Sözleşmeli emekli öğretim üyesinin görevle ilişiği kesilebilir mi?

Danıştay Sekizinci Dairesi, emekli olarak görevine sözleşmeli statüde devam eden öğretim üyelerinin görevleriyle ilişiklerinin kesilmesinde somut sebepler aranmasına hükmetti!

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 24 Haziran 2022 14:00, Son Güncelleme : 21 Haziran 2022 15:03
Sözleşmeli emekli öğretim üyesinin görevle ilişiği kesilebilir mi?

Dava konusu olayda; sözleşmeli emekli öğretim üyesi olarak görev yapan davacının yeni sözleşme döneminde ilişiği kesilerek görevine son verilmiştir.
İlk derece mahkemesi, davacının görev süresinin uzatılmamasının uygun görülmemesine yönelik olarak herhangi bir gerekçeye yer verilmediği gibi somut bir bilgi ve belge de sunulmadığı salt takdir gerekçesiyle yapılan işlemin iptaline karar vermiştir.
İdarenin istinaf başvurusu kabul edilerek, üniversitelerin yaş haddini dolduran öğretim üyelerinin istihdam edilmesinde takdir yetkisine sahip olduğu, bu yetkinin ilgililerin lehine kullanılmasını sağlayacak şekilde yargı kararı verilemeyeceği gerekçesiyle işlemi hukuka uygun bularak ilk derece mahkemesinin kararını bozmuştur.
Danıştay Sekizinci Dairesi ise, yaş haddini dolduracak öğretim üyeleri ile yeniden sözleşme yapma konusunda üniversitelerin takdir hakkı olduğu gibi bu kapsamda çalışan öğretim üyelerinin, akademik hizmet gereklerine göre değerlendirilmesi ve fiilleri nedeniyle akademik faaliyetlerde aksama olup olmadığının saptanması, disipline aykırı fiillerinin bulunup bulunmadığının ve görevinde başarılı olup olmadığının değerlendirilmesi, hizmetine ihtiyaç bulunup bulunmadığının somut bilgi ve belgelerle açıkça ortaya konulması gerektiği ifade edilmek suretiyle üniversitenin bu konu hakkında somut bilgi ve belge sunamaması gerekçesiyle sözleşmenin uzatılmaması konusunda işlemin iptaline karar verilmiştir.

T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/4965
Karar No : 2022/2042


TEMYİZ EDEN (DAVACI) : .
KARŞI TARAF (DAVALI) : . Üniversitesi
VEKİLİ : Av. .
İSTEMİN KONUSU : . Bölge İdare Mahkemesi .. İdari Dava Dairesinin . gün ve E:., K:. sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: . Dalı'nda sözleşmeli öğretim üyesi olarak görev yapan davacı tarafından, sözleşmesinin . tarihinden itibaren bir yıl süreyle uzatılmasının uygun görülmemesine dair . tarih ve . sayılı işlem ile . tarih ve . sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .. İdare Mahkemesince verilen . tarih ve E:., K:. sayılı kararda; dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler ile mevzuat hükümleri birlikte irdelendiğinde, dava konusu işlemlere esas alınan Anabilim Dalı Akademik Kurulu ve Enstitü Yönetim Kurulu Kararlarında davacının görev süresinin uzatılmamasının uygun görülmemesine yönelik olarak herhangi bir gerekçeye yer verilmediği gibi dosya içeriğinde davacının görev süresinin uzatılmamasını haklı kılıcak somut bilgi ve belgenin mevcut olmadığı anlaşıldığından, davacının hizmetine ihtiyaç duyulmadığı somut bilgi ve belgelerle ortaya konulmaksızın salt takdir yetkisine dayanılarak tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılarak dava konusu işlemin iptaline, davacı tarafından 08/07/2020 tarihli savunmaya cevap dilekçesi ile sonraki tarihlerde vermiş olduğu beyan dilekçelerinde dava dilekçesinde bulunmayan, "özlük ve mali haklarının geriye dönük olarak iadesi" isteminde de bulunduğu görülmekle birlikte, davacının bu istemi "davanın konusunu genişletme yasağı" kapsamında olup, taleple bağlılık ilkesi uyarınca anılan talebin incelenmesine hukuken olanak bulunmadığına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: . Bölge İdare Mahkemesi .. İdari Dava Dairesince; davalı idarece yapılan istinaf başvurusu kabul edilerek; idarenin kamu hizmetinin gerekleri doğrultusunda yaş haddini dolduran öğretim üyelerinin istihdam edilmesinde takdir yetkisine sahip olduğu, bu yetkinin ilgilileri lehine kullanılmasını sağlayacak şekilde yargı kararı verilemeyeceği, davacının sözleşme süresinin 02/03/2020 tarihinden itibaren bir yıl daha uzatılması yolundaki başvurusunun hukuken kabul edilebilir, kamu yararı amacı doğrultusunda ve objektif nedenlerle reddedildiğinin açık olduğu, bu yetkinin kamu yararı ve hizmet gerekleri dışında subjektif (öznel) nedenlerle veya keyfi olarak kullanıldığına dair aksine bir tespitin de bulunmadığı, kaldı ki davacının sözleşme süresinin 02/03/2020 tarihinden itibaren bir yıl daha uzatılması yolundaki başvurusunun üniversitenin yetkili kurullarınca uygun görülmediği hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının sözleşme süresinin 02/03/2020 tarihinden itibaren bir yıl daha uzatılması yolundaki başvurusunun reddine ilişkin işlemlerde kamu yararı, hizmet gerekleri ve hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinafa konu İdare Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, davalı idarece savunma dilekçesinde belirtilen ve istinaf kararının da gerekçelerinden birini oluşturan Covid-19 salgını nedeniyle görev kısıtlaması iddialarının yersiz olduğu, tüm aşılarını yaptırararak gerekli asepsi antisepsi önlemleri aldıktan sonra herkes gibi çalışabileceğini, bilimsel çalışmalarının ve projelerinin devam ettiği, yine istinaf dilekçesinde belirtilen öğretim üyesi fazlalılığı iddiasının da gerçeği yansıtmadığı, belirtildiği gibi on iki değil dokuz adet öğretim üyesinin bulunduğu, bunların büyük bir kısmının da tam gün çalışmayarak özel muayenelerinde çalıştıkları, kendisinin ise tam gün çalışan bir öğretim üyesi olduğu, dolayısıyla davalı idarece istinaf dilekçelerinde belirtilen ve istinaf kararında da gerekçe olarak yer alan iddiaların hiçbirinin gerçeği yansıtmadığı, hizmetine açıkça ihtiyaç duyulmasına rağmen tamamen keyfi olarak sözleşmesinin uzatılmadığı belirtilerek istinaf kararının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacının maddi olarak döner sermayeye katkı sağlayan ve kuruma gelir getiren işlemlere girmediği, sadece poliklinik hastalarına hizmet verdiği, davacının üstlendiği yüksek lisans öğrencisinin kalmadığı, davacının görev yaptığı birimin en çok öğretim üyesine sahip bölüm olduğu, 69 yaşında risk grubunda bulunan davacının üç doz Covid-19 aşısını yaptırması hastalığa yakalanma riskini tam olarak ortadan kaldırmadığı, sonuç olarak kamu yararı gözetilerek ihtiyaç hali bulunmadığından davacının sözleşmesinin uzatılmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ .'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile temyize konu istinaf kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, 2809 sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu'na 7141 sayılı Kanun'un 7. maddesi ile eklenen Ek Madde 182 uyarınca İstanbul Üniversitesi'nden ayrılarak İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa adında yeni bir üniversite kurulduğu görüldüğünden; İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'nün hasım mevkiinden çıkarılıp, anılan Kanun maddesi uyarınca İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Rektörlüğü hasım konumuna alınarak ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

..'nda öğretim üyesi olan ve 67 yaşını dolduran davacının, 7033 sayılı Kanunun 14. maddesi ve Yükseköğretim Kurumlarında Emeklilik Yaş Haddini Doldurmuş Öğretim Üyelerinin Sözleşmeli Olarak Çalıştırılmasına İlişkin Usul ve Esaslar uyarınca 01/03/2018-01/03/2019 tarihleri ararasında bir yıl süreyle sözleşmeli öğretim üyesi olarak görevlendirildiği, davacı tarafından 15/10/2018 tarihli dilekçe ile 03/03/2019 tarihinde bitecek olan sözleşmesinin bir yıl daha uzatılması istemiyle başvuruda bulunulduğu, başvurusunun Kardiyoloji Enstitüsü Yönetim Kurulu ve Kardiyoloji Anabilim Dalı'nca uygun görülerek sözleşme süresinin bir yıl daha uzatılmasının teklif edildiği, bu teklifin Üniversite Yönetim Kurulu'nca uygun görülmeyerek reddedilmesi üzerine davacının emekliye sevk edilmesine ilişkin .. tarih ve .. sayılı işlemin tesis edildiği, anılan işleme karşı açılan davada verilen iptal kararı üzerine, davacının, . tarihleri arasında bir yıl süreyle daha sözleşmeli olarak istihdam edildiği, devam eden süreçte 25/12/2019 günlü dilekçe ile davacı tarafından 02/03/2020 tarihinden itibaren görev süresinin bir yıl daha uzatılması istemiyle davalı idareye başvurduğu, bu başvurusunun . tarih ve . sayılı Rektörlük işlemi ile uygun görülmediği ve bu durumun . Enstitüsü Müdürlüğü'nün . tarih ve . sayılı işlemiyle davacıya bildirilmesi üzerine söz konusu işlemlerin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:

2547 sayılı Kanunun (7033 sayılı Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 14.maddesi ile eklenen) 30.maddesinin 2.fıkrasında; "Geçici 55 inci maddenin ikinci fıkrası hükmü saklı kalmak kaydıyla, yaş haddini dolduracakları tarihten önce başvurmuş olup sözleşme tarihi itibarıyla öğretim üyesi kadrolarında bulunanlardan yükseköğretim kurumlarınca belirlenen bölüm ve programlarda görevlerinde kalmalarında fayda görülenler, yükseköğretim kurumunun teklifi ve Yükseköğretim Kurulunun onayı ile emeklilik yaş hadlerini doldurdukları tarihten itibaren, yetmiş beş yaşını geçmemek üzere emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanıncaya kadar birer yıllık sürelerle sözleşmeli olarak çalıştırılabilirler. Bunlarla, net tutarı, en son bulundukları kadroları için öngörülmüş olan gösterge, ek gösterge, taban ve kıdem aylıkları, üniversite ödeneği, yükseköğretim tazminatı, eğitim öğretim ödeneği, geliştirme ödeneği, makam ve görev tazminatları ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 9 uncu maddesinde belirlenmiş olan ek ödemenin toplamından ilgili mevzuatı uyarınca vergi ve diğer kesintiler yapıldıktan sonra kalan net tutarı geçmemek üzere belirlenecek ücret üzerinden sözleşme yapılır. Bunların sigortalılık veya iştirakçilik ilişkisi önceki kadro unvanları esas alınmak suretiyle devam ettirilir. Öğretim üyelerinin tabi olduğu yasak, ödev ve sorumluluklar ile disipline ilişkin hükümler bu şekilde çalıştırılanlar hakkında da uygulanır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 30. maddesinin 2. fıkrasına dayanılarak hazırlanan Yükseköğretim Kurumlarında Emeklilik Yaş Haddini Doldurmuş Öğretim Üyelerinin Sözleşmeli Olarak Çalıştırılmasına İlişkin Usul ve Esasların "Başvuru ve Kabul Şartları" başlıklı 3. maddesinde; "(1) Yükseköğretim kurumlarının emeklilik yaş haddini doldurmuş öğretim üyelerini sözleşmeli olarak çalıştırabilmesi için, senato tarafından bu hususa ilişkin nesnel ve objektif kriterlerin belirlenerek öğretim üyelerine duyurulması gerekmektedir. (2) Yükseköğretim kurumlarında görev yapan öğretim üyeleri, sözleşmeli olarak çalıştırılmak için müracaatlarını, yaş haddini doldurmadan en az üç ay önce kadrosunun bulunduğu bölüm başkanlığına, dekanlığa veya enstitü/yüksekokul/konservatuvar müdürlüğüne yapması gereklidir. (3) Kriterleri sağlayan öğretim üyelerinin sözleşmeli olarak çalıştırılma teklifleri; bölüm başkanının, anabilim dalı başkanı ve bölüm kurulunun görüşünü alarak vereceği gerekçeli uygun görüş üzerine, fakülte/enstitü/yüksekokul/konservatuvar yönetim kurulu ile üniversite yönetim kurulunun kararı ve rektörün teklifi ile Yükseköğretim Kuruluna gönderilir. Üniversitenin teklif edilen alandaki öğretim üyesi ihtiyacı ya da teklif edilen alanın Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenen öncelikli alanlardan olup olmadığı değerlendirilerek, Yükseköğretim Yürütme Kurulunca sözleşmeli olarak çalıştırılması uygun görülenler, emeklilik yaş hadlerini doldurdukları tarihten itibaren birer yıllık süreyle sözleşmeli olarak çalıştırılabilirler. Sözleşmeler aynı usulle, öğretim üyelerinin yetmiş beş yaşını doldurdukları tarihi geçmemek üzere emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanıncaya kadar birer yıllık sürelerle uzatılabilir" düzenlemesi yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Anayasa ve İdari Yargılama Usulü Kanununda yer alan, idarenin takdir yetkisini kaldıracak şekilde yargı kararı verilemeyeceği kuralı, takdir yetkisine dayanılarak yapılan işlemlerin yargı denetimi dışında kalacağı anlamına gelmemektedir. Bu sebeple, idarenin takdir yetkisinin hukuka uygun kullanılıp kullanılmadığı, idari yargı mercilerince denetlenmektedir.

İdarelere takdir yetkisi tanınan hallerde idarenin bu konuda yargı kararı ile zorlanamayacağı, diğer bir ifadeyle idari işlem niteliğinde yargı kararı verilemeyeceği, ancak bu takdir yetkisinin de mutlak olmayıp, kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olduğu, takdire dayanan işlemlerin sebep ve maksat bakımından yargı denetimine bağlı bulunduğu hususu açık olup, idarenin bu takdir yetkisinin denetiminde; görevin niteliği, hizmet alanı, gizliliği, özel durumu gibi şartların kamu yararı da gözetilerek değerlendirileceği tartışmasızdır.

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin incelenmesinden; görevinde kalmalarında fayda görülen ve yaş haddini dolduracak öğretim üyelerinin sözleşme ile çalışabilecekleri, yaş haddini dolduracak öğretim üyesinin yetmiş beş yaşını dolduruna kadar yükseköğretim kurumunun teklifi, Yükseköğretim Kurulunun onayı ile birer yıllık sözleşme ile istihdam edilebilecekleri hüküm altına alınmıştır. Bu kapsamda davacının, davalı idarece belirlenen kriterleri sağlayarak . tarihleri arasında davalı idare ile sözleşme imzalayarak . Bölümü'nde çalışmaya başladığı, sözleşme süresinin sona ermesi üzerine görev süresinin uzatılarak bir yıl daha sözleşme imzalanması istemli başvurusunun Akademik Kurul Kararı ile herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin reddedildiği bu karar üzerine de Rektör onayıyla davacının sözleşmesinin uzatılmadığı anlaşılmaktadır.

Yaş haddini dolduracak öğretim üyeleri ile yeniden sözleşme yapma konusunda idareye takdir hakkı tanındığı tartışmasızdır. Ancak Üniversitelerce bu takdir hakkının kullanılmasında, bu kapsamda çalışan öğretim üyelerinin, akademik hizmet gereklerine göre değerlendirilmesi ve fiilleri nedeniyle akademik faaliyetlerde aksama olup olmadığının saptanması, disipline aykırı fiillerinin bulunup bulunmadığının ve görevinde başarılı olup olmadığının değerlendirilmesi, hizmetine ihtiyaç bulunup bulunmadığının somut bilgi ve belgelerle açıkça ortaya konulması hukuk devleti ilkesinin ve akademik hizmetin gereği gibi yürütülmesinin sonucudur.

Davalı idarece ilk derece mahkemesine verilen savunma dilekçesinde, dava konusu işlemin idareye tanınan takdir yetkisi kapsamında tesis edildiği ve 15/01/2020 tarihli Akademik Kurul Kararı ile davacının sözleşmesinin uzatılmadığı belirtilmiştir. İdare Mahkemesince dava konusu işlemin iptal edilmesi üzerine davalı idarece verilen istinaf dilekçesinde; davacının, Üniversite tarafından belirlenen kriterleri taşımadığı, görev yaptığı birimde öğretim elemanı sayısının yeterli olduğu ve tez danışmanlığını yaptığı iki öğrencisinin uzmanlıklarını alması sebebiyle danışmanlığını üstlendiği öğrencisi kalmadığı, dolayısıyla hizmetine ihtiyaç duyulmadığından sözleşmesinin uzatılmadığının belirtildiği, ancak bu beyanlarını doğrulayacak somut bilgi ve belgelerin dosyaya sunulmadığı, Bölge İdare Mahkemesince de bu gerekçeler doğrultusunda herhangi bir araştırma yapılmaksızın istinaf dilekçesinde belirtilen gerekçeler doğrultusunda davanın reddine karar verildiği görülmektedir.

Bu durumda; Bölge İdare Mahkemesince, ara karar ile davalı idareden, istinaf dilekçesinde belirtilen ve dava konusu işlemin gerekçelerini oluşturan beyanların somut bilgi ve belgelerle ortaya konularak hukuka uygunluğunun denetlenmesi gerekeceğinden, bu yönde bir araştırma yapılmaksızın salt davalı idarenin istinaf dilekçesindeki beyanlarına itibar edilerek karar verilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.

Öte taraftan; her ne kadar davalı idarece Covid- 19 salgını dönemindeki kısıtlamalar ve davacının riskli yaş grubunda bulunmasının da sözleşmesinin uzatılmamasına gerekçe olarak gösterilmişse de; gerek işlem tarihinde Covid-19 kısıtlamalarının henüz yürürlüğe girmemesi, gerekse de doktor olan davacının aksine bu tarz dönemlerde hizmetine daha çok ihtiyaç duyulacağı göz önüne alındığında salgın döneminde alınan tedbirlerin davacının sözleşmesinin uzatılmamasına gerekçe olamayacağının kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla, davanın reddi yönündeki temyize konu Bölge Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,

2. . Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin . gün ve E:., K:. sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Kullanılmayan .-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi halinde davacıya iadesine,

4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın . Bölge İdare Mahkemesi .. İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 24/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.


Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber