Ecevit'in ruhu hala evde...

Kaynak : Vatan
Haber Giriş : 06 Aralık 2007 09:55, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Ecevitlerin '' manevi oğlu ? DSP İzmir Milletvekili Recai Birgün, eski Başbakan Bülent Ecevit'in ölümünden sonra eşi Rahşan Hanım'ın eve kapanması ve hiç mezarlık ziyaretine gitmemesinin sırrını açıkladı. Birgül'ün, Ecevitlerden, Meclis'te yaşadıklarına kadar birçok konuda VATAN'dan Levent İçgen'in sorularını şöyle yanıtladı:

RUHU BİZİMLE:

Ben ve hanımefendi rahmetlinin orada yatmadığını düşünüyoruz. Orada fiziki şeyler var tabii kemikleri orada ama biz Sayın Ecevit'in ruhunun hâlâ bizimle olduğuna inanıyoruz. Onun ruhunun evde olduğuna inanıyoruz. Ondan hanımefendi henüz mezar ziyareti yapmadı. Ben mezar ziyaretine ara ara gidiyorum ama onun orada yattığını düşündüğümden değil. Kendimi rahatlatmak, kendi psikolojik rahatlığım için giderim.

MEZARI TAŞINACAK:

Mezarın taşınması kararından vazgeçmiş değiliz. Hanımefendi kendisi vefat ettiği zaman gömüldüğü yerde beyefendiyle birlikte olmak istiyor. Bu karar da onun en doğal hakkı. Çünkü eşidir, yıllarca birlikte yaşamışlar. Bazı kesimler doğru bulmuyorlar olabilir. O kesimlerin kendi görüşüdür ama biz vakti geldiğinde böyle bir girişimde bulunacağız. Ayrı bir yere nakledeceğiz ki hanımefendiyle birlikte yatabilsinler. Şimdi tespit ettiğimiz bir yer yok, olacak.

ARŞİV BİLİM KURULUNA:

Rahmetlinin 1940'lara dayanan bir arşivi var. Burada 200 küsur klasör var. Bu da binlerce, milyonlarca belge demek. Onları ayıklamaya çalışıyoruz. Özellikle Kıbrıs konusunu öne aldık. Şimdi Kıbrıs'la ilgili 100 küsur klasör dosyamız var. Bu klasörleri elden geçiriyoruz. Bir bilim kurulu heyeti oluşturduk. Bu heyete bunları teslim edeceğiz. Bunları kendi düşüncelerini katmadan sadece belgeleri derlemek suretiyle kitap haline getireceğiz. Muhtemelen bu birkaç cilt olacak.

HANIMEFENDİ KIZIYOR:

Hanımefendi bana çok kızıyor. Sesimizin çıkmadığından, 'Niye bir şey yapmıyorsunuz, bak bunlar şöyle oluyor böyle oluyor' diye. Ben de ondan biraz zaman vermesini istiyorum. Çünkü bir insan bir odadan bir odaya geçtiğinde bile acemilik çeker, kitabı nereye koymuştum, kalemler nerde gibi. Ben de kendime burada o zamanı tanıdım. Hanımefendi misyonerlik, toprak satışları, Irak ve Kıbrıs konusunda çok hassas. Şehitler konusunda çok hassas. Hükümetin yeterli tedbiri almadığına inanıyoruz. 'O konuda niye bir şey söylemiyorsun' diye bana kızar. Bir de Anayasa tartışmaları sırasında birtakım şeyler ortaya çıktı. Eyaletler, türban konusu. Ecevitler ve ben türbana aynı şekilde bakıyoruz. Türban Türkiye'nin sıkıntısıdır. Biz zaten Türkiye'de türban sorununun varlığına inanmıyoruz. 2002 seçimlerinden önce cuma namazlarından sonra yürüyen türbanlı insanlar eylem yapanlar, o inandıkları Kuran-ı Kerim'i zincirle bağlayıp, şov yapanlar 2002'den sonra hiç ortada görünmediler. Ne oldu, türban sorunu çözüldü mü? Türbanı bir sorun değil sıkıntı olarak görüyoruz.

RAHMETLİ GÖREMEDİ:

Meclis'teki tabloyu görünce Ecevit'i daha çok özlüyorum. Rahmetli Ecevit'ten hep şunu öğrendik; rahmetli olmadan önce benim ne yapacağım konusunda hanımefendi ben ve beyefendi arasında konuşmalar geçerdi. Beyefendi şunu söylerdi: ''Tabii ki Recai Bey milletvekili olacak.? O çok inanmıştı benim milletvekili olacağıma ama göremedi. Bunun burukluğu var.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber