Mazlum Suriye halkı: Bizi Esed'e bırakmayın
ABD destekli terör örgütleri ve Esed rejiminin zulmüyle topraklarından ayrılmak zorunda kalan Suriyeliler, Türkiye'nin başlatacağı operasyon için gün sayıyor. Suriye'nin birçok bölgesinden Türkiye'ye gelen mazlumlar, "Esed oyun oynuyor. Münbiç'e Esed girerse orada büyük katliam yapar" diyor

Tel Abyadlı Mehmet Hasan el-Ahmed, Ayn el-Arablı Nuri Cafer, Münbiçli Hasan el-Beni, Deyrizorlu Enced Elsari, Hasekeli A.H, Rakkalı Ekrem Dede, Resulaynlı Basil Cedan, Kamışlılı Diyala Osman... Onlar Suriye'deki taşeron terör örgütleri DEAŞ ve PKK/PYD-YPG ile Esed'in zulmünden kaçarak Türkiye'ye sığınanlardan sadece birkaçı. Türk askerinin Münbiç ve Fırat'ın doğusunda teröristleri imha edeceğini duyduklarında büyük heyecan duydular. Hepsi de topraklarına geri dönmek istiyor. Fırat'ın doğusuna operasyon onlar için ikinci Kurtuluş Savaşı. Mehmetçik ve ÖSO'nun operasyonunu özlemle bekleyen Suriyeliler vatan hasretlerini Yeni Şafak'a anlattı.
ÇOCUKLARIM ORADA BÜYÜSÜN
Ailesinin Haseke'de olduğunu ve onların can güvenliği için isminin gizli tutulmasını
isteyen A.H, Türkiye'ye sığınmadan önce Suriye'nin Haseke ilindeki Büyük Cami'de
imamlık yaptığını anlattı. "PKK terör örgütü, kendilerinin söyleyeceklerini
halka anlatmamı istediler. 'Örgütü kabul edin. Çatışmayın. Onları savunun. Daha
çok evlenin' dememi istiyorlardı. Onların dediklerini kabul etmedim ve beni
ölümle tehdit ettiler. Ben de Türkiye'ye sığındım. Türkiye'de şimdi öğretmenlik
yapıyorum" diyen A.H, Türkiye'nin bölgeye operasyon yapmasını çok arzuladıklarını
dile getirdi. A.H, "Çocuklarımın kendi topraklarımızda büyümesini istiyorum.
Türkiye sistemi oturmuş güçlü bir devlet. Düzenli sistemi Suriye'de de kurabilir.
Terör örgütü oradan eninde sonunda çıkacak ve biz yine topraklarımıza kavuşacağız"
dedi. PKK'nın, ev ve arazilerine el koyduğunu vurgulayan A.H, örgütün Haseke'ye
Ezidileri ve başka bölgelerden Kürtleri getirdiğini dile getirdi.
KORKUDAN UYUYAMIYORDUM
Kamışlı'yı DEAŞ işgal edince 2015 yılında ailesiyle Türkiye'ye sığınan 19 yaşındaki
Diyala Osman ise şunları söyledi: "Kamışlı'da okula gidemiyorduk. Türkiye'ye
gelmeden bir gün önce okulun duvarında, "Pazartesi okula gelirseniz sizi kaçıracağız"
yazısı yazılmıştı. O zaman kız olduğum için çok korkuyordum. Gözüme uyku girmiyordu.
Kamışlı daha sonra PKK kontrolüne geçti. Aralarında fark yok, onun için gitmedik.
Türkiye'de okula gidiyoruz. Daha rahat uyuyabiliyorum. Kamışlı güvenli olursa
belki gidebilirim. Benim dedelerim Türkiye'den Suriye'ye göç etmiş. Kökenimiz
Türkiyeliymiş."
YENİ BİR RAKKA KURARIZ
2014 yılında DEAŞ zulmünden kaçıp Türkiye'ye sığınan Rakka eski Baro Başkanı
Ekrem Dede, iki terör örgütünün birbirinden farkı olmadığını şu ifadelerle anlattı:
"DEAŞ, avukatları kafir ilan etmiş. Kaçıp Türkiye'ye geldim. Rakka'yı PKK işgal
ettikten sonra, 'bayrakları altında yaşamayı kabul edersek dönebileceğimizi'
söylediler. Kabul etmedim. Rakka'nın yüzde 90'ını yerlebir ettiler. Türkmenler
sürekli baskı altında ve sürekli 'Türkiye'nin ajanısın', 'Osmanlı bozuntusu'
diyorlar. Aile fertleri Türkiye'de olanları hapsediyor, sorguluyorlar. Fırat'ın
doğusuna en kısa sürede operasyon başlamalıdır. Yılanın başı ezilmelidir. Halk
bir aydır sevinçle bekliyor. Bu bizim ikinci kurtuluş savaşımızdır. Suriye Fransız
sömürüsünden 1945 kurtuldu. Şimdi Türkiye askeri yardımı ile de ikinci kez kurtulacağız.
Rakka'yı Türkiye sayesinde yeniden inşa ederiz. Terör örgütü gençlerimizi esrara
alıştırdı. Bu bağımlı insanları kazanmamız yıllarımızı alacak."
Yasemin Asan