Yargıçlara 'efendiler' denilemez
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Özdemir Özok, iktidarın, Danıştay'ın türban kararına verdiği tepkiyi eleştirerek, "Danıştay kararını uygun bulmayabilirsiniz, kesinleşmiş bir kararı eleştirebilirsiniz, ama bu, yargıçlara 'efendiler' diye başlayan ve 'Danıştay değil, Diyanet çözer' benzeri sözlerle suçlama ve itham etme olanağını asla vermez" dedi.
TBB Başkanı Özok, Dedeman Otel'de gerçekleştirilen 10. Baro Başkanları Toplantısı'nın açış konuşmasını yaptı. İktidarın, devletin üniter şeklini, ulusal bütünlüğünü ve demokratik laik hukuk devleti yapısını ciddi biçimde tehdit eden kimi toplumsal olaylara duyarsız kaldığını savunan Özok, "İktidar, kendince kutsal ve öncelikli konuları sürekli gündemde tutmakta, bunlarla ilgili her türlü karşı duruşu sergilemektedir" dedi.
Bunun en çarpıcı örneğinin Danıştay'ın son türban kararına karşı, başta Başbakan olmak üzere, Dışişleri ve Adalet Bakanları'nın sert açıklamaları olduğunu belirten Özok, "Danıştay kararını uygun bulmayabilirsiniz, kesinleşmiş bir kararı eleştirebilirsiniz, ama bu, yargıçlara 'efendiler' diyen başlayan ve 'Danıştay değil, Diyanet çözer' benzeri sözlerle suçlama ve itham etme olanağını asla vermez" diye konuştu.
Diyanet İşleri Başkanı'nın bu konuda sağduyulu, dinin dünya işleri karşısındaki konumunu çok güzel belirleyen konuşmasıyla, Başbakana beklediği desteği vermediğini savunan Özok, yapılanların tam tanımının, devletin çatısını oluşturan erkler arasında çatışma olduğunu vurguladı. Özok, "Bu yaşananlar hükümetin zaman zaman AB'ye uyum adı altında referans gösterdiği hukuk devletiyim diyen hiçbir Avrupa ülkesinde asla görülmez" açıklamasında bulundu.
Mal beyanı tartışmalarına da değinen Özok, yasayla getirilen zorunlu mal beyanı
uygulamasının sorunu çözmediğini söyledi. Kimi politikacıların, annesinden,
anneannesinden kalan "çıkınlar" ve düğün ve şölenlerle servetlerinin
birden katlandığını ifade eden Özok, şunları kaydetti:
"Özellikle biraz büyükçe kentlerde Belediye Başkanlıkları yapan sayın Başkanlar,
kısa süre sonra çok büyük bütçe isteyen parti kurma ya da kurulmuş partilerin
Genel Başkanı olma mali güç ve enerjisine sahip olabilmektedir. Mal beyanı yasası
böyle önemli sıçramaları açıklamada yetersiz kaldığı için mal beyanı tartışmaları
son derece anlamsız ve komik olmaktadır. Tek çözüm, gün ışığında yönetim anlayışının
toplumun her kesimindeki yönetici kadrosunun kafalarına yer etmesi ve erdemli
davranışların sergilenmesidir. Yoksa kendilerinin dahi inanmakta güçlük çektiği
biçimsel mal beyanları hiçbir şey ifade etmemektedir."
Özok, dokunulmazlık konusunda da bu konunun sorun halinde gözükmesinin asıl nedeninin, Anayasa'daki eksiklikler değil, bu kuralların uygulanmaması olduğunu bildirdi. Cumhuriyet Başsavcılıkları'na, 21. Yasama Dönemi'nden 247, 22. Yasama Dönemi'nden de 219 adet suç iddiasına ilişkin dokunulmazlığın kaldırılması istekli dosyanın işleme konulmasının istenildiğini belirten Özok, bu konuda siyasi parti genel başkanlarının öncülük etmesi gerektiğini belirterek, "Yasama dokunulmazlığıyla korunan kurum parlamentodur. İşlenilen suç kuruma zarar veriyorsa dokunulmazlığın kaldırılmasında gecikilmemelidir" dedi.