2 yılda 4 bin kişi cumhurbaşkanından iş istedi

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 27 Ağustos 2009 23:00, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:58

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yarın görevdeki ikinci yılını dolduracak. Gül, bu süre içinde Çankaya Köşkü'ne gönderilen 234 kanunun 231'ini onayladı, 3'ünü ise kısmen iade etti.

Türkiye Cumhuriyeti'nin Onbirinci Cumhurbaşkanı olarak 28 Ağustos 2007 tarihinde göreve başlayan Abdullah Gül, görev süresinin iki yılında Cumhurbaşkanlığı faaliyetleri, yurt içi ve yurt dışı seyahatleri, ağırladığı devlet başkanları, uluslararası sorunların çözümü için gösterdiği çabalarla yoğun bir çalışma dönemi geçirdi.

Cumhurbaşkanı Gül, iki yıllık görev süresinde toplam 231 kanunu onayladı, 3 kanunu kısmen iade etti. TBMM'de 2009 yasama döneminde kabul edilen 92 kanundan 91'ini onaylayan Gül, 5920 sayılı "İş Kanunu, İşsizlik Sigortası Kanunu ve Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un özel istihdam büroları kurulmasını öngören maddesini ise bir kez daha görüşülmek üzere Meclis'e iade etti. Gül, görev süresinin ilk yılında 5803 sayılı "Elektronik Haberleşme Kanunu" ile 5760 sayılı "Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun"u kısmen iade etmişti.

Gül'ün, son bir yılda onayladığı kanunlar arasında siyaset dünyası ve kamuoyunda farklı görüşlere konu olan kanunlar da yer aldı. Bunlar arasında askerlerin özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giren suçlarda sivil mahkemelerde yargılanmasını öngören 5918 sayılı "Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun", Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin temizlenmesine ilişkin kanun, 1 Mayıs'ın "Emek ve Dayanışma Günü" olarak tatil ilan edilmesine ilişkin kanun, Türkiye'nin BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine Yönelik Kyoto Protokolü'ne katılmasının uygun bulunmasına dair kanun, askerlik yapmayanların Türk vatandaşlığından çıkarılmasına son veren Türk Vatandaşlığı Kanunu değişikliği, kredi kartı borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin kanun ve üniversite öğrencilerine yönelik "affı" düzenleyen kanun yer alıyor.

Cumhurbaşkanı Gül, 13 Nisan 2009 tarihinde çoğu milletler arası anlaşma olmak üzere toplam 34 kanunu onayladı.

Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından sunulan kabine değişikliğini de onayladı. Bu değişiklikle 60. Hükümet'te biri TBMM dışından olmak üzere 9 yeni bakan yer aldı, bazı bakanların da görev alanları değiştirildi.

SEÇİM VE ATAMALAR

Görev süresi içinde yükseköğretimde çok sayıda atamaya imza atan Gül, YÖK üyeliği ve başkanlığına 10 Aralık 2007 tarihinde Yusuf Ziya Özcan'ı seçmişti. Cumhurbaşkanı Gül, Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ayşe Soysal, İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, dönemin TÜİK Başkanı Prof. Dr. Ömer Demir, Prof. Dr. Berrak Kurtuluş ile Karaelmas Üniversitesi'nde Prof. Dr. Durmuş Günay'ı YÖK üyeliğine seçti. Gül, ayrıca Prof. Dr. Sait Bilgiç, Prof. Dr. Atilla Eriş ve Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu'nun Üniversitelerarası Kurulca; Prof. Dr. Mehmet Akif Aydın, Prof. Dr. Muhittin Şimşek, Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürü Naci Ağbal'ın Bakanlar Kurulu tarafından YÖK üyeliğine se çilmesine ilişkin kararı onayladı.

Görev süresinde bazı üniversitelerin rektörünü atayan Gül, yeni kurulan Niğde, Ağrı, Ardahan, Artvin Çoruh, Bartın, Batman, Bayburt, Bingöl, Bitlis-Eren, Çankırı-Karatekin, Gümüşhane, Hakkari, Iğdır, Karamanoğlu Mehmetbey, Kı rklareli, Kilis-7 Aralık, Mardin-Artuklu, Muş-Alparslan, Nevşehir, Osmaniye-Korkut Ata, Siirt, Şırnak, Tunceli, Yalova üniversitelerinin ilk rektörlerini görevlendirdi.

Cumhurbaşkanı Gül, görev süresi dolan İstanbul, Akdeniz, Ankara, Atatürk, Boğaziçi, Hacettepe, Galatasaray, Cumhuriyet, Çukurova, Dicle, Dokuz Eylül, Ege, Erciyes, Fırat, Gazi, Gaziantep, İnönü, İstanbul Teknik, Karadeniz Teknik, Ondokuz Mayıs, Orta Doğu Teknik, Trakya, Uludağ, Yıldız Teknik, Süleyman Demirel, Selçuk, Bilecik ve Karabük üniversitelerine de rektör atadı.

Gül, yüksek yargıda Anayasa Mahkemesi yedek üyeliğine Yargıtay Üyesi Recep K ömürcü'yü; Danıştay üyeliklerine Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürü İ lyas Arlı, Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ahmet Hamsici, Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürü Yüksel Öztürk ve Merkez Valisi Mevlüt Çetinkaya'yı; HSYK asıl üyeliklerine Ali Suat Ertosun, Orhan Cem Erbük, Ayşe Albayrak Doğan, Feyzi Altınok, Suna Türkoğlu'nu, HSYK yedek üyeliğine Hatice Ceyda Kerman ve Coşkun Öztürk'ü seçti.

AFLAR

Cumhurbaşkanı Gül, 14 Mayıs 2009 tarihinde, "sürekli sakatlık", "sürekli hastalık" ve "kocama" nedeniyle 3 mahkumu affetti. Gül'ün, hastaneler ve Adlı Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından felçli olduğu saptanan Murat Yılmaz'ın, mesane kanseri olduğu saptanan Mustafa Varlık'ın ve çeşitli sağlık sorunları ile kocama halinde bulunduğu saptanan 85 yaşındaki Hasan Hüseyin Sevim'in durumunun mahkumiyetine devam etmesine izin vermediğini dikkate alarak kalan hapis cezalarını kaldırdığı bildirildi.

Gül, ayrıca Suudi Arabistan'da idam cezasına çarptırılan Türk vatandaşı Sabri Boğday'ın serbest bırakılması için de büyük çaba harcadı. Boğday, Suudi Arabistan Kralı Abdullah ile Gül arasındaki görüşmelerin ardından affedilerek 27 Ocak 2009'da Türkiye'ye döndü.

4 BİN KİŞİ İŞ TALEP ETTİ

Cumhurbaşkanlığının internet sitesinde yer alan bilgilere göre, 28 Ağustos 2007-21 Ağustos 2009 tarihleri arasında Çankaya Köşkü'ne kurumsal ve kişisel toplam 53 bin 445 başvuru yapıldı. Kurumsal başvuruların büyük çoğunluğu yerel yönetim sorunlarına ilişkin oldu; kişisel başvurularda maddi yardım talepleri öne çıktı. Maddi yardım ve destek sağlanması için 6 bin 675, adalet için 5 bin 478 başvuru yapıldı, 3 bin 982 kişi de Cumhurbaşkanlığından iş talebinde bulundu.

2008 yılında Cumhurbaşkanlığı tarafından çeşitli dernek, birlik, kurum, kuruluş, sandık ve benzeri kuruluşlara toplam 165 bin TL'lik yardım yapıldı. Bu kapsamda, Sevda-Cenap And Müzik Vakfı'na 25 bin, Sivaslı Yüksekokulu Yaptırma Yaşatma ve Koruma Derneği'ne 20 bin; Türk Musiki Araştırmaları Vakfı, Serebral Palsili Çocuklar Derneği, Avrasya Yazarlar Birliği Derneği ve Türk Güreş Vakfı'na 15'er bin liralık yardımda bulunuldu.

Otistik Çocukları Koruma ve Eğitim Derneği'ne 10 bin liralık yardı m ayrılırken, Abdal Musa Kültürünü Araştırma ve Tanıtma Vakfı, Cumhuriyetçi Eğitim ve Kültür Vakfı (Cem Vakfı), LÖSEV, Türkiye Beyazay Derneği, Türkiye Sakatlar Derneği Genel Merkezi, Zihinsel Özürlüler Federasyonu, Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği, Tüm Özürlüler ve Aileleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayan ışma Eğitim Rehabilitasyon ve Kültür Derneği, Şehit Aileleri Terör Mağdurları Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ile Görmeyenler Kültür ve Birleşme Derneği Genel Merkezi'ne 5 biner liralık yardım gönderildi.

ARITMAN'IN SÖZLERİNE MANEVİ TAZMİNAT

Cumhurbaşkanı Gül'ün görev süresinin ikinci yılında en çok tartışılan konulardan biri de CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman'ın, Gül'ün annesinin kökeniyle ilgili sözleri oldu.

Tartışmalar sürerken, Cumhurbaşkanı Gül, "bir yalanı düzeltmek ve hakikat adına tarihe not bırakmak için ailesiyle ilgili aziz milleti bilgilendirmek mecburiyeti hissettiğini" belirterek 21 Aralık 2008'de açıklama yaptı. Bütün vatandaşların etnik kökenine, farklı inançlarına ve aile bağlarına saygı duyduğunu, bu farklılıkları zenginlik olarak gördüğünü ifade eden Gül, "Kayseri'nin yerlisi olan anne tarafından Satoğlu, baba tarafından Gül (Gülükimamı) sülalelerinden gelen ailesinin yüzyıllara uzanan kayıtlı geç mişinin Müslüman ve Türk olduğunu" bildirdi.

Gül, açıklamanın ertesi günü de "annesinin etnik kökeniyle ilgili gerçek dışı beyanlarda" bulunarak, "kamusal konumundan kaynaklanan, büyük sorumluluk ve titizlikle yerine getirdiği devlet adamlığı kimliğini kamuoyunda karaladığı" gerekçesiyle Canan Arıtman aleyhine açtığı 1 YTL'lik manevi tazminat davasını kazandı.

"ŞAHSIM ADINA TEREDDÜTÜM YOKTUR"

2009'da Cumhurbaşkanı Gül ile ilgili gündeme gelen konulardan biri de Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, Mayıs ayında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, "Kayıp Trilyon" davasıyla ilgili olarak, Gül hakkında vermiş olduğu "kovuşturma yapılmasına yer olmadığına" ilişkin kararını kaldırması oldu. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi açıklamasında, Gül'ün "sanığı olmadığı ve yargılanmadığı bir davadan dolayı bazı çevrelerce şüpheli gibi gösterilmeye çalışılmasının iyiniyetle bağdaştırılamadığı" belirtilerek, "Kaldı ki, Anayasaya göre Cumhurbaşkanlarının 'vatana ihanet' dışında herhangi bir suçlama ile yargılanması mümkün bulunmamaktadır" denildi.

Konuya ilişkin bir soruyu yanıtlayan Cumhurbaşkanı Gül, "Hukuki prosedür neticelendiğinde, eğer bazılarının iddia ettiği gibi bir durum ortaya çıkarsa bu konuda yargılanmaktan şahsım adına benim hiçbir şüphem, tereddütüm yoktur" dedi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, haziran ayında, "takipsizlik" kararını kaldıran Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesinin kararının "kanun yararına bozulması" istemiyle Adalet Bakanlığına başvurdu.

Bu arada, Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz, takipsizlik kararını kaldırmasının ardından, Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan'ın "yaptıkları açıklamaların kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığını" öne sü rerek, manevi tazminat davası açtı.

YARGI ORGANLARI VE SİYASİ PARTİ TEMSİLCİLERİYLE GÖRÜŞMELER

Görevinin ilk yılında TBMM'de grubu bulunan siyasi partilerin liderleriyle bir araya gelen Gül, ikinci yılda da bu görüşmeleri sürdürdü.

TBMM'de grubu bulunan siyasi parti lideriyle mayıs ayı başında bir dizi görüşme yapan Cumhurbaşkanı Gül, 5 Mayıs'ta CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı kabul etti. Baykal, görüşmede Anayasa değişikliği, terör sorunu ve Türkiye-Ermenistan-Azerbaycan ilişkilerinin ele alındığını belirtti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile 6 Mayıs günü bir araya gelen Gül, 7 Mayıs'ta da DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ile görüştü. Görüş melere ilişkin soruları yanıtlayan Gül, "Türkiye'nin büyük meselelerini, hükümeti aşan büyük meselelerini ki bunlar bütün hükümetlerin meseleleridir, Türkiye'nin önce ve sonraki büyük meselelerini ele aldık" dedi.

Gül, Haziran ayında da DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, DSP Genel Başkanlığına seçilen Masum Türker ile görüştü.

Türkiye-AB ilişkilerini ele almak üzere yasama ve yürütme organlarının temsilcileri 28 Ekim 2008'de Çankaya Köşkü'nde Gül ile bir araya geldi. Toplantının, AB'ye katılım sürecine ivme kazandırmak için atılacak adı mların eşgüdüm içinde belirlenmesi amacıyla düzenlendiği açıklandı. Toplant ıya, dönemin TBMM Başkanı Köksal Toptan, dönemin Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, TBMM Uyum Komisyonu Başkanlık Divanı üyeleri ile Dışişleri Bakanlığı ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliği yetkilileri de katıldı.

Cumhurbaşkanı Gül, yeni yıl dolayısıyla 21 Ocak 2009'da yasama, yürütme ve yargı organlarının başkanlarıyla öğle yemeğinde bir araya geldi. Dış işleri Konutu'ndaki yemeğe TBMM Başkanı Köksal Toptan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Danıştay Başkanı Mustafa Birden, Sayıştay Başkanı Mehmet Damar, Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı Ahmet Akyalçın, Askeri Yargıtay Başkanı Hakim Tuğgeneral Ahmet Alkış, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanı Hakim Tuğgeneral Turgut Arıbal katıldı.

GÜL'ÜN İKİNCİ YILINDAN SATIR BAŞLARI

Cumhurbaşkanı Gül, 1 Ekim 2008'de TBMM'nin 23. Dönem 3. Yasama Yılının açılışı dolayısıyla Genel Kurul'a hitap etti.

Konuşmasında yeni anayasaya yönelik tartışmalara değinen Gül, "Yeni anayasal düzenlemelerin, milli birlik ve toplumsal dayanışmayı güçlendirecek biçimde, dışlayıcı olmayan, kapsayıcı bir yaklaşıma sahip olmasını n elzem olduğunu belirtti. Gül, "Temel hak ve hürriyetleri güvence altına alan, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti anlayışını kuvvetle teyit eden nitelikte olması, yeni anayasal düzenlemelerin gücünü ve sürdürülebilirliğini arttıracaktır" diye konuştu.

Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinin önemini anlatan Cumhurbaşkanı Gül, bu çerçevede özellikle bireysel hak ve özgürlüklerin en geniş anlamda güvence altında olması ve yasal düzenlemelerin uygulanmasında demokratik anlayışın gözetilmesi gerektiğini belirtti. Gül, küresel ekonomik krize de değinerek, Türkiye'nin yatırım yapılacak güvenli bir ada haline getirilebileceğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Gül, TBMM'deki konuşmasıyla çalışma yılının satır başlarını da belirlemiş oldu.

Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığının ikinci yılında, Türkiye, uzun süredir üzerinde çalıştığı bir hedefe ulaştı. Gül'ün de büyü k çaba gösterdiği ve desteklediği sürecin sonunda, Türkiye, 17 Ekim 2008'de 2009-2010 dönemi BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine seçildi. Gül, bu sonucu "Cumhuriyet diplomasisinin, her vatandaşın iftihar etmesi gereken mühim bir başarısı" olarak niteledi.

Cumhurbaşkanı Gül, 31 Aralık'ta yani 2008'in son gününde Tü rkiye-AB ilişkilerinde yol haritası özelliği taşıyan ve birçok yasal düzenlemenin yapılmasını öngören "3. Ulusal Programı"nı onayladı.

1 Ocak 2009'da yayın hayatına başlayan TRT 6'nın açılışında, Cumhurbaşkanı Gül'ün, Kürtçe dublaj ve Türkçe alt yazılı mesajı ekrana geldi. TRT'nin Kürtçe yayın yapıyor olmasını çok anlamlı bulduğunu belirten Gül, "Bunun, halkımızın birliğini, beraberliğini daha da pekiştireceğini ümit ediyorum. Herkes şunu görecek ki herkes bu ülkenin sahibidir, herkes bu ülkenin onurlu, eşit vatandaşıdır ve herkes kendi kültürünü varsa farklılı klarını güzel bir şekilde ifade edebilmektedir" dedi. TRT'nin Balkanlar, Kafkasya ve Orta Asya coğrafyasındaki izleyicilere seslenecek yeni kanalı "TRT Avaz" da 21 Mart'ta yayın hayatına başladı. TRT Avaz'ın açılışı, Cumhurbaşkanı G ül'ün "TRT Avaz, avaz avaz bütün Türk dünyasına seslenecek" anonsuyla yapıldı.

Cumhurbaşkanlığından 29 Ocak'ta yapılan açıklamada, Gül'ün, RT ÜK, Telekomünikasyon Kurumu, ermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, Kamu İhale Kurumu, Rekabet Kurumu ile Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu'na ilişkin Devlet Denetleme Kurulu'nca çalışma yapmasını istediği bildirildi.

YAŞAR KEMAL'E BÜYÜK ÖDÜL

Cumhurbaşkanı Gül, görev süresinin ikinci yılında da Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Çankaya Köşkü'nde iki ayrı resepsiyon verdi. Köşk'te öğle saatlerinde devlet protokolüne verilen resepsiyonun ardından Cumhurbaşkanı Gül ve eşi Hayrünnisa Gül'ün ev sahipliğinde akşam saatlerinde sivil toplum örgütü temsilcileri, iş adamları, sanatçılar, sporcular ve gazeteciler ağırlandı.

24 Kasım Öğretmenler Günü, Çankaya Köşkü'nde 81 ilden gelen öğretmenlerin katıldığı bir öğle yemeğiyle kutlandı. Gül, değişimlerin gerisinde kalmamak, gelecek nesilleri yeniliklere adapte etmek konusunda öğretmenlere büyük sorumluluk düştüğünü belirterek, öğretmenlere "Sizlerin asla öğrencilerinizin, yetiştirdiklerinizin gerisinde kalmamanız gerekir" diye seslendi.

Cumhurbaşkanı Gül, 28 Ocak 2009'da terörle mücadelede 2007-2008 yıllarında TSK ve emniyet mensubu olarak görev yaparken şehit olanların yakınları ile malul ve gazi 61 kişiye Çankaya Köşkü'nde düzenlenen törenle Devlet Öv ünç Madalyası verdi.

2008 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödü lleri de Cumhurbaşkanı Gül tarafından 4 Aralık'ta Çankaya Köşkü'nde düzenlenen törenle verildi. Edebiyat dalında Yaşar Kemal, mimari dalında Turgut Cansever adına eşi Nilüfer Cansever ve müzik dalında Dr. Alaeddin Yavaşca ödüle değer bulundu.

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasının yenilenen konser salonu, 12 Kasım 2008'de Abdullah Gül'ün de izlediği gala konseriyle resmen açıldı. Konserde, piyanist İdil Biret izleyici karşısına çıktı.

İFTARLAR, ÇANKAYA SOFRALARI

2008 yılının ramazan ayında Çankaya Köşkü'nde toplumun değişik kesimlerine iftar yemeği verildi. Cumhurbaşkanı Gül, şehit ailelerine, işçi ve memur sendikalarıyla Türkiye İşçi Emeklileri Derneği temsilcilerine, İslam Konferansı Örgütü üyesi ülkelerin Ankara büyükelçilerine; araları nda TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ ve Başkan Yardımcısı Ferit Şahenk, TİSK Başkanı Tuğrul Kutadgobilik, TESK Başkanı Bendevi Palandöken'in de bulunduğu meslek kuruluşlarının temsilcilerini iftarda ağırladı.

Gül, 2009 yılının ilk iftar yemeğini de şehit yakınlar ı ve gaziler için verdi.

Cumhurbaşkanı Gül, göreve geldiğinde başlattığı "Ç ankaya Sofraları" geleneğini bu yıl da sürdürdü. Gül, 13 Ocak'ta sinema yönetmenleri Sinan Çetin, Erden Kıral, Yücel Çakmaklı, yapımcı Türker İnanoğlu, senarist Gani Müjde ile oyuncular Şener Şen, Lale Mansur ve Zuhal Olcay'ı Çankaya Sofrası'nda konuk etti.

Gül, 18 Mayıs Dünya Müzeler Günü dolayısıyla da arkeolog ve müzecilerle bir araya geldi. Çankaya Köşkü'ndeki öğle yemeğine Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı, Sabancı Müzesi Müdürü Nazan Ölçer, Sadberk Hanım Müzesi Müdürü Hülya Bilgi, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Orhan Düzgün, Akdeniz Üniversitesi'nden Prof. Dr. Fahri Işık, Japon-Anadolu Arkeoloji Enstitüsü Başkanı Dr. Sachihiro Omura, Kültepe Kazısı Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğ lu ile Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdusselam Uluçam katıldı.

Cumhurbaşkanı, kendisiyle görüşmek için Malatya'dan yürüyerek yola çıkan 68 yaşındaki Sami Karaaslan'a otomobil gönderip Ankara'ya getirterek ağırladı; doğuştan kolları olmadığı için ayaklarıyla resim çizen 6 yaşındaki Sümeyye Boyacı ve ailesini de konuk etti.

Cumhurbaşkanı Gül, 5 Mayıs'ta iş adamı Rahmi Koç, emekli büyükelçi İlter Türkmen, Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Doğramacı ile New York Barosu avukatlarından Memduh Karakullukçu'yu; 3 Temmuz'da Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli'yi; 9 Temmuz'da eski TBMM başkanlarından Ferruh Bozbeyli'yi öğle yemeğinde misafir etti.

GÜL ÇİFTİNİN AT TUTKUSU

Cumhurbaşkanı Gül ile eşi Hayrünnisa Gül'ün, Köşk'teki ikinci yıllarında en çok ilgi çeken tutkularından biri de at binmek oldu. Gül, Mayıs ayının son pazar gününde, Kazakistan ziyareti sırasında kendisine hediye edilen ve Ankara Atlıspor Kulübü'nde bakılan atını görmeye gitti. Cumhurbaşkanı Gül, "Erciyes" adını verdiği üç yaşındaki atla yakından ilgilendi. Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül, emniyet güçlerine ait atlara binerek kısa süreli gezinti de yaptı.

Gül çifti, Kayseri ziyaretlerinin son gününde de Erciyes Binicilik ve Eğitim Tesisleri'ni gezerek at bindi. Çiftliğe kendi kullandığı araçla giden Hayrünnisa Gül gazetecilerin ilgi odağı oldu.

Objektiflerin kendisine yönelmesine alışık olan Cumhurbaşkanı Gül, Ş ubat ayında Kenya ve Tanzanya'yı kapsayan Afrika ziyareti sırasında bu kez makineyi eline aldı ve safari yaparken fotoğraf çekti. Gül'ün objektifinden yansıyan kareler Cumhurbaşkanlığı internet sitesinde "Afrika Özel" klasörünün içinde yer alıyor.

GÜL, İKİ YILDA 40 MEVKİDAŞINI TÜRKİYE'DE AĞIRLADI

Görev süresinin ilk yılında 17 ülkeye 21 ziyarette bulunan Cumhurbaşkanı Gül, bugüne kadar toplam 33 ülkeye 46 ziyaret yaptı. Gül, cumhurbaşkanı seçildikten sonra 40 ülkeden mevkidaşını Türkiye'de ağırladı.

Cumhurbaşkanlığında 28 Ağustos 2008'de ilk yılını dolduran Gül'ün bu tarihten sonraki ilk gezisi "tarihi bir ziyaret" oldu. Gül, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın davetlisi olarak, Türkiye-Ermenistan Dünya Kupası Grup Elemesi futbol karşılaşmasını izlemek üzere 6 Eylül 2008'de Erivan'a gitti. İki ülke milli takımları arasındaki maçın spor tarihinde ilk olmasının ötesinde, "önemli fırsatlar sunacak bir anlam taşıdığını" söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, "Bugün oynanacak maçın ortak tarihi paylaşan iki halkın yakınlaşmasının önündeki engellerin ortadan kaldırılmasına vesile olmasını ve bölgesel dostluk ve barışın sağlanmasına katkıda bulunmasını ümit ediyorum" sözleriyle gezisine başladı.

Gül, Sarkisyan ile görüşmesinde Türkiye ile Ermenistan arasındaki sorunların giderilmesinde iklim oluşturulması için irade ortaya koyduklarını belirtti. Hrazdan Stadı'ndaki protokol tribünündeki locadan maçı izleyen iki cumhurbaşkanı, taraftarları selamlayarak stadyumdan ayrıldı. Gül de Sarkisyan'ı 14 Ekim 2009'da Türkiye'de oynanacak Türkiye-Ermenistan rövanş maçına davet etti. Sarkisyan'ın stadyumda verdiği kokteyle katılan Gül, daha sonra Türkiye'ye döndü.

Cumhurbaşkanı Gül, dönüşte yaptığı açıklamada, "Ziyaretimin verimli geçtiğini, ileriye dönük olarak umut vadettiğini, Türkiye'nin bölgedeki önem ve ağırlığını bir kez daha ortaya koyduğunu düşünüyorum" dedi. Gül, Erivan ziyareti sırasında kendisine eşlik eden gazetecilere de Türkiye için Kafkaslar'ın en ö nemli meselesinin Yukarı Karabağ olduğunu anlattı, Ermenistan'daki görüşmelerinde bu konuyu ayrıntılı olarak ele aldıklarını belirtti.

Gül, Ermenistan ziyaretinden kısa süre sonra da günübirlik çalışma ziyareti için 10 Eylül 2008'de Azerbaycan'a gitti. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından karşılanan Gül, görüşmelerinin ardından, "Ümit ediyorum ki, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki Karabağ meselesi diyalog yoluyla, anlayışla ve karşılıklı görüşmelerle çözüme erişir" dedi. Aliyev ise Azerbaycan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin üst düzeyde olduğunu, karşılıklı ziyaretlerin bölgedeki gelişmelere anında yanıt verme olanağı sağladığını ifade ederek, "Ekonomik ve siyasi dahil tüm girişimlerimiz bölgede istikrarın ve barışın sağlanmasına hizmet ediyor" dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, eylül ayındaki bu ziyaretin ardından 13 Kasım'da Bakü'de düzenlenen Enerji Zirvesi'ne katılmak üzere bir kez daha Azerbaycan'a gitti.

Gül, 2009 yılında Aliyev ve Sarkisyan ile de bir araya geldi. AB'nin "Güney Koridoru Zirvesi"ne katılmak üzere, 7-8 Mayıs 2009 tarihlerinde Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'a giden Gül, Aliyev-Sarkisyan görüşmesinin ardından iki liderle ayrı ayrı bir araya geldi. Gül, Aliyev ile Sarkisyan görüşmesinde olumlu gelişmeler yaşandığı ve bazı mesafelerin alındığına dair intiba edindiklerini belirterek, "Umarım bu fırsatlar kaçırılmaz, herkes elinden gelen her türlü olumlu katkıyı koyar ve her cephede, Kafkasların tamamında pozitif gelişmeler sözkonusu olur" dedi.

BAĞDAT ZİYARETİ

Cumhurbaşkanı Gül'ün Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin davetlisi olarak 23-24 Mart 2009'da Bağdat'a yaptığı resmi ziyaret 2009'un en önemli ziyaretleri arasında yer aldı.

Fahri Korutürk'ün 26 Nisan 1976 tarihindeki ziyaretten 33 yıl sonra Irak'a giden ikinci Cumhurbaşkanı olan Gül, Bağdat'ta bir gece konakladı. Gül, Irak'taki temasları çerçevesinde, terör örgütü PKK ile mücadelede Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin işbirliğinin önemine dikkati çeken açıklamalarda bulundu.

İmzalanan geniş kapsamlı ekonomik anlaşmayla da iki ülke arasındaki 5 milyar dolarlık ticaret hacmini 2 yıl içerisinde 20 milyara çıkarılması hedeflendi.

AFRİKA AÇILIMINA DESTEK

Türkiye'nin, BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliği seçimleri sırasında Afrika ülkelerinin neredeyse tamamının oyunu alması Cumhurbaşkanı Gül'ün ge çen yıl ertelediği Afrika ziyaretinin kısa sürede yapılmasının itici güçlerinden biri oldu.

"Bütün Afrika'nın güvenini kazanmak, Afrika'nın oyunu almak büyük bir olaydır. Bundan dolayı da Afrika'ya karşı sorumluluklarımız var" diyen Gül, 20-22 Şubatta Kenya'yı, 22-23 Şubat'ta Tanzanya'yı ziyaret etti. Gül'ün Sahraaltı Afrika ülkelerine gerçekleştirdiği bu ilk resmi ziyarette heyette çok sayıda iş adamı da bulundu.

Gül, 10 Mart'ta İran'ın başkenti Tahran'a giderek Ekonomik İşbirliğ i Teş kilatı zirvesine katıldı. İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ve Dini Lider Ayetullah Hamaney ile bir araya gelen Gül, 11 Mart'taki zirve çerçevesinde ikili görüşmeler yaptı.

ÇİN ZİYARETİ

Gül'ün son bir yılda 23 ülkeye yaptığı ziyaretler içinde en çok dikkat çekenlerden biri de 23-29 Haziran 2009 tarihlerini kapsayan Çin Halk Cumhuriyeti ziyareti oldu.

Devlet Başkanı Hu Jintao'nun davetlisi olarak Çin'e giden Gül, başkent Pekin, Xi'an, Shenzhen ve Urumçi'de temaslarda bulundu. Gül'e, iş adamlarından oluşan bir heyet eşlik etti. Ankara'dan ayrılırken ziyaretin başlıca amaçları ndan birinin "dünyanın dördüncü büyük ekonomisi olan Çin ile ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi, iş dünyasının yeni ortaklıklar kurması ve projeler geliştirmesi için fırsat yaratmak" şeklinde anlatan Gül, Çin dönüşünde, "ziyaretle Türkiye ve Çin arasında yeni bir sayfa açıldığını, ekonomik ve siyasi ilişkilerin çok daha güçlü şekilde devam edeceğini" söyledi.

AKTÜTÜN SALDIRISI VE FRANSA ZİYARETİNİN İPTALİ

Cumhurbaşkanı Gül, Hakkari'nin Şemdinli ilçesindeki Aktütün Jandarma Sınır Bölüğü'nü hedef alan ve 15 askerin şehit olduğu terör sald ırısı nedeniyle Fransa'da, Fransa Uluslararası İlişkiler Enstitüsü tarafından düzenlenecek "Dünya Siyaseti Konferansı" katılımına ilişkin seyahatini iptal etti.

Saldırının ardından Cumhurbaşkanlığının internet sitesinden görüntülü bir mesaj yayımlayan Gül, "Özellikle son bir yıl içerisinde sınır ötesi operasyonlarda TSK'nın elde ettiği başarılar terör örgütünü gerçekten demoralize etmiştir ve çok zayıflatmıştır. Sözüm ona terör örgüt ü ayakta olduğunu göstermek için bu saldırıyı yapmıştır. Bir kez daha şunu söylemek istiyorum; bedeli ne olursa olsun sonuna kadar bu mücadeleye topyekun devam edilecektir" dedi.

Gül, aynı gün Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'u Genelkurmay Karargahı'nda ziyaret ederek, başsağlığı diledi.

Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ile de telefon görüşmesi yapan Gül, Şemdinli'deki hain saldırının Türk topraklarına karşı yapıldığını dile getirdi ve Irak hükümetinin gerekli tedbirleri derhal alması beklentisini iletti. Cumhurbaşkanı Gül, 5 Ekim'de, saldırıda şehit olan Jandarma Astsubay Çavuş Hasan Önal'ın Eskişehir'deki cenaze törenine katıldı.

BM GENEL KURULU

Cumhurbaşkanı Gül, 20 Eylül 2008'de, 63. BM Genel Kurulu toplantılarına katılmak üzere ve çeşitli temaslarda bulunmak üzere ABD'ye gitti.

BM Genel Kurulu'nun 23 Eylüldeki açılış oturumunda konuşan Gül, 8 günlük ziyareti çerçevesinde çok sayıda ülkenin devlet ve hükümet başkanlarıyla ikili görüşmeler yaptı, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon ve İKÖ Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu ile bir araya geldi.

BAĞLANTISIZLAR ZİRVESİNE KONUK

Gül, Finlandiya Cumhurbaşkanı Tarja Halonen'in daveti üzerine 7?9 Ekim günlerinde Finlandiya'yı, Estonya Cumhurbaşkanı Toomas Hendrik İlves'in davetlisi olarak Estonya'yı ziyaret etti. Ziyaretlerin gündemini Türkiye-AB ilişkileri oluşturdu.

Türkiye'nin onur konuğu olduğu 60. Frankfurt Kitap Fuarı'nın açılışı 15 Ekim'de Gül'ün katılımıyla gerçekleşti.

Türkmenistan Cumhurbaşkanı Gurbanguli Berdimuhammedov'un davetlisi olarak 28 Kasım'da Türkmenistan'a giden Gül, Türkmenistan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanları ile Hazar Denizi kıyısındaki Avaza Serbest Turizm Bölgesi yatırımlarını inceledi. Buluşmanın esas amacının üç ülke arasındaki ilişkileri, işbirliğini, yakınlaşmayı ileri düzeye götürmek olduğunu ifade eden Gül, "Bu, aynı zamanda diğer Türk dünyasına da örnek olmaktadır" dedi.

Cumhurbaşkanı Gül'ün iki kez gittiği ülkelerden biri de Mı sır oldu. Şarm El Şeyh kentinde 18 Ocak'ta Gazze'deki sorunun ele alındığı çok uluslu zirveye katılan Gül, 15 Temmuz'da bir kez daha Mısır'a gitti. Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in davetlisi olarak ve özel konuk sıfatıyla yine Şarm El Şeyh'te düzenlenen Bağlantısızlar Hareketi Zirvesi'ne katılan Gül, ikili temaslar gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanı Gül, 3 Şubat'ta resmi ziyaret için Suudi Arabistan'a gitti. Gazze'ye yönelik İsrail operasyonlarının gündemde olduğu dönemde yapılan ziyaret çerçevesindeki konuşmalarda Gül, Filistinlilerin birlik ve beraberliğinin Filistin davası için elzem olduğuna dikkati çekti. "Filistinliler arasındaki bölünme Filistin Bağımsız Devletinin temeline konulmuş en büyük dinamittir" diyen Gül, Orta Doğu'da barışın önemini vurgulayarak, Suudi Arabistan'dan birliktelik ve işbirliği çağrısı yaptı. Gül, Mekke'ye de giderek umre yaptı.

Resmi ziyaretlerin bir başka durağı da Rusya Federasyonu oldu. Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Dimitri Medvedev'in daveti üzerine 12-15 Şubat 2009 tarihleri arasında gerçekleşen ziyarette, Gül, Moskova'daki temaslarının ardından özerk Tataristan Cumhuriyeti'nin başkenti Kazan'a gitti. Tataristan ilk kez Türkiye'den bir cumhurbaşkanını ağırladı.

"Avrupa İş Zirvesi"ne katılmak ve çeşitli temaslarda bulunmak üzere, 25?27 Mart 2009 tarihlerinde Belçika'ya giden Cumhurbaşkanı Gül, AB odaklı bu ziyaret çerçevesinde Komisyon Başkanı Jose Manuel Barroso ile görüştü. Türkiye'nin AB üyeliği yolundaki kararlılığının altını çizen G ül, verilen sözlerin tutulması ve atılan imzaların onurlandırılmasının, AB'nin en temel ilkelerinden olduğu söyledi.

NATO GENEL SEKRETERİ

Cumhurbaşkanı Gül, 3 Nisan'da NATO'nun 60. Yıl Dönümü Zirvesi dolayısıyla Almanya ve Fransa'yı kapsayan ziyaret için Almanya'ya gitti. Toplantılar, NATO'ya yeni genel sekreter arayışlarına yönelik tartışmalarla gündeme oturdu. NATO'ya üye ülkelerin devlet ve hükümet başkanları Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen'in adaylığı konusunda uzlaşma sağlamaya çalıştılar. Temasların ardından Rasmussen'in görevi devralması konusunda uzlaşıldı. Gül, NATO zirvesi sırasında yaptığı ikili temaslar çerçevesinde ABD Başkanı Barack Obama ile de göreve seçilmesinin ardından ilk kez yüz yüze görüştü.

Gül, 14 Nisan 2009'da Bahreyn'e, 24 Nisan'da "Avrupa İçin Doğalgaz: Güvenlik ve Ortaklık" başlıklı enerji zirvesine katılmak üzere Bulgaristan'a, 29 Nisan'da AB Dönem Başkanı olan Çek Cumhuriyeti'ne gitti.

Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın davetlisi olarak 15 Mayıs'ta Suriye'ye giden Gül, Şam ve Halep'i ziyaret etti. Böylece ilk kez bir Türk Cumhurbaşkanı Halep'e gitmiş oldu.

Gül, Cumhurbaşkanı Kurmanbek Bakiev'in davetlisi olarak 26?28 Mayıs'ta Kırgızistan'a, Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman'ın davetlisi olarak 28?30 Mayıs tarihlerinde Tacikistan'a resmi ziyaret gerçekleştirdi.

"TÜRKİYE'NİN EN ÖNEMLİ MESELESİ"

Gül, Kırgızistan'da, Tahran ve Prag ziyareti sırasında kendisine atfen basına yansıyan ifadelere ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Gül, "Kürt meselesiyle ilgili tarihi fırsat" ifadesinin hatırlatılması üzerine şunları söyledi:

"Ortaya çıkmış bir şey yok. Bu konular Türkiye'nin konuları, Türkiye'nin meseleleri olduğuna göre herhalde bu konularla biz ilgileneceğiz. Türkiye'nin en önemli konusu değil mi bu işler? İster terör, ister Kürt meselesi, ister Güneydoğu Anadolu sorunu... Ne dersen de. Bu, Türkiye'nin en önemli meselesi değil mi? Dolayısıyla bunu biz kendi kendimize halledeceğiz. Bunu hallederken de tabii ki Türkiye'nin demokratik standartlarını yükselterek halledeceğiz.

Gördüğüm kadarıyla zaten herkes harekete geçmiş vaziyette. Siyasi partilerin liderleri, birçok sivil toplum örgütünün lideri, Türkiye'nin aydınları herkes bu konuyla ilgileniyor. Yeniden iyiniyetli bir çaba içerisindeler. Önemli olan şey nedir? Türkiye'nin milli bünyesini daha güçlendirecek, milletimizin birliğini, beraberliğini çok daha muhafaza edecek şekilde herkesin kendi yurduna, kendi vatanına aidiyetini çok daha artıracak şekilde bu işleri halletmek. Bunun da yolu, kendi içimizdeki farklılıklarımızı zenginlik olarak görmekten geçiyor.

Şiddetin olduğu yerde zaten hiçbir şey olmaz. Onun için benim söylediklerim gayet açık. Bunlar için ne kadar vakit geçirilirse bu işlerde o kadar çok problem üstüne problem yüklenir. Herkese görev düşer. Medyaya, aydınlara, bilim adamlarına görev düşer. Tabii ki, iktidar başta olmak üzere siyasi partilerin liderlerine görevler düşer. Gördüğüm kadarıyla, Türkiye, böyle bir çalışma ortamı içerisinde."

Cumhurbaşkanı Gül, "Eğer bir paket ortaya atılacaksa bunun zamanlaması ve şartları ne olmalı? Terör örgütünün 6 ay-1 sene süreyle hiç eylemde bulunmamas ı mı? Bunun zamanlaması nasıl kararlaştırılacak?" sorusu üzerine, "Terör örgütleriyle pazarlık falan olmaz. Devletler için böyle şeyler söz konusu olmaz. Eğer bir yerde şiddet varsa, o zaman demokratik standartların yükseltilmesinde bile zorlukla karşılaşılır" dedi.

Gül'ün görevdeki ikinci yılının bitmesine günler kala gündemin ilk sırasında "demokratik açılım" çalışmaları ve buna ilişkin tartışmalar yer aldı. Cumhurbaşkanı Gül, bu konuda, "terör örgütünün muhatap alınmayacağını" vurgulayarak, "Türkiye'de bir mesele var. Herkesin kendi meselesini, problemini kendisinin çözmesi gerekir. Bir ülke kendi sorunlarını kendi inisiyatifiyle çözmezse başkaları günü gelir daima bunu istismar eder" değerlendirmesinde bulundu.

OBAMA'NIN İLK ÜLKE ZİYARETİ TÜRKİYE'YE

İki yıllık görev süresince toplam 40 devlet başkanını ağırlayan Cumhurbaşkanı Gül, ikinci yılında 24 mevkidaşını Türkiye'de konuk etti.

Bunlar içinde en çok dikkat çeken ABD Başkanı Barack Obama'nın 5-7 Nisan 2009 tarihlerini kapsayan Türkiye'ye gelişi oldu. Başkan seçilmesinin ardından ilk ülke ziyaretini Cumhurbaşkanı Gül'ün daveti üzerine Türkiye'ye yapan Obama, ikili temaslarının yanı sıra TBMM'de genel kurula seslendi.

ABD başkanı olarak ilk ülke ziyaretini Türkiye'ye yaptığına işaret eden Obama, "Bana 'Bu ziyareti mesaj için mi yapıyorsun' diye soruyorlardı. Cevabım çok basit" diyerek, cevabını Türkçe verdi: "Evet" Obama'nın konuşmasında "Atatürk ve laiklik", "İslam" ve NBA'deki Türk basketbolcularla ilgili bölümler alkışlarla karşılandı. Obama'nın gerçekleştirdiği gö rüşmelerin ana gündem maddesi iki ülkenin ortak gündeminde yer alan öncelikli bölgesel ve küresel konular oldu.

GÜL'ÜN GAZZE'YE YÖNELİK OPERASYONLARLA İLGİLİ ROLÜ

Cumhurbaşkanı Gül, 7 Şubat'ta İsrail'in Gazze'ye yönelik operasyonlar ının sonuna gelinen süreçte Ankara'da Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı konuk etti. Türkiye'nin Filistin'in iç işlerine karışmayacağını belirten Gül, Filistin uzlaşı hükümetinin kurulmasının önemine değindi.

Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek ile de 11 Şubat'ta İstanbul'da görüşen Gül, Türkiye'nin, kalıcı ateşkesin sağlanması yönünde Mısır'ın tüm çalışmalarını desteklediğini tekrarladı.

Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Abbas, 16 Temmuz'da bir kez daha çalış ma ziyareti için Türkiye'ye geldi.

TÜRKİYE-PAKİSTAN-AFGANİSTAN ÜÇLÜ ZİRVESİ

Cumhurbaşkanı Gül, Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai ve Pakistan Cumhurba şkanı Asıf Ali Zardari ile 5 Aralık 2008 Cuma günü İstanbul'da bir araya geldi.

Bu, 2007'de Ankara'da yapılan toplantıyla başlayan üçlü işbirliği sürecinin ikinci toplantısı oldu. Gül, 2009 yılında da Karzai ve Zerdari ile üç ülkeden askeri ve istihbarat yetkililerinin katılımıyla 1 Nisan'da Ankara'da üçlü bir zirve gerçekleştirdi. Zirvede, üç ülkenin siyasi, askeri ve istihbarat kurumları arasında bölgesel güvenlik alanındaki eş güdüm ve işbirliğine yönelik üçlü temasları devam ettirme kararı alındı.

Gül, 9 Eylül 2008'de Antalya'da Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev; 16 Ocak'ta BM Genel Sekreteri Ban Ki Mun, 17 Mart'ta İstanbul'da gerçekleştirilen 5. Dünya Su Forumu çerçevesinde Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ile bir araya geldi.

NABUCCO Hükümetlerarası Anlaşma Töreni ve Zirvesi'ne katılmak ü zere Türkiye'de bulunan Gürcistan Cumhurbaşkanı Mikhail Saakaşvili; çalışma ziyareti için Ankara'ya gelen Rusya Başbakanı Vladimir Putin'i de görüştü.

DİĞER KONUKLAR

Cumhurbaşkanı Gül'ün, göreve gelişinin ikinci yılındaki konukları arasında KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı Haris Silajdziç, Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yuşçenko, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev de vardı.

İsviçre Konfederasyonu Başkanı Pascal Couchepin, 7?11 Kasım arasında Türkiye'ye resmi ziyarette bulundu. Couchepin'in ziyareti 24 Temmuz 1923'te Lozan Anlaşması'nın imzalandığı masanın Türkiye'ye hediye edilmesiyle akıllarda kaldı.

Cumhurbaşkanı Gül, ayrıca Arnavutluk Cumhurbaşkanı Bamir Topi, Sri Lanka Cumhurbaşkanı Mahinda Rajapaksa, Bulgaristan Cumhurbaşkanı Georgi Parvanov, Cibuti Cumhurbaşkanı İsmail Ömer Guelleh, Brezilya Cumhurbaşkanı Luiz Inacio Lula da, Somali Cumhurbaşkanı Şeyh Şerif Ahmed, Lübnan Cumhurbaşkanı Michel Sleiman, Yeni Zelanda Genel Valisi Anand Satyanand, Portekiz Cumhurbaşkanı Anibal Cavaco Silva, Slovenya Cumhurbaşkanı Danilo Türk, Singapur Cumhurbaşkanı S.R. Nathan, Katar Emiri Şeyh Hamad Bin Khalifa El Tani'yi de ağırladı.

Sık sık 81 ili ziyaret etme isteğini dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, ikinci görev yılında değişik kentleri ziyaret etti, çalışmalarını zaman zaman İstanbul'da sürdürdü.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber