Her çalışmanın ziraat mühendislerinin başkanlığı altında yapılması ne kadar doğru?

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 05 Temmuz 2005 13:20, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

TARIM BAKANLIĞINA BAĞLI TARIM REFORMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDE ÇALIŞAN ZİRAAT MÜHENDİSLERİ DİĞER MÜHENDİSLERİN AMİRİ Mİ?

Kamu kurum ve kuruluşlarınca çıkarılan yönetmeliklerdeki ifadeler kurumda çalışanları verimsizleştirip devletin işlerini çıkmaza sokuyor. Buna en güzel örneklerden biri Tarım Reformu Genel Müdürlüğünce yayınlanan genelgeler. Kurumda çalışan ziraat mühendislerinin baskı ve zorlamaları ile şekillendirilen genelgelerdeki ifadelerle; bir meslek gurubunun mensupları, diğer meslek mensuplarının amiri pozisyonuna sokulmaya çalışılmakta; kurumda birçok branştan teknik elemanın görev yapıyor olduğu göz ardı edilerek; ?ziraat mühendisinin başkanlığında? gibi ifadelerle çalışanlar arasında husumet yaratıcı bir ortamın hazırlanmasına sanki bilerek katkıda bulunulmaktadır. Yasa hükümleri ve hiyerarşik yapılanma gözetilmeden hazırlanan genelgelerle bir meslek gurubunu hâkim hale getirme gayretleri sonucu gerek kurum çalışanlarının birbiriyle olan ilişkileri, gerekse çalışanlarla idareciler arasında var olması gereken sevgi, saygı ilişkileri de zedelemektedir.

Örneğin; kurumun yaptığı işlerden biri olan hazine arazilerinin dağıtımı ile ilgili bir çalışmada, bırakın teknik eleman olmayı, kamu görevlisi herkesin esaslar ve usuller çerçevesinde kolaylıkla yapabileceği hak sahibi tespit işlemlerinin yapılması için oluşturulacak komisyonun başkanının bir ziraat mühendisi olması gerektiği ifade edilmektedir. İtiraza maruz kalan genelgede yapılan düzeltmeye dönük teşebbüsler sonucu düzeltmeler yapılmış ancak yeni hazırlanan genelge de yanlışın tamamen ortadan kaldırılması için gereken açıklıkla hazırlanmadığı için uygulamada hala gereken doğru adımlar atılamamaktadır. Bunda, genelgelerden cesaret alan idarecilerin taassupları da etkin rol oynamaktadır. Yanlış uygulamalara karşı oluşan itiraz sebebiyle kurumlarda bir arada çalışan mühendislerin aralarında birbirleriyle olsun, idarecileriyle olsun ihtilaf kaçınılmaz hale gelmekte ve sonuçta devletin işleri zaafa uğramaktadır. Böylece memurların, görev ve sorumluluklarını layıkıyla icrası bir bakıma genelgeyle engellenmiş olmaktadır.

Bir çalışma biriminde kurulacak komisyonlarda olsun, denetim ve kontrol görevi için yapılacak görevlendirmelerde olsun, verilecek görevler her şeyden önce birimde çalışan kişilerin ehliyetine, liyakatine ve tabi oldukları kanun gereğince belli olan statülerine uygun olmalıdır. İnşaat, harita, endüstri ve jeoloji mühendislerinin ehliyet, liyakat ve mevcut hiyerarşi içerisinde belirlenmiş olan statüleri hiçe sayılarak; üstelikte genelgeyle yeni mezun olmuş ziraat mühendislerinin memurları gibi çalışmaya zorlanmaları anlaşılamamaktadır. Bir taşınmaz mal bedelinin belirlenmesi, hak sahiplerinin tespiti gibi konularda, ziraat fakültelerinin tarla, bahçe bitkileri veya su ürünleri bölümlerinden yeni mezun olmuş, konuyla hiç ilgisi olmayan bir ziraat mühendisini genelgedeki ifadeleri dikkate alarak, hukuki ve teknik olarak asıl konusu taşınmaz mallar olan ve yirmi yıldır memurluk yapan bir harita mühendisine, bir endüstri, inşaat veya jeoloji mühendisine amir yapmaya kalkışmanın izahı imkânsızdır.

Kamu kurum ve kuruluşlarında 657 sayılı yasa gereği oluşmuş bir hiyerarşi vardır. Bir meslek gurubunun taassubu sebebiyle kurumlarda hiyerarşik dengenin bozulmasına, karşılıklı güven, saygı ve sevgi ilişkisinin yok edilmesine fırsat verilmemeli, yönetmelik ve genelgeler özenli ve dikkatli hazırlanmalıdır. Sırf bu yüzden oluşan sorunların doğurduğu verimsizleşme ve bunun sonucunda ehliyetsiz ve liyakatsiz kişiler aracılığı ile yapılan yanlış işlemlerden dolayı oluşan zararların ve kayıplarının telafisi bile çoğu zaman imkânsız hale gelmektedir.

Hükümet yetkilileri bürokratlarını, hazırlanan yönetmelik ve genelgelerin yasalara uygun olması gerektiği konusunda uyararak kamu kurum ve kuruluşlarındaki çalışma düzenini ve disiplinini yok eden, nitelikli çalışanlarını verimsizleştiren idari yanlışların sona ermesini sağlamalıdır. Devletin bu duruma gelmesinde bu tür komik saçmalıkların etkisi azımsanamayacak boyuttadır. Bu konu; Tarım Bakanı Sn. Mehdi Eker'in ciddiyetle ele alması gereken çözümü kolay, sonuçları itibariyle ülkemize yararı düşünülenden çok daha fazla öneme haiz bir konudur.

"Haber Gönder" yoluyla haberi yazan: Mühendis

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber