İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

TİHEK Başkanı Kılıç'tan AB Adalet Divanının başörtüsü kararına tepki

"Bağımsız ve tarafsız olması gereken ABAD, üstlendiği misyona aykırı davranarak inançları gereği başörtülü olan Müslüman kadınların istihdamdan dışlanmasını makul ve meşru kabul ederek insan haklarının ihlaline yol açmıştır"

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 20 Temmuz 2021 08:37, Son Güncelleme : 20 Temmuz 2021 08:38
TİHEK Başkanı Kılıç'tan AB Adalet Divanının başörtüsü kararına tepki

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanı Muharrem Kılıç, Avrupa Birliği (AB) Adalet Divanının başörtüsü kararıyla inançları gereği başörtülü olan Müslüman kadınların istihdamdan dışlanmasını makul ve meşru kabul ederek insan haklarının ihlaline yol açtığını bildirdi.

Kılıç, yaptığı yazılı açıklamada, AB Adalet Divanı'nın (ABAD) Almanya'da başörtülü iki Müslüman kadın çalışanın açtığı davada verdiği "çalışanların felsefi veya dini inançlara ait görünür bir sembolü takmasının yasaklanabileceği" kararına tepki gösterdi.

Kararın uluslararası sözleşmelerdeki temel hak ve özgürlüklere aykırı olduğunu belirten Kılıç, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 9'uncu maddesinde düzenlenen din ve vicdan özgürlüğünün, ibadet ve dinsel ritüellerin yerine getirilmesini, dini inancın sembollerinin kullanılmasını ve o dinin bayram ve dinlenme günlerine uyulmasını da kapsadığına dikkati çekti.

Kılıç, "Bağımsız ve tarafsız olması gereken ABAD, üstlendiği misyona aykırı davranarak inançları gereği başörtülü olan Müslüman kadınların istihdamdan dışlanmasını makul ve meşru kabul ederek insan haklarının ihlaline yol açmıştır." ifadelerini kullandı.

Kararın, din ve inanç özgürlüğünün yanı sıra ayrımcılık yasağını da ihlal ettiğini kaydeden Kılıç, ayrımcılık yasağının, bireylere ya da gruplara yönelik makul ve meşru gerekçesi ortaya konulamayan her farklı durumun bu temel insan hakkının ihlaline yol açacağını ortaya koyduğuna işaret etti.

Söz konusu olayda, Müslüman başörtülü kadınlara yönelik uygulamanın haklı bir gerekçesinin ortaya konulamayacağını vurgulayan Kılıç, bu noktada, hizmetin gereklerine yönelik haklı ve meşru bir gerekçenin tartışılmasının dahi kabul edilemeyeceğini ifade etti.

"Stereotipleşme" ve ön yargılardan kaynaklanan bu durumun, son dönemlerde Avrupa'da yükselişe geçen yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı dışında bir gerekçe ile açıklanamayacağını ifade eden Kılıç, şunları kaydetti:

"Farklı din veya inançtan olanlara yönelik bu haksız muamelelerin Avrupa Birliği'nin kuruluş düşüncesinin temel gereklilikleriyle birlikte Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 9'uncu maddesinde güvence altına alınan 'Düşünce, Vicdan ve Din Özgürlüğü' ile 14'üncü maddesinde yer alan 'Ayrımcılık Yasağı'nı açıkça ihlal ettiği tartışma götürmez bir gerçektir. Tüm bu nedenlerle, hak ve özgürlük düşüncesinin temel değerlerini yadsıyan mezkur kararın Avrupa değerleriyle de bağdaşmadığını beyan ediyor, bu kaygı verici durumu dikkatle izliyoruz."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber