Başbakanlık eski müsteşarı, telefonunu dinleyene 'küfrederdi'
Tümgeneral Taşkesen'in emekliliğine kadar giden telefon
dinleme olayı aslında Türkiye'nin gündeminden hiç düşmedi. Eski müsteşar Hasan
Celal Güzel de bir dönem dinlendiğini belirterek, gazetesinde, "Evvela mahsusen
bu telefonu dinleyenin de, dinletenin de, kayda alanın da diye başlayıp sövüp
sayıyorum" diye yazdı.
KARA Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Reha Taşkesen'in istifasına kadar giden
telefonlarının dinlenmesi olayı Türkiye'nin gündeminden hiç düşmedi. Başbakanlık
yapmış siyasi parti liderleri, sendikacılar, sivil toplum örgütü temsilcileri,
gazeteciler ve işadamlarının telefonları dinlendi. Bu dinlemelere ilişkin
binlerce sayfalık belgeler kamuoyuna açıklandı. Telefonlarının dinlenmesini
önlemek için siyasi parti liderlerinin ilginç yöntemler izlediği de belirlendi.
YILMAZ BÖCEK TARATTIRIYORDU
Turgut Özal'ın Başbakan olduğu dönemlerde gizli konuşmalar için makamını
kullanmayıp, kişilerle yüz yüze bahçede, uzaktan okumayı da önlemek amacıyla,
eliyle ağzını kapatarak görüşme yaptığı biliniyor. Mesut Yılmaz'ın da yine
Başbakanlık makamı ile özel konutunda MİT'in uzman personelini çağırtarak, sık
sık "Böcek" taraması yaptırdığı görüntülenmişti. Yılmaz, 21 Kasım 1998 tarihinde
telefonlarının dinlendiğini söyledi. Bu açıklamasından 4 gün sonra 25 Kasım 1998
tarihinde Susurluk Skandalı'nın üstüne giden Yılmaz, Budapeşte'de yumruklandı.
Telefon dinlemelerinin tek elden düzenlenmesine yönelik hazırlıklar son
aşamasına gelirken, başta siyasiler olmak üzere bir çok kişi telefonlarının
izlenmesi ve dinlenmesinden şikayetçi oldu.
KAYDI ALANA KÜFRETMESENİZ
Başbakanlık eski Müsteşarı Hasan Celal Güzel Radikal Gazetesi'ndeki yazısında,
"İçişleri Bakanlığı'na getirilen İrfan Özaydınlı Paşa biz sakıt görevlilerin
telefonlarını dinleme talımatı vermiş. Ben de bunu öğrenince telefonu her
açtığımda "Evvela mahsusen bu telefonu dinleyenin de dinletenin de kayda alanın
da" diye başlayıp sövüp sayıyorum. Bir gün bir başkomiser geldi "Sayın
müsteşarım Allah aşkına kayda alana küfretmeyin telefonunuzu ben kayda alıyorum.
Ne yapayım emir kuluyum" dedi. Ben de ondan sonra kayda alan kısmını sinkaftan
çıkardım" diye yazdı.
ABDULHAMİD'DEN BERİ DİNLİYORLAR
AKP Milletvekili Ersönmez Yarbay ise Refah Partisi milletvekili iken 28 Ocak
1997 tarihinde Meclis Genel Kurulu'nda telefon dinlemelerinden şikayetçi
olmuştu. Yarbay o tarihte yaptığı açıklamada, Türkiye'de telefonların Abdulhamid
döneminden beri dinlendiğini öne sürerek şöyle konuşmuştu: "1947 bütçe
görüşmelerinde, Adnan Menderes ve Recep Peker, telefon dinleme konusunu
Meclis'te tartışıyorlar. 1960 darbesinden sonra Demokrat Parti, Cumhuriyet Halk
Partisi'nin telefonlarını dinlemiş; Cumhuriyet Halk Partisi de Demokrat
Parti'nin telefonlarını dinlemiş. Bu konular, Yüce Divan'da zabıtlara girmiş.
1961'de, Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, telefonları dinlendiği için birtakım
tedbirler almaya çalışmış. 1977'de Bülent Ecevit, telefonunun Milli İstihbarat
tarafından dinlendiğini tespit etmiş. 1980'de, tutuklanan liderlerin telefonları
dinlenmiş. 1982'de, zamanın sıkıyönetim komutanı Necdet Üruğ, Uğur Mumcu'nun
telefonlarını dinlemiş. 1984'te, Başbakan Özal'ın konutundaki telefonlara
dinleme cihazları yerleştirilmiş ve bunlar tespit edilmiş. 1994'te, Ankara
Büyükşehir Belediye Başkanı'nın konutunda dinleme cihazları tespit edilmiş. 1995
yılında, Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcısı Nusret Demiral 'benim telefonlarım
da dinleniyor' demiş. Yine 1994'te, zamanın Başbakanı Sayın Tansu Çiller ve iki
bakanın konuşmaları -Genelkurmay Başkanının görev süresinin uzatımıyla ilgili-
basında tam metin yayımlanmış. 1995'te, Anamuhalefet Partisi Lideri Sayın Mesut
Yılmaz'ın ve Türk-iş Genel Başkanı Bayram Meral'in telefonlarının da dinlendiği
iddia edilmiş. Ancak, bütün bu dinlemeler neticesinde, hiçbir olay mahkemeye
intikal etmemiş. Esas dikkatimi çeken nokta odur. Herkes, telefonum dinleniyor
diyor; ama kimse mahkemeye başvurmuyor."
EMNİYET'TE BİLE TELEKULAK
Ankara Emniyet Müdürlüğü bünyesinde de yasadışı dinlemeler nedeniyle büyük bir
soruşturma başlatılmıştı. Cevdet Saral'ın Ankara Emniyet Müdürlüğü döneminde, 8.
katta mevzuata aykırı dinleme odası kurulduğu ortaya çıkarılmıştı. Söz konusu
odada izin alınmadan 963 numaranın dinlendiği belirlenmişti. Telefonları
dinlenen ya da izlenenler arasında Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Genelkurmay
Başkanlığı'na ait numaralar da olduğu tespit edilmiş, Saral ve yardımcısı Osman
Ak ile birlikte 40'a yakın emniyet görevlisi hakkında dava açılmıştı.
Dinlenmemek için bahçeye çıkar, orada da elini ağzıyla kapatırdı
Başbakanlık eski Müsteşarı Hasan Celal Güzel, merhum Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın da dinlemeye karşı özel önlem aldığını açıkladı. Güzel, yazısında,
"Merhum Özal, bana çok gizli 'Devlet sırrı' mahiyetinde bir şey söyleyeceği
zaman, Başbakanlık Konutu'nun bahçesine çıkardık. Uzaktan okumayı önlemek için
ağzını kapatarak konuşurdu" dedi.
Hükümet telefonuma meraklı
Emniyet Genel Müdürlüğü görevinde de bulunan DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar da
bir konuşmasında telefonlarının dinlendiğini ima ederek, "Telefonumda mesajlar
var. Hükümet biliyor, meraklılar o işlere. Mesajlardan okusunlar, ne olduğunu görürler" dedi.
hürriyet