Mobbing nedir? 657'de hangi hükümler var?

657 sayılı Kanunda mobbing uygulamasının bir parçası olarak değerlendirilecek fiillere yönelik cezaların tikel olaylara yönelik olduğu, dolayısıyla bu fiillerin kasıtlı ve sistematik bir şekilde uygulandığı mobbing için ayrı bir düzenlemeye ihtiyaç duyulduğu açıktır.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 03 Mayıs 2019 19:34, Son Güncelleme : 03 Mayıs 2019 19:36
Mobbing nedir? 657'de hangi hükümler var?

Enes Horasan/ memurlar.net

Bilim adamları, hayvanlar üzerinde yaptığı çalışmada, küçük bir hayvan grubunun tek ve daha büyük olan bir hayvanı korkutmak amacıyla sergiledikleri davranışı tanımlamak üzere ilk defa Mobbing kavramını kullanmışlardır. Mobbing kavramının insanlar arasındaki bir iletişim biçimi olarak tanımlanması ise sınıf içinde çocuklar arasındaki iletişimi inceleyen bilim adamlarının, bir grup çocuğun tek bir çocuğa karşı ortaya koyduğu yıpratıcı davranışları tanımlamak üzere kullanmalarıyla ortaya çıkmıştır. Mobbing kavramı Batı da 80'li yılların başında iş hayatında kullanılmaya başlanmış ve iş hayatında çalışanlar arasındaki yıpratıcı iletişim biçimi olarak tanımlamış olup, ilk defa bu kavramı kullanan Heinz Leymann isimli endüstri psikoloğu psikolojik tacizi (mobbing), bir veya birden fazla kişi tarafından, sistematik olarak genellikle bir kişiye yöneltilen ve bu kişiyi çaresiz ve savunmasız bir duruma iten, hasımane, ahlak dışı ve süreklilik arz eden eylemler aracılığıyla kurulan iletişim biçimi şeklinde tanımlamıştır.

Bu konuyu Türkiye'ye ilk defa tanıtan ise çalışma psikoloğu olan Prof. Dr. Pınar Tınaz olup, mobbing (psikolojik taciz) kavramını "işyerinde diğer çalışanlar veya işverenler tarafından tekrarlanan saldırılar şeklinde uygulanan bir çeşit psikolojik terör" olarak tanımlamaktadır. Mobbingin Türk Dil Kurumunca Türkçe karşığı "bezdiri" olarak vermektedir. Bezdiri (mobbing) "iş yerlerinde, okullarda vb. topluluklar içinde belirli bir kişiyi hedef alıp, çalışmalarını sistemli bir biçimde engelleyip huzursuz olmasına yol açarak yıldırma, dışlama, gözden düşürme" şeklinde tanımlamıştır

Mobbingin idare hukukundaki karşılığı

Mobbing kavramı ilk defa Borçlar Kanunu ile İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda yer almasına rağmen, buna ilişkin İdare Hukukukunda doğrudan her hangi bir düzenleme yapılmamıştır.

Ancak 2011 yılında Başbakanlık tarafından yayımlanan 2011/2 sayılı "İşyerlerinde Psikolojik Tacizin (Mobbing) Önlenmesi" isimli genelgede hem özel sektördeki hem de kamu sektöründeki meydana gelen mobbing ela almıştır. Çalışanlara yönelik mobbingin önlenmesi ve çalışanların mobbingden korunması için gerekli önlemlerin alınması hem işverene hem de idareye yüklemiştir. Ancak mobbing uygulamasına karşı ne tür yaptırımlar uygulanacağına değinilmemiştir.

Sözü edilen Başbakanlık genelgesinde mobbingin, "kasıtlı ve sistematik olarak belirli bir süre çalışanın aşağılanması, küçümsenmesi, dışlanması, kişiliğinin ve saygınlığının zedelenmesi, kötü muameleye tabi tutulması, yıldırılması ve benzeri şekillerde" ortaya çıktığı belirtilmiş olup, buna göre mobbingden söz edebilmek için ortaya koyulan fiilin kasıtlı ve sistematik bir şeklide meydana gelmesi gerekmektedir. Bu nedenle bir eylemin mobbing olarak değerlendirilebilmesi için sistematik bir şekilde (bir süreci kapsayacak şekilde) ve kasıtlı olarak yapıldığının ispatlanması gerekir. Bir defa meydana gelen yada süreç içine yayılmayan fillerin mobbing olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.

Hangi fiiler mobbin sayılır

Kamu sektöründe meydana gelen mobbingin genellikle "hiyerarşik yapı" içinde ortaya çıktığı görülmektedir. Hiyerarşik yapının üst kademesinde bulunan yetkililerin alt kademedeki personele karşı uyguladığı ayrımcılık, yıldırma vb davranışları kasıtlı ve sistematik bir şekilde uygulaması mobbingi ortaya çıkarmaktadır: Amirlerin çalışanlarına karşı kasıtlı ve sistematik şekilde bezdirici davranışları, eşiti durumdaki personele göre iş yükünün artırmaları, sürekli görev yeri değişiklikleri ve buna ilişkin tehditler, personelin görevi alanına girmeyen işlerden sorumlu tutulması, haklarında hukuka aykırı bir şekilde sürekli soruşturma açılması, onur kırıcı davranışlar ile iş ortamında küçük düşürülmeleri vb olayların mobbing olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

Kamu çalışanlarının mobbingi genellikle hiyerarşik yapı içinde amirlerin emri altında çalışan personele yönelik psikolojik baskısı şeklinde algıladıkları görülse de, bunun tersinin de ortaya çıktığı bir olgudan söz etmek mümkündür. Hiyerarşik yapıda üstten alta doğru yapılan mobingin, amirlerin sahip olduğu yetkinin (gücün) doğasından kaynaklandığı dikkate alındığında, mobbingin genelde üstten alta doğru yapılan psikolojik taciz olarak algılanmasını da doğal bir algı olarak değerlendirmek gerekir. Ancak mobbingin hiyerarşik yapıda alttan üste doğru yapıldığı da görülebilmektedir. Çalışanların verilen görevleri kasıtlı olarak ve sistematik bir şekilde geciktirmeleri yada bahaneler üreterek yapmamaları, amirlerine yönelik haksız ve hukuka aykırı bir şekilde sürekli şikayetçi olmaları, işlerin yapılmasını engellemeleri, amirlerine karşı kasıtlı ve sistematik saygısızlık ve küçük düşürücü davranış vb durumların da yine alttan üste doğru mobbing olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

Mobbing sadece ast-üst ilişkisi içinde değil aynı zamanda hiyerarşik yapı içinde aynı düzeyde yer alan çalışanlar arasında da ortaya çıkmaktadır. Aynı hiyerarşik düzlemdeki personelin birbirlerine karşı kasıtlı ve sistematik psikolojik baskıları yine mobbing olarak değerlendirilmektedir.

Mobbingin, yapılış şekli nasıl olursa olsun, psikolojik tacizin kasıtlı ve sistematik bir şekilde gerçekleştirilmesi olduğu dikkate alındığında, doğası gereğince her olayda, olayın yaşandığı ortam ve şartlara göre değişkenlik gösterecektir. Mobbing diye iddia edilen her bir olayın kendi içinde, kendi oluş şartlarında ve çalışma hayatının olağan süreçleri içinde yapılan değerlendirilmesi sonucu doğru kanaat oluşacaktır. Bu nedenle çalışma hayatının olağan akışı içinde meydana gelen ast-üst yada aynı düzey çalışanlar arasındaki tikel problemlerin mobbing olarak değerlendirilmesinin zorlama bir değerlendirme olacağı açıktır.

Disiplin yönüyle değerlendirme:

Devlet memurlarına yönelik disiplin cezaları 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunun (DMK) 125 inci maddesinde düzenlenmiş olup, kamu sektöründeki diğer personele ilişkin disiplin cezalarının da yine kendi mevzuatında DMK a paralel olarak düzenlendiği bilinmektedir. Ancak DMK'da doğrudan mobbinge yönelik her hangi bir düzenleme bulunmamaktadır.

DMK'da düzenlenen disiplin cezası, buna ilişkin fiilin ortaya çıkmasının sürekliliğini göz önüne almamaktadır. Örneğin Kanunun 125/A-d maddesinde usulsüz müracaat ve şikayette bulunmak fiiline yönelik Uyarma cezası öngörülmektedir. Ancak bir memurun bunu bir yada birkaç defa yapması halinde bu ceza (kanuna göre) yeterli görülürken, aynı memur bunu kasıtlı ve sistematik bir şekilde yapmaya devam etmesi, yani yapılan bu fiili mobbing olarak değerlendirilmesi durumunda yine aynı cezanın öngörülmesi ne kadar doğru olacaktır.

Aynı şekilde DMK'nun 125-D-d maddesinde Amirine veya maiyetindekilere karşı küçük düşürücü veya aşağılayıcı fiil ve hareketler yapmak fiiline karşılık Kademe İlerlemesinin Durdurulması cezası öngörülmüş olup, söz konusu ceza tikel bir olayda uygulanması doğru olduğu halde, amir tarafından memura karşı bunun kasıtlı ve sistematik bir şekilde yapıldığının tespit edilmesi halinde yani mobbing tespiti durumunda aynı cezanın verilmesi ne kadar doğru olacaktır.

Bu ve buna benzer örnekleri çoğaltmak mümkündür. Ancak, anılan Kanunda mobbing uygulamasının bir parçası olarak değerlendirilecek fiillere yönelik cezaların tikel olaylara yönelik olduğu, dolayısıyla bu fiillerin kasıtlı ve sistematik bir şekilde uygulandığı mobbing için ayrı bir düzenlemeye ihtiyaç duyulduğu açıktır. dolayısıyla yapılacak bir düzenleme ile mobbingin idare hukuku açısından açık bir şekilde tanımı yapılmalı, mobbig yapan kamu görevlilerine uygulanacak idari ve cezai yaptırımlar net olarak ortaya koyulmalıdır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber