Erdoğan'dan 'füze stoku' açıklaması: Üretim planlamalarını yapıyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan; "Orta ve uzun menzilli füze stoklarımızı son gelişmeler ışığında caydırıcılık düzeyine getirecek üretim planlamalarını yapıyoruz." dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 16 Haziran 2025 18:30, Son Güncelleme : 16 Haziran 2025 20:12
Erdoğan'dan 'füze stoku' açıklaması: Üretim planlamalarını yapıyoruz
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısının ardından millete seslenen Erdoğan, kalbi kendileriyle çarpan, gözünü ve gönlünü Türkiye'ye çevirmiş dünyanın dört bir yanındaki insanları selamladı.

Yakın çevredeki tüm sıkıntılara, çatışmalara, zulümlere rağmen milletin, Kurban Bayramı'nı barış, huzur ve güvenlik içinde geride bıraktığını belirten Erdoğan, İslam aleminin Kurban Bayramı'nı tekrar tebrik etti.

Layıkıyla idrak edilecek nice bayramlara kavuşturmasını Allah'tan dileyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kurbanlarını keserek, yaptıkları hayır ve hasenatla bayramın bereketini aileleri, komşuları ve dostlarıyla paylaşarak, 81 vilayetimizle birlikte Afrika'dan Asya'ya gönül coğrafyamızın en ücra köşelerine kadar milletimizin yardım elini uzatarak, bu mübarek günleri ihya eden tüm kardeşlerimizden Allah razı olsun diyorum. Hac farizasını yerine getirerek ülkemize dönmeye başlayan vatandaşlarımızın haclarının mebrur ve makbul olmasını Allah'tan tüm kalbimle niyaz ediyorum. Yine bu vesileyle Gazze ve Batı Şeria başta olmak üzere Filistin topraklarında İsrail'in alçakça saldırıları altında türlü imkansızlıklar içinde Kurban Bayramı'nı idrak etmeye çalışsan Filistinli kardeşlerimize de muhabbetlerimi iletiyorum. Devletimizin ilgili kurumlarının yanı sıra vakıf, dernek ve hayırseverlerimizi de bu bayramda Filistin halkını yalnız bırakmadıkları için tebrik ediyorum. İçimizdeki kimi gafillere rağmen milletimiz kendine yakışır şekilde hamdolsun bu bayramda da mazlumları unutmamış, paylaşmanın bereketine ve dayanışmanın gücüne inanarak kardeşlik görevini layıkıyla ifa etmenin gayretinde olmuştur."

- Trafikte güvenlik önlemleri

Erdoğan, bayram boyunca vatandaşların emniyeti ve huzuru için fedakarca görev yapan güvenlik kuvvetlerine tebriklerini sundu.

Trafik kazalarında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifa, yakınlarını kaybedenlere sabır dileyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bu sene can kayıplarının önüne geçmek için gerçekten yoğun çaba harcadık. Jandarma ve emniyet birimlerimiz gece, gündüz demeden sahada milyonlarca vatandaşımızın güvenli, konforlu, sorunsuz bir şekilde seyahatlerini gerçekleştirmeleri için kelimenin tam anlamıyla seferber oldular. Hava ve demir yollarında artan talebi karşılamak için de gerekli tedbirler alındı. Bakınız, burada bazı çarpıcı rakamları sizlerle paylaşmak istiyorum. 4-9 Haziran tarihleri arasında otoyollarımızdan 16,3 milyon araç geçişi yapıldı. Yani ülkemizdeki toplam araç sayısının yarısından fazlası yollardaydı. Yüksek hızlı tren, ana hat ve bölgesel trenler ile kent içi raylı sistemleri ise toplam 2 milyon 783 bin kişi kullandı. Havalimanlarımızdan 3,9 milyon yolcuyu uğurladık. Proje aşamasından açılışına kadar çok sayıda haksız eleştirinin muhatabı olan İstanbul Havalimanı'nda 1 milyon 152 bin yolcuya hizmet verdik. Esenboğa Havalimanı'nı ise aynı dönemde 189 bin 470 yolcu kullandı. Antalya, Muğla, Milas Bodrum ve Dalaman ile Aydın Adnan Menderes Havalimanlarımızda farklı günlerde yolcu rekorları kırıldı."

- Hızlı tren projesi

Erdoğan, ulaştırma altyapısının geliştirilmesi için yaptıkları devasa yatırımların önemini bu süreçte bir kez daha görmüş olduklarını, bu alandaki yatırım zincirine yeni halkalar eklemeyi sürdüreceklerini dile getirdi.

Ankara -Kırıkkale-Çorum- Samsun Hızlı Demir Yolu Projesi'nde Delice-Çorum etabının temelini iki gün önce attıklarını anımsatan Erdoğan, şunları ifade etti:

"Saatte 200 kilometre hıza uygun şekilde planlanan hattımız tamamlandığında Ankara-Kırıkkale-Çorum arasında kesintisiz hızlı tren bağlantısı sağlanacak. Çorum-Ankara arası 1saat 15 dakikaya inecek. 173 kilometrelik Çorum-Merzifon-Samsun kesimlerinin de bitmesiyle Ankara-Samsun arası seyahat süresi 2,5 saat olacak. Yılda 12 milyon yolcu ve 14 milyon ton yük taşınacak bu hatla inşallah Samsun Limanı ile Mersin Limanı'nı birleştireceğiz. İstanbul ve Çanakkale Boğazları üzerindeki yük trafiğini hafifletecek, Türkiye'yi küresel ticaretin lojistik merkezi haline getireceğiz. 5 istasyon, 8 tünel, 26 köprü ve viyadük ile 16 üst geçitten oluşan hattı, Allah nasip ederse, 2029 yılında devreye almayı planlıyoruz. Mahalli idareler seçimleri döneminde muhalefetin çeşitli spekülasyonlarına konu olan hattımızın şehirlerimize şimdiden hayırlı olmasını temenni ediyorum."

- Endonezya'ya KAAN satışı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayisine verdikleri emeğin karşılığını yavaş yavaş gördüklerini de belirterek, şunları kaydetti:

"İki sene önce tanıtımını yaptığımızda birilerinin 'Kalorifer peteğine benziyor' diyerek akıllarınca dalga geçtiği Milli Muharip Uçağımız KAAN Projesi'nde çok önemli bir sözleşmeye imza attık. INDO Defence 2025 Fuarı'nda ilk etapta 48 adet KAAN'ın Endonezya'ya satışına yönelik mutabakata varıldı. Toplam tutarı yaklaşık 15 milyar doları bulan bu tarihi anlaşmanın da ülkemiz, savunma sanayimiz ve Endonezyalı kardeşlerimiz için hayırlı uğurlu olmasını diliyorum."

Türkiye'nin bulunduğu bölgede bir süredir çok ciddi gerilimler, çatışmalar ve savaşların yaşandığına dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:

"Rusya-Ukrayna savaşı her iki tarafı da yıpratan ağır sonuçlarıyla sürüyor. Pakistan-Hindistan arasındaki gerilim çatışma boyutuyla çok uzun sürmese de tarafların sahip oldukları güç sebebiyle potansiyel tehlike vasfını koruyor. İsrail'in Gazze'de tüm dünyanın gözleri önünde işlediği soykırım ile Lübnan ve Suriye'de gerçekleştirdiği pervasız eylemler hepimizin yüreğini kanatıyor. Aynı İsrail şimdi de komşumuz İran'a karşı bir saldırı başlattı. İran'ın nükleer tesislerini hedef alma bahanesiyle girişilen saldırının aslında çok kapsamlı ve sinsi amaçları olduğu her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Biz en başından beri İran'ın nükleer programı ile ilgili tartışmaların müzakere masasında yürütülmesi gerektiğini savunduk. Bugün de aynı noktadayız."

- "İsrail'in saldırganlığının oluşturduğu tehlikelere dikkat çektik"

Çatışmaları durdurmak için cuma gününden itibaren yoğun bir diplomasi trafiği yürüttüklerini anımsatan Erdoğan, şu bilgileri paylaştı:

"Şimdiye kadar ABD Başkanı Sayın Donald Trump, İran Cumhurbaşkanı Sayın Mesud Pezeşkiyan, Rusya Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin, Mısır Cumhurbaşkanı Sayın Abdulfettah es-Sisi, Ürdün Kralı Sayın 2. Abdullah, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Sayın Muhammed bin Selman, Pakistan Başbakanı Sayın Şahbaz Şerif, Suriye Cumhurbaşkanı Sayın Ahmed Şara, Umman Sultanı Sayın Heysem bin Tarık bin Teymur El Said, Kuveyt Emiri Sayın Şeyh Mişal El Ahmed El Cabir El Sabah ve Irak Başbakanı Sayın Muhammed Şiya es-Sudani'nin de aralarında olduğu birçok liderle görüşmem oldu. Bu görüşmelerde İsrail'in artık haydutluğa varan saldırganlığının tüm bölgemiz için oluşturduğu tehdit ve tehlikelere dikkat çektik. Sorunun çözümünün diplomasi ve diyalogla mümkün olduğunu ifade ettik. Türkiye olarak kolaylaştırıcılık dahil üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazır olduğumuzu tüm muhataplarımıza açık açık aktardık."

- "Kabadayılık taslayan İsrail aslında ne yaptığının farkında değil"

"Masada çözülebilecek meseleleri silahla, yıkımla, kanla, kaosla, sivil asker ayrımı yapmadan önüne gelen her şeyi bombalamayla halletmeye çalışmanın ileride nelere yol açacağını kimse tahmin edemez." uyarısında bulunan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Tarih bu tür şımarıklıkların beklenmedik sonuçlarını ortaya koyan örneklerle doludur. Her ne kadar milli şairimiz Mehmet Akif, 'Tarih'i tekerrür diye tarif ediyorlar; hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?' demiş olsa da biz ibret alınması temennimizi ısrarla dile getirmeye devam edeceğiz. Batı'nın sınırsız desteğiyle İran'a saldıran, Gazze'yi yerle bir eden, bölgedeki her ülkeye kabadayılık taslayan İsrail aslında ne yaptığının farkında değil. Belki ileride yaptığı hatanın farkına varacak ama korkarız o vakit işten çoktan geçmiş olacak."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin yer aldığı kadim coğrafyada hiçbir ülkenin kendi sınırlarından ve yönetiminden ibaret olmadığının unutulmaması gerektiğine işaret ederek, şöyle konuştu:

"Binlerce yıllık derin ilişkiler sebebiyle bölgedeki her hadise tüm toplumları yakından ilgilendirir, etkiler, orta ve uzun vadeli sonuçlar doğurur. Nitekim Filistin halkına ve topraklarına saldırmak sadece oradaki birkaç milyon insanla sınırlı bir hadise değildir. Yine İran topraklarına ve halkına saldırmak da sadece İran devletini ilgilendiren bir vaka da değildir. Aynı tespitleri Pakistan ve Afganistan coğrafyası ile Türk cumhuriyetleri, Kuzey Afrika bölgesi için de yapabiliriz. Hele hele Türkiye mevzubahis olduğunda kıtaları aşan bir etki gücünden söz etmek mümkündür. Bölgemizde bu hakikatler gözetilmeden atılan her adım ileride yaşanacak başka felaketlere davetiye çıkartır. Bu felaketler de genellikle zalimlerin bertaraf olmasıyla sonuçlanır. Dolayısıyla İsrail yaptığı her zulümle, döktüğü her kanla, işlediği her insanlık suçuyla adım adım kendi varlığını ve toplumunu geleceğini riske etmektedir. Çünkü zulümle abat olunmaz, zulmün sonu derin bir pişmanlıktır."

- "Tüm insanlığı kucaklamak için samimi bir gayret içerisindeyiz"

"Biz Türkiye ve Türk milleti olarak medeniyet mirasımızın bize vaaz ettiği ahlak, vicdan, adalet, hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde önce kendi vatandaşımızı, onunla birlikte dost ve kardeş toplumları, en nihayetinde tüm insanlığı kucaklamak için samimi bir gayret içerisindeyiz." ifadesini kullanan Erdoğan, konuşmasına şu sözlerle devam etti:

"Bu gayretimizi, kimi zaman yaptığımız yardımlarla kimi zaman diplomatik desteklerimizle kimi zaman ticari ve teknolojik ortaklıklarımızla kimi zaman da sosyal ve kültürel kaynaşmalarımızla somutlaştırıyoruz. Yakın zamanda Balkanlar'da, Karabağ'da, Libya'da, Suriye'de bu yaklaşımın neticelerini hep birlikte takip ettik. İnşallah bundan sonra da sadece kendi içimizde birliği, beraberliği, kardeşliği yüceltmekle kalmayacak, aynı iklimin bölgemizde de hakim olmasını sağlayacak girişimlerimize devam edeceğiz."

- "Kendini sizden daha güçlü gören birisi tepenize yumruğu indirebilir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede yaşanan krizlerin verdiği bir diğer önemli mesajı devletin, milletin ve her kesimden insanın çok iyi görmesi gerektiğini dile getirerek, şöyle devam etti:

"Şayet siyasi, sosyal, ekonomik, askeri olarak güçlü değilseniz, kendinize yeterli değilseniz, caydırıcılık seviyesine ulaşamamışsanız işiniz çok zor. Her an kendini sizden daha güçlü gören birisi tepenize yumruğu indirebilir, sizi boyunduruğu altına alabilir, haraca bağlayabilir, zelil bir duruma düşürebilir. Millet olarak biz böyle bir utançla yaşamaktansa ölmeyi tercih edecek karaktere sahibiz. Daha önce de söyledim; toprağın üstünde onursuzca yaşamaktansa toprağın altında şereflice yatmayı yeğleriz. Bu irademizi mücadelelerle dolu tarihimizde defalarca ortaya koyduk. Elbette bu duruma düşmemek kimilerinin yaptığı gibi öyle lafla, edebiyatla, mangalda kül bırakmayan afaki söylemlerle olmuyor. Bunun için çalışacaksınız, geliştireceksiniz, üreteceksiniz, ter dökeceksiniz. Rüştünüzü tüm dünyaya ispat edeceksiniz."

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Erdoğan, iktidara geldiklerinde, Türkiye'de savunma sanayi adına gerçek anlamda dişe dokunur, sözünü ettikleri caydırıcılık gücünün altını dolduracak, kayda değer bir birikim olmadığını hatırlattı.

Kıbrıs Barış Harekatı'nın ardından başlatılan iyi niyetli girişimlerin montaj sanayi denilebilecek seviyenin ötesine geçemediğini, yenilikçilik adına ise ortada hiçbir çaba ve faaliyet olmadığını belirten Erdoğan, hemen kolları sıvadıklarını, acil ihtiyaçlar dışındaki hazır alım siparişlerini iptal ettiklerini, bu kaynağı üzerine ilaveler de yaparak büyütüp, savunma sanayinin emrine verdiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 yılda bu noktaya ulaşmanın kolay olmadığını vurgulayarak, "Dışarıdan gelen engellemeleri zaten normal karşılıyoruz. Ama içeride birilerinin yapılan her işi kötüleyerek, bürokraside, akademide, medyada olmadık engeller çıkartarak sabote etmeye kalkışmalarını asla unutmadık, unutmayacağız. Aynı zihniyet bugün de fırsatını bulduğu her konuda ve her an sabotajlarına devam ediyor. Bunlar bedenen bu ülkenin vatandaşı ama ruhlarını emperyalistlerin emrine vermiş mankurtlardır. Her ne yaptıysak, bizden gözüküp oklarını bize fırlatan bu emperyalist uşaklarına rağmen yaptık." diye konuştu.

Türkiye'nin insansız hava araçları konusunda dünyanın önde gelen ülkeleri arasına girdiğini, zırhlı kara araçları konusunda adeta küresel bir markaya dönüştüğünü vurgulayan Erdoğan, ülkenin, kendi insanlı ve insansız uçaklarını, füzelerini, radarlarını, deniz araçlarını, haberleşme sistemlerini geliştirip ürettiğini anımsattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şunu büyük bir gururla ve gönül huzuruyla ifade etmek isterim, en zoru artık atık olarak geride kalmıştır. Bir ürünü tasarımı, yazılımı, donanımı ve diğer unsurlarıyla üretim aşamasına getirmenin ne demek olduğunu en iyi biz biliriz. Şimdi envanterimize giren bu ürünleri caydırıcılığımızı destekleyecek şekilde ve miktarda imal etme safhasına geldik." ifadelerini kullandı.

- "Bazı fedakarlıkları yapacağız ki hedeflerimize ulaşabilelim"

Erdoğan, milli savaş uçağı Kaan'ın bunun en çarpıcı örneklerinden biri olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aynı şekilde orta ve uzun menzilli füze stoklarımızı son gelişmeler ışığında caydırıcılık düzeyine getirecek üretim planlarını yapıyoruz. İnşallah çok uzun olmayan bir süreçte hiç ama hiç kimsenin bize efelenmeyi dahi göze alamayacağı bir savunma kapasitesine erişmiş olacağız. Bunun şartı ise siyasi istikrarı korumaktan, ekonomimizi güçlü tutmaktan, sosyal barışı tahkim etmekten, diplomatik ilişkilerimizi geliştirmekten geçiyor. 'Zahmet olmadan rahmet olmaz.' derler. Devlet ve millet olarak bazı sıkıntıları çekecek, bazı fedakarlıkları yapacağız ki hedeflerimize ulaşabilelim. Böyle bir vizyonu olmayan, sadece karanlık ilişkilerin ve kaynakların mahsulü şişirmelerle ülkenin başına tebelleş edilmeye çalışılan zihniyete ve siyasetçi tiplerine karşı yürütülen mücadelenin de bu perspektiften okunmasında fayda görüyorum."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin safralarından kurtuldukça, her alanda geleceğine umutla baktığını dile getirerek, "Şundan kimsenin şüphesi olmasın. İktidarımız ve ittifakımız bölgemizin içinde bulunduğu bu sancılı dönemde Türkiye'nin istiklal ve istikbalinin temelidir ve teminatıdır. 86 milyonun emaneti emin ve ehil ellerde, güvendedir. Türkiye Yüzyılı'nın inşasına Allah'ın izniyle kimse mani olamayacaktır. Bugüne kadar nice badirenin üstesinden nasıl alnımızın akıyla geldiysek, bölgemizdeki krizlerin menfi etkilerinden de ülkemizi inşallah uzakta tutacağız." dedi.

Türkiye'nin politik ve sosyal kutuplaşma yoluyla, sokak ve gerilim siyasetiyle, içi boş hamasi söylemlerle zaafa uğratılmasının kimsenin hayrına olmadığını vurgulayan Erdoğan, "İktidarı zaafa düşürmek için ülkenin zaafa düşmesine bile eyvallah diyenler, tarih önünde de maşeri vicdanda da bunun hesabını veremezler. Muhalefetin tribünlere oynama uğruna Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başlangıcında yaptıkları yanlışa tekrar düşmemelerini arzu ediyoruz." ifadelerini kullandı.

- "Yarın bugünden de güçlü olacağız"

Sorumlu siyasetin önemine vurgu yapan Erdoğan, "Türkiye tüm hadiseleri devlet aklıyla ve köklü tecrübesiyle okumakta, sağduyulu ve soğukkanlı bir şekilde değerlendirmekte, 86 milyonun tamamının güvenliği ve huzuru için gerekli adımları atmaktadır. Birileri gibi ateşe benzin dökmenin değil, daha fazla büyümeden bir an önce yangını söndürmenin derdindeyiz." diye konuştu.

Erdoğan, amaçlarının, bölgede sulhu sükunun hakim olması, istikrar ve güven ortamının çok güçlü biçimde tesis ve tahkim edilmesi olduğunun altını çizdi.

Gelişmeleri günlük siyasete polemik malzemesi yapmanın, bölgesel istikrarın tesisi ve ülke güvenliği için verilen mücadelede ortadayken haksız ve mesnetsiz suçlamalarda bulunmanın hiçbir haklı gerekçesi olamayacağını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şu hususa herkesin dikkat etmesi gerektiğine inanıyorum. Biz, millet olarak tarih boyunca metanetimizi, asaletimizi, uhuvvetimizi, dayanışmamızı muhafaza ederek önümüze konulan engelleri teker teker aştık. Bekamıza yönelik saldırıları bu şekilde püskürttük. Üzerimizde oynanan oyunları bu şekilde bozduk. Karanlık tünellerden yine bu şekilde aydınlığa çıktık. Bugün de Türkiye'nin en büyük ihtiyacı birlik ve kardeşlik siyasetidir. Birbirimize inanarak, birbirimize güvenerek, 86 milyon kalp kalbe vererek güzel yarınlara inşallah hep beraber varacağız. Türkiye'yi bölgesinde ve dünyada müessir bir güce dönüştürme hedefimizde hiçbir sapma olmadığının altını bir kez daha çizmek istiyorum. Bugün dünden daha iyiyiz. Daha güçlüyüz, daha ileri bir konumdayız. İnşallah yarın bugünden de güçlü olacağız. Allah'ın yardımı, aziz milletimizin duasıyla durmadan, duraksamadan çalışmaya, ülkemizi, milletimizi kalkındıracak hizmetlere imza atmaya devam edeceğiz."

Bölgede yaşanan tüm krizlere rağmen milletin dertlerine derman olmanın gayretinde olduklarını belirten Erdoğan, "Deprem bölgemizin yeniden inşa ve ihyası gündemimizin ilk sırasındaki yerini korumaktadır. Şimdiye kadar 201 bin konutun anahtarını hak sahibi kardeşlerimize teslim ettik. İnşallah perşembe günü Kahramanmaraş'ta 250 bininci afet konutunun da anahtarlarını depremzede kardeşlerimize teslim edeceğiz." dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber