Disiplin kurulu cezayı red veya kabul eder, peki 'kanaat' bildirebilir mi?

Danıştay İdari dava Daireleri Kurulu, disiplin kurulunun teklif edilen cezayı red veya kabul edebileceği, Kurulun yetkisi dışında dosyayı Yüksek Disiplin Kuruluna göndermesinin verilen yetkinin aşılması sonucunu doğuracağını belirtti.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 03 Temmuz 2021 15:05, Son Güncelleme : 24 Haziran 2021 15:07
Disiplin kurulu cezayı red veya kabul eder, peki 'kanaat' bildirebilir mi?

Zabıt katibi olarak görev yapan davacının bilirkişi ücretlerinin zamanında yatırılması konusunda gerekli özeni göstermeyerek 4 ay gibi bir süre zarfında uhdesinde kalmasına sebep olduğu gerekçesi ile kademe ilerlemesi cezası verilmiştir.

İlgili hakkında sürdürülen ceza yargılamasından ise beraat kararı çıkmıştır.

İlk derece mahkemesi açılan davayı reddetmiştir.

Danıştay ise bu kararı aşağıdaki gerekçe ile bozmuştur:

Disiplin Kurulunun yetkisinin önerilen kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını "kabul" ya da "ret" yönünde olduğu ve Kanun'da bunun dışında da yetki kullanabileceği yönünde düzenleme bulunmadığı göz önünde bulundurulduğunda, Kurulun yetkisi dışında dosyayı Yüksek Disiplin Kuruluna göndermesinin verilen yetkinin aşılması sonucunu doğurmaktadır.

Ayrıca, memurlara devlet memurluğundan çıkarma cezası verilebilmesi için amirlerin bu yönde isteğinin olmasının işlemin ön şartı olduğu, olayda, işlemin tesisinden önce amirlerin bu yönde herhangi bir isteği bulunmamasına ve disiplin kurullarının "amir" olarak bu yetkiyi kullanabileceğine dair Kanun'da herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.

İlk derece mahkemesi kararında ısrar etmiştir.

İDDK ilk derece mahkemesinin ısrar kararını onamıştır. Gerekçe is şu şekildedir.

Bakanlık Disiplin Kurulunun, davacının fiilleri hakkında soruşturmacı tarafından yapılan nitelendirmeye katılmak zorunluluğu bulunmadığı gibi davacının eylemlerinin memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici harekette bulunmak fiilini oluşturduğu kanaatine ulaştığı takdirde konunun yetkili Kurul tarafından görüşülmesi gerektiği yönünde karar almasını engelleyen bir düzenleme de mevzuatımızda yer almadığından, Disiplin Kurulu tarafından, disiplin dosyasının Yüksek Disiplin Kuruluna doğrudan gönderilmesinde usule aykırılık bulunmamaktadır.

İDDK., E:2019/3391 K:2020/785 T:16.3.2020

Esas No.: 2019/3391

Karar No.: 2020/785

Karar tarihi: 16.03.2020

T.C. Danıştay Başkanlığı - İdari Dava Daireleri Kurulu

Esas No.: 2019/3391

Karar No.: 2020/785

Karar tarihi: 16.03.2020

İSTEMİN KONUSU: Muğla 2. İdare Mahkemesinin 12/09/2019 tarih ve E:2019/1125, K:2019/882 sayılı kararının ısrara ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: Muğla ili, Marmaris Adliyesinde zabıt katibi olarak görev yapan davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/D-(c) maddesi uyarınca üç yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Muğla Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığının 20/03/2015 tarih ve 2015/336 sayılı işleminin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:

Muğla 2. İdare Mahkemesinin 25/01/2016 tarih ve E:2015/581, K:2016/85 sayılı kararıyla;

Davacının bilirkişi ücretlerinin zamanında yatırılması konusunda gerekli özeni göstermeyerek 4 ay gibi bir süre zarfında uhdesinde kalmasına sebep olduğu fiilinin sübuta erdiği anlaşıldığından tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı,

Öte yandan, dava dilekçesinde yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin mahkeme kararıyla sabit olduğundan davacı hakkında disiplin cezası tayinine gidilemeyeceği iddiasına yer verilmiş ise de; bilirkişi ücretlerinin geç yatırılması ile ilgili olarak davacı hakkında yapılan cezai kovuşturma neticesinde Marmaris 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 20/03/2014 tarih ve E:2013/656, K:2014/299 sayılı kararıyla, ''davacının eylemi neticesinde kamu zararının tespit edilememiş olması, eylem sebebiyle ilgili dosyalar yönününden gecikmeye sebep olunmadığı ve kişilere herhangi bir haksız menfaatin sağlanmadığının anlaşılması'' hususu gerekçe gösterilerek davacının beraatine karar verildiği, ceza mahkemesi kararının anılan gerekçe nedeniyle davacının disiplin cezası ile tecziye edilmesine engel bir husus teşkil edemeyeceği anlaşıldığından, bu iddiaya itibar edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Daire Kararının Özeti:

Danıştay Beşinci Dairesinin 16/11/2016 tarih ve E:2016/10185, K:2016/6264 sayılı kararıyla;

657 sayılı Kanun'un 126. maddesinde, uyarma, kınama, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve devlet memurluğundan çıkarma cezalarının hangi makamlar tarafından karara bağlanacağı ve bu cezaların hangi makamlar tarafından onaylanacağının belirlendiği, bu bağlamda, disiplin kurullarının ayrı bir ceza tayinine yetkisi olmadığı,

Bakılan uyuşmazlıkta ise; yürütülen disiplin soruşturması neticesinde davacıya kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilebilmesi için yetkili Bakanlık Disiplin Kurulu kararının alınması amacıyla dosyanın Bakanlık Disiplin Kuruluna gönderildiği, bu aşamaya kadar ceza verilebilmesi için Kanun'da belirtilen usullere uyulduğu, ancak, Bakanlık Disiplin Kurulunun önerilen cezaya ilişkin "kabul" ya da "ret" yönünde bir karar vermesi gerekirken, bu yönde bir karar vermeksizin fiilin farklı nitelendirilebileceği gerekçesiyle dosyayı doğrudan Yüksek Disiplin Kuruluna gönderdiğinin anlaşıldığı,

Bu yönüyle, Disiplin Kurulunun yetkisinin önerilen kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını "kabul" ya da "ret" yönünde olduğu ve Kanun'da bunun dışında da yetki kullanabileceği yönünde düzenleme bulunmadığı göz önünde bulundurulduğunda, Kurulun yetkisi dışında dosyayı Yüksek Disiplin Kuruluna göndermesinin verilen yetkinin aşılması sonucunu doğurduğu,

Ayrıca, memurlara devlet memurluğundan çıkarma cezası verilebilmesi için amirlerin bu yönde isteğinin olmasının işlemin ön şartı olduğu, olayda, işlemin tesisinden önce amirlerin bu yönde herhangi bir isteği bulunmamasına ve disiplin kurullarının "amir" olarak bu yetkiyi kullanabileceğine dair Kanun'da herhangi bir düzenleme bulunmamasına rağmen, dosyanın resen ve doğrudan Yüksek Disiplin Kuruluna gönderilerek, Kanun'da öngörülen yönteme aykırı olarak amirin bu yönde isteği olmaksızın tesis edilen dava konusu işlemde hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılarak Muğla 2. İdare Mahkemesinin 25/01/2016 tarih ve E:2015/581, K:2016/85sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi Israr Kararının Özeti:

Muğla 2. İdare Mahkemesinin 12/09/2019 tarih ve E:2019/1125, K:2019/882 sayılı kararıyla;

Uyuşmazlıkta, yapılan soruşturma neticesinde davacıya kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilebilmesi için, yetkili Bakanlık Disiplin Kurulu kararının alınması amacıyla dosyanın Bakanlık Disiplin Kuruluna gönderildiği, Bakanlık Disiplin Kurulunun önerilen cezaya ilişkin kabul ya da ret yönünde bir karar vermesi gerekirken, bunu yapmayıp, fiilin farklı nitelenebileceği gerekçesiyle dosyayı doğrudan Yüksek Disiplin Kuruluna gönderdiğinin anlaşıldığı,

Her ne kadar Bakanlık Disiplin Kurulunun fiilin farklı nitelenebileceği gerekçesiyle dosyayı doğrudan Yüksek Disiplin Kuruluna göndermek suretiyle yetkisini aştığının kabulü gerekmekteyse de Yüksek Disiplin Kurulunca soruşturma kapsamındaki bir kısım eksiklikler tamamlatıldıktan sonra 19/12/2014 tarih ve 358 sayılı kararla; davacının eyleminin 657 sayılı Kanun'un 125/E-(g) maddesinde tanımlanan fiillerden olmadığı, aynı Kanun'un 125/D-(c) maddesi kapsamında kaldığı gerekçesiyle dosyanın Bakanlık Disiplin Kuruluna iade edildiği ve davacının da 657 sayılı Kanun'un 125/D-(c) maddesi uyarınca 3 yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırıldığı anlaşıldığından, disiplin cezası verilebilmesi için gereken usul hükümlerine sonuç itibarıyla uyulduğunun görüldüğü gerekçesi eklenmek suretiyle davanın reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davacı tarafından, ceza yargılamasında suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olduğu gerekçesiyle verilen beraat kararlarının İdare Mahkemelerini de hukuken bağlayacağı, ayrıca Daire kararında da belirtildiği üzere yetki aşımı suretiyle verilen disiplin cezasının usul hükümlerine aykırı olduğu, ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davalı idare tarafından, İdare Mahkemesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ .'IN DÜŞÜNCESİ:

Temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararının ısrara ilişkin kısmının gerekçeli onanması ve işin esası hakkında karar verilmek üzere dosyanın Dairesine gönderilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;

"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,

b) Hukuka aykırı karar verilmesi,

c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı halinde mümkündür.

Uyuşmazlıkta ısrara ilişkin husus, kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilmesi teklifiyle disiplin dosyası kendisine iletilen Disiplin Kurulunun, davacı tarafından gerçekleştirilen eylemlerin memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici harekette bulunmak fiilini oluşturduğu ve 657 sayılı Kanun'un 125/E-(g) maddesi uyarınca devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektirebileceği gerekçesiyle disiplin dosyasını Yüksek Disiplin Kuruluna doğrudan göndermesi usule aykırı olsa da Yüksek Disiplin Kurulunca fiilin 657 sayılı Kanun'un 125/E-(g) bendi kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle dosyanın Disiplin Kuruluna iade edildiği ve dava konusu kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının Disiplin Amiri tarafından getirilen teklife uygun olarak Disiplin Kurulu tarafından verildiği dikkate alındığında, usule aykırı olarak başlatılan işlemlerin sonuç itibarıyla yasal hale geldiğine ilişkindir.

Temyize konu İdare Mahkemesi kararında, Disiplin Kurulunun, davacı tarafından gerçekleştirilen eylemlerin devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektirebileceği gerekçesiyle disiplin dosyasını Yüksek Disiplin Kuruluna doğrudan göndermesi usule aykırı görülmüş ise de, Bakanlık Disiplin Kurulunun, davacının fiilleri hakkında soruşturmacı tarafından yapılan nitelendirmeye katılmak zorunluluğu bulunmadığı gibi davacının eylemlerinin 657 sayılı Kanun'un 125/E-(g) maddesinde belirtilen memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici harekette bulunmak fiilini oluşturduğu kanaatine ulaştığı takdirde konunun yetkili Kurul tarafından görüşülmesi gerektiği yönünde karar almasını engelleyen bir düzenleme de mevzuatımızda yer almadığından, Disiplin Kurulu tarafından, disiplin dosyasının Yüksek Disiplin Kuruluna doğrudan gönderilmesinde usule aykırılık bulunmamaktadır.

Bu nedenle, temyizen incelenen kararın, ısrara ilişkin kısmında, sonucu itibarıyla usul hükümlerine ve hukuka aykırılık bulunmadığı, temyiz incelemesine konu karar hakkında Dairesince işin esası incelenmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1.Davacının, temyize konu kararın ısrara ilişkin kısmına yönelik temyiz isteminin reddine,

2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Muğla 2. İdare Mahkemesinin 12/09/2019 tarih ve E:2019/1125, K:2019/882 sayılı kararının temyize konu ısrara ilişkin kısmının ONANMASINA,

3. Uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi için dosyanın Danıştay Beşinci Dairesine gönderilmesine,

4.Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/03/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber