İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Tohumculuk birlikleri hizmet değil de para peşinde mi?

Tohumculuk birlikleri hizmet değil de para peşinde mi?

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 22 Ekim 2018 17:14, Son Güncelleme : 22 Ekim 2018 17:16
Tohumculuk birlikleri hizmet değil de para peşinde mi?

Türkiye'de tohumculuk alanında, resmi manada tescil ve sertifikasyon işlemlerini tüm rükunlarıyla yerine getiren tek kuruluş var; Tohum Tescil ve Sertifikasyon Kurumu. Patent Enstitüsü gibi. Bu kurumun tescil ve sertifikasyon konusunda oldukça stratejik görevleri var, hakemlik görevi var, bilirkişilik görevi var, aynı zamanda uluslararası akredite bir kuruluştur. Son dönemlerde branş dışı yönetici görevlendirme ve vekaleten idarecilikle yönetme gibi eksikler sayılmazsa, teknik yapı olarak üretken ve bu alanda işin erbabı olduğu söylenebilir. Teknik uygulamayı ve teoriyi birlikte yürüten ender kuruluşlardan biri. Uluslararası itibarını; verdiği sertifikalardan ve tescil ettiği çeşitlerin isabetliliğinden anlamak mümkün. Her ne kadar son dönemlerde personele dağıtılan döner sermayenin cazibesinden dolayı burada çalışmaya rağbet oldukça artmış olsada, altmış küsür yıldır aynı binada sıkış tıkış hizmet veriyor olsa da, tohumculuk alanındaki işlevlerini şimdilik başarıyla sürdürmektedir.

Bu kuruluş devlet kuruluşu olduğu için tohumculuk alanında verdiği hizmet karşılığında, dünyadaki emsallerine göre oldukça düşük miktarda döner sermaye katkısı almaktadır. Özel sektörün, hatta aynı işi yapan dünyadaki paydaşlarının aldığı miktarın %15-20'sine tekabül eden miktarlara bu hizmetleri gerçekleştirmektedir. Bu kuruluştan alınan sertifikadan ve tescil ettiği tohum çeşitlerinden yüzbinlerce lira kazanan tohumculuk firmalarının durumu göz önüne alınırsa, elbetteki bu rakam dünyadaki emsallerine göre oldukça düşüktür. Hatta fiyatın uygunluğundan dolayı yabancı firmaların bile, tescil ve sertifikasyon konusunda bu kuruluşumuzu tercih ettiklerini söyleyebiliriz. Çünkü yapılan tescil ve verilen sertifikanın uluslararası geçerliliği vardır. Ancak bu süreçte kuruluşun en paralı işlemlerinden tahıl etiket işlemleri, 5553 sayılı tohumculuk kanununa dayandırılarak, geçmiş zaman içinde tohumculuk birliklerine devredilmiş olması ve bu işten en az 10 kat kar ediyor olmaları iştahlarını kabartmaktadır. Bu birlikler, devlet kuruluşunca yürütülen tescil ve sertifikasyon işlemlerinin geriye kalan paralı kısımlarını da almak için, son bir kaç yıldır kolları sıvamış görünüyorlar. Bu noktaya şu notu düşmekte fayda var; 5553 sayılı kanunun çıkarıldığı döneminde devlette görevli olan yetkililerden bazıları şimdi emekli olmuş ve bu birliklerin başına geçmiştir. Galiba şimdi semeresini alma zamanı.

Tarımsal açıdan, tohumculuk alanında nasıl bir değer ürettikleri tartışmalı olan, tohumculuğun gittikçe yabancı ellere teslim edilmeye başlandığı ve ithalatın arttığı şu günlerde tohumculuk alanındaki rolünü bir türlü seçemediğimiz bu birlikler, kendine yontmaya devam edecek gibi görünüyor. Tohumluk tescil ve sertifikasyon ile ilgili işlemler, bu anlayışla özelleştiği, özel sektöre veya bu birliklere devredildiği takdir de, şu an devletin verdiği hizmetin karşılığı olarak alınan miktarın 8-10 kat artacağı ve bu durumdan da özellikle yerli tohum firmalarının ciddi manada etkileneceği aşikardır. Güvenilirlik konusu da işin cabasıdır. Ayrıca yapılacak iş ve işlemlerin 60 yıllık tecrübenin ve devlet güvencesinin güdümü altında, sadece devletin vatandaşına hizmet babında ve doğru bir şekilde yürürken, yani devredilmesi için hiçbir sebep yokken, bu işi sadece para için yapan, yarın yönetime nasıl bir anlayışın geleceği belli olmayan bir yapıya bu şartlarda devredilmesi ne kadar kabul edilebilir bir durumdur? Öyle ya dünya çapında tohumculuk firmalarının ülkemiz tohumculuğunda söz sahipliği gittikçe artmaktadır.

Herkesin elini taşın altına koyduğu bir dönemde, sivil toplum kuruluşu olarak, tohumculuk alanında; ithalatı önleyici, üretimi artırıcı ciddi öneriler ve fedekarlıklar göstermeleri gerekirken; tescil ve sertifikasyon işlemlerinin bu paralı kısmını, daha önce aldıklarına ek olarak, kendilerine devrine ikna etmek için, konuya vakıf olmayan ilgili yetkilileri, herzaman yaptıkları gibi, üyelerden topladıkaları aidatlar ile yurt içi, yurt dışı gezilere götürerek ve çeşitli toplantılar düzenleyerek ikna çabalarına girişmeleri; tescil ve sertifikasyon'un paralı kısmının kendilerine devredilmesi halinde, nasıl bir usulle çalışacaklarını da göstermektedir. Ayrıca devlette bile bu kadar ayrıntılı çok sayıda kurumsal birime gerek duyulmamışken, tohumculuk alanında bu kadar çok alt alta yedi tane birlik kurmanın mantığı da halen anlaşılmış değildir. Geçmişte, alt birlik başkanlarının bir bakanın huzurunda, tek tek kendilerini tanıtırken, en sonunda sayın bakanımızın dayanamayıp "tohumu kamyondan indirme alt birliği de yok mu" demesi gibi bu kadar çok alt birliğe gerek var mıdır?

Devletin elinde 60-70 yıllık bir tecrübeyle gayet iyi giden, uygun masrafla sıradan çiftçinin bile tohum sertifika ve tescil işlemlerini yaptırabildiği, yerli tohum firmalarının çoğu çok büyük firma olmadığı için, tescil ve serifikasyonda ağır bir yük altına girmeden işlemlerini rahatlıkla yaptırabildiği bu bütünlüğün, parasal kaygıları öne çıkmış oluşumların iştahına kurban edilmemesi; ülkemiz çiftçi ve üreticilerinin menfaatinedir.

Tescil ve sertifikasyon işlemlerinin parasal değeri büyük olan kısımlarını, ufak ufak alma peşinde olan bu yapının, ilgili teknik işleri yapacak ne bir alt yapısı, ne de bir tecrübesi vardır. Bu işleri aldığı takdir de taşerona yaptıracağı aşikardır. Bu da maliyetin daha da artması demektir. Tohumculuk firmalarıda bu maliyeti tabi ki çiftçilere ve dolaylı olarak da tüketicilere yansıtacaktır. Aracıların kaldırıldığı bir dönemde yeni aracılar icat etmeye gerek var mıdır? Zamanında devletin enstitülerini bile, çıkarılan 5553 sayılı tohumculuk kanununu gerekçe gösterip, kendi kurdukları birliklerine üye yapmaya zorlayarak aidata bağlamaya çalışmış olan bu yapının eğer sınırları doğru çizilmezse, yetkileri yeniden tanımlanmazsa, tarımın ve bakanlığın geleceğindeki söz sahipliğini varın siz düşünün!

M. Murat GÜN

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber