Osteoporozun en iyi tedavisi olmasını önlemek

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 21 Ağustos 2007 13:33, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Kadınlar, minyon yapılılar, düzenli egzersiz alışkanlığı olmayanlar, hiç doğum yapmamış olanlar, aşırı çay ve kahve tüketenlerde daha çok görülen ve kemiğin kütlesinde azalma, bozulma ve kırılganlıkta artışla giden sistemik hastalık osteoporozun en iyi tedavisinin olmasını önlemek olduğu bildirildi.

Osteoporozdan korunmak için çocukluktan itibaren düzenli egzersiz yapılması ve yine çocukluk çağından itibaren kalsiyum alımına dikkat edilmesi gerektiğine işaret eden fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı Dr. Burcu Sönmez, Türkiye'deki nüfusun yüzde 40'ında kemik yoğunluğunda azalma, yüzde 13'ünde ise osteoporoz görüldüğünü söyledi.

Osteoporoza yakalanma riskinin; meme, rahim ve yumurtalık kanserine yakalanma riski toplamından daha fazla olduğuna değinen Uzm. Dr. Burcu Sönmez, hastalığın belirtilerinin ise sıklıkla bel ve sırt ağrısı olduğunu kaydetti. Sönmez, "Bilinmelidir ki; hastalık bulgu vermeye başladığında ilerlemiş demektir. Ağrılar dışında hastalar boyda kısalma, omurgalarda kırık, sırtta kamburlaşma, omuzlarda yuvarlaklaşma, el bileği ve kalça başta olmak üzere çeşitli kemiklerde kırıklar ile başvurabilir" dedi.

Kadınlar, minyon yapılılar, Asyalılar, düzenli egzersiz alışkanlığı olmayanlar, hiç doğum yapmamış kadınlar, ileri yaşta olanlar (menapoz, andropoz), fazla çay ve kahve tüketenler, yaşam boyu kalsiyumdan fakir beslenenler, sigara ve alkol kullananlar, böbrek ve karaciğer hastalığı olanlar, tiroid-paratiroid hastaları, diabetes mellitus hastaları, mide ve barsak hastalıkları olanlar, felç geçirenler, kortizon, epilepsi, antiasidler ve guatr ilaçlarını kullananlar, gebeler, emzirenler, hareketsiz yaşam

sürenler ve aşırı yağ-protein tüketerek düzensiz beslenenlerin osteoporoza yakalanma riskinin yüksek olduğunu ifade eden Sönmez, hastalıktan korunmanın yollarını şöyle sıraladı:

"Çocukluk çağından itibaren yeterli düzeyde kalsiyum alımına dikkat edilmelidir. Kalsiyumdan zengin süt ve süt ürünleri ile birlikte taze koyu yeşil yapraklı sebze, meyve ve buğday ürünlerinin tüketilmesi teşvik edilmelidir. Fazla yağlı, aşırı protein ve lifli besinlerin kalsiyum emilimini azaltacağı bilinerek bunların tüketimi azaltılmalıdır. Osteoporozdan korunmada egzersiz çok önemli yer tutar. Kemiklerin yenilenmesi için, mekanik olarak yüklenme şarttır. Yürüyüş, merdiven inip çıkma gibi beden ağırlığının kemiklerce taşındığı egzersizler önerilir. İdeali, egzersizlerin çocukluktan beri düzenli yapılmasıdır. Haftada en az 3 gün, en az yarım saat yapılmalıdır. Başka sistemik hastalığı olanlar doktora danışmadan egzersiz yapmamalıdır."

Osteoporozda en iyi tedavinin hastalık olmadan önlemek olduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Sönmez, bunun için her insanın osteoporozu çok iyi bilmesi gerektiğini vurguladı. Sönmez, hastalığa yakalandıktan sonra yapılması gerekenleri anlatırken, "Osteoporoz gelişmiş ise, öncelikle ağrı tedavi edilir. Hastaların fiziksel aktiviteleri düzenlenir. Egzersiz programına başlanır. Düşmelerin engellenmesi açısından ev ve çevre düzenlemeleri yapılır. Beslenmeleri gözden geçirilir. Osteoporoz konusunda yetkin hekimlerce hastanın durumuna göre ilaç tedavisi düzenlenir. Unutulmamalıdır ki; osteoporozun en iyi tedavisi, olmasını önlemektir" şeklinde konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber