Tarım cephesinde yeni bir şey yok!

Tarım Şurasını idrak ettik. Şura çözüm odaklı mı? Şura'nın öncelikleri ne olmalıydı? Tarım Şurası yeni bir atılım gerçekleştirebilir mi?

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 22 Kasım 2019 16:12, Son Güncelleme : 22 Kasım 2019 16:13
Tarım cephesinde yeni bir şey yok!

On beş yıl aradan sonra üçüncü Tarım Şurasını güzel bir törenle idrak ettik. Nice tarım şuralarına diyelim. Emeği geçenlere teşekkür edelim. Sonuç bildirgesinde yer alan maddelerin çoğunluğu yirmi, hatta bazı maddeler yüz yıldır tarım ve ormanın gündemde olan maddeler. Zaten tarım ve ormanın görevleri bu maddelerde geçenleri yapmak değil mi?

Maddeleri sıralamada sorun yok, alınan kararları açıklamada sorun yok. Hepsi güzel şeyler. Daha öncede kararlar alındı, törenler yapıldı, çalıştaylar düzenlendi. Bunların Hepsi güzel atraksiyonlar. Keşke bu kadarla sorunlar çözülse!

Bakanlık beş aydır Tarım Şurasıyla yatıp kalkıyor; masraflar, toplantılar, paylaşımlar..., bir beş ayda "nasılda güzel kararlar" aldık muhabbetiyle geçmesinden korkuyorum.

Şahit olduğumuz kadarıyla dünyada bizim kadar güzel çalıştaylar düzenleyen, popülist tören ve açılışlar düzenleyen başka ülke var mı bilmiyorum? Keşke bu başarıyı uygulamada da gösterebilsek. Biz sabırsız bir milletiz, ama uygulama da sabır istiyor. Ancak bir ölçüde sabrımızda var; on beş yıldır sabırla aynı kararları alıyoruz!

Tarımda sorunlar doğru yerde mi aranıyor?

Tekrar tekrar karar almada, toplantılar, çalıştaylar düzenlemede, kararları popülist törenlerle açıklamakta hiçbir sorun yok. Ama tarımda patinaja düşmemize neden olan başka sorunlar var; sorunlar uygulamada, sorunlar bütünlükte, süreklilikte, kaynakları düzgün kullanamamakta, sorun hiyerarşiye göre emir ve talimat verilince işler tıkır tıkır işliyor sanılmakta, sorun karar alınınca kendiliğinden uygulanacak sanılmasında, karar almaya önem verildiği kadar uygulamaya önem verilmemesinde, sorun denetleyememede, tek tip bakış açısında, sorun karar alanla uygulayanın farklı olmasında, karar alıcılardan hiçbirinin uygulamanın içinde olmamasında, sorun karar alıcıların tüm ihtiyaçları giderilirken, önündeki tüm engeller kaldırılırken uygulayıcıların önüne çekilen setlerde, sorun sorunları görmemekte, görenleri öcü görmekte, sorun tarımda kimin nerde duracağını bilememesinde, sorun popülist uygulamalarda, tarıma hiyeyrarşik yaklaşımlarda, sorun çiftçiyi tanımamakta, anlamamakta, çiftçiye tarımsal güç odaklarının istediği şekli vermeye çalışmakta, sorun toprağı, doğayı, bitkiyi tanımamakta, aslında sorun (veya çözüm) çok yönlü tarımsal eğitimde! Ama bunlar sorun olarak görülmüyor ya da sorun doğru yerde aranmıyor. Dolayısıyla çözümde doğru yerde aranmıyor.

Alınan kararların bir kısmı zaten yürürlükte olan kararlar. On yıl, on beş yıl önce alınmış kararlar ama bir o kadar yıl daha isteniyor. Bu durumda çözüm odaklılık konusunu düşündürücü oluyor.

Şurada öncelik ne olmalıydı?

En büyük sorun olan tarımsal eğitim belli ki hala önemsiz görülmekte. Çünkü maddeler arasında eğitimle ilgili dikkat çeken sadece bir madde var. O da bir nevi yan kuruluşlara havale edilmiş. Ülkenin genelindeki eğitim eksikliği ve aksaklığı tarımda daha belirgin ve etkin bir şekilde ortaya çıkıyor. Direk cebimize ve soframıza yansıyor. Tarladan sofraya kadar, alınan kararlardan uygulamaya kadar her aşamada, hem dürüstlük ve güven, hem de bilgi ve teknik alanda eğitime mecburiyet var. Bu aşamalardan biri zayıflarsa veya biri fazla abartılırsa bunu sadece beynimizde değil direk midemizde hissediyoruz. Bu nedenle her türlü sağlığımız için tarımsal eğitimin öncelenmesi gerektiğini ısrarla savunuyoruz.

Küçük bir anekdot; tohumdaki hile, üründeki hile, emekteki hile, gıdadaki hile görünür düşmandan daha tehlikelidir. Buna gereken ehemmiyeti vermeyenler, Tarım Şurasında alınan kararları da uygulayamazlar ve karar alma tekerrürü devam eder, gider!

Bu kararlar aynı makamlarca defalarca alınmasına rağmen neden yeterince uygulanamıyor ve bir türlü etkili bir sonuca ulaşılamıyor? Tarım Şurasında bu soruya cevap veren bir madde var mı? Bu soruya karşılık gelecek bir gündem yok! Şurada birinci gündem eğitim, ikinci gündem bu olmalıydı.

Tarımda yirmi yıldır, otuz yıldır konuşulanların, hatta görünürde uygulanıyor olanların güncel kelimelerle özeti tekrar tekrar aynı niyetle karşımıza geliyorsa hiçbir şey değişmiyor demektir ve muhtemelen beş yıl sonra yine karşımıza aynı kisveyle çıkacak demektir. Tarımda değişimi ve yenilenmeyi öncelikli madde yapmak zorundayız. Değişim ve yenilenme derken sürekli bakan ve bürokrat değiştirmeyi kast etmiyorum.

Tarım Şurasına ve tarımsal şuura katkı

- Herşeyden önce tarımda, tarımın her yönünü kapsayan ciddi bir değişim süreci başlatılmalı ve Şura'nın felsefesi bu olmalı.

- Kararlar temenni niteliğinde alındığı için bizi yıllarca oyalıyor.

- Aynı makamlarca defalarca alınan kararlar neden yeterince uygulanamıyor ve ulaşılamıyor ve hatta gerçekçi takibi yapılmıyor/yapılamıyor? Belki de bu konu resmi olarak çiftçi denetimine ve takibine verilmeli.

- Tarımda Popülist törenler ve yaklaşımlar artık sempati toplamıyor. Vatandaş dizi izler gibi izliyor. Vazgeçilmeli!

- Eğer tarımsal istatistik veriyorsanız tam vermelisiniz, en olumluları söyleyip geçerseniz bu her zaman inandırıcı olmaz. Çünkü konu direk cebi ve mideyi ilgilendiriyor.

- Çiftçiyle, üreticiyle iç içe ve onların mekanında yani tarlada, bağda, bahçede, pazarda, ahırda onlardan bir gibi olmalı.

- Tarımla ilgili toplantılara üçüncü şahısların telkiniyle uzman, bilim adamı, çiftçiyi ve üretici davet etme ve seçmece davetlerden ve öne çıkarılmalardan vazgeçilmeli. Sahada olunursa bu sorun bizzat çözülür.

- Büyük bir iştahla başlanan çalışmalar birkaç aşama sonra yılan hikayesine dönüyor. Çünkü çalışmaların aşamalarındaki belirsizlik, hesap verebilirlik ve sürekli personel değişimi sorunu tarımda çözülemiyor.

- Tarımımızın dünyaya açılma şekli yanlış; ya yabancılar eliyle açılıyoruz, ya da yabancıların el verdiklerinin eliyle açılıyoruz dünyaya.

- Çok iyi tarımsal ilişki kuracağımız ve projeler yapabileceğimiz ülkeleri ihmal ediyoruz.

- Tarımda fırsatçılara bilinçli bilinçsiz açık kapı bırakılıyor.

- Yerli bilimsel çalışmalar, yerli bitkisel ve hayvansal çeşit ve ırk çalışmaları anlayanlarca, güvenilirlik kriteri zedelenmemiş olanlarca organize edilmeli, denetlenmeli ve desteklenmelidir. Şu anda toplumda da tarımda da en çok zedelenen duygu güven duygusudur. Tarımda bunun telafisi yoktur.

- Bunların hepsinin öncelikle ve sürekli eğitimle olacağı unutulmamalıdır

Sonuç olarak Tarım şurası fikri doğru, ancak kurgulanışı yanlış olmuştur ve yanlışa emek çekilmiştir. Çünkü Ruhu yetersiz kalmıştır, bilinen ana yönleri tekrarlamış ara yönleri es geçmiştir ve canlılıktan muaf tutulmuştur! Sektöre ufuk açıcı, çığır açıcı bir şuur oluşturmamaktadır. Bu yönüyle Şura'dan çok sıradan bir çalıştayı işaret etmektedir. Ülkemiz şartlarında, Tarımın düşüncesini, felsefesini oluşturacak bir sıçrama sağlayacak nitelikten uzaktır. Zaman israf edilmiştir, kaynaklar israf edilmiştir. Çünkü başlangıcı Semerat Holding sendromudur. Bu konuda alınan tepkileri ve eksi puanları silmek için alel-acele gündeme sokulmuş ve başlatılmış bir çalışmadır. Neden böyle söylüyoruz? Çıkan sonuçtan. Bu çıkan sonucu beş tane tecrübeli bakanlık çalışanı bir araya gelerek birkaç ayada hazırlayabilirdi. Tarım Şurası bu haliyle tarım ve orman şuurundan yoksun kalmıştır. Bu handikap uygulamalarda da kendini gösterecektir.

M. Murat GÜN

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber