BASK'tan Başbakan'a zam mektubu...

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 20 Haziran 2006 12:30, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Bağımsız Sendikacılardan Başbakan'a zam mektubu

Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı Resul AKAY ve Genel Sekreteri Mehmet BAYRAKTAR imzasıyla Başbakan ERDOĞAN'a gönderilen mektupta;

Beş aylık enflasyon rakamının TÜFE'de 4,53, ÜFE'de 7,36 olarak gerçekleştiği belirtilerek ne memur, emekli, dul ve yetimlerin maaşına gerçekleşen enflasyon+refah payı kadar maaş artışı yapılması talep edildi.

Mektupta en düşük memur aylığının 595 YTL ortalama memur aylığının 750 YTL olduğu hatırlatılarak dört kişilik bir memur ailesi kira, gıda, giyecek, yakacak, eğitim, sağlık, haberleşme, ulaşım, aydınlatma ve temizlik gibi zorunlu ve vazgeçilemez ihtiyaçlarını karşılamasının mümkün olmadığı ifade edildi.

Memur ve emekli maaşından tasarruf yaparak bütçe açıklarını kapatma anlayışının öteden beri sürdürülen bir politika olduğu, ancak bu politikadan, ne Türkiye'nin ne de iş başındaki Hükümetin bir yarar sağlamadığına işaret edilen mektupta, ?Bu uygulama sonucu kamu görevlisi sosyal hastalıkların girdabına itilmiş, kamudan hizmet alanları memnuniyetsizliğini had safhaya ulaştırmıştır? denildi.

BASK Mektubunda şu görüşlere yer verildi.

Bir iktidarın başarısı vatandaşını memnun ve mutlu etmesi ile ölçülür. Vatandaşın memnuniyeti ise kamu görevlisinin sunacağı hizmet kalitesi ile ölçülür. Ekonomik, sosyal ve mesleki sorunları çözülmemiş, mecalsiz ve takatsiz bırakılmış kamu görevlileri ile vatandaşı memnun ve mutlu etmek mümkün değildir. Tarih, vatandaşını memnun edememiş iktidarların siyasi ömürlerinin kısalığına dair menkıbelerle doludur.

Ülkemiz ve devletimiz için hayati önemi olan kamu görevlilerinin sorunları her geçen gün ağırlaşmakta ve dayanılması imkansız bir hal almıştır.

Kamu görevlilerinin ve emeklilerinin talebi; gerçekleşen enflasyon üzerine milli gelirdeki büyümenin maaşlarına yansıtılmasından ibarettir. Aslında bu karşılanmayacak bir talep olmadığı gibi, son derece makul ve meşru bir taleptir.

Oysa 2000, 2001 ve 2002 yılı Bütçe Kanunlarına eklenen maddelerle gerçekleşen enflasyon artı refah payı kadar maaş artışı güvence altına alınmışken, Hükümetinizin iş başında bulunduğu 2003 yılından itibaren yürürlüğe giren Bütçe Kanunlarında bu hükme yer verilmemiştir.

Hükümetinizle işçi sendikaları arasında iki toplu iş sözleşmesi imzalanmış, imzalanan toplu iş sözleşmelerinde, ?işçi ücretleri enflasyonun gerisinde kaldığı takdirde aradaki farkın telefi edileceği? hususu yer almıştır. Ancak bu dönemlerde yetkili kamu görevlileri sendikaları ile toplu görüşme yapılmış, ?memur maaşlarına yapılan artış enflasyonun gerisinde kaldığı takdirde aradaki farkın telafisi cihetine gidileceğine? dair bir güvenceye yer verilmemiştir.

Sizin iktidarda olmadığınız 2001 yılında Türkiye, -9,4 oranında ekonomik bir küçülme yaşadığı halde memurlara, emeklilere, dul ve yetimlere, gerçekleşen enflasyon artı refah payı kadar maaş artış yapılmıştır.

Sizin iktidarda olduğunuz 2003 yılında ekonominin toparlanmasına ve enflasyonun 18,4 oranına gerilemesine ve 5,9 oranında ekonomik bir büyüme gerçekleşmesine rağmen, kamu görevlilerinin maaşlarına yapılan artış 2003 yılı itibariyle yüzde 8 ila yüzde 16 arasında gerçekleşmiştir.

