Generallerin istifa etmesi kime yarayacak?

Kaynak : Yeni Şafak
Haber Giriş : 25 Şubat 2010 08:40, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

ABDÜLKADİR SELVİ / ANKARA

Toplu istifa tuzağı

Ankara kulislerine dalga dalga yayılan taleplerin bir de zirve noktası vardı. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ başta olmak üzere komutanların toplu olarak istifa tehditi.

İlk olarak 28 Şubat sürecinin öncü isimlerinden Atilla Kıyat paşa ilk olarak gündeme getirmişti. Neredeyse bazı meslektaşlarımız yeni komutanların isimlerini bile belirlemişlerdi. Birkaç kaynaktan kontrol ettim, komuta kademesinden kaynaklı bir bilgi değil. Ancak çok etkili oldu. Yaptığım araştırmada tam tersi bilgilere ulaştım. Önce onları sıralayım.

1- Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet komutanları istifalarına ilişkin bir hazırlık içinde görülmemişler.

2- Komutanların astlarına bu yönde verdikleri bir talimat yok.

3- Genelkurmay Başkanı Başbuğ, Başbakan'la görüşmesinde görevinin başında olduğunu, istifa gibi bir düşüncesinin olmadığını belirtip, "Siz de bana karşı bir güvensizlik oluştuysa orasını bilemem" demiş. Başbakan Erdoğan da İlker Paşa'ya duyduğu güveni teyit etmiş.

4- İstifa planı komutanı kademesine yönelik bir tuzak. Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları istifa ettiği taktirde 1.Ordu Komutanı Hasan Iğsız başta olmak üzere ordu komutanlarının önü açılıyor. Genelkurmay Başkanlığı'na 1.Ordu Komutanı Hasan Iğsız, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk, Jandarma Genel Komutanlığına Ege Ordu Komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu, Deniz Kuvvetleri Komutanlığına Oramiral Emin Murat Bilgel, Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Nusret Taşdeler gibi bir tablo hedefleniyor.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın da zaman zaman Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'u istifaya davet etmesinin altında yatan neden bu. Genelkurmay 2. Başkanı olduğu sırada 1.Ordu Komutanı Iğsız'a Kara Kuvvetleri Komutanı yapmak. Bu kez işi toptan çözüp, tüm komuta kademesini değiştirmeyi planlamışlar.

Birkaç kaynaktan kontrol ettim, bir baskı unsuru olarak gündemde kalmasına itiraz etmemişler ama komuta kademesinin böyle bir planı yok.


Karargah normale döndü

Şok Balyoz gözaltıları sonrası 15 orgeneral ve oramiralin biraraya geldiği Genelkurmay Karargahı'nda dün normale dönüldü. Kara propaganda değerlendirmesi yapılan Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet komutanları istifa edeceğine ilişkin iddialar ise gerçeği yansıtmıyor

"Or"lar toplantısı nedeniyle Genelkurmay karargahı hareketliydi. İlk mesaj, "Karargah normale döndü" oldu.

Kritik zamanda Genelkurmay'a yaptığı ziyaretle dikkatleri üzerine çeken Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'in bir gün önceki gergin havası gitmiş ve rahatlamış gözüküyordu.

Zirvede bir adım atıldı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Başbakan Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Başbuğ Köşk'te biraraya gelecekler. Erdek'teki Deniz Üssü'nde parolanın,"Adi" işaretin, "Başbakan" olması, ikisinin birleştirilince, "Adi-Başbakan" anlamının çıkması hükümet kanadında müthiş bir rahatsızlığa yol açmış durumda. Ben bu denli büyük bir tepkinin olduğunu düşünmemiştim. Başbakanlık bu konunun gereğinin yapılmasını bekliyor. Genelkurmay Başkanı Başbuğ soruşturma için bir Askeri Savcıyı Erdek'e göndermiş. Zannediyorum bugünkü görüşmede o konuda gelinen aşama hakkında bilgi verecek. Başbakan bu soruşturmanın üstü örtülmek için değil, sorumlularının bulunup, ibret-i müessire olacak bir cezaya çarptırılmasını bekliyor.

Peki Ankara'da sular duruldu mu?

Orgeneraller ve Oramirallerin Ankara'da toplanması suretiyle asker kılıç şakırdattı.

Ancak bir yandan Adalet Bakanı olduğu dönemde Erzincan Cumhuriyet Başsavcısını aradığı için Cemil Çiçek siyasi lince maruz kalırken, AK Parti hakkında, "Yargıyı siyalaştırma" maddesinden yeni bir kapatma davasının açılacağı söylenirken, hükümetten İstanbul'daki savcılara müdahale etmesi, gözaltına alınan TSK mensuplarının serbest bırakılmasını istemek ne denli doğru olur.

Bu sorunun çengelini zihinlere asıp, Başkent'teki hareketli trafiğe dönmek istiyoruz.

Sis perdesini aralayıp, neler oluyor sorusuna yanıt arayacağız.

Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek Genelkurmay'dan çıktıktan sonra ilk iş olarak Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Kahraman'ı aramıyor. Önce İspanya'da bulunan Başbakan Erdoğan'ı bilgilendiriyor.

Eski Kuvvet Komutanları'nın gözaltına alınmasının meydana getirdiği rahatsızlığı aktarıp, karargahın, "Gözaltına alınmak yerine ifadeleri alınmak üzere davet edilselerdi" düşüncesinde olduğunu iletiyor.

Yargılanacak olsalar dahi kuvvet komutanları başta olmak üzere orgenerallerin tutuksuz yargılanması ve görevi başındaki 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk'le ilgili işlemin durdurulması da yine karargahın istekleri olarak iletiliyor.

İSTANBUL'DAKİ SORUŞTURMA

Orgenerallerin toplanmasının, Başbakan Vekili Çiçek'in karargaha gitmesinin, Ankara kulislerine, "devlet krizi", komutanlar istifa ediyor şeklinde bir havanın yayılmasının etkisi olmadı mı oldu. Bir muhabir olarak içinde yaşadığımız 28 şubat süreci korkunun yönetilmesiydi. Meclise bir haber gelirdi, milletvekillerinin dizlerinin bağı çözülüp, liderlerin etekleri tutuşurdu. Bu kez öyle olmadı. Olmaması da lazım. Tam tersine bir metanet havası hakimdi.

Ancak İstanbul'daki soruşturmalar konusunda da bir mekanizma işlemeye başladı. Balyoz darbe soruşturması kapsamında gözaltına alınanların savcılık sorgusu tamamlandıktan sonra tutuklanması ya da tutuklanmaması talebiyle mahkemeye sevk edilmeleri işlemini İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin ile iki yardımcısı Turan Çolakkadı ve Olcay Seçkin yürütüyor.

Eski Kuvvet komutanları başta olmak üzere Orgenerallerin sorguları ise bugüne kaldı. Kuvvet Komutanlarının mahkemeye sevk aşamasında da ayrı bir özen gösterilecek.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber