16 milyon vatandaş e-devleti kullandı

Türkiye'nin 2000'li yılların başında e dönüşümle ilgili inisiyatif aldığını anımsatan Yıldırım, birçok toplantı yapılmasına, raporlar yayınlanmasına rağmen adım atılmadığını anlattı.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 12 Aralık 2013 14:37, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01
16 milyon vatandaş e-devleti kullandı

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, kişileri toplum nazarında mahkum eden, mahremiyetini, kişilik haklarını yok eden faaliyetlere de asla müsamaha göstermeyeceklerini belirterek, "Müsamahaya sonuna kadar varız ama vahşete de sonuna kadar karşıyız" dedi.

Yıldırım, TÜSİAD ve Türkiye Bilişim Vakfı'nın bu yıl 11'incisini verdiği "eTR Ödülleri" için TBMM'de düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, bilgi toplumu hedeflerinden birinin daha gerçekleştiğini belirtti. Yıldırım, e-devlet dönüşümünü hızlandıracak, teşvik edecek ödüllü toplantı yaptıklarını anımsattı.

Türkiye'yi, bilişimde Afrika seviyelerinden alıp, Avrupa'nın en ileri ülkelerinin seviyesine getirdiklerini kaydeden Yıldırım, bunu söylediklerinde bazıları için inandırıcı gelmediğini ifade etti. Yıldırım, AB İlerleme Raporlarına baktıklarında, biraz eksik söylediklerinin görüleceğini belirterek, "Onların ortalamalarının da biraz üzerine çıkmışız. Bu ülkemiz için güzel bir şey ama yeterli değil" dedi.

Yıldırım, her şeyin değiştiğini, hız kesmemeleri gerektiğini dile getirdi. Yıldırım, eskiden eleştiren devlet varken şimdi e'leşen devlet olduğunu vurgulayarak, çok önemli dönüşüm yaşadıklarını, hızla yol aldıklarını belirtti.

-16 milyon vatandaş e-devleti kullandı

Türkiye'nin 2000'li yılların başında e dönüşümle ilgili inisiyatif aldığını anımsatan Yıldırım, birçok toplantı yapılmasına, raporlar yayınlanmasına rağmen adım atılmadığını anlattı.

Yıldırım, 2007'deki toplantıda, "İnisiyatif alıyorum, e-Türkiye'yi kuralım, bundan başlayalım" dediğini kaydederek, şöyle devam etti:

"116 eylemi birden nasıl gerçekleştireceğiz diye herkes büyük bir gayret harcıyor. Bir bakışta ekrandaki noktalarda fili oluşturacak görüntüyü kurmak gibi bir şey. Sayın Başbakan, 18 Aralık 2008'de e-devleti başlattı. O gün başlanan e-devlet uygulamasında, bugün aşağı yukarı 16 milyon vatandaşımız, bütün zihinsel dirençlere rağmen e-devleti kullanır hale geldi. 119 kurum, 877 kalem hizmet var. Bu belki bazıları için muazzam gelişme olarak görülebilir ama çok mütevazı gelişme. Türkiye'nin altyapısını, yaş ortalamasını dikkate aldığımızda gelişme, beklentilerimizin çok gerisinde. Bunun nedeni ne? Zihinsel dönüşüme ihtiyaç var. Bilgi toplumu olmak için mutlaka zihinsel dönüşüm şart.

Alışkanlıklarımızı kolay kolay terk edemiyoruz. Bir hizmet, bir kurum tarafından elektronik ortamdan verilmeye başlanıyor. Sonradan 'Ne olur ne olmaz, sağlama alalım, vatandaş tekrar gel, şu kağıtları doldur, imza, makbuzu al' Tekrar başa sarıyoruz. Fiziki ortamda hizmet vermeye devam ediyoruz. Bunun için çoğu kez mevzuatın arkasına sığınıyoruz. Mevzuatın arkasına sığınmak değil, kamunun gücünün elden gideceği endişesi var. Kamu gücü, vatandaşla karşı karşıya geldiğiniz zaman ortaya çıkar. 'Vatandaşı görmezsiniz, hizmetler sanal ortamda olursa o zaman bizim fiyakımız azalır.' Bu da bir zihinsel dönüşüme ihtiyaç gösteriyor. Eğer bilgi toplumu olacaksak bunu yapmaya mecburuz. Dünyada iki tür ülke var; online ve offline ülkeler. Türkiye online ülke oldu, iyi konuma geldi."

-"Cep telefonu ve internet aile bireylerinden biri oldu"

Bakan Yıldırım, hazırladıkları akıl yollarını, hizmetlerle donatmak gerektiğini, bunu sadece devletin değil şirketlerin de yapacağını söyledi. Yıldırım, en küçük işletmesinden en büyük holdingine kadar bu dönüşümün gerçekleştirilmesi gerektiğini dile getirdi.

İnternetin, bütün yaşamlarını kuşattığına işaret eden Yıldırım, aile kavramına yeni bir birey, tanımın daha geldiğini, cep telefonu ve internetin aile bireylerinden biri olduğunu anlattı.

-"Zaman planlaması yapamamak"

Yıldırım, bilgi toplumu hedeflerine doğru hızlı adımlarla ilerlediklerini dile getirerek, en büyük tehdidin, zaman planlaması yapamamak olduğunu söyledi. Yıldırım, 3 yıllık koydukları hedefleri, 6 ay sonra düzeltmek zorunda kaldıklarını belirterek, bunun da bilişimin, sanal ortamın, elektronik ortamın özelliğinden kaynaklandığını vurguladı. Yıldırım, kendileri için zaman kavramının, gün, ay, yıldan oluşurken, bilişimde zamanın saniyenin yüzde, binde biri olduğunu belirtti.

Bilişim, bilişimdeki dönüşümün, verimde, üretimde, hizmet kalitesinde artış, vatandaş memnuniyeti anlamınageldiğini vurgulayan Yıldırım, "Eğer Türkiye, 2023'de Cumhuriyet'in yüzüncü yıldönümde on büyük ekonomi içinde yer alacaksa, bu büyük hedefi tutturacaksak, bilgi toplumu bunun merkezinde yer almalı" dedi.

Yıldırım, internet alan adları ve numalarını yöneten, ABD'de bulunan bir kuruluşun, ikinci ofisini İstanbul'da kurduğunu, üçüncü ofisin ise Singapur'da olacağını anlattı. Yıldırım, Avrupa, Afrika, Ortadoğu, Kafkaslar ve Orta Asya bölgesi verilerinin Türkiye'de bulunacağını, bilginin toplanıp dağıtıldığı merkez olacağını kaydetti.

İnternetin bugünü, yarınının konuşulduğu en büyük toplantı olan IGF'in, Eylül 2014'de İstanbul'da toplanacağını bildiren Yıldırım, bütün bunların tesadüfi olmadığını söyledi.

-"Elektronik imzayla ilgili teşvik ve zorlayıcı önlemler"

Yıldırım, onlarca mezvuat yaptıklarını, e-devlette yüzlerce hizmet verildiğini dile getirerek, şöyle devam etti:

"Ama bir sitemim var. Direnç halen devam ediyor. E-devlete geçişte ağır gidiyoruz. Mutlaka hızlanmamız gerekiyor. Yasal anlamda hiçbir engelimiz yok sadece zihinlerdeki engeli değiştirmek zorundayız. Başka bir şeye ihtiyacımız yok. Islak imzadan elektronik imzaya geçişte de epey yol alık. Bunun mevzutanı, dünyada en önce yapan ülkelerin başında geliyoruz, 2004'te yaptık. Geldiğimiz yer, bizim görmek istediğimiz yer değil. Onun için bununla ilgili teşvik ve zorlayıcı önlemler almak zorundayız. Eğer çevrecilik istiyorsak buna ihtiyacımız var.

Birkaç tehdidimiz var, bunlardan biri siber güvenlik. Bu, ülke güvenliği kadar önemli hale geldi. Artık büyük kara ordularına, hava, deniz kuvvetlerine, nizami silahlı kuvvete ihyitaç yok. Tuşlarla, internetle bir ülke diz çöktürülebiliniyor. Bunu Estonya, İran, Gürcistan'da gördük. Siber güvenlikle ilgili ciddi adımlar attık. Ülkemizin altyapısına, bilgi içeriğine yönelik tehditleri artık sanal sınır kapılarında karşılıyoruz. 2014'de uluslararası nitelikte tatbikat yapacağız. Bilgisiyarlardan buralara saldırı yapacağız, kurumlarımızın ne kadar hazırlıklı olduğuna dair dayanıklılık testi yapacağız. Siber güvenlik ordusunu biz kuracak değiliz, biz koordinasyon yapıyoruz. Çalışmalarımız iyi gidiyor."

-"Maddi suça maddi ceza"

Birkaç önemli yasanın komisyonda görüşüldüğüne işaret eden Yıldırım, bunlardan birinin, Türkiye'nin veri merkezi haline getirilmesi için teşvikler içerdiğini bildirdi.

Yıldırım, internetteki bazı suçlarla mücadele konusunda hürriyeti bağlayıcı cezalar bulunduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Veri merkezlerinin Türkiye'ye gelmesi, burada faaliyet göstermesinin önünde en büyük engeldi, bunu kaldırıyoruz. Maddi suça maddi ceza getiriyoruz. Çok daha önemli bir şey yapıyoruz. Kişi mahremiyeti, kişilik haklarının ihlaline yönelik her türlü girişime sanal ortamda acımasızca müeyyide uyguluyoruz. Bu sadece bununla sınırlı. Diğer alanlarda ise alabildiğince özgürlük alanını genişletiyoruz. İnsanları toplum nazarında mahkum eden, mahremiyetini, kişilik haklarını yok eden faaliyetlere de asla müsamaha göstermeyeceğiz. Müsamahaya sonuna kadar varız ama vahşete de sonuna kadar karşıyız. Tartışmak, konuşmak eyvallah ama kırıp dökmek, ülkeyi savaş meydanına dönüştürmeye hiçbir vatandaşımızın gönlü razı gelmez. Bu kültürü yaygınlaştırmamız lazım, birbirimizi ötekileştiren değil, kucaklayan, birleştiren anlayışı yerleştirmemiz lazım."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber