Kurtulmuş: 216 firari asker suikastler içerisine girebilir
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Şu anda 216 firari asker var. Onlar ve onlarla işbirlikçiler üzerinden birtakım ferdi eylemler, suikastler içerisine girebilirler. Siber saldırı teşebbüsünde bulunabilirler. Bundan sonra uyanık olmak lazım" dedi.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Şu anda 216 firari asker var. Onlar ve onlarla işbirlikçiler üzerinden birtakım ferdi eylemler, suikastler içerisine girebilirler. Siber saldırı teşebbüsünde bulunabilirler. Bundan sonra uyanık olmak lazım" dedi. Kurtulmuş, Fetullah Gülen'in iadesi konusunda ise 'ABD bu adamı Türkiye'ye vermek zorundadır' yorumunu yaptı.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Habertürk televizyonunda Teke Tek programına katılarak gündeme dair açıklamalarda bulundu.
İşte Numan Kurtulmuş'un açıklamalarından öne çıkan satır başları;
'216 FİRARİ... FERDİ EYLEMLER, SUİKASTLER İÇİNE GİREBİLİR'
(Riski atlattık mı? sorusu üzerine) Bunu söylediğimiz zaman bazıları ürküyor
ya da abartılı bulabiliyor ama Irak'ın paramparça hale gelmesi, Irak'taki o
sürecin başlamasından 20 ay sonra gerçekleşmiştir. Suriye, 18-19 ay sonra bugünkü
Suriye haline gelmiştir. Bu, Türkiye Cumhuriyeti tarihimizin en karanlık, en
zor virajıydı, ülkemiz tam tabiriyle uçurumun kenarından döndü. Artık yakın
dönemde Türkiye'de bir darbe teşebbüsünün olabileceği, buna benzer bir hain
planının uygulanmaya konabileceğini zannetmiyorum.
(14 Ağustos spekülasyonları) Bu FETÖ'cü çete ve bunlarla iş birliği halinde olanlar, 'vazgeçtik, yenildik, kenara çekilelim' diyecek değiller. Bunlar başka vesilelerle, algı operasyonları üzerinden, örneğin Türkiye ekonomisinin kötüye gitmesini sağlayacak birtakım algıların oluşmasını temin edebilirler. Şu anda 216 firari asker var. Onlar ve onlarla işbirlikçiler üzerinden birtakım ferdi eylemler, suikastler içerisine girebilirler. Siber saldırı teşebbüsünde bulunabilirler. Bundan sonra uyanık olmak lazım. Devlet de bütün birimleriyle uyanık bir vaziyette. Bundan sonra gelebilecek her türlü tehdidi savuşturmak için tedbirli bir şekilde duruyor. Bundan sonra ne yapacağız? Bunlardan bir tanesi, devletin bütün kademlerini bu adamlardan temizlemek lazım. Devleti ele geçirilecek bir mekanizma olmaktan çıkarılarak, gerçekten devletin hizmet edilecek bir alan haline dönüştürülmesi için de demokratik reformların yapılması gerekiyor. İki alanda çok işimiz var. Bu işler uzun sürebilir ama öncelikli olarak hiç merhamet etmeden, bu işe bulaşmış, FETÖ örgütüyle kenarında, içinde, bir türlü irtibatı, iltisakı olan herkesin mutlaka bunun hesabını vermesi lazım. Yaptıklarının burunlarından fitil fitil getirilmesi lazım.
'ABD BU ADAMI TÜRKİYE'YE VERMEK DURUMUNDADIR'
(Gülen'in iadesi) Bu ilişkinin hassasiyetini biliyor ve bunu korumaya azami
gayret gösteriyoruz. Resmi anlamda ABD'nin yönetimini suçlayıcı mahiyette hiçbir
şey söylenmiyor. Söylediğimiz şey şudur, empati yapın, tersi olmuş olsaydı...
Varsayalım ki, ABD'yi yıkmaya çalışan bir terör örgütünün lideri, gelip burada
Ankara'da, Çankaya'da yaşasaydı, onu korusak, kollasaydık ne yaparlardı? Beyaz
Saray'ı, parlamentoyu, Pentagon'u bombalayan birisini biz korusaydık ne hissederlerse
biz de onu hissediyoruz. Eğer Amerikalılar bu empatiyi yapmazlarsa gerçekten
yanlış yapmış olurlar. Türk-Amerikan ilişkilerini de zedelemiş olurlar. Söylediğimiz
şey budur. Son derece de makul bir şeydir.
Türkiye ile ilişkilerini heba edecek kadar bir meczuba değer vereceklerini zannetmiyorum. Böyle bir örgüte karşı eğer Amerika demokratik standartlarında gerçekten samimiyse bunu Türkiye'ye vermek durumunda. ABD, Türkiye ilişkilerini sürdürmek bakımından bu adamı Türkiye'ye vermek durumundadır."
'TÜRKİYE'Yİ ENAYİ YERİNE KOYMAKTIR'
(Vize serbestisi) Bunu sadece Avrupa istediği için de değil Türkiye'nin reform
perspektifiyle uyumlu olduğu için yaptık. Bunun geldiği noktada Geri Kabul Anlaşması
uygulamaya girdi. Günde on binlerce insanın geçtiği Ege, Akdeniz sularından
artık sayılı insanlar geçiyor. Anlaşma gereği orayı kaç kişi geçerse buradan
Türkiye, Avrupa'ya o kadar gönderecek. Dolayısıyla bu, geçmek isteyen mültecileri,
yasa dışı mülteci hareketini engelleyen en önemli faktör oldu. Türkiye bu anlamda
pratik olarak Avrupa'ya karşı yükümlülüklerinin tamamını yerine getirdiği gibi
Avrupa'yı büyük bir mülteci baskısından kurtardı.
Yani bunun bir sonucu olmasın mı? 'Biz size vizeyi söz vermiştik ama artık unutuyoruz bunu. Siz bu Geri Kabul Anlaşması'na devam edin.' demek, Türkiye'yi enayi yerine koymaktır. Bunu açıkça söylemek lazım. Dolayısıyla burada biz eğer bundan sonra devam edeceksek mutlaka Türk vatandaşlarının Avrupa'ya vizesiz seyahatini öngörüyoruz. Geri Kabul Anlaşması'nın gereğini de zaten yerine getiriyoruz, getirmeye devam ederiz. Yapmazlarsa biz de bu anlaşmayı sürdürmek mecburiyetinde değiliz.
'KURUMSAL BİR ZAFİYET OLDUĞU AÇIK'
(Devlette bir istihbarat zafiyeti mi var sorusuna) Ortada kurumsal bir zafiyet
olduğu açıktır. Bunun çalışmalar yapılıp giderilmesi, tek elde toplanması ya
da belli ayrı istihbarat örgütlenmelerinin bir çatı altında toplanması gibi
çalışmalar yapılabilir. Sonuçta belli bir noktaya geleceğiz. İçinde bulunduğumuz
coğrafya ve Türkiye'nin bundan sonraki süreci, istihbaratı çok çok daha önemli
bir hale getiriyor. Bizim köy köy, kasaba kasaba çevremizde ne olduğunu bilmemiz
ve bu anlamda da Türkiye'yi hem dış tehdit bakımından hem dışarıdaki birtakım
irtibatlarla içeride de olaşan tehdit ayaklarını vaktinden evvel deşifre etmemiz,
bunları ortaya çıkarmamız lazım ki hareket edebilelim. Dünyanın en güçlü ordusuna
veya emniyetine sahip olabilirsiniz ancak istihbaratınız yoksa, bu bir anlam
ifade etmez.