Kurumlararası Ücret Farklılarının Oluşturduğu Sorunlar

Haber Giriş : 18 Temmuz 2003 01:23, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Kurumlararası Ücret Farklılarının Oluşturduğu Sorunlar

Sitemizde bugün Bülent Yücesoy'un makalesine yer veriyoruz. "Memurlar.NET sitesi, 2003 yılı başından bu yana TBMM'de kabul edilen ve sadece belirli kurum personelini kapsayan düzenlemeleri, eleştirel tarz da manşet haber olarak yayımlamaktadır. Bu yayınlar genel olarak mali haklarında iyileştirme yapılan personel tarafından şiddetle eleştirilmiş ama bu tür mali iyileştirmelerden yararlanmayan personel tarafından desteklenmiştir. Mali haklarında kurumsal düzeyde iyileştirme yapılan personelin en büyük eleştirisi, kurumsal anlamda ne kadar önemli işler yaptıklarına vurgu yapmaları olmuştur.

Asıl irdelenmesi gereken husus bu noktada yoğunlaşmaktadır. Kamu yönetimi sisteminin hem tüm dünyadaki hem de ülkemizdeki literatürlerinde en çok vurgu yapılan husus "Kamu personeli arasında eşit işe eşit ücret ilkesinin hayata geçirilmesi" prensibi oluşturmaktadır. Ancak, bu husus özellikle de 58 ve 59. hükümet olarak adlandırılan Ak Parti hükümetince en çok ihlal edilen hususlardandır. Bu noktada siyasilerin bürokratik yönlendirmeye kapıldıkları ve "kurum personeli nezdinde kötü olmama" kaygısının davranışlarını yönlendirdiği görülmektedir.

İstisnalar dışında A kurumu ile B kurumunda çalışan aynı ünvandaki kişilerin farklı maaş almaları kadar sakıncalı bir şey olamaz. Çünkü bu halde açıkça Kanun koyucu bir kurumdaki personeli kayırmış olmaktadır. Ortada mali haklar açısından bir sorun var ise bu sorunun bundan etkilenen tüm personel açısından çözülmesi gerekmektedir.

Yıllardır hiçbir siyasi parti ve sivil toplum örgütü açık yüreklilikle ve yüksek sesle işçi ve memur ücretleri arasında uçurumu eleştirmediği için kurumların hiyerarşik yapıları alt-üst olmuştur. Bir Genel Müdürün emrindeki bir şöforden daha az maaş alabildiği gibi komik durumlar ortaya çıkmış ve bu tür hususlar çalışma barışını bozmuştur.

Yapılması gereken, maaş farklılıklarının sadece unvan ve hizmet yılına göre belirlenmesini sağlamak olmalıdır. Aksi bir uygulama daha önce işçi memur arasında yaşanan sorunlar örneğinde olduğu gibi bu kez kurumsal anlamda yaşanacaktır. Zaten bunun işaretleri görülmüştür. Örneğin Kadro karşılığı sözleşmeli çalışan üst düzey bürokratlar görev tazminatına ilişkin kararnamede kendileri açısında iyileştirme yapınca Maliye Bakanlığı da kendi üst düzey bürokratına döner sermayeden ve fondan aktarma yaparak bir adım öne geçmeye çalışmıştır. Bu tür rekabetler geçmişten bu yana hep vardı ama özerk kurumlarla beraber bu doruk noktasına ulaşmıştır. Özerk kurumların maaşları, sık sık eleştiri konusu olan bir husustur. Bunun da asıl sebebi kurumlararası dengenin bozulmasıdır. Kurumlar arası bozulan dengelerin en zararlı yönü personelin kurumlarası geçiş hareketliliğini artırmasıdır. Daha fazla maaş alan kurumlara doğru siyasiler üzerinde yüksek baskı oluşturulması, hem memurlarımızın hem de milletvekillerimizin iş takipçiliği katsayısını artırmaktadır. Bu tür hususlar daha sonraki dönemde toplumsal düzeyde ahlaki çözülmeyi hızlandıracaktır.

Bu bağlamda, kurumlararası dengenin daha da bozulmasının önüne geçilmeli ve bir iyileştirme yapılacaksa tüm personel açısından yapılması sağlanmalıdır. Kurumlar arasında maaş yönünden yapılacak bir çekişme ve yüksek maaş alan kurumlara yönelik nakil baskısı çok kötü sonuçlar doğurabilecek sadece küçük bir iki husustur."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber