Bakan Tunç'tan İBB soruşturması açıklaması: İddianame boş demeyin
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Adalet Bakanı olarak bana 'İstanbul Büyükşehir Belediyesi hakkındaki soruşturmaya müdahale edin, durdurun bunu.' diyemezsiniz. Böyle bir yetkimiz yok. Hiçbir makam, merci yargı makamlarına talimat veremez, emir veremez. İşi hafife almayın, 'İddianame boş.' demeyin." dedi.
Tunç, TBMM Genel Kurulundaki, Bakanlığının 2026 yılı bütçesine ilişkin sunumunun ardından milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
"Türkiye Cumhuriyeti demokratik hukuk devletidir." sözlerinin bazı milletvekillerince dillendirildiğini belirten Tunç, "Hukuk devletiyle anılmak benim için şereftir." ifadesini kullandı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik "rüşvet ve irtikap" suçlamasıyla yürütülen soruşturmalara ilişkin yargı süreçleriyle ilgili eleştirilere cevap veren Tunç, "4 bin sayfalık iddianame ortada. Bu iddianameyi detaylı şekilde incelemekte fayda var. Peşinen kim suçludur, kim suçsuzdur bunu bizim söylememiz mümkün değil, buna karar verecek olan mahkemelerdir." dedi.
Cumhuriyet savcılarının suç ihbarı yapıldığında bunu soruşturmakla yükümlü olduklarını dile getiren Tunç, şöyle devam etti:
"Adalet Bakanı olarak bana 'İstanbul Büyükşehir Belediyesi hakkındaki soruşturmaya müdahale edin, durdurun bunu.' diyemezsiniz. Böyle bir yetkimiz yok. Hiçbir makam, merci yargı makamlarına talimat veremez, emir veremez. İşi hafife almayın, 'İddianame boş.' demeyin. Bunu mahkeme değerlendirecek. Savunmanın yapılacağı yerler yargı makamlarıdır. Yargı bağımsızlığı çerçevesinde yargı işini yapar."
Bakan Tunç, hukuk fakültelerindeki eğitim kalitesinin artırılmasına yönelik nelerin yapıldığına ilişkin soru üzerine, "Eğitim kalitesini artırmamız lazım." dedi.
Hukuk eğitiminde kalitenin yükseltilmesi adına daha önce kontenjanların düşürüldüğünü, ikinci öğretimin kaldırıldığını, başarı sıralamasının yükseltildiğini, Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı'nın getirildiğini ve hakim savcı yardımcılığı sisteminin getirildiğini belirten Tunç, konuyla ilgili çalışmaların sürdüğünü kaydetti.
- "Cezaevlerinde tutsak yoktur, hükümlü ve tutuklu vardır"
Bir milletvekilinin sorusunda, "cezaevlerindeki tutsaklar" ifadesini kullandığını anımsatan Tunç, "Türkiye Cumhuriyeti devletinin cezaevlerinde tutsak yoktur, hükümlü ve tutuklu vardır. Tutuklu ve hükümlülerin cezaevlerindeki şartları kanunlara, yönetmeliklere göre yürütülmektedir." diye konuştu.
"Cezaevlerindeki kişilerin denetimli serbestliğe ayrılma taleplerinin olumsuz karşılandığı" eleştirisine de yanıt veren Tunç, bunun doğru olmadığını belirtti.
Bakan Tunç, adli suçlarda denetimli serbestliğe ayrılmada olumlu değerlendirme oranının yüzde 97,71, koşullu salıvermede ise bu oranın yüzde 88,68 olduğunu aktararak, terör suçlarında açık cezaevlerine ayrılma değerlendirme oranının yüzde 91,55, denetimli serbestliğe ayrılma oranının yüzde 94,21, koşullu salıverme değerlendirme oranının ise yüzde 54,7 olduğu bilgisini paylaştı.
Cezaevlerinde bulunanların durumlarının 6 ayda bir yeniden değerlendirildiğini belirten Tunç, "Uygulamadan kaynaklanan problemler varsa, uygulamanın daha etkin hale getirilebilmesiyle ilgili her zaman açığız." dedi.
Bakan Tunç, ağır ve sürekli hastalık durumunda olanlara ilişkin soru üzerine, "Ceza infazının ertelenmesi, hasta hükümlü ve tutuklularla ilgili İnfaz Kanunu'muzun 16. maddesi çerçevesinde yürütülebilmektedir. Burada tam teşekküllü hastane raporlarının Adli Tıp Kurumu tarafından onaylanmasıyla yürütülen süreçler vardır." bilgisini verdi.
Yargı paketlerine ilişkin sorular hakkında da konuşan Tunç, 28. yasama döneminde 8, 9 ve 10. yargı paketlerinin yasalaştığını, 11. yargı paketinin TBMM Adalet Komisyonu'ndan geçtiğini anımsatarak, "Amacımız adil yargılanmayı daha etkin hale getirmek." dedi.