Danıştay'dan sözleşmeli yabancı uyruklu öğretim görevlisi hakkında ezber bozan karar

Danıştay 12. Dairesi, Ortadoğu Teknik Üniversitesinde sözleşmeli yabancı uyruklu öğretim görevlisi olarak 17/12/1979-12/10/2018 tarihleri arasında görev yapan davacının, iş sonu/kıdem tazminatı ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin hukuka aykırı olduğuna hükmetti. Aksi yöndeki ilk derece ve istinaf kararının hukuka aykırı olduğunu belirtti.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 07 Mart 2024 00:10, Son Güncelleme : 27 Şubat 2024 09:32
Danıştay'dan sözleşmeli yabancı uyruklu öğretim görevlisi hakkında ezber bozan  karar

İlk derece mahkemesi: Mevzuatta iş sonu/kıdem tazminatı ödenmesine ilişkin hüküm yoktur
İdare ile davacı arasında akdedilen tip sözleşmede, "aylık sözleşme ücreti" ile "parasal hakları" dışında kıdem tazminatı adı altında ücret ödenebileceği yönünde bir düzenlemenin de yer almadığı, bu durumda, ilgili mevzuatla sözleşmeli olarak çalıştırılan ve iş mevzuatı hükümlerine tabi olmayan yabancı uyruklu öğretim elemanlarına kıdem tazminatı ödenebileceği yönünde bir düzenleme bulunmadığı gibi, sözleşmesinde de buna yönelik bir hükme yer verilmemiştir.

Danıştay: Hüküm olmasa bile eşitlik ve hakkaniyet ölçütleri geçerlidir
Kanun'da düzenlenen sözleşmeli yabancı uyruklu öğretim elemanı statüsü; belirli bir iş için uzmanlaşmış bir elemanı yüksek ücretle çalıştırarak işin en verimli şekilde yürütülmesini sağlamak ve iş bittikten sonra çalışan kişinin ilişiğinin kesilerek, Devlet bütçesine gereksiz yük olmasını önlemek için düzenlenmiştir. Ancak, uygulamada sözleşmeli personel statüsünün bu amaçla kullanılmadığı da bilinen bir gerçektir. Zira Devletin yürütmekle görevli olduğu asli ve sürekli kamu hizmetlerinin tümünde sözleşmeli personel istihdam edilmekte, emekli olana kadar bu statüde çalıştırılmakta ve bir kısmı Sosyal Sigortalar Kurumu ile bir kısmı Emekli Sandığı ile ilgilendirilmekte, hizmet sürelerini tamamladıktan sonra emekliye ayrılmalarında ise Sosyal Sigortalar Kurumu ile ilgilendirilenlere herhangi bir toptan ödeme yapılmamaktadır. Halbuki bu kişiler memur statüsünde çalıştırılmış olsalar idi bunlara emekliye ayrıldıklarında bir toptan ödeme yapılacağı kuşkusuzdur.
Bunun yanında, kamu veya özel sektörde çalışan işçiler, memurlar, kamu iktisadi teşebbüslerinde sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kamu kurumlarında kapsam dışı personel statüsünde çalışanların tümü, işten ayrıldıklarında kesenek ve prim karşılığı olmaksızın yalnızca çalışılan süreye bağlı olarak bir toptan ödeme almaktadırlar.
Yargının işlevi hukuk düzeninin korunması amacıyla hukukun ne olduğunu belirleyip gösterirken, toplum içinde barışın sağlanmasına da katkıda bulunmak olduğundan, uyuşmazlığın çözümü esnasında yukarıda belirlenen saptamaların göz önüne alınması zorunluluk arz etmektedir.
Çalışanların Anayasa ile güvence altına alınan sosyal güvenlik hakkının, bu konudaki diğer hukuksal düzenlemelerde de yer alması gerekmektedir. Dolayısıyla, diğer çalışanlara olduğu gibi, sözleşmeli yabancı uyruklu personele de ihbar-kıdem-iş sonu tazminatı veya ikramiye ödenmesine ilişkin usul ve esaslara konuyu düzenleyen Bakanlar Kurulu Kararı'nda yer verilmesi gerektiği açıktır.
