Süper beyinler evlerine dönüyor

TÜBİTAK'ın 2010 yılında başlattığı 'Yurda Dönüş Burs Programı' kapsamında bugüne kadar 452 araştırmacı Türkiye'ye döndü. Amazon, Apple gibi şirketlerden, CERN, Max Planck Institute gibi araştırma kuruluşlarından ve Harvard, Stanford gibi üniversitelerden 127 bilim insanı daha ülkeye dönüyor.

Haber Giriş : 11 Şubat 2020 18:49, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:59
Süper beyinler evlerine dönüyor

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu'nun (TÜBİTAK), 2010 yılında başlattığı 'Yurda Dönüş Burs Programı' kapsamında bugüne kadar 452 Türk araştırmacı Türkiye'ye döndü. Tersine beyin göçü için yapılan çalışmalara ise devam ediliyor. TÜBİTAK'tan alınan bilgilere göre, 127 bilim insanı daha Türkiye'ye dönüyor. Bunların bir kısmı döndü, bir kısmı ise bahar döneminde ülkede olacak. Onların da gelmesiyle birlikte ülkeye dönen bilim insanı sayısı 579'a ulaşacak. Hükümetin 100 günlük eylem planında, stratejik değer taşıyan alanlarda yürütülecek projelere katkı sağlamak üzere alanlarında yaptıkları üst seviye bilimsel veya teknolojik çalışmalarla kendini göstermiş ve yurtdışında çalışma deneyimine sahip başta Türk bilim insanları olmak üzere nitelikli araştırmacıların yurtdışından Türkiye'ye gelmelerini teşvik etmek amacıyla '2232 Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı' başlatıldı. Bu kapsamda 15 Aralık 2018-29 Mart 2019 tarihleri arasında çağrıya çıkıldı. Toplam 242 başvuru alındı. 21 farklı ülkeden 98'i Türk, 29'u yabancı olmak üzere; başvuru şartlarını sağlayan alanında lider 127 bilim insanı destek kazandı.

ÖĞRENCİ YETİŞTİRECEKLER

Amazon, Apple, Bosch, GE, Intel, Siemens, Volvo gibi global şirketler ile CERN, CNRS, Max Planck Institute gibi öncü araştırma kuruluşlarında ve Harvard, Stanford, Oxford, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü, Cambridge, Columbia Üniversitesi gibi dünya sıralamasında ilk 25 üniversite içerisinde yer alan kurumlarda çalışan araştırmacılar bu programla Türkiye'ye dönüyor. Araştırmacıların108'i devlet ve vakıf üniversitelerinde, 11'i Arçelik, TUSAŞ, Aselsan, Havelsan gibi özel sektör kuruluşlarında, 7'si UNAM, SUNUM ve IBG araştırma altyapılarında ve biri de bir kamu kuruluşunda çalışacak. Araştırmacıların her biri beşer doktora öğrencisi yetiştirecek. Stratejik değer taşıyan alanlarda yürütülecek projelere katkı sağlayacak.

ÜLKEME FAYDA SAĞLAYACAĞIM
Hürriyet'ten Esra Ülkar'ın haberine göre: Dr. Mehmet Turan (ETH Zurich Üniversitesi-Boğaziçi Üniversitesi): Alman Lisesi'nden sonra, 2005'te lisans ve yüksek lisansımı Almanya'da RWTH Aachen Üniversitesi'nde Elektronik ve Haberleşme alanında yaptım. Bir sene Kaliforniya Üniversitesi, Los Angeles'ta araştırma görevlisi olarak makina öğrenmesi ile HIV teşhisi üzerine çalıştım. ETH Zurich Üniversitesi'nde tıbbi robotlarla ilgili doktora yaptım. Doktoram Max Planck Akıllı Sistemler Enstitüsü ile ETH Zurich arasında ortak bir programdı. Burada bir seneye yakın postdoktora yaptım. Ağustosta Türkiye'ye dönmemdeki en önemli etken yurtdışında uzun yıllarda kazandığım bilgi birikim ile artık kendi ülke ve insanıma fayda sağlamamın, öğrencilere bildiklerimi aktarmamın zamanının geldiği düşünmem oldu. Burada yapay zekayı kullanarak birçok medikal cihazdan alınan verileri optimal şekilde birleştirip yorumlayabilen, hastaya özel teshis ve tedavi yöntemleri geliştirme liyakatine sahip algoritmalar ve sistemler geliştirmeye çalışacağım. Almanya'da geliştirdiğim kapsül robot projesine 2232 programı kapsamında çoklu biyopsi ve ilaç taşıma modülleri eklemeye ugraşacağım. Son olarak da Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi ile ortak yürüttüğüm projede beyin kanseri ve meme kanserinin çok erken safhada teshiş edilmesi üzerine çalışmalara başladım.

KATKIDA BULUNMAK İSTİYORUM
Dr. Öğretim Üyesi Çiğdem Toparlı (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT)-Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ): İTÜ Metalurji ve Malzeme Mühendisliği'nden mezuniyet sonrası 2013'ten beri yurtdışında akademik araştırmalar yapıyorum. Max-Planck-Institute fur Eisenforschung'da doktoramı yaptım. Daha dayanıklı ve ucuz elektrokatalizorler üreterek hidrojen üretimini daha verimli hale getirmeye yönelik çalışmalar yaptım. İki yıldır da MIT'de hidrojen üretimi ve difuzyonu üzerine çalışıyorum. Türkiye'ye dönüp, bilim insanları yetişmesine katkıda bulunmayı istiyordum. Bu projelerle yurtdışından daha çok bilim insanı Türkiye'ye dönecektir. Gelecekte iklim degişikliğinin etkilerinin artmasıyla beraber negative emisyon, CO2 reduksiyonu ve yeni nesil piller ön planda olacak. ODTÜ'de bu konularda, daha verimli pil elde etmeyle ilgili çalışmalar yapacağız.

TECRÜBELERİMİ AKTARACAĞIM
Dr. Öğretim Üyesi Erol Yıldırım (Singapur Yüksek Performanslı Hesaplama Merkezi-ODTÜ): Bilkent Üniversitesi Kimya Bölümü'nden sonra İTÜ Kimya Bölümü'nde yüksek lisans ve doktora yaptım. Finlandiya Aalto Üniversitesi'nde polielektrolit malzemelerin özellikleri üzerine, ABD'de North Carolina State Üniversitesi'nde plastiklerin bozunmaları ve kararlılıkları üzerine, Singapur Yüksek Performanslı Hesaplama Merkezi'nde esnek termoelektrik kompozitlerin modellenmesi konularında çalıştım. Araştırmalarımızın sonuçları 30'un üzerinde makale ve 50'nin üzerinde bildiride yayınlandı. 2232 programıyla ODTÜ'de doktor öğretim üyesi olarak göreve başladım. Projenin sağlayacağı araştırma imkanları ve çalışmayı yürüteceğim kurumun saygın ve köklü olması kararımda etkili oldu. Avrupa, Asya ve Amerika'da çalıştıktan sonra artık ülkemize dönüp kendi araştırma grubumu kurma zamanıydı. ODTÜ Kimya Bölümü'nde yeni bir moleküler modelleme ve simülasyon laboratuvarı kuruyoruz. Burada yüksek lisans ve doktora öğrencilerime tecrübelerimi aktaracağım ve onlarla birlikte deneysel çalışmalara modelleme desteği sağlayacağız.

HAYALİME KAVUŞTUM MUTLUYUM
Dr. Öğretim Üyesi Betül Uralcan (Princeton Üniversitesi-Boğaziçi Üniversitesi): Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği'nden 2013'te mezun oldum. Princeton Üniversitesi Kimya ve Biyoloji Mühendisliği Bölümü'nde bütünleşik doktora derecesi alarak, bir yıl doktora sonrası araştırmacı olarak yeni nesil bir enerji depolama cihazı olan 'süperkapasitörlerin' modellenmesini çalıştım. Süperkapasitörler enerjinin daha hızlı bir şekilde daha küçük bir alanda depolanmasını sağlayacak olan bir teknoloji. Enerji kaynaklarının giderek kısıtlı hale geldiği ve enerji depolamanın önem kazandığı günümüzde, çift katmanlı kapasitörler hızlı, çevre dostu ve güvenli olmalarıyla öne çıkıyor. Ayrıca, proteinlerin dayanıklılıklarını arttırmayı hedefleyen çalışmalara katıldım. Türkiye'de araştırma yapmak, beni yetiştiren akademisyenler gibi yeni bilim insanlarının yetişmesine katkı sağlamayı istiyordum. Bu programla daha hızlı hayalimi gerçekleştiririm. Çünkü bir laboratuvar altyapısı kurmak ya da proje için fon bulmak zaman isteyen şeyler. Bu projelerle yurtdışından daha çok bilim insanının Türkiye'ye döneceğini düşünüyorum. Süperkapasitorlerin geliştirilmesi ve biyolojik sistemlerin modellemesi üzerine çalışmalarıma devam edeceğim.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber