Hem pilot hem kabin memuru!
Hem pilot hem kabin memuru. İkisi bir arada olur mu? Eğer şartları zorlarsanız, meraklarınızın, hobilerinizin peşine düşerseniz olur. Bugün sizlere bahsedeceğim böyle bir hikaye... Habertürk'ten Güntay Şimşek'in yazısı

Onur Aksak, Türk Hava Yolları'nda (THY) tecrübeli bir kabin memuru, özel yaşamında özel pilot. THY'de 13 sene önce kabin memuru (Host/steward) olarak göreve başlamış. Şu an ise kabin amiri (Purser) şapkasıyla dünyanın dört bir yanına görev icabı uçuyor. Bir arkadaşının tavsiyesi ile havacılık sektörüne atılan Aksak, şimdiye dek 80'e yakın ülkeyi görmüş.
Hem kabin memuru, hem pilotluk faslına gelince... Aklınıza aynı uçağın hem kokpitinde hem de kabininde görev yapan bir çalışan profili gelmesin. Ayrıca pilot tabiri sadece uçakları kullananları kapsamıyor. Onur Aksak, farklı bir hava aracını uçuruyor; Paramotor. THY'deki çalışma saatlerinin dışında paramotor ile uçuyor. Evli ve bir kız çocuğu babası Aksak, İstanbul Mimaroba'da oturuyor. Uçuşlarını da bölgeye yakın ve uçuş için uygun yerlerde yapıyor. Büyükçekmece sahili ve Karadeniz kıyısındaki Ormanlı Plajı favori uçuş alanları. Uçarken mavi ve yeşilin görsel şöleni vazgeçilmezlerinden. Paramotor ile uçuşun en büyük özelliği kalkış için yüksek bir tepeye, özel pir alana ve piste ihtiyaç duymaması, iniş içinse kısa bir koşma mesafesinin yeterli olması. Düz arazilerde 10 ile 20 metre arasında mesafe yeterli.

PARAMOTORLA NASIL TANIŞTI?
Onur Aksak, uçuş sonrası yürüyüş yaparken havada bir paramotor görür. Paramotorun iniş yaptığı yere giderek pilotla sohbet eder, bilgiler alır. Anlık gelişen bu hadise sonrası edindiği bilgilerle paramotor temin edebilmek için araştırmalar yapar. Havada kuşlar gibi uçmanın keyfini sürmeye başlamanın hayallerini kurmaya başlar.
Yaklaşık 5 aylık araştırmanın ardından 6 bin Euro bedelle Fransa'dan paraşüt, İspanya'dan motor temin eder. Havacılıkta mesleki tecrübesi sebebiyle, paramotoru diğer sektör çalışanlarına göre çok daha kısa sürede öğrenir.
THY'de öğrendikleri ve 13 yıllık kabin memurluğu tecrübesini avantaja dönüşür.
Havacılığa meraklı olması sebebiyle konuyla ilgili izlediği çok sayıda video
ve okuduğu kitaplar da ufkunu açar, paramotoru öğrenme süresini kısaltır. Türk
Hava
Kurumu'nda (THK)15 günlük eğitim sonrası kendi paramotoruyla uçmaya başlar.
Onur Aksak, böylece hayatının önemli bir kısmında yer alan uçuş serüvenine farklı kulvarda boş zamanlarını da ekler. Ancak bu işi bir adım öteye taşıyıp, yurtdışındaki havacılık festivallerine katılmayı, Türk bayrağını festivallerde dalgalandırmayı hedefliyor. İdol olarak da kendisine Fransız paramotor ustası François Ragolski'yi seçmiş.
Meraklılara için not: Sivil havacılık kuralları gereğince 1000 ft üzerine çıkılamayan paramotor için uçuş sertifikası yeterli oluyor. Ülkemizde THK ve özel kuruluşlarda paramotor dersleri ve lisansı veriliyor.
PARAMOTOR NEDİR?
Paramotor, motorlu hafif hava araçları arasında en güvenli olanı. Taşınması
kolay motor ve yamaç paraşütü ikilisinin kombinasyonuyla uçar. Paramotor "motorlu
yamaç paraşütü" veya poveredparagliding (PPG) olarak da bilinir. Uçuş irtifası
tamamen pilotun kontrolünde olan bu hava aracı 3 km'ye kadar çıkabilir. (3 km'den
sonra oksijen azalıyor.) Elle manuel olarak kontrol edilen motora alçalma-yükselme
ve hava durumuna göre gaz verilip gaz kesilme sistemine sahiptir. Ayakla veya
tekerlekle kontrol edilebilen iki modeli bulunur. Ayakla kontrol edilen tekerlekli
modele göre daha güvenlidir. İniş ve kalkış esnasında tekerlekli paramotora
göre daha pratiktir. Bundan dolayı uçuş için yer seçimini de basitleşir. Dünyada
20 yıllık bir geçmişi olan paramotorun, ülkemizde ise son 10 içinde parladığını
görebiliriz. Pratik bir sistem olan paramotoru evinizin balkonunda veya terasınızda
muhafaza edebilirsiniz.
NASIL ÇALIŞIR?
80 ila 150 cc hacmindeki benzinle çalışan, içten yanmalı küçük bir motor tarafından hareket ettirilir. Saatte yaklaşık 4 litre benzine ihtiyacı vardır. Pilotun ve malzemenin ağırlığına göre ufak tefek oynamalar söz konusu olabilir. Daha ekonomik yakıt gideri için farklı motorlarda kullanılabilir. Genelde 4 zamanlı yeni nesil motorlar tercih ediliyor. Elektrikli modelleri de var, ancak temini biraz zor.

UÇAK YOLCULUKLARINDA KULAĞINIZ İÇİN 6 ÖNERİ
Seyahatlerinizin, tatillerinizin zehir olmaması için havayolu yolculuğunda çok
sık rastlanan kulak rahatsızlıklarına dikkat etmek gerek. Özellikle uçakların
kalkış ve inişlerinde, kulaklarımızdaki basınç nedeniyle yutkunma ihtiyacı hissederiz.
Bunun sebebi uçağın içindeki basınç ile orta kulaktaki basıncın dengesiz olması.
Hızlı bir yükseklik değişikliği esnasında meydana gelen basınç farkından dolayı,
kulak zarı ve orta kulağa baskı meydana gelir. Bu baskı kulağımızı tıkanmış
hissetmemize yol açar. Bunların bir kısmının verdiği rahatsızlık kısa sürede
hatta uçağın içindeyken geçse bile bazıları yolculuk sonrasında da devam edebilir.
Hatta işitme kaybına varan rahatsızlıklara yol açabilir. Uçuş esnasında, kalkışta
ve inişte yaşanan kulak tıkanmalarına karşı genelde sakız çiğnemek, yutkunmak
veya esnemek gibi klasik davranışları neredeyse tüm yolcular bilir ama yeterli
değil. Uçağın iniş ve kalkışları esnasında uyumamalısınız. Zira uykuda metabolizma
daha yavaş çalıştığı için dış basınç ve orta kulak basıncı arasındaki farkın
artmasına sebep olabilir. Bu küçük tavsiyeden sonra kulak sağlığınız için gerek
sorun yaşadığınızda veya yaşamamak için işinize yarayacak 6 öneriye geçebiliriz.
1) KULAKLIKLARA, TIKAÇLARA DİKKAT
Uçaktaki gürültülü ortam ve uğultudan kurtulmak isteyen bazı yolcular gürültü
kesen (Noisecancelling) kulaklıkları tercih ediyor. Bazı havayolları da bunları
first ve business sınıflarda yolcularına sunuyor. THY de business sınıfında,
uzun uçuşlarda oldukça popüler olan Denon marka başüstü "noisecancelling" kulaklıklarla
yolcularına hizmet veriyor. Uçaklarda bu tarz başüstü kulaklıkları kullanmak
gerekiyor. Zira kulak içi kulaklıklar uçuşta çok zararlı. Nedeni de kulak ile
zar arasında boşluğu, hava ortamını ortadan kaldırması. Uçakta bu hava küçülüyor.
Küçülünce kulak zarı çekmeye başlıyor. Bu sebeple uçakta dış kulak yolunu tamamen
kapatan kulaklıklar, süngerler, işitme cihazı gibi nesnelerle ortam daha da
güçleştiriliyor. Özetle, kulak içi kulaklıklar ve uçaklarda verilen kulak tıkaçlarından
uzak durun.
2) VALSALVA MANEVRASI
Kulağınızda basınç sebebiyle rahatsızlık hissettiğinizde, ağız ve burun kapalıyken dışa nefes vermeye çalışmak anlamına gelen Valsalva Manevrası'nı kendiniz uygulayabilirsiniz. Eksik orta kulak basıncını tamamlamak için kullanılan bu yöntem için ağzınızı serbest bırakarak kapatın, burnunuzu çok fazla sıkıştırmadan iki deliğini kapatarak yumuşakça üfleyin ve dışa nefes vermeye çalışın. Genelde işinize yarayacaktır. Kendinizi rahat hissetmenizi sağlayacaktır. Çok fazla basınç uygulayarak yapmamaya çalışın, yoksa kulak zarınızı zedeleyebilirsiniz.
3) TONYBEE MANEVRASI
Ağız ve burun kapalıyken yutkunmak anlamına gelir. Fazla orta kulak basıncını azaltır. Dalgıçların sıklıkla kullandığı bir yöntem olarak bilinir. Kulaklarınızdaki basıncı dengelemeye yardımcı olan bu yöntemi, bir yudum su içip, ağzınızı ve burnunuzu kapatıp yutkunmaya çalışarak da deneyebilirsiniz.

4) ILIK ZEYTİNYAĞI
Yolculuk sonrası geçmeyen çınlamalar önlemek için kullanılan klasik bir yöntemdir.
Elbette hekime başvuracak bir durumunuz olup olmadığına siz karar vereceksiniz.
Östaki tüplerini yumuşatmak ve kulak çınlamasını sonlandırmada zeytin yağı kullanabilirsiniz.
Bir kulak damlalığına ılık zeytinyağı veya hidrojen peroksit ekleyerek, etkilenen
kulağınız yukarı bakacak şekilde uzanıp, kullanabilirsiniz. İyi geldiğini hissettiğinizde
bu yöntemi yedi güne kadar günde üç kez tekrarlayabilirsiniz. Ancak uçuş sonrası
çınlamanız geçmiyor veya başka ağrılarda hissediyorsanız vakit kaybetmeden doktora
baş vurun.
5) SICAK KOMPRES
Bir bez veya uçaktaki ıslak havluları kullanabilirsiniz. Ilık suyla ıslatılmış bezi kulağınıza beş dakika süreyle uygulayın ve kulağınızdaki sıvılar akmaya başlayacaktır ve rahatlayacaksınız.
6) BUHARLAMA YAPIN
Bunu havada yapma şansınız biraz zor ama şartları zorlayabilirsiniz. Seyahat sonrasında uygulamak için bir su bardağı suyu kaynatın ve büyük bir kaba aktarın. Üzerine bir havluyla çadır oluşturun. Buharı soluyun. Suya lavanta yağı da ekleyebilirsiniz. Solumaya başladığınızda kulak kanallarınızın açılmaya başladığını hissedeceksiniz.