Bu itibarla; gerek sözleşmeli personel arasında kıdem tazminatı niteliğindeki iş sonu tazminatı ve ikramiye yönünden oluşan farklılığın giderilmesi, gerekse kamuda çalışan diğer personelle sözleşmeli çalışanlar arasındaki eşitsizliğin kaldırılması bakımından, 83/7148 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nda bu konuda bir düzenleme yapılmamış olmasının, eşitlik ilkesine aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.

T.C.
DANIŞTAY
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2023/928
Karar No: 2023/2011

İSTEMİN KONUSU:
. Bölge İdare Mahkemesi... İdari Dava Dairesinin. tarih ve E:., K:. sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Ortadoğu Teknik Üniversitesinde sözleşmeli yabancı uyruklu öğretim görevlisi olarak 17/12/1979-12/10/2018 tarihleri arasında görev yapan davacının, iş sonu/kıdem tazminatı ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin . tarih ve E:. sayılı işlemin iptali ile 38 yıl, 9 ay, 25 günlük çalışmasına karşılık 210.855,49-TL iş sonu/kıdem tazminatının, sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren bankalarca uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:
... İdare Mahkemesince verilen . tarih ve E:., K:. sayılı kararla; 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu'nda, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu uyarınca sözleşmeli olarak çalıştırılacak yabancı uyruklu öğretim elemanlarına ödenecek olan ücretin Bakanlar Kurulunca belirlenecek esaslar dahilinde Yükseköğretim Kurulunca tespit edileceği belirtilerek, anılan esasları (sözleşmeli çalışma esaslarını, ödenebilecek sözleşme ücretlerinin üst sınırlarını ve benzeri diğer hususları) belirleyen 83/7148 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nda; yükseköğretim kurumlarında çalıştırılacak yabancı uyruklu öğretim elemanlarına ilişkin olarak, sözleşme ücreti ile parasal hakları dışında, sosyal güvenlik yönünden 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanun'u uyarınca hastalık primi kesileceği ve hastalandıklarında kendilerine Türk uyruklu ve anılan Kanun'a tabi olanlar eşidi işlem yapılacağı hususuna yer verilmiş olup, idare ile davacı arasında akdedilen tip sözleşmede, "aylık sözleşme ücreti" ile "parasal hakları" dışında kıdem tazminatı adı altında ücret ödenebileceği yönünde bir düzenlemenin de yer almadığı, bu durumda, ilgili mevzuatla sözleşmeli olarak çalıştırılan ve iş mevzuatı hükümlerine tabi olmayan yabancı uyruklu öğretim elemanlarına kıdem tazminatı ödenebileceği yönünde bir düzenleme bulunmadığı gibi, sözleşmesinde de buna yönelik bir hükme yer verilmeyen davacının, kıdem tazminatı ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:
. Bölge İdare Mahkemesi... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu ... İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Mahkemenin gerekçesinin aksine, üniversitede ilk beş yıl sadece sağlık sigortası primi ödenmek suretiyle 17/12/1979-12/10/2018 tarihleri arasında çalışarak, yasal süresi dolduktan sonra kendi isteğiyle işten ayrıldığı, kesintisiz yenilenen ve hiç ara verilmeksizin yaklaşık 39 yıl devam eden çalışma süresi dikkate alındığında, artık sözleşmeli statüde olduğunun söylenemeyeceği, yabancı uyruklu olması veya Bakanlar Kurulu Kararı'nda bu konuda düzenleme olmamasının, bu durumu değiştirmeyeceği, aynı zamanda eşitlik ilkesine aykırılık teşkil eden kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Yabancı uyruklu öğretim elemanlarına ödenecek ücrete ilişkin esasları belirleyen 83/7148 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nda, yükseköğretim kurumlarında çalıştırılacak yabancı uyruklu öğretim elemanlarına ilişkin olarak sözleşme ücreti ile parasal hakları dışında sosyal güvenlik yönünden 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanun'u uyarınca hastalık primi kesileceği hususuna yer verilmiş olup, davacı ile imzalanan tip sözleşmede aylık sözleşme ücreti ile parasal hakları dışında kıdem tazminatı adı altında ücret ödenebileceği yönünde bir düzenlemenin de yer almadığı belirtilerek, istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK H KİMİ: .
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacı, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 34. maddesi uyarınca, 17/12/1979-12/10/2018 tarihleri arasında, kesintisiz olarak Orta Doğu Teknik Üniversitesinin Yabancı Diller Yüksekokulunda, sözleşmeli yabancı uyruklu öğretim görevlisi olarak görev yapmış olup; 12/10/2018 tarihi itibarıyla emeklilik talebinde bulunmuştur.
İş sonu kıdem tazminatı ödenmesi yolundaki 11/10/2018 tarihli başvurusu, davalı idarenin . tarih ve E:. sayılı işlemiyle; üniversitedeki çalışma statüsünün gerek 83/7148 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenmesi, gerekse 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanun'u ve 1475 sayılı İş Kanun'u ile ilişkilendirilmiş olmamasından dolayı, kıdem tazminatı veya emekli ikramiyesi ödenmesine imkan bulunmadığından bahisle, reddedilmiştir.
Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa'nın "Sosyal güvenlik hakkı" başlıklı 60. maddesinde; "Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar." kuralı yer almaktadır.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun "Yabancı uyruklu öğretim elemanları" başlıklı 34. maddesinde; "Yükseköğretim kurumlarında, sözleşme ile görevlendirilecek yabancı uyruklu öğretim elemanları, ilgili fakülte, enstitü veya yüksekokul yönetim kurulunun önerisi ve üniversite yönetim kurulunun uygun görüşü üzerine rektör tarafından atanırlar. Bunlar, öğretim görevleri bakımından, bu kanunda aylıklı öğretim elemanları için konulmuş olan hükümlere tabidirler. Yabancı uyruklu öğretim elemanlarının bu şekilde atanmaları veya görevlendirilmeleri, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun Bakanlar Kurulu kararını gerektiren hükümlerine tabi olmadan, Yükseköğretim Kurulunca verilecek ön izni müteakip Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından alınacak çalışma izni neticesinde ilgili üniversitesi ile sözleşmesi yapılır. Bu madde ve 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu'nun 16. maddesine göre yükseköğretim kurumlarında sözleşme ile görevlendirilecek yabancı uyruklu öğretim elemanı sayısı dolu öğretim elemanı kadrosu sayısının %2'sini geçemez. Bu kapsamdaki yabancı uyruklu öğretim elemanının yükseköğretim kurumları itibarıyla dağılımı, isim, ücret ve sözleşme örneğinin vizesi, sözleşme süresinin uzatılması ve sona erdirilmesi, Yükseköğretim Kurulu tarafından yapılır." hükmü yer almıştır.
2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu'nun "Yabancı öğretim elemanlarına ödenecek ücretler" başlıklı 16. maddesinde; "2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 34. maddesine göre sözleşmeli olarak çalıştırılacak yabancı uyruklu öğretim elemanlarına ödenecek ücret, Bakanlar Kurulunca belirlenecek esaslar dahilinde Yükseköğretim Kurulunca tespit edilir." hükmüne yer verilmiştir.
2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu'nun 16. maddesi hükmüne dayanılarak hazırlanan, Yükseköğretim Kurumlarında Yabancı Uyruklu Öğretim Elemanı Çalıştırılması Esaslarına İlişkin 14/10/1983 tarih ve 83/7148 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nın 1. maddesinde; bu Karar'ın amacının, bu kapsama giren sözleşmeli yabancı uyruklu öğretim elemanlarının sözleşmeli çalışma esaslarını, ödenebilecek sözleşme ücretlerinin üst sınırlarını ve benzeri diğer hususları düzenlemek olduğu belirtilmiş olup, 12. maddesinde; sözleşmeli statüde çalışan yabancı uyruklu öğretim elemanlarının sosyal güvenlikleri Sosyal Güvenlik Sözleşme hükümleri saklı kalmak kaydıyla 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanun'u uyarınca tüm sigorta kollarına prim ödenerek sağlanacağı, 14. maddesinde; bu Karar'da düzenlenmeyen hususlar hakkında yürürlükteki genel hükümlerin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 34. maddesi uyarınca istihdam edilen yabancı uyruklu öğretim elemanlarının çalıştırılma esaslarını belirleyen 14/10/1983 tarih ve 83/7148 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nın 1. maddesinde, amacın; bu Karar kapsamına giren sözleşmeli yabancı uyruklu öğretim elemanlarının sözleşme esaslarını, ödenebilecek sözleşme ücretlerinin üst sınırlarını ve benzeri diğer hususları düzenlemek olduğu belirtilmesine rağmen, anılan Karar kapsamında, sözleşmeli yabancı uyruklu öğretim elemanlarına ihbar-kıdem-iş sonu tazminatı veya ikramiyenin ödenip ödenmeyeceği hususunda bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
Anılan Kanun'da düzenlenen sözleşmeli yabancı uyruklu öğretim elemanı statüsü; belirli bir iş için uzmanlaşmış bir elemanı yüksek ücretle çalıştırarak işin en verimli şekilde yürütülmesini sağlamak ve iş bittikten sonra çalışan kişinin ilişiğinin kesilerek, Devlet bütçesine gereksiz yük olmasını önlemek için düzenlenmiştir. Ancak, uygulamada sözleşmeli personel statüsünün bu amaçla kullanılmadığı da bilinen bir gerçektir. Zira Devletin yürütmekle görevli olduğu asli ve sürekli kamu hizmetlerinin tümünde sözleşmeli personel istihdam edilmekte, emekli olana kadar bu statüde çalıştırılmakta ve bir kısmı Sosyal Sigortalar Kurumu ile bir kısmı Emekli Sandığı ile ilgilendirilmekte, hizmet sürelerini tamamladıktan sonra emekliye ayrılmalarında ise Sosyal Sigortalar Kurumu ile ilgilendirilenlere herhangi bir toptan ödeme yapılmamaktadır. Halbuki bu kişiler memur statüsünde çalıştırılmış olsalar idi bunlara emekliye ayrıldıklarında bir toptan ödeme yapılacağı kuşkusuzdur.
Bunun yanında, kamu veya özel sektörde çalışan işçiler, memurlar, kamu iktisadi teşebbüslerinde sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kamu kurumlarında kapsam dışı personel statüsünde çalışanların tümü, işten ayrıldıklarında kesenek ve prim karşılığı olmaksızın yalnızca çalışılan süreye bağlı olarak bir toptan ödeme almaktadırlar.
Yargının işlevi hukuk düzeninin korunması amacıyla hukukun ne olduğunu belirleyip gösterirken, toplum içinde barışın sağlanmasına da katkıda bulunmak olduğundan, uyuşmazlığın çözümü esnasında yukarıda belirlenen saptamaların göz önüne alınması zorunluluk arz etmektedir.
2547 sayılı Kanun'un 34. maddesi uyarınca istihdam edilen sözleşmeli yabancı uyruklu öğretim elemanlarının çalıştırılma esaslarını belirleyen 83/7148 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nda, sözleşmeli yabancı uyruklu öğretim elemanlarına ikramiye ve ihbar-kıdem-iş sonu tazminatı niteliğinde bir ödeme yapılıp yapılmayacağına ilişkin bir düzenleme getirilmediği ve uyuşmazlığın da bu eksik düzenleme nedeniyle ortaya çıktığı anlaşılmaktadır.
Çalışanların Anayasa ile güvence altına alınan sosyal güvenlik hakkının, bu konudaki diğer hukuksal düzenlemelerde de yer alması gerekmektedir. Dolayısıyla, diğer çalışanlara olduğu gibi, sözleşmeli yabancı uyruklu personele de ihbar-kıdem-iş sonu tazminatı veya ikramiye ödenmesine ilişkin usul ve esaslara konuyu düzenleyen Bakanlar Kurulu Kararı'nda yer verilmesi gerektiği açıktır.
Bu itibarla; gerek sözleşmeli personel arasında kıdem tazminatı niteliğindeki iş sonu tazminatı ve ikramiye yönünden oluşan farklılığın giderilmesi, gerekse kamuda çalışan diğer personelle sözleşmeli çalışanlar arasındaki eşitsizliğin kaldırılması bakımından, 83/7148 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nda bu konuda bir düzenleme yapılmamış olmasının, eşitlik ilkesine aykırı olduğu sonucuna varılmış olup, mevzuatta bu yönde bir düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin ... İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu . Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın . Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, kesin olarak 12/04/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber