'Afganistan kökenli yeni bir göç dalgasıyla karşı karşıyayız'

İçişleri Bakanı Soylu: "Son aylarda özellikle Afganistan kökenli yeni bir göç dalgasıyla karşı karşıyayız

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 25 Nisan 2018 11:15, Son Güncelleme : 25 Nisan 2018 12:45
'Afganistan kökenli yeni bir göç dalgasıyla karşı karşıyayız'

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 2017'de 4 bin 641, 2018'de ise nisan ayı başına kadar 1328 göçmen kaçakçısı yakalandığını bildirdi.

Soylu, kentteki bir otelde düzenlenen İl Goc İdaresi Mudurleri Toplantısında yaptığı konuşmada, Adana'da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Dun bir gazetede "Diri Diri Yakın" şeklinde bir haber yer aldığını, haberde ise Yunanistan'da asırı sag parti üyesi bir grubun, Afgan multeci grubuna saldırmasının aktarıldığını ifade eden Soylu, saldırıda bulunanların "Diri diri yakın" diye sloganlar attığını anlattı.

Soylu, gazetenin aynı sayfasının bir baska kosesinde, "Yalnız Gocmen Cocuklar, Avrupa'da Kayboluyor" başlığıyla bir haber bulunduğunu belirterek, "Bu haberde de Belcika'da gecen yıl refakatcisi olmayan 618 multeci cocugun kayboldugu, özellikle onlara musallat olan organ mafyasının veya cocuk tacizcilerinin kurbanı oldugundan endise edildigi yazıyor." dedi.

Avrupa'daki kayıp çocuklar hakkında bilgi vererek, Ortadogu'daki teror ve siddet kaynaklı goc meselesinin, 21. yuzyıla yakısmayan bir hal aldığını aktaran Soylu, şöyle devam etti:

"Fotoğrafı bizim acımızdan biraz ozetlersek, goc guzergahında ıki ayrı bolge ve tavır var. Birincisi Turkiye, ıkincisi de Turkiye'nin batısı. Turkiye, gocun kaynaklandıgı yere dogrudan sınır komsusu. Hem goce sebebiyet veren teror ve siddet ortamıyla komsuyuz, hem de bu bolgeyle tarihsel ve ınsani baglarımız var. Orayla akrabalık ıliskileri kuruyoruz, soydaslık ıliskilerimiz var, dindaslık ıliskilerimiz var. Yani bu meselede, esas itibariyle sapla samanı birbirinden ayırmak zorundayız. Gocun hem hedef ulkesiyiz, aynı zamanda da gecis ulkesiyiz. Sınır gecislerimizi, kara ulasımımızı ve deniz ulasımımızı kontrol altında tutmakla mukellefiz. Bunu yaparken de ınsanların zarar gormemesini saglayacagız, aynı zamanda da teroru de dısarıda tutacagız. İkinci bolge ıse bizim batımız. Avrupa Birligi ulkelerinin sınırındayız. Bizi gecerlerse AB ulkelerine ulasmıs olacaklar. O ulkeler ıse az once saydıgım sorumluluk alanlarından hicbirisine sahip degil. Sınır komsusu degiller, olayın oldugu yerlerden binlerce kilometre uzaktalar, akrabalık bagları yok, tarihsel bagları yok, dini bagları yok, hicbir bagları yok. Yani en kibar ıfadesiyle tuzları kuru."

- "Gecmisten gelen uzun bir goc yonetimi tecrubemiz var"

Geçen haftalarda Ukrayna'da uluslararası bir toplantıda, "Turkiye, gocu yonetmeyi, Batı ıse gocu onlemeyi tercih etmistir." ifadesini kullandığını aktaran Soylu, "İkisi arasındaki fark, ıste az once okudugum ıki gazete haberinde acıkca gorulmektedir." dedi.

Bakan Soylu, göçmenler konusunda Avrupa'nın izlediği politikaları eleştirerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Akdeniz'de kursunlanarak batırılan multeci botları, bunları biliyoruz. Sınırlara cekilen elektrikli teller ve daha bircok multeci dramı hikayesi, ciğerimize oturan Aylan bebek hadisesi ıste biraz önce bahsettiğim göçü onleme politikasının urunudur. Ülke olarak gocu yonetme tercihini kullandıktan sonra, buna yonelik olarak, bircogunuzun da sahitlik ettigi, gorev aldıgı cok onemli adımlar attık. Tabi bu adımların temel cizgisi cagdas ama butuncul bir goc politikası ve etkin bir goc sistemi olusturabilmekti. Bu sistemi kurarken de dikkat ettigimiz asıl husus, ınsan haklarının gozetilmesinin yanında guvenliginin de dogru sekilde tesis edilebilmesini saglamaktı. Elbette ki ulke olarak gecmisten gelen, uzun bir goc yonetimi tecrubemiz mevcuttur."

- "Türkiye'de 4,5 milyon göçmen var"

Bakan Soylu, yeni donemde daha uzun vadeli bir projeksiyon ortaya koyabilmek ıcin 2013'te Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nu cıkarttıklarını, aynı yıl Goc İdaresi Genel Mudurlugunü kurduklarını, goc alanında faaliyet gosteren kurumlar arasındaki koordinasyonu saglamak uzere Goc Politikaları Genel Kurulu olusturduklarını bildirdi.

Degisik noktalardan goc konusuna temas eden Uluslararası İsgucu Kanunu gibi yasal duzenlemeler de yaptıklarını vurgulayan Soylu, şu ifadeleri kullandı:

"Goc İdaresi Genel Mudurlugumuz, halihazırda 81 ıl teskilatının yanı sıra goc konusunda onem arz eden 36 ılcemizde de teskilatlanmasını tamamlamıstır. Son olarak 16 Mart 2018'de gecici koruma yonetmeliginde yapılan degisiklikle gecici barınma merkezlerimiz de AFAD'dan, Goc İdaresi Genel Mudurlugumuze devredilmistir. Bu toplantının daha onceki ıki toplantımızdan farkı da bu gecici barınma merkezlerinin yoneticisi arkadaslarımızın da aramızda bulunmasıdır. Bu vesileyle kendilerine bu buyuk aileye 'hos geldiniz' diyoruz. Bu bir ınsanlık hizmetidir, bir devlet hizmetidir. Dolayısıyla kurumlar degisir ama maksat baki kalır. İnanıyorum ki bu catı altında da arkadaslarımız guzel hizmetlerine devam edeceklerdir. Butun bu adımların neticesinde, bugun elimizde olan tablo sudur, ulkemizde yaklasık 3,5 milyon Suriyeli, 1 milyon civarında da degisik ulke ve yasal statulerden gocmen bulunmaktadır. Goc İdaresi Genel Mudurlugunun 81 ıl teskilatı, 36 ılce teskilatı halihazırda faaliyettedir ve AFAD'dan devraldıgımız arkadaslarımızla birlikte yaklasık 10 bin kisilik bir personel kapasitemiz mevcuttur. 228 bin Suriyelinin kaldıgı 19 gecici barınma merkezi, 2 kabul barınma merkezi, 18 geri gonderme merkezi, 1 gecici geri gonderme merkezi halen aktif olarak faaliyettedir."

- Göçmen kaçakçılarıyla mücadele

Bakan Soylu, en buyuk avantajlarından birisinin, duzensiz gocle mucadele eden kolluk birimlerinin de Goc İdaresi Genel Müdürlüğüyle aynı bakanlık catısı altında bulunması olduğunu aktardı.

Göç idaresi, emniyet, jandarma ve sahil guvenlik ile Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün, etkin bir faaliyet ıcinde bulunduğunu, dunya uzerinde bu konudaki en ınsani ve en buyuk mucadeleyi verdiğinin altını çizen Soylu, şunları kaydetti:

"2017'de yakalanan düzensiz göçmen sayısı 172 bin 745 olarak gerçekleşmiştir. 2018 için bu sayı halen 75 bin 284'tür. 2017'de yakalanan göçmen kaçakçısı ise 4 bin 641'dir, 2018 yılı için nisan ayı başına kadar bu sayı 1328 olmuştur. Son aylarda özellikle Afganistan kökenli yeni bir göç dalgasıyla karşı karşıyayız. 2018 yılındaki kaçak göçmenlerin içinde 29 bin 899 kişi Afganistan kökenlidir, bu sadece yakaladıklarımız. Bu noktada gerek Afgan yetkililerle gerekse Pakistanlı yetkililerle ust duzeyde gorusmelerimiz devam etmektedir ve gocmenlerin ıadesi noktasında karşılıklı mutabakatımız söz konusudur. Ayrıca, Agrı-Igdır sınırına, sınır duvarı ve duvarın hemen yanında guvenlik yolu ınsa ediyoruz. Bunun sebebi kaçakçılık, terör ve düzensiz göç. Toplam 144 kilometrelik projenin 76,5 kilometresinin montajı tamamlandı. Igdır kısmında fiziki gerceklesmemiz yuzde 95'leri aştı, Agrı tarafında ıse yuzde 50 civarında. Ayrıca yine sınır guvenligi noktasında Suriye sınırımızda halihazırda valiliklerimiz tarafından 90 kilometre, TOKİ ve Milli Savunma Bakanlıgımız tarafından 778 kilometre moduler beton duvar tamamlanmıstır."

Düzensiz göçle mücadele adına önümüzdeki dönemde atacağımız en önemli adımlar sınır güvenliğinin artırılması ve geri gönderme kapasitemizin yükseltilmesi olacaktır"

- "Türkiye şu ana kadar Suriye ve Irak kaynaklı göç meselesinde yaklaşık 31 milyar dolar harcadı. AB'den bize söz verilen rakam 3 artı 3 milyar avro, hesaplara geçen miktar 1.85 milyar avro"

- "Geri Kabul Anlaşması'na bakıyorsunuz, Türkiye bütün taahhütlerini yerine getiriyor, karada ve denizde büyük bir çaba ortaya koyuyor ama AB, vize serbestliği taahhüdünü yerine getirmemek ıçin binbir bahane ortaya koyuyor. Bizim buradan anladığımız şudur, Batı medeniyeti, menfaatleri söz konusu olduğunda değerlerini maalesef yok sayıyor"

ADANA (AA) İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Düzensiz göçle mücadele adına önümüzdeki dönemde atacağımız en önemli adımlar sınır güvenliğinin artırılması ve geri gönderme kapasitemizin yükseltilmesi olacaktır." dedi.

Soylu, kentteki bir otelde düzenlenen İl Göç İdaresi Müdürleri Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, düzensiz göçle beraber, sorumluluk sahalarının genişliğinden de bahsetmek durumunda olduklarını söyledi.

Türkiye'nin karayolu güzergahlarının yanı sıra Karadeniz, Akdeniz ve Ege üzerinde de ciddi denetim ve kontrolleri gerçekleştirdiğini ifade eden Soylu, "Özellikle Sahil Güvenlik Komutanlığımızın burada ciddi bir performansı mevcuttur. Çünkü bu göçmen kaçakçıları çok değişik rotaları deniyorlar." diye konuştu.

Soylu, düzensiz göçle mücadele eden kolluk birimlerinin aynı çatı altında olmasının ciddi avantaj sağladığını anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Düzensiz göçle ılgili temas etmem gereken bir başlık da Geri Kabul Anlaşması'yla ılgilidir. 18 mart 2016'da ımzalanan anlaşmayla düzensiz göçle ılgili önemli bir kazanım elde edilmiştir. 2016 şubat ayında Ege adalarına günlük ortalama geçiş 2 bin 55 kişiyken anlaşma sonrası nisan ayında bu sayı önce 131'e, ılerleyen aylarda da 55-122 arası bir banda oturmuştur. Şu anda yıl ortalamamız 66. 2017 ve 2018 ıçin de bu seviyelerde devam etmektedir. 2023 hedefleri doğrultusunda göç alanında yapmamız gereken en önemli ışlerden birisi, düzenli göçmen sayısını artırarak özellikle nitelikli yabancıların ülkemize gelişleri konusunda her türlü kolaylaştırıcı adımın atılmasını sağlamaktır. Halihazırda bu konuda yürüttüğümüz 'turkuaz kart' gibi projelerimiz var. İnşallah bunlara yenilerini de eklemeye gayret ediyoruz. Düzensiz göçle mücadele adına önümüzdeki dönemde atacağımız en önemli adımlar sınır güvenliğinin artırılması ve geri gönderme kapasitemizin yükseltilmesi olacaktır."

- "Türkiye göç meselesine 31 milyar dolar harcadı"

Soylu, 8 bin 276 olan geri gönderme merkezi kapasitesini, gelecek yıllarda 15 binin üzerine çıkarmayı hedeflediklerini dile getirdi.

Osmaniye'deki, Düziçi Geçici Barınma Merkezini, geçici geri gönderme merkezine dönüştürerek ılave 4 bin kapasite oluşturdukları bilgisini veren Soylu, şöyle devam etti:

"Bu noktada Batı ıle ılgili kısa bir eleştiri yapmak ısterim. Türkiye bütün bu çabası sırasında maalesef Batı'yı, Avrupa'yı, o yere göğe sığdıramadıkları ınsani değerleriyle yanında görememiştir. Hatta diyebilirim ki, Avrupa kamuoyu denilen kavramın varlığından şüphe eder hale geldik. Türkiye şu ana kadar Suriye ve Irak kaynaklı göç meselesinde yaklaşık 31 milyar dolar harcadı. AB'den bize söz verilen rakam 3+3 milyar avro, hesaplara geçen miktar 1.85 milyar avro. Kızılay ve AFAD'a doğrudan geçen rakam bu. Göndermeseler de hiçbir şey farketmezdi. 31 milyar dolar, 1.85 milyar avro... Arada dünya kadar fark var. Öte yandan Geri Kabul Anlaşmasına bakıyorsunuz, Türkiye bütün taahhütlerini yerine getiriyor, karada ve denizde büyük bir çaba ortaya koyuyor ama AB, vize serbestliği taahhüdünü yerine getirmemek ıçin binbir bahane ortaya koyuyor. Bizim buradan anladığımız şudur, Batı medeniyeti, menfaatleri sözkonusu olduğunda değerlerini maalesef yok sayıyor. Ciddi bir samimiyet sorunu var."

- "Göçmenleri kurtarmak ve yaşatmak zorundayız"

Uluslararası kuruluşların temsilcilerinin, "Türkiye mülteciler konusunda çok özverili davranıyor." gibi sözlerine nezaket gereği mutlu olmuş gibi yaptıklarını, sonra ışlerine devam ettiklerini anlatan Soylu, uluslararası toplantılara gittiklerinde, yanlışlarını yüzlerine karşı söylediklerini ifade etti.

Soylu, Türkiye'nin göç meselesindeki tavrını, Batı ıle olan ılişkilerinde bir avantaj elde etme saikiyle yapmadığının altını çizerek, şöyle devam etti

"Biz dünyada tek başına yaşıyor olsaydık bile bu meselede başka türlü inanın davranamazdık. Mazlum, ölümden kaçmış, sınır kapınıza gelmiş, biz bu kapıyı kapatamayız. Bizim kitabımızda yazmıyor böyle birşey. Geçen hafta Tekirdağ'da da ıfade ettim, 'Ege'de, Karadeniz'de, Akdeniz'de botla açılmış, ölüme gidiyor...' O ınsanlar ölüme gittiğini bilmiyor ama biz biliyoruz. Bu sorumluluğumuzdan kaçamayız. Bizim toprağımıza gelmiyor olabilir ama biz o annelerin kucağında bebekleriyle ölüme gittiğini biliyoruz ve biz onları bırakamayız, müsaade edemeyiz. Onları kurtarmak ve yaşatmak zorundayız."

- "Göçü önlemiyoruz, yönetiyoruz"

Kamu hizmetinde yükseldikçe rahatlık değil sorumluluğun arttığını aktaran Soylu, "Asla unutmayın, biz göçü önlemiyoruz, göçü yönetiyoruz." diye konuştu.

Göçü, vicdanlarıyla yönettiklerinin altını çizen Soylu, şunları kaydetti:

"Onun ıçin başarılıyız. Onun ıçin ınsanlığın bu konudaki yüz akıyız. Genel Müdürlüğümüzün bu konuda gelecekte de çok büyük ışler yapacağına ınanıyorum. O ıdare ettiğiniz barınma merkezlerinden doktorlar, mühendisler çıkacak. Kimisi bu ülkede yaşıyor olacak, kimisi başka ülkelerde ama Türkiye dostu olarak yaşayacaklar ve bütün bu gelecek, bu salondaki arkadaşlarımın, sizlerin, sizlerin vicdanının eseri olacak. İşte bunun bir parçası olmak benim ıçin büyük bir gurur ve mutluluk sebebidir."

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdür Vekili Abdullah Ayaz da 18 Mayıs 2015'te tüm taşra teşkilatını Emniyet Genel Müdürlüğü'nden devraldıklarını ve 81 ilde teşkilatlanmanın tamamlandığını belirtti.

Yılbaşından bu yana Göçnet'te 13 milyon 442 bin 648 işlem gerçekleştirdiklerini ifade eden Ayaz, "Bu yılın başından beri 26 bin 939 vize başvurusunu sonuçlandırdık. 239 bin binden fazla kişiye ikamet verdik. 130 binden fazla Suriyeliyi kayıt altına aldık. 15 bin 13 yabancının sınır dışı işlemini gerçekleştirdik." diye konuştu.

Adana Valisi Mahmut Demirtaş da kentte oldukça fazla yabancı göçmenin bulunduğunu anlatarak, "Suriye uyruklu yabancıların il nüfusumuza oranı ise yaklaşık yüzde 9'dur. Irak, Afganistan ve İran uyruklu yabancıların toplam sayısı ise 4 bin civarındadır. Bu rakamlar da göstermektedir ki ilimiz ciddi anlamda bir yabancı göçmene ev sahipliği yapmaktadır." ifadesini kullandı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber