Başbakan Yardımcısı: 'Yasaya aykırı, ancak elimden bir şey gelmez'

Haber Giriş : 03 Ocak 2005 03:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Muammer Bayburtluoğlu

Kaynakların kullanımı konusunda kötü bir örnek

Bilineceği gibi, 59'uncu Hükümetin en önemli projelerinden birisi evsizleri ev sahibi yapmaktı. Bu iş için Toplu Konut İdaresi Başkanlığını görevlendiren hükümet, düşük gelir grubundaki insanları, kira öder gibi ev sahibi yapma düşüncesiyle yola çıkmış ve bu proje medyada çok yoğun bir şekilde tanıtılmıştı. Hükümetin en yetkili ağızları da, evsizleri konut sahibi yapmaya yönelik projenin yaşama geçirilebilmesi için gereken çabanın gösterildiğini sıklıkla dile getiriyordu.

Kazın ayağı hiç de sanıldığı gibi çıkmadı. Anlatacağımız uygulama, hükümetin bu projeye ne denli ilgi gösterdiğinin kanıtı. Zira, uygulama bir gerçeği görmemize olanak sağlıyor. Ayrıca, güncel bir olayla ilişkilendirilmesi ve sonuçları bakımından da irdelenmeye değer.

Olayımız şu : T.C.Ziraat Bankası, T.Halk Bankası ve T. Emlak Bankasının yeniden yapılandırılmaları amacıyla 28.03.2001 tarih ve 2202 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı yayımlanıyor. Kararın 1'inci maddesinin 1'inci fıkrası, T.Emlak Bankasının bankacılık faaliyetleri dışında kalan mal varlıklarının Toplu Konut İdaresine (TOKİ) devredileceğine; 2'ci fıkrası ise, bankanın, bankacılık ve bankacılık dışı faaliyetlerinde müştereken kullanılan menkul, gayrimenkul, araç, gereç ve malzemelerinin dağılımının T.Emlak Bankası ile Toplu Konut İdaresi arasında yapılacak bir protokolle belirleneceğine ilişkin hükümler içeriyor. Ancak; gerek anılan Bakanlar Kurulu Kararı gerekse bu konudaki yasal mevzuat ( 4603 ve 4684 sayılı yasalar) hiçe sayılarak T.Emlak Bankasının TOKİ'ne devretmesi gereken lojman ve spor tesisleri bir protokol ile T.C.Ziraat Bankasına devrediliyor. Bu konunun peşine düşerek lojmanların ve spor tesislerinin kendilerine iade edilmesi gereğinden bahseden TOKİ' nin girişimleri ise sonuçsuz kalıyor.

Konu, DYP Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan tarafından TBMM gündemine getiriliyor ve bu vekilimiz Başbakan tarafından yazılı olarak yanıtlanması istemiyle bir soru önergesi veriyor. Pandomima da tam burada kopuyor. Konunun tarafı olan kurum yetkilileri ve ilgili bakanların soru önergesine verdikleri yanıtlar ise oldukça çarpıcı. Ziraat Bankası, lojman ve spor tesislerinin bankacılık faaliyetleriyle ilgili olduğunu savlayan ilginç bir yanıt hazırlıyor ve bu yazı Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan'ın üst yazısı ekinde ilgili yerlere ulaştırılıyor. Önergeye Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in 01.11.2004 tarihinde verdiği cevap ise daha da ilginç. Sayın bakan yanıt yazısında T.Emlak Bankasının bankacılık hizmetleri dışında kalan lojman ve spor tesislerinin T.C.Ziraat bankası tarafından tapuda devralındığını, devrin yasaya aykırı olarak gerçekleştiğini, TOKİ'nin yasalara aykırı bu uygulamanın düzeltilmesi istemiyle Hazine Müsteşarlı ile Ziraat Bankasına yazı gönderdiğini, ancak bu kurumların hiçbir işlem yapmadıklarını belirtmekte beis görmüyor.

Yasa gereği Toplu Konut İdaresine devredilmesi gereken lojman ve spor tesislerine (1700 adet) gelince, bunların büyük bölümü illerin en merkezi bölgelerinde yer alıyor. Örneğin İstanbul Ataşehir'de 74, Ataköy'de 304, Balmumcu'da 30; Ankara Yenimahalle'de 24, Kocatepe'de 53; İzmir Bostanlı'da 79 adet lojman bulunuyor ve bu binaların piyasa değerinin yüksekliği de herkes tarafından biliniyor.

Uygulamayı görüp, olayı irdelediğimizde ve konuyla ilgili bakanın değerlendirmelerini incelediğimizde garip çelişkileri saptamak hiç de zor olmuyor. Bu arada, insanın aklına hemen şu sorular geliyor. Hükümet projeyi yaşama geçirme konusunda gerçekten kararlı mı? Şayet evsizleri konut sahibi yapmak amacıyla yola çıkılıyorsa, öncelikle kaynak sorununu çözmek gerekmez mi ? Elde kullanılabilecek hazır kaynaklarımız var ise, bunları devreye sokmak yerinde bir davranış olmaz mı?

Alın işte, elinizde piyasa değeri çok yüksek 1700 konut ve tesisi var. Bu kadar önemli bir kaynağı neden değerlendirmiyorsunuz ? Bir bakan "Yasaya aykırı, ancak elimden bir şey gelmez" söylemine neden sığınıyor? Hazine Müsteşarlığı ve Ziraat Bankası bürokratlarının yasalara aykırı uygulamalarına ne zamana kadar göz yumulacak ?

Sanırım bu soruları birilerinin yanıtlaması gerekiyor. Zira, olan biteni bilmek hepimizin, tüm toplumun hakkı?
Birgün

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber