Eski Rektör Ayhan, hakkını bir üst mahkemede arayacak
En çok oyu almasına rağmen Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in göreve atamadığı Gazi Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan'ın Ankara 2. İdare Mahkemesi'ne açtığı davada mahkeme, yürütmenin durdurulması talebini reddetti.
Kararı değerlendiren eski Rektör Ayhan, bir üst mahkemeye itiraz edeceklerini söyledi. Ayhan, talebin reddedilmesinin normal olduğunu, kararın iptal edilmesi talebini etkilemeyeceğini düşünüyor.
Mahkemenin davada Cumhurbaşkanlığı'ndan savunma istemesinin haklılıklarını ortaya koyduğunu anlatan Ayhan, ?Hakkın tecelli edeceğine inanıyorum. Hukuk devleti gelişmiş ülkelerde aynı ilkelerle anılır. Öğretim üyelerinin iradesinin yok sayılması hukuka, hukuk devleti anlayışına, demokrasiye ve özerk üniversite anlayışına aykırıdır.? diye konuştu. Ayhan, Cumhurbaşkanı'nın rektör atama işlemine karşı açtıkları davanın Türkiye'de bir ilk olduğunu, dolayısıyla tartışmalı bir durumun söz konusu olduğunu dile getirdi. Ayhan şunları söyledi: ?Yürütmenin durdurulması kararının verilmemesi son derece normaldir. Davanın esasıyla ilgili bir karar değildir. Davanın esasına girildiğinde Cumhurbaşkanı'nın takdir yetkisini nasıl kullandığını mahkeme mutlaka tetkik edecektir.?
Ayhan'ın avukatı Sedat Aksakallı tarafından Ankara İdare Mahkemesi'ne yürütmenin
durdurulması ve iptali istemiyle 2003 Eylül ayında dava açılmıştı. Davanın dilekçesinde,
Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer'in 698 daha az oy alan Prof. Dr. Kadri Yamaç'ı
rektör atadığı, bunun hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmadığı öne sürülmüştü.
Köşk'ün savunmasında ise Sezer'in ?mutlak takdir? yetkisini kullandığı ifade
edilmişti. Hukukçular, Cumhurbaşkanı'nın takdir yetkisinin mutlak olamayacağını
ifade etmişti. Ankara Üniversitesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Ali Ulusoy, Cumhurbaşkanı'nın
takdir yetkisini, hizmet gerekleri ve kamu yararına uygun kullandığını kanıtlamak
zorunda olduğunu kaydetti. Köşk'ün açıklamasını yeterli görmeyen mahkeme, ikinci
bir savunma isteyerek, atamanın gerekçelerini sormuştu. Köşk'ün ikinci savunmasında
ise, Cumhurbaşkanı'nın mutlak takdir yetkisini kullandığı tekrarlanarak, gerekçe
göstermeye zorlanamayacağı savunulmuştu.
zaman