Ahmet Altan'ın Cumhurbaşkanına hakaret davası

İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, başka suçtan tutuklu Ahmet Altan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla cezaevinden katıldı. Duruşmada, tarafların avukatları da hazır bulundu.

Duruşmada ilk kez savunmasını yapan Altan, hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, ''Hukuk, illüzyonistin el çabukluğu marifetiyle gösterdiği bir göz boyama alanı değildir. Hukuk, Anayasa denilen temel bir metne uygun yasaların belirlediği çerçevenin içinde mantığa, vicdana, sağduyuya ve içtihatlara dayanarak gerçeğin ve hakkın aranmasıdır.'' dedi.

Cumhurbaşkanının, fiili başkan olduğunu söylediğini öne süren sanık Altan, fiili başkanlık diye bir tanımın anayasada olmadığını, bu nedenle Cumhurbaşkanının görev tanımının dışına çıktığını ve hükümetin yetkilerini üstlenerek günlük siyaseti belirlendiğini ve taraf olduğunu savunarak, ''Ben suçlanan konuşmamda ne yapıyorum? Günlük siyasette yapılan hataları ve bu hatalardan payı olduğunu itiraf eden fiili başkanı eleştiriyorum. Daha 6-7 yıl önce dünyanın yıldızı olan bir ülkenin bu kısa sürede dünyada zulmün, yolsuzluğun ve hukuksuzluğun sembolü olmasına karşı çıkıyor, yapılan hataların sürdürülmemesi için uyarmaya çalışıyorum. Adalet Bakanlığı ne yapıyor? Bir el çabukluğuyla fiili başkana ve fiili başkanlığın yol açtığı hatalara yönelik eleştirileri, Cumhurbaşkanına hakaret gibi sunmaya çalışıyor.'' iddiasında bulundu.

Sanık Altan, bu ülkeyi, bu ülkenin insanlarını ve çocuklarını korumak için uyarılara ve eleştirilere ihtiyaç olduğunu belirterek, hep birlikte hukukun korunması gerektiğini ve hukukun ele çabukluğuyla bir baskı aracına döndürülmesine izin verilmemesi gerektiğini kaydetti.

Altan'ın avukatı Veysel Ok, müvekkilinin savunmasına aynen katıldığını ifade ederek, Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava dosyasına sunulan dilekçelerin bir örneğinin istenmesini ve esas hakkında beyanda bulunmak üzere süre talep etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hatice Özay ise sanığın savunmalarını kabul etmediklerini, sanığın dile getirdiği bu beyanlarının ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığını belirtti.

Avukat Özay, sanığın, müvekkiline hakaret kastının bulunduğunu ifade ederek, bu nedenle cezalandırılmasını talep etti.

Mahkeme, sanık avukatının Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasının istenmesine ilişkin talebin bu dosya ile alakası bulunmadığından reddine karar verdi. Sanık avukatına savunmasını hazırlaması için süre veren mahkeme, duruşmayı erteledi.

- İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, ''www.grihat.com.tr'' isimli internet sitesinde 13 Nisan 2015'te Ahmet Altan ile yapılan bir söyleşiye yer verildiği ifade edildi.

İddianamede, şüphelinin gazeteci olması sebebiyle ifade özgürlüğünden en geniş şekilde yararlanma hakkı bulunduğu, gazetecinin aynı zamanda kamunun bekçisi olduğu vurgulanarak, ''Ancak ifade özgürlüğünün başkalarının itibarları noktasında bir sınırı da bulunmaktadır. Kuşkusuz ifade özgürlüğü sınırları oldukça geniş tutulmalı özgürlük anlayışına öncelik tanınmalıdır. Ancak yazı içeriğinde Cumhurbaşkanına atfedilen sözlerin eleştiri sınırlarını aşan ve hakaret teşkil edebilecek mahiyette sözler olabileceği değerlendirilmiştir." ifadelerine yer verildi.

İddianamede, Ahmet Altan'ın hakaret suçunu işlediği belirtilerek, ''Cumhurbaşkanına alenen hakaret'' suçundan şüphelinin 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

Muhammed Enes