Yine 2004 ve 2005 Yılındaki 9,9 ve 7,6 oranındaki ekonomik büyümeden kamu görevlilerine pay verilmemiştir.

2006 yılında Hükümetiniz enflasyon hedefini yüzde 5 olarak belirlemiş, memurlara da yüzde 2,5 + yüzde 2,5 olmak üzere toplamda 5,1 oranında maaş artışı yapmıştır.

Yatırım, üretim, istihdam, ihracat unsurlarına dayalı bir ekonomik model yerine borsa, döviz, faiz, enflasyon gibi parametrelere dayalı bir ekonomik modelin esas alınması ile ekonomimiz dış şoklara karşı dayanıksız hale gelmiş, bunun sonucu ekonomik parametreler trend değişikliğine uğramış ve karamsar bir tablo ortaya çıkmıştır.

Bunun sonucu beş aylık enflasyon TÜFE'de yüzde 4,53, ÜFE'de yüzde 7,36 olarak gerçekleşmiş, döviz yüzde 25 civarında devalüe edilmiş, borsa yüzde 30 civarında gerilemiş ve faiz yüzde 20'yi aşma eğilimine girmiştir.

Ekonomideki bu gelişmeler karşısında Hükümetinizden pozitif açıklamalar beklenirken, gerek Maliye Bakanınız, gerekse hazineden sorumlu Devlet Bakanınızın, ?memura enflasyon farkı ödenmesi söz konusu değildir? şeklindeki olumsuz açıklamaları kamu görevlileri, emeklileri, dul ve yetimleri üzerinde büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştır.

Bu açıklamalar yerine ?2006 yılı için memur maaşlarına yapılan artış enflasyonun gerisinde kaldığı takdirde aradaki farkın üzerine refah payı ilave edilmek suretiyle takip eden ayın 15'inde ödenir? şeklinde bir hüküm Bütçe Kanununa ilave edilebilmiş olsaydı, kamu görevlisine yapılan bu haksızlık da giderilmiş olurdu.

Bu düzenleme ile memur maaşlarına gerçekleşen enflasyon oranının üzerinde artış yapıldığı takdirde bir alacak doğmayacaktı. Maaş artışı enflasyonun gerisinde kaldığı takdirde aradaki fark telafi edilecekti. Bu uygulama ile Hükümetiniz hem insani ve vicdani görevini yerine getirmiş, hem de memurların, emeklilerin, dul ve yetimlerin mağduriyetlerini gidermiş olacaktı.

2006 Yılında kamu işçilerine yapılan ücret artışı gerçekleşen enflasyonun altında kalması durumunda, aradaki farkın ücretlere yansıtılacağı güvence altına alınırken, bu farktan kamu görevlilerinin, emeklilerinin, dul ve yetimlerinin mahrum bırakılması hakkaniyet ölçüleri ile bağdaşmamaktadır.

?Özgür ve bağımsız bir ortamda yetkili kamu görevlileri sendikaları ile yapılan pazarlıklar sonucu bu noktaya gelindiği, mutabakat metni imzalandığı? şeklindeki değerlendirmeler yapılsa bile, yetkili kamu görevlileri sendikalarının pazarlık ve müzakere sürecini takipteki tecrübesizliğinden istifade edildiği gerçeği herkesin olduğu gibi memurların, emeklilerin, dul ve yetimlerin de gözünden kaçmamaktadır.

BASK Mektubunun sonunda;

?memurların ve emeklilerin maaşlarının enflasyon karşısındaki erimesini bir nebze olsun durduracak bir düzenlemenin TBMM tatile girmeden önce yürürlüğe sokulmasını 2,5 milyon kamu görevlisi, 1,5 milyona yakın memur emeklisi ile dul ve yetimleri umutla beklemektedir.

Aileleri ile birlikte 15-16 milyonluk bir kitlenin beklentilerine denk düşecek ve bu kesimin mağduriyetini giderecek bir düzenlemeyi yapacağınızı ümitle beklenmektedir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber