Hazine ve Maliye ile Ticaret bakanlıklarının 2022 yılı bütçeleri Mecliste

TBMM Genel Kurulunda, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ile bakanlıkların bağlı kurum ve kuruluşlarının 2022 yılı bütçeleri görüşülüyor.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 09 Aralık 2021 13:58, Son Güncelleme : 09 Aralık 2021 13:59
Hazine ve Maliye ile Ticaret bakanlıklarının 2022 yılı bütçeleri Mecliste

Bütçeler üzerinde HDP Grubu adına söz alan Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, Hazine ve Maliye Bakanlığının 2022 yılında 1 trilyon 250 milyar lira vergi toplayacağını, faize karşı olduğunu söyleyen hükümetin, yoksullardan toplanacak her 5 lira verginin bir lirasını faize ödeyeceğini savundu.

Paylan, 2015 yılında bütçeden faize 50 milyar lira giderken 2022'de bu rakamın 240 milyar lira olacağını iddia ederek "Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Faiz sebep, enflasyon sonuç.' diyor ama bu sayede 3 yılda 3 bakan, 4 Merkez Bankası Başkanı eskidi. Faiz sebep, enflasyon sonuç teorisi dünyada hiç denenmedi. Halkımız zam altında. İğneden ipliğe her şeye zam yağdı. Türkiye'nin 450 milyar dolar borcu var. Sayın Erdoğan 'Bu kriz teğet geçecek.' dedi ama öyle olmadı. Şu bütçe tercihini değiştirsek, faizden yana olmasak olmaz mı? 'Biz deneyeceğiz arkadaşlar ve ne yaptığımızı biliyoruz, sonuç da alacağız.' diyorlar. 'Faiz sebep, enflasyon sonuç'un sonucu, dolar 8,30'dan 14 liraya çıktı." diye konuştu.

HDP Batman Milletvekili Necdet İpekyüz de Türkiye'nin Avrupa'da en fazla büyümeye sahip ülkelerinden olduğunu ancak bu büyümenin Hakkari'den Edirne'ye her yurttaşa eşit şekilde yansıması halinde anlam taşıyacağını söyledi. Halkın sefalet yaşadığını ileri süren İpekyüz, "Halkın büyük çoğunluğu sıkıntıda. Siz bunu görmek istemiyorsunuz, kulaklarınızı tıkamışsınız kimseyi duymuyorsunuz. Madem faize karşısınız, her faizi düşürdüğünüzde banka da çiftçinin, emekçinin borcunu düşürsün." dedi.

- "Hükümetiniz halkı büyük bir borç bataklığına sürükledi"

HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegü, Türkiye'nin ne ekonomik kurtuluş savaşı içinde ne de uluslararası komployla karşı karşıya olduğunu ileri sürdü. Türkiye'nin, her 15-20 yılda bir uluslararası kapitalist sistemin gidişine bağlı olarak girdiği yapısal krizlerden biriyle karşı karşıya olduğunu belirten Pekgözegü, şöyle devam etti:

"Son 20 yılda kamu adına ne var ne yok hepsini, her şeyi özelleştirdiniz veya sattınız. Hükümetiniz halkı büyük bir borç bataklığı içerisine sürükledi. Bu sürede bütün kamu kaynaklarını ve genişleyen piyasalardan aldığınız borçları inşaata, ranta, faize, yandaşa yatırdınız. Kapitalist bakış açısına göre bile Türkiye ekonomisini piyasalarda rekabet gücüne sahip olabilecek bir yapısal dönüşüme uğratmak gibi bir derdiniz hiç olmadı. Bol hamasetle, yeni Osmanlıcı hayallerle, inşaat ya Resulullah diyerek bugünlere geldiniz. Şimdi, kalan son malları kelepir fiyata satabilmek için kapı kapı geziyorsunuz. Halkın olan ne kaldıysa Katar'ın, Birleşik Arap Emirlikleri'nin petrol milyarderlerine satmak istiyorsunuz. Yandaşların kasasındaki milyarlar büyürken halkın giyim, ulaşım, gıda fiyatları artıyor. İşçiler, emekçiler, tarım işçileri, güvencesizler hesap sormak için sabırsızlanıyor. Ne bu halkı zorbalıkla sindirebileceksiniz ne de rızayla bir meşruiyet sahibi olmaya muktedirsiniz."

HDP İstanbul Milletvekili Dilşat Canbaz Kaya da kişinin söylediği sözlerin, dünya görüşüyle örtüşmesi gerektiğini, aksi halde teoriyle pratiğin birbirini karşılamadığını dile getirerek "Bu noktada AKP'de emekçi kelimesi bizim cephemizden oturmuyor. Emekçilerin, işçilerin, kadınların, gençlerin bütçesini konuşuyoruz ama bu bütçede maalesef onlara dair hiçbir şey yok. Ama bu dönem, her gelen bakanlık çokça işçilerden, kadınlardan konuşuyor ve bu bizi şaşırtıyor." ifadesini kullandı.

"Ekonomimiz büyüyor, kalkınıyor." diyenlerin, halkın sofrasındaki eti çok gördüğünü, yıllar önce çay simit hesabı yapanların, yeniden bu hesabı yapmaya başladığını savunan Kaya, şunları kaydetti:

"Bu coğrafyada en zengin yüzde 10'luk kesim, milli servetin yüzde 67'sine sahip. İşte bu yüzde 10'un servetine servet katmak için hazırlanan bu bütçe, halkın bütçesi değil emekçileri, kadınları, çocukları, çiftçiyi yalnızca ucuz iş gücü görenlerin, yok sayılanların bütçesi. Bu bütçe, mevsimlik tarım işçilerinin, derme çatma çadırlarda yaşayanların ve onların yalın ayak dolaşan çocuklarının bütçesi değil. Bu bütçe yaşamak ve yaşatmak mücadelesi verenlerin değil kadın cinayetlerinin faillerini aklayan, koruyanların bütçesidir."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber