teşvik etmek ve yerli tohumculuğu güçlendirme gayesi ile çıkarıldığı iddia edilen bitki ıslahçısı hakkı mevzuatı, göz göre göre yerli tohumculuğumuzu iflasa sürüklüyor. Çünkü bu mevzuat bu şekliyle durduğu sürece buğday bitkisi hariç diğer bitkilerde ıslah ve araştırma çalışmalarını hep olumsuz yönde etkileyecek ve burada oluşacak boşluğu da yabancı firmaların yabancı bitki çeşitleri doldurmaya devam edecektir

Bitki ıslahçı mevzuatının bu şekilde çıkarılmış ve yıllardır uygulanıyor olması yerli tohumda geriye gitmemizin en büyük sebeplerinden biri olduğu gün gibi aşikarken, çözüm girişimlerinin sürekli belli odaklarca engellenmesi düşündürücü ve endişelendirici bir durumdur.

Bu mevzuat, hem adillikten uzak, hem de ülkemizin yerli tarımsal üretimine vurulan en büyük darbedir. Ayrıca bu uygulamanın caiziyeti diyanet işlerine de sorulmalıdır. Çünkü hiçbir masrafa ortak olmadan, sadece elde edilen gelire (kar olup olmadığı belli değil) ortak olmak; maaşı devletten alan, üretimin tüm aşamalarında arazi, alet-edevat, işçi, teknisyen, memur, mühendis, tohum, gübre gibi tüm masrafların devletçe karşılandığı, hatta ıslahçı hakkından faydalanan kişilerin bile maaşını devletten aldığı bir uygulamanın, kaldı ki, bu uygulamadan faydalananla faydalanmayan arasında; diploma, çalışma ve çalışma şartları, yetenek... bakımından hiçbir fark olmadığı halde, yapılan bu uygulamanın caiziyeti diyanete sorulmalıdır. Sendikaların uyuduğu, mühendisler odasının ve tarımsal STK'ların görmezden geldiği, zamanında itiraz tasarısı hazırlayarak sunanların, belirsiz bir nedenle itirazlarını geri çektiği, personelin itirazlarının dikkate alınmadığı bir ortamda sorulacak tek yer kalıyor; diyanet! Tarımımızın geleceği için doğru görüş ve hakkaniyet belki böyle dile gelir!

M. Murat GÜN

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber