AKP: Türban yasağı sürsün

Haber Giriş : 17 Mayıs 2005 07:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Leyla Şahin davasının Büyük Daire'deki duruşmasında, 'Devlet eğitim hakkını düzenler, türban yasağı hak ihlali değil' denilecek

Öcalan'ın adil yargılanmadığına hükmederek yeniden yargılanma yolunu açan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesi'nin yarın görüşeceği türban yasağıyla ilgili davada, hükümet, türban yasağının, hak ihlali olmadığını savunacak. Büyük Daire, İstanbul Üniversitesi'nde öğrenciyken türban yasağı nedeniyle okula alınmayan Leyla Şahin tarafından 1998 yılında açılan davada, yarın tarafları bir kez daha dinleyecek.

Şahin'in, din ve vicdan özgürlüğünün engellendiği gerekçesiyle Türkiye aleyhine açtığı davada, AİHM geçen yıl, üniversitelerde türbanla derslere girilmesine getirilen yasağın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne (AİHS) aykırı olmadığı sonucuna varmıştı. Şahin de karara itiraz etmişti. Yarınki duruşma, Şahin'in itirazı üzerine yapılacak ve AİHM bir yıl içinde son kararını açıklayacak.

'AİHM kararına uyulsun'
AİHM'nin son kararını oluşturacağını belirten diplomatik kaynaklar, hükümetin duruşmaya güçlü bir görüşle çıktığına dikkat çekiyor. Diplomatik kaynaklar, AİHM'nin 29 Haziran 2004'teki kararında, üniversitelerdeki türban yasağıyla, AİHS'nin düşünce, vicdan ve din özgürlüğü hakkını düzenleyen 9'uncu maddesinin ihlal edilmediğine hükmettiğini vurgularken, "Türkiye, duruşma için bu hükmün onaylanmasını isteyen bir görüş hazırladı" dedi.

Edinilen bilgiye göre Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün katkısıyla bu duruşma için hazırlanan hükümet görüşünde, türban yasağına herhangi bir itiraz ya da Leyla Şahin'e destek ifadesi yer almıyor. Hükümetin görüşünde şu unsurlar öne çıkıyor:

AİHM'nin eğitim hakkıyla ilgili içtihatları, devletin eğitim hakkını düzenleme yetkisine sahip olduğunu ortaya koymakta. Kuşkusuz, bu düzenleme yetkisi hakkın özüne dokunmamalı ve başka haklarla da çatışmamalı.

Devletin eğitim hakkını düzenleme yetkisiyle din ve vicdan özgürlüğünün kısıtlandığını bağdaştırmak yanlış. Bu doğrultuda, AİHM'de oluşan içtihatlardan da uzaklaşmaya gerek yok.

Türk hükümeti, özgürlüklerin genişlemesinden yana tavrını sürdürecek. Bu süreçte yasalar ve yargı kararları dikkate alınacak.
AİHM, Leyla Şahin'in başvurusu üzerine 29 Haziran 2004'te verdiği kararında, Türkiye'de 'türbanın son yıllarda politik sembol olarak kullanıldığı' tespitini yapmıştı. Mahkeme, dini kurallar üzerine kurulu toplum modelleri ve sembollerini tüm topluma dayatmak isteyen aşırı politik hareketler bulunduğunu not etmişti.
Strasbourg yargıçları da, türban kararının ve Şahin'e bu çerçevede verilen cezanın 'meşru' ve 'demokratik bir toplumda gerekli' olduğu hükmünde bulunmuştu.

Resmi savunma AKP'yi germişti
AİHM'nin türbanla ilgili kararı, Türkiye'nin lehine olmasına karşın AKP'lilerin tepkisini çekmişti. Türban sorunu Dışişleri Bakanı Abdullah Gül için ise iki kez sıkıntı yaratmıştı. İlk sıkıntısını eşi Hayrinüsa Gül'ün AİHM'ye yaptığı başvurusunu geri çekmesiyle atlatan Gül, ikinci sıkıntısını Dışişleri Bakanlığı'nın türban davası için AİHM'ye gönderdiği ek savunmayı geri çektirerek gidermeye çalışmıştı. Ek savunmada, Türkiye'nin yarın yapacağı resmi savunmadaki görüşlere yer verilmişti. Davanın Kasım 2003'teki duruşmasında avukat Şükrü Alpaslan, eğitimin Anayasa'daki laiklik ilkesine dayandırılması ve bu çerçevede türbanın yasaklanmasının ihlal olmayacağını söylemişti. Şahin'in avukatları 2004 Kasım'da mahkemeye ek görüş bildirince, Türkiye'nin Avrupa Konseyi Daimi Temsilciliği ilk savunmadaki görüşleri içeren bir 'ek savunma metnini' AİHM'ye iletmişti. Bir AKP'linin savunma metnini Başbakan'a göstererek, "Bu AKP'nin görüşü mü?" diye sormasıyla da kriz çıkmıştı. Başbakan Tayyip Erdoğan konuyu Gül'e sormuş, Gül de Dışişleri Bakanlığı'na emir vererek ek savunmanın geri çekilmesini istemişti.

radikal

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber