Tüketicilerin, 2007 'de açtığı dava sayısı 10 bine yaklaştı

Kaynak : Referans
Haber Giriş : 15 Eylül 2007 12:49, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

'Pepsi içtim Aysun gelmedi', ?Tuncay Özilhan rüyamı çalıp reklam yaptı', 'Hatalı cep telefonu hayatımı karattı' gibi gerekçelerle mahkeme yollarına düşen Türk tüketicilerinin 2007 'de açtığı dava sayısı 10 bine yaklaştı. Bankalar, Türk Telekom, GSM operatörleri ve gıda şirketleri tüketici davalarının baş hedefi olurken tüketici mahkemeleri ancak 5 ay sonrasına gün veriyor.

Şefik Aydın, Bursa'da marketten aldığı pet şişedeki içme suyunda böcek çıkınca açtığı davada 50 bin YTL tazminat kazandı. 5 vitesli diye aldığı cip 4 vitesli çıkan Adanalı işadamı Ali Tunç ise şirkete açtığı davadan 86 bin euro tazminat aldı. Aydın ve Tunç, haklarını artık mahkeme koridorlarında arayan binlerce Türk tüketiciden sadece ikisi. Türkiye'de tüketici mahkemelerine 2003'te sadece 1123 dava açılırken 2007 sonunda bu rakamın 10 binlere yaklaşması bekleniyor. Tüketici mahkemeleri ise şirketlerin kâbusu haline gelen davaların yoğunluğundan dolayı ancak 5 ay sonrasına gün veriyor.

Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) 1962'de kabul edilen tüketici yasaları, Türkiye'de Şubat 1995'te ilk kez gündeme geldi ve yasa hazırlandı. Ancak yasa beklentileri karşılamadı. 2003'te ise kanunda yapılan büyük değişikliklerle tüketici hakları koruma altına alındı. Değişen yasada tüketicinin sağlık ve güvenliğinden, ekonomik çıkarlarını korumaya, zararlarını tazmin etmeye kadar çeşitli haklar sağlanmış oldu. Bugünkü yasa Ayıplı Mal, Taksitli ve Ön Ödemeli Satışlar, Kapıdan Yapılan Satışlar, Tüketici Kredisindeki Haklar, Etiket Doğruluğu gibi başlıklar altında tüketici haklarını kapsamlı bir şekilde ele alıyor.

ABD'de 2 milyar dolar tazminat ödeniyor

Yasada geç kalınmasına rağmen, Türk tüketicinin kendisine sağlanan haklara adapte olması uzun sürmedi ve 2003'ten bu yana tüketici mahkemelerine yapılan başvurular her sene katlanarak büyüdü. Tüketiciler Birliği'nin yaptığı araştırmaya göre, 2003'te yılda bin civarında seyreden tüketici davaları 2007'ye gelindiğinde 10 bin sınırına yaklaştı. Yine Tüketiciler Birliği'ne göre bu davaların önemli bir kısmı tazminat davası olarak açıldı. Ancak yılda ne kadar tazminat cezası oluştuğuna dair net bir veri bulunmuyor. ABD'de ise Steal adı verilen ve ilginç davalara ödül veren kuruluşun yaptığı araştırmaya göre her yıl değişmekle birlikte şirketlere ortalama 2 milyar dolar tazminat cezası kesiliyor. Bu arada tüketiciler bir yandan birlikler altında örgütlenirken, şik âyetlerin yazılabildiği www.sik ayetvar.com, www.tuketiciler.org gibi internet siteleri de ilgi görüyor. İki siteye günde bine yakın şikayet ulaşıyor.

2007 yılı verilerine göre tüketicinin en fazla şikâyet ettiği ve dava açtığı sektör bankacılık oldu. Bankalar aleyhine tüketici mahkemelerine 2 bin 211 adet dava açıldı. Davaların önemli bir bölümü bankaların tüketicilerden aldığı hizmet bedelleri ile ilgili oldu. Gıda firmalarının da başı davalardan kurtulmadı. Kimi tüketici firma reklamının kendini aldattığını düşündüğü için kimisi de ürünleri sağlıksız bulduğu için dava açma yoluna gitti.

Kimi Aysun Kayacı'yı kimi hayallerini dava konusu yapıyor: İnşaat şirketlerine yabancı isim davası

Haftasonları gazetelerde verilen ilanlarda 70'in üzerinde yabancı ad taşıyan konut ve iş merkezi projesi tespit eden Dil Derneği, adreslerini tespit ettikleri 14 inşaat firmasına noter aracılığıyla ihtarname gönderdi. Yabancı adların Türkçe olarak değiştirmeleri istenilen ihtarnamede, bunun yapılmaması halinde maddi manevi tazminat davası açacakları belirtildi. Alice Village, Almondhill, Andromeda, Qantium, Sinpaş Aqua City, Villa Mare, Yeshill Göktürk gibi adlar taşıyan konut projelerinde yabancıların değil Türklerin oturacağı ifade edilerek isimlerin değiştirilmesi istendi. Ağaoğlu, Sinpaş ve Taşyapı ihtarnameye cevap vermeyince 10 bin YTL' lik manevi tazminat davası açıldı. Derneğin avukatı Ahmet Çelik, " Taşyapı'nın sahibi Emrullah Turanlı toplumuna ve ülkesine yabancılaşmanın ilginç bir örneğini vermiştir " dedi. Taşyapı'nın avukatı Orhan Karataş isimlerde bir sakınca görmediğini söylerken, Sinpaş'ın avukatı İbrahim Erdal da, Türkçe'ye diğer dillerden binlerce kelimenin girdiğini ve bu kelimelerin birçok mekânda kullanıldığını ifade ederek davanın reddini istedi. Dava sürüyor.

Özilhan rüyamı çaldı, tazminat ödesin

Samsun 'un Alaçam İlçesi'nde oturan emekli öğretmen Hasan Sancak, 30 Kasım 2000'de gördüğü bir rüyayı ilginç bularak Bafra ilçesinde notere onaylattıktan sonra reklam şirketlerine gönderdi. 2006'da Coca-Cola firmasının kendisinden olur almadan bu rüyasını reklam filmi haline getirip yurtiçi ve yurtdışında yayınlattığını iddia eden Sancak, Coca Cola'nın Türkiye Temsilcisi ve Anadolu Grubu İcra Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan hakkında 7 bin YTL'lik tazminat davası açtı. Dava sürüyor. Sancak'ın çalındığını söylediği noter taktikli rüyası ise şöyle: "Rüyamda karnımın zil çaldığını fark ederek uyandım. Buzdolabının kapağını açtım. Ne yazık ki boştu. Açlıktan ayakta duramıyordum. Birden aklıma bilgisayarım geldi. Açtım. İnternete girdim. Büyük bir market buldum. Canımın çektiği hangi yiyecekler varsa, farenin imlecini o yiyeceklerin üzerine teker teker getirerek bir bir tıkladım. Her tıkladığım yiyecek benim buzdolabına üstten dolmaya başladı. Buzdolabını süper marketten ağzına kadar doldurdum. Birden aklıma bu yiyeceklerin parasını vermediğim geldi. Hanımın seslenmesiyle tatlı düşten uyandım."

ADSL kalsın, sabit telefonum iptal edilsin

Kocaeli'den Yunus Abdullahoğlu, Türk Telekom'a (TT) ADSL abonesi olduğunda beraberinde tahsis edilen telefon hattını kullanmadığından iptal ettirmek istedi. Verdiği dilekçeden olumsuz cevap alınca Kocaeli Hakem Heyeti'ne başvurdu. Yapılan incelemede mahkeme şu kararı verdi: "Bilirkişinin teknik raporunda Türk Telekom'un altyapısının sabit telefon olmadan da ADSL kullanımına müsait olduğu görülmüştür. Bu yüzden 4077 sayılı K anun' un 5'inci maddesi gereğince, bir mal veya hizmetin satışı başka bir mal veya hizmetin satın almasına bağlanmayacağından tüketicinin telefon hattının iptali talebinin haklılığına, Türk Telekom'un hattı iptal etmesine karar verilmiştir. " Bu kararı alan Abdullahoğlu, 4 Mayıs tarihinde Türk Telekom'a tekrar bir dilekçe ile başvurdu. Ancak bir sonuç alamadı.

Pepsi Max içtim Aysun beni öpmedi

D avaların en bilinenlerden biri de Pepsi Max'in Aysun Kayacı'yı oynattığı reklama açılan dava oldu. İstanbul Pendik'te Veysel Dağ isimli bir tüketici mahkemeye giderek ürünü satın alıp içtiği halde herhangi bir kadının reklamda gösterildiği gibi gelip kendisini öpmediğini belirtip parasını geri almak isteğiyle dava açtı. Dağ'ın gerekçesinde şunlar yazılıydı: "Pepsi Max isimli ürünün reklamındaki vaade inanarak, ürünü satın alıp içtiğim halde herhangi bir kadın reklamda gösterildiği gibi gelip beni öpmedi. Herhangi bir kadınla aramda cinsel ve duygusal anlamda birliktelik yaşanmadı Bu nedenele paramı geri istiyorum." Tüketiciler Birliği de, Pepsi Max'ın Aysun Kayacı'yı oynattığı reklamda, vaadedilenin gerçekleşmemesi ve bunun tüketicinin kandırılması anlamına geldiği gerekçesi ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'na reklamın kaldırılması ve idari para cezası kesilmesi talebinde bulundu.

Nokia cep telefonu hayatımı kararttı

Güney ve Güneydoğu Genç İşadamları Federasyonu Başkanı Selçuk Tanrısever, kullandığı Nokia E50 model cep telefonunun gelen aramaları otomatik olarak hopare geçirerek açılması nedeniyle zor günler geçirdi. Tanrısever, 500 bin YTL kaybederken eşiyle de boşanmanın eşiğine geldi. Tanrısever, Referans'a manşet olan hikayesini şöyle anlatmıştı: "Yaklaşık 500 bin YTL'lik çekini ödemekte zorlanan bir müşterim ile yemek yiyorduk. Borcunu tam ödemek üzereyken telefonum çaldı. Arayan muhasebe müdürümdü. Telefonu açar açmaz hoparlör de açıldı. Muhasebe müdürüm durumdan habersiz, karşımda oturan müşterimin ismi de vererek, 'O şerefsiz borcunu ödemiyor mu hâl â' benzeri bir sürü şey söyledi. Telefon kilitlendiği için kapatmam imkânsız hale geldi. Hemen bataryayı çıkarmayı denedim. Tabi uzun bir süre adam kendine edilen hakaretleri duydu. Sonuçta ben paramı tahsil edemediğim gibi 20 yıllık müşterimi de kaybettim." Bu telefon yüzünden İzmirli başka bir işadamı da 2 milyon dolar kaybetti. Sorunun birçok kişiyi mağdur ettiğini tespit eden Tanrısever Nokia'yı mahkemeye verdi.

Ziylan Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ziylan: Bazı konularda haksızlık yapılıyor

Tüketicinin bilinçlenmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Türkiye bu konuda çok yol kat etti. Hatta birçok Avrupa ülkesinden bile ileri durumdayız. Ancak bazı konularda üreticilere haksızlık yapılmaya başlandı . Birçok tüketici ne yazık ki haklarını suistimal ediyor, şirketlere zarar vermek için çaba gösteriyor. Biz zaten hatamız varsa kabul ederiz ve mutlaka ürünü değiştiririz. 5 bine yakın kişiye istihdam sağlıyoruz. İnsanın olduğu yerde hata olur. Buna rağmen hata payımız binde bir bile değil.

Pepsi Basın Danışmanı Selçuk Maruflu: Kayacı'lı reklam biraz abartıldı

Pepsi olarak biz her türlü tüketici şik âyetini ciddiyetle ele alıyoruz. Bu konuda hiçbir endişemiz yok. Türk tüketicisinin bilinçlenmesini istiyoruz. Ancak Aysun Kayacı reklamı ile ilgili olay biraz abartıldı."Pepsi Max'in tadı, güzel bir kızdan farksızdır" fikrini anlatmaya çalıştık. Bunda da başarılı olduk. Ancak yine de tüketicinin şik âyetinden rahatsız değiliz.

Anadolu Grubu İcra Kurulu Başkanı: Tuncay Özilhan Bilinçli tüketiciden memnunuz

Türkiye'de tüketici gerçekten bilinçli bir seviyeye geldi . Bundan gayet memnunuz. Tüketicinin bilinçlenmesi için kendimiz de çaba gösteriyoruz. Bugüne kadar ciddi bir sıkıntı yaşamadık. Amerikan menşeli bir şirket olarak zaten bu konularda her zaman hazırlıklıyız.

Tüketiciler Birliği Başkanı Bülent Deniz: Tüketici mahkemeleri yetersiz

Davalardaki artışların en büyük nedeni tüketicinin bilinçlenmesi. Bize her gün binlerce şikâyet ulaşıyor. F irmalar bu nedenle çok daha dikkatli davranmak zorunda kalıyor. Ancak tüketici mahkemeleri yetersiz. Bilinçlenen tüketiciye karşın mahkemeler yerinde sayıyor. Tüketici davalarında çok ciddi bir artış var. Geçen yıla oranla rakamlar katlanmış durumda. Ancak tüketici mahkemeleri bu artışa yetişemiyor. Dava açtığınızda size 5 ay sonrası için gün veriyorlar. Bu sorunun çözümü için de gerekli girişimleri başlattık.

İzmirli hacılardan Diyanet'e dava

Diyanet'in hac ibadetini dinî kurallara ve usulüne uygun yaptırmadığını öne süren İzmirli hacılar, " kandırıldıkları" iddiasıyla Diyanet'e dava açtı. İzmir Asliye Hukuk Hakimliği'ne verilen dava dilekçesinde, acente ve Diyanet görevlilerinin hiçbir mazeret göstermeden hacılara Müzdelife Vakfesi'ni yanlış yerde yaptırdığı ileri sürüldü . Olay şöyle gelişti: "Hacıların avukatı Nihat Osmanoğlu, yaşananları Diyanet İşleri Başkanlığı'na şikâyet etti. Bunun üzerine Diyanet, konunun incelenmesi için iki müfettiş görevlendirdi. Olay mahallinde keşif yapan müfettişler, 45 hacıya Müzdelife Vakfesi'nin yanlış yerde yaptırıldığını tespit etti. Müfettişler, vakfenin Mina sınırları içinde yapıldığını teyit eden tutanak tuttu. Ancak Diyanet, müfettişlerin raporuna rağmen sorumlular hakkında soruşturma açmadı. Bakanlıklararası Hac ve Umre Kurulu da vakfe sırasında hacıları başka bir bölgedeki çadırda tutan yetkili acentenin cezalandırılmasına gerek olmadığına karar verdi. Bunun üzerine Nihat Osmanoğlu, hac ibadetinin usulüne göre yapılmadığı ve hacıların kandırıldığı iddiasıyla Diyanet'e ve Hilal Turizm şirketine dava açtı.

SSK'ya 'psikolojimi bozdunuz' davası

Manisa'da Selçuk Dalkıran iki böbreğinden birden rahatsızlandı. Sağlığı bozulduğu için çalıştığı fabrika Dalkıran'ın işine son verdi. Dalkıran bunun üzerine, Sosyal Sigortalar Kurumu'na (SSK) başvurup maluliyet aylığı bağlattı. Dalkıran b u parayla hayatını sürdürüyordu. Ama ağır bir tedaviye de başlamıştı. Günleri ıstırap içinde geçerken, 2003 yılında babası bir böbreğini verme kararı aldı. Nakil gerçekleşti. Selçuk Dalkıran tek böbrekle yaşama tutundu. Bunun üzerine SSK ?çalışabilir? diyerek Dalkıran'a ödediği malul emekli maaşını kesti. Gittiği kurumlar ise ?çalışamaz? raporu verdi. Dalkıran, sonunda SSK'ya 'psikolojimi bozdunuz' diyerek dava açtı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber