Kaldırılan belediyelerle ilgili gerekçeli karar yayımlandı

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 06 Aralık 2008 16:00, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01

Anayasa Mahkemesi, 5747 sayılı yasa ile köye dönüştürülen 862 beldeden turistik olanlar, nüfus sayımına karşı dava açanlar ve başka beldelere katılma işlemi başlatanlar yönünden Anayasa'nın "hukuk devleti" ilkesine aykırılık olduğuna karar verdi.

Anayasa Mahkemesi'nin, nüfusu 2 binin altına düşen 862 belde belediyesi ile 283 ilk kademe belediyesinin tüzel kişiliğini kaldıran ve 43 yeni ilçe kurulmasını öngören 5747 sayılı yasanın kısmi iptal istemine ilişkin gerekçeli kararı, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı.

Anamuhalefet partisi CHP, yasanın bazı hükümlerinin önümüzdeki yerel seçim sonuçlarını etkilemeye dönük olduğunu ileri sürerek, iptaline ve yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmesini istemişti.

CHP, yasanın 6 Mart 2008 tarihinde kabul edildiğine işaret ederek, 29 Mart 2009 tarihinde yapılacak yerel seçim takviminin başlangıcının 1 Ocak 2009 olması nedeniyle yasanın, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmamasına ilişkin Anayasa kuralı uyarınca uygulanmaması gerektiğini ileri sürmüştü.

Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararında, yasanın yürürlük tarihi dava konusu edilmediğinden Anayasa'ya uygunluk incelemesinin yapılmasına olanak olmadığı belirtildi.

Kararda Adana, Ankara, Antalya, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Mersin, Sakarya ve Samsun büyükşehir belediyelerinin sınırları içerisinde, bazıları halen mevcut olan ilçe belediyelerinden alınan mahallelerin birleştirilmesi, bazıları da bir kısım ilk kademe belediyelerinin tüzel kişiliklerinin sona erdirilmesi ya da merkez yapılmasıyla 43 yeni ilçe kurulduğu, büyükşehirlerdeki ilk kademe belediyesi uygulamasına da son verildiği anlatıldı.

Dava dilekçesinde, iktidar partisinin seçim kazanmasına elverişli ortamın nasıl oluşturulduğu, buralarda hangi rant alanlarının bulunduğu, yasal düzenlemenin bu bölgelerde bundan sonra yapılacak seçimleri iktidar partisinin kazanmasını garanti edeceği savının hangi verilere dayandığına yer verilmediği anlatılan kararda, bu düzenlemelerin kamu yararı amacıyla yapılmadığının somut olarak ortaya konulmadığı kaydedildi.

Kararda, belediye ve ilçe sınırlarının nasıl belirleneceğinde başka yasalara uyulup uyulmadığının Anayasal denetime esas oluşturmayacağı kaydedilerek, yasanın, 11 büyükşehirde toplam 147 ilk kademe belediyesinin kaldırılarak, ilçe belediyelerine katılmasını düzenleyen 2. maddesinin 1. fıkrasının iptal istemi de aynı gerekçelerle reddedildi.

Eminönü belediyesinin kaldırılarak Fatih'e bağlanmasında ise yasa koyucunun, tarihi dokunun idari ve coğrafi bütünlüğünü sağlama amacını gözettiği kaydedildi.

Kararda, İstanbul'un bazı ilçe belediyelerine bağlı mahalle ya da mahalle kısımlarının, en uygun idari büyüklüğün oluşturulması için nüfus bakımından çok büyük olan ilçe belediyelerinden bazı mahalle veya kısımlarının idari kapasite yönünden daha uygun olan bir başka ilçe belediyesine bağlandığına değinilerek, iptal istemi reddedildi.

Yasanın Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasıyla 862 belediyenin tüzel kişiliklerinin, ilk genel mahalli idareler seçiminden geçerli olmak üzere köye dönüştürüldüğü anlatılan kararda, bunlar arasında turistik, turizmde öncelikli, nüfusunu 2 binin üzerine çıkarmak için birleşme ya da katılma prosedürü başlatmış ya da 31 Aralık 2007 tarihindeki nüfus sayım sonuçlarına karşı dava açmış belediyeler bulunduğuna işaret edildi.

Kararda, yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce birleşme veya katılma prosedürünü sonuçlandırarak, nüfusunu 2 binin üzerine çıkaran belediyelerin hukuk güvenliklerinin korunması gerektiği vurgulandı.

Yasanın yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla nüfuslarının 2 binin üzerinde olduğunu ileri sürerek, idari dava açan ya da yürürlükten önce katılma işlemiyle nüfusu 2 binin üzerine çıkan belediyelerin tüzel kişiliklerinin köye dönüştürülmesinin "hukuk devleti" ilkesine aykırı olduğu kaydedildi.

Kararda, köye dönüştürülen turistik beldelerin tüzel kişiliklerinde değişiklik yapılmadan önce, bu beldelerin coğrafi, ekonomik, sosyal, tarihsel, kültürel ve kimliksel özelliklerinin incelenmesi, özellikle yılın belli dönemlerinde hizmet verdikleri nüfusun, kayıtlı nüfuslarının çok üzerine çıktığının ve bu nüfusa sunulacak hizmetin nitelik ve niceliğinin gözetilmesi gerektiği ifade edildi. Bu konular üzerinde durulmadan söz konusu beldelerin köye dönüştürülmesinin Anayasa'ya aykırı olduğu belirtildi.

Kararda, adrese dayalı nüfus sayımı sonuçlarına yasal süresi içinde iptal davası açanlar, yürürlükten önce katılma işlemiyle nüfusu 2 binin üzerine çıkanlar, turizm bölgesi ilan edilmiş olanların köye dönüştürülmesinin iptalinin yanında, yürürlüğün de durdurulmasına karar verildiği anlatıldı. Mahkeme kararları, oy çokluğuyla aldı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber