O. Ekşi'den öğretmenlere ağır eleştiri: Öğretiyor ama anlatamıyor

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 23 Mayıs 2006 09:03, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Öğretiyor ama anlatamıyor

ÖTEDEN beri bir "öğretmen tayini", bir de "ilaç" konusunda yazmaktan çekiniriz. Çünkü ikisinde de "herkes haklı" görünür.

Özellikle ilaç gündeme gelince herkes birbirinin gözünü oyar. Ama sonunda bakarsınız ki bir ateşkes dönemi başlamış.

Sorun çözüldü sandığınız sırada hiçbir şeyin çözülmemiş olduğunu görürsünüz.

Asıl mağdur olanlar yani hastalar ise bu kavga sırasında kendi varlıklarını duyuramazlar bile.

Gerçi Sağlık Bakanlığı'nın son düzenlemesi -içeriğine girmiyoruz, çünkü çok karmaşıktır- ortalığı biraz durultmuş gibi görünüyor ama, siz siz olun bunun "çözülmüş bir sorun" olduğu hayaline kapılmayın.

Son zamanlarda -yani özellikle birkaç aydan beri- öğretmenler devamlı e-mail göndererek, "yandık, bittik, mahvolduk" diyorlar.

Lakin ilginç bir gerçek var:

Kimse konunun tamamını -veya aslını- anlatmıyor veya anlatamıyor. Sadece "Ne olur sesimizi kamuoyuna duyurun" diyorlar.

Buyurun... Duyuralım ama neyi?

Biri diyor ki, "Öğretmeniyim bu ülkenin... İki buçuk yıldır haklarımı elimden alıyorlar. Tayin hayalleri kurarken 30-40 bin öğretmeni mağdur ediyorlar. Doğudan gitmesinler diye (galiba oraya gitmiş olanlar orada göreve devam etsinler demek istiyor), zorla... Yönetmeliklerle... Hiç olmazsa 3 veya 4 satır yer verin bu yönetmeliğe... Askere gittik. Asker öğretmen olarak geri yolladılar, aynı okulumuza... Askerlik süresi Doğu Hizmeti sayılıyordu biz gittiğimizde. Şimdi bir yönetmelik çıktı üç hafta önce... Askerlik sayılmıyor diyorlar. Zorla burada bırakmaya çalışıyorlar bizi. Yer verin bize köşenizde."

Tamam... Şikáyetçi öğretmenin mesajına köşemizde yer verdik. Verdik ama ne dediğini biz anlamadık ki, ilgililer veya okuyucular anlasın.

Bir başkası:

"Ağustos ayında ilk atama olarak Samsun iline atandım ve evliyim. Şubat döneminde de eşim Siirt iline atandı ve 04 Mart 2006 tarihli yeni yönetmelikle bir yere (galiba bir araya demek istiyor) gelme hakkımız elimizden alındı. Çünkü stajyer öğretmenlerin adaylıkları kaldırılmadan eş durumundan tayin isteme şansı yok. Bu durumda bir buçuk yıl bir yerde buluşma şansımız yok. Ve bizden verimli bir şekilde öğretmenlik yapmamız bekleniyor ve hatta bizim gibi çok fazla kişi de bulunuyor. (...) Sizden dileğim köşenizde konuya yer vermeniz ve bizim de sesimizi duyurmanızdır."

Dediği birincisine göre daha anlaşılır biri bu. En azından "Stajyer öğretmen, eşinden ayrı yaşamaya mecbur mu?" gibi haklı görünen bir sorusu var.

Uzatmak istemiyoruz. Demek istediğimiz şu:

Her konuda herkese akıl veren Milli Eğitim Bakanı, kendi dünyasındaki feryadı duymuyor mu?

İkincisi, bu şikáyetleri derli toplu ortaya koyacak bir öğretmen örgütü yok mu?

Üçüncüsü, bu öğretmenlere kendilerini Türkçe ifade etme öğretilmiyor mu?

Oktay Ekşi/ Hürriyet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber