Bahçeli 17. maddede değişiklik istedi

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 26 Şubat 2008 12:28, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Anayasa değişikliğinden sonra YÖK Kanunu'nun Ek-17. maddesinde mutlaka değişiklik yapılması gerektiğini belirterek, "Bir mağduriyet alanının ortadan kaldırılmasına yönelik olarak başlattığımız bir girişimin, eksik bırakılarak yeni bir mağduriyet ve çatışma ortamına neden olması asla tasvip etmeyeceğimiz bir durumdur" dedi.

Partisinin Meclis Grubu toplantısında konuşan Devlet Bahçeli, Anayasa'nın 10. ve 42. maddelerinde yapılan değişikliğin 9 Şubat 2008 tarihinde TBMM Genel Kurulunda 411 oyla kabul edildiğini hatırlatarak, değişikliklerin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından da onaylanarak yürürlüğe girdiğini kaydetti.

Bahçeli, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Anayasa değişikliklerini onayladıktan sonra yaptığı yorumdan, üniversitelerdeki başörtüsü sorununun kaldırılması için Anayasa değişikliğinin yeterli olmayacağı, bunun için kanun çıkarılması gerektiğinin ortaya çıktığını savundu.

Bahçeli, Anayasa değişikliğine ilave olarak YÖK Kanununun Ek-17. maddesine eklenecek hüküm hakkında, MHP ile AK Parti arasında bir mutabakat olduğunu ifade eden Devlet Bahçeli, "Söz konusu kanun teklifi TBMM Başkanlığı'na sunulmuş ve Milli Eğitim Komisyonu'na görüşülmek üzere havale edilmiştir. Beklentimiz, konunun zamana yayılmadan, tahrik ve tartışmalar büyümeden Milli Eğitim Komisyonunda öncelikle görüşülmesi ve karara varılmasıydı" şeklinde konuştu.

Gerek AK Parti sözcülerinin açıklamaları, gerekse YÖK Başkanlığı'nın Cumhurbaşkanının onayını müteakip uygulamaya yönelik yayınladığı talimatın, mutabık kalınan EK 17 maddedeki değişikliğin yasalaşması yönünde tereddüt olduğunu ortaya koyduğunu vurgulayan Bahçeli, "Bu gelişmeler yaşanırken, Anayasa değişikliğine bile gerek olmadığına yönelik şahsi fikrini beyan eden TBMM'nin Sayın Başkanı'nın açıklamaları hayretle karşılanmıştır. Sorunun yalnızca YÖK ve üniversitelerin inisiyatifi ile çözülebileceğini söyleyen Sayın Toptan'ın, geçtiğimiz beş yıl boyunca bu değerli önerisini niçin saklamış olduğu tarafımızca bir türlü anlaşılamamıştır" diye konuştu.

Ek-17. maddedeki değişikle ilgili AK Parti'nin önceki eğiliminin, CHP'nin başvurusundan sonra, konuyu görüşecek olan Anayasa Mahkemesi'nin kararı ile ortaya çıkacak sonuca göre gündeme getirmek yönünde olduğunu belirten Bahçeli, "Bununla birlikte Adalet ve Kalkınma Partisi, üzerinde uzlaşılmış bir mutabakat metni yokmuş gibi davranarak, konuyu kamuoyunda tartışmaya açmış ve kafaları ciddi bir şekilde karıştırmıştır" dedi.

Devlet Bahçeli, yaşanan gelişmeler ve bazı açıklamaların, mutabakatın muhataplarından AK Parti'nin YÖK Kanununun Ek-17. maddesinde yapılması kararlaştırılan değişikliği sürüncemeye ve zamana bırakmaya, hatta bundan vazgeçmeye niyetlendiği yönünde olduğunu savundu. Bahçeli, "Oysaki bize göre, Anayasa değişiklikleriyle ilgili Anayasa Mahkemesi'ne yapılacak itiraz süreci ile Ek-17.maddedeki değişikliğin kanunlaşması birbirinden ayrı mütalaa edilmesi gereken farklı safhalardır" diye konuştu.

YÖK BAŞKANI'NA ELEŞTİRİ

Devlet Bahçeli, şöyle konuştu: "YÖK Başkanlığı'nın Anayasa'da yapılan son değişikliklerin yeterli olduğuna ve YÖK Kanunu'nda yapılması planlanan değişikliğe gerek olmadığına dair yetkisini aşan yorumu ise bundan sonra yüksek öğretimde çok sıkıntılı bir dönemin başlayacağını göstermektedir. Şayet YÖK Başkanlığı'nın Ek 17 Maddede yapılacak değişikliğe ihtiyaç olmadığına yönelik yaklaşımı kabul görür ise kıyafet konusunda tam bir kargaşa yaşanması ve her tür kıyafetin giyilmesi gibi bir tehlike karşımıza çıkabilecektir.

Kaldı ki, tartışma şimdiden alevlenmiştir. Aceleyle verilmiş YÖK kararı sonucu üniversitelerde, başörtüsü ile girilebilen ve girilemeyen ayrımı doğmuş, uygulamada çelişkiler ortaya çıkmıştır. Bu durum mevcut huzursuzluğu daha da artırmış, üniversite camiasında bölünme ve hizipleşmeleri kuvvetlendirmiştir. Yaşanan gelişmeler partimizin bu konudaki kaygılarını haklı çıkaracak noktaya gelmiştir. Bir mağduriyet alanının ortadan kaldırılmasına yönelik olarak başlattığımız bir girişimin, eksik bırakılarak yeni bir mağduriyet ve çatışma ortamına neden olması asla tasvip etmeyeceğimiz bir durumdur.

Bizim siyaset anlayışımıza göre, ortaya koyduğumuz ilkeler ve vardığımız mutabakatlar, günübirlik ve gelişigüzel alınmış kararlar değil; ahlaki ve siyasi duruşumuzu belgeleyen çok önemli ve vazgeçilmez taahhütlerdir. İster yazılı, ister sözlü olsun bizim şeref ve haysiyet vesikalarımızıdır. Biz, bizimle mutabık kalarak taahhüt içine girmiş siyasal muhataplarımızın da aynı fazilet ve ahlaka sahip olduklarına inanmak isteyen köklü ve erdemli bir siyasal geleneğinin temsilcisiyiz. Üniversitelere başı örtülü kızlarımızın girmesi yönünde en makul ve geçerli adımı atan Milliyetçi Hareket verdiği sözlerin bugün de arkasındadır."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber