Bu öğretmeni de son savunma alınmaması kurtardı

Danıştay 12. Dairesi, Özel Uygulama Merkezi zihinsel engelliler öğretmeni olarak görev yapan davacının katıldığı protesto gösterisinde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (a) alt bendinde belirtilen nitelikte eylemlerde bulunduğu sübuta ermesine rağmen son savunma alınmadığı gerekçesi ile memuriyetten atılma işlemini hukuka aykırı buldu.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 17 Ocak 2024 14:00, Son Güncelleme : 15 Ocak 2024 14:28
Bu öğretmeni de son savunma alınmaması kurtardı

Olay

Dava dosyası ile ekinde yer alan soruşturma raporu, diğer bilgi ve belgeler ile görüntü izleme, tespit ve çözüm tutanağının incelenmesinden; davacının, 11/10/2015 tarihinde Mardin ili, Artuklu ilçesinde gerçekleştirilen gösteri yürüyüşü ve basın açıklamasına katıldığı, söz konusu yürüyüşü yönlendiren kişilerden olduğu, gösteride bulunan topluluk tarafından "Döktüğünüz Kanda Boğulacaksınız", "Katil ..., ... Halka Hesap Verecek", "Şehit Namırın", "Katil Devlet Hesap Verecek" şeklinde sloganlar atıldığı, davacının da "Katil Devlet Hesap Verecek", "Katil Işid İşbirlikçi ..." ifadelerini yüksek sesle söyleyerek slogan attığına/attırdığına dair görüntülerin, ilgili tutanakta tespit edildiği görülmüştür.

Mahkeme: Bunlar sendikal faaliyet kapsamına girmez

Davacının basın açıklaması sırasında 657 sayılı Kanun'un "Devlet memurlarının ödev ve sorumlulukları" başlıklı 7. maddesine uygun düşmeyen ve Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi'nin 19/3 maddesinde çerçevesi çizilen ifade özgürlüğü alanının sınırları dışında kalan söylemlerinin, sendikal faaliyet hakkı kapsamında değerlendirilmesine ve sendikal faaliyet hakkının kullanımı sırasında bireylere tanınan hukuki himayeden yararlanmasına hukuken olanak bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı, bu durumda, davacının sübuta eren, sendikal faaliyet hakkı ve sendikal faaliyet özgürlüğü alanı içerisinde değerlendirilemeyecek olan eylemi nedeniyle.

Danıştay: Son savunma alınmamıştır

Anayasa hükmü ve 657 sayılı Kanun'un yukarıda yer verilen maddelerinin birlikte değerlendirilmesinden; Devlet memurunun veya diğer kamu görevlilerinin görevine son verilmesi sonucunu doğuran disiplin cezalarının verilebilmesi için, söz konusu disiplin cezalarını vermeye yetkili merciiler tarafından, ilgili kamu görevlisinin hakkındaki iddiaları, bu iddiaların dayandığı delilleri, üzerine atılı fillerin hukuki nitelendirmesini ve önerilen disiplin cezasını öğrenmesi sağlanarak, savunma yapmasına imkan tanınmasının hukuken zorunlu olduğu anlaşılmaktadır.

T.C.
DANIŞTAY
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2019/997
Karar No: 2023/1459

İSTEMİN KONUSU:

. Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem:
Mardin ili, Artuklu ilçesi, . Özel Uygulama Merkezi zihinsel engelliler öğretmeni olarak görev yapan davacının katıldığı protesto gösterisinde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (a) alt bendinde belirtilen nitelikte eylemlerde bulunduğundan bahisle anılan madde uyarınca devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun . tarih ve . sayılı kararının iptali ile mahrum kaldığı parasal ve özlük hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:

... İdare Mahkemesince verilen . tarih ve E:., K:. sayılı kararla; dava dosyası ile ekinde yer alan soruşturma raporu, diğer bilgi ve belgeler ile görüntü izleme, tespit ve çözüm tutanağının incelenmesinden; davacının, 11/10/2015 tarihinde Mardin ili, Artuklu ilçesinde gerçekleştirilen gösteri yürüyüşü ve basın açıklamasına katıldığı, söz konusu yürüyüşü yönlendiren kişilerden olduğu, gösteride bulunan topluluk tarafından "Döktüğünüz Kanda Boğulacaksınız", "Katil ..., ... Halka Hesap Verecek", "Şehit Namırın", "Katil Devlet Hesap Verecek" şeklinde sloganlar atıldığı, davacının da "Katil Devlet Hesap Verecek", "Katil Işid İşbirlikçi ..." ifadelerini yüksek sesle söyleyerek slogan attğına/attırdığına dair görüntülerin, ilgili tutanakta tespit edildiği görüldüğünden, davacının eylemi ile "ideolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükün ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek veya yardımda bulunmak" fiilinin sübuta erdiği, davacının basın açıklaması sırasında 657 sayılı Kanun'un "Devlet memurlarının ödev ve sorumlulukları" başlıklı 7. maddesine uygun düşmeyen ve Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi'nin 19/3 maddesinde çerçevesi çizilen ifade özgürlüğü alanının sınırları dışında kalan söylemlerinin, sendikal faaliyet hakkı kapsamında değerlendirilmesine ve sendikal faaliyet hakkının kullanımı sırasında bireylere tanınan hukuki himayeden yararlanmasına hukuken olanak bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı, bu durumda, davacının sübuta eren, sendikal faaliyet hakkı ve sendikal faaliyet özgürlüğü alanı içerisinde değerlendirilemeyecek olan eylemi nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu tarafından 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (a) alt bendi uyarınca devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:

. Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davacı hakkında açılan disiplin soruşturması sonucunda iddiaların suç oluşturup oluşturmadığı, subut bulup bulmadığı objektif bir şekilde araştırılmadan dava konusu işlemin tesis edildiği, daha sonra görev yeri değiştirilip, 672 sayılı KHK ile kamu görevinden ihraç edildiği, disiplin soruşturmasına konu eylemlerin ceza davasına konu edildiği ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılama suçundan Adalet Bakanlığınca soruşturma izni verilmediği, kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama suçundan; Mardin Cumhuriyet Savcılığınca kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ve Cumhurbaşkanına hakaret suçundan açılan ceza davasında . Asliye Ceza Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararı ile beraat ettiği, kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği, İdare Mahkemesince davanın reddi kararı verilmeden önce kamera kayıtları ve DVD görüntülerinin incelenmediği, istinaf aşamasında da incelenmesini talep ettikleri halde incelenmediği, bu defa temyiz aşamasında incelenmesini talep ettikleri, dava konusu işlem tesis edilirken davacının sendika yöneticisi olduğu ve bunun da bir sendikal faaliyet olduğu dikkate alınmaksızın ceza işleminin tesis edildiği, dolayısıyla hem memuriyetinin, hem de sendikacılığının ve sendikanın cezalandırıldığı, eylemin suç teşkil edip etmediği ceza davası ile kesinleşmeden dava konusu işlemin tesis edilmesinin sebep ve amaç yönünden hukuka aykırı olduğu, disiplin soruşturmasının usule aykırı olduğu, Yüksek Disiplin Kurulunca 657 sayılı Kanun'un 130. maddesi gereğince savunması alınmadan cezalandırıldığı, hakkında yürütülen ceza yargılaması neticesinde beraatine karar verildiği, üyesi olduğu sendikanın çağrısı üzerine söz konusu gösteriye katıldığı, somut tespit yapılmaksızın işlem tesis edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Dava konusu işlemin usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: .

DÜŞÜNCESİ: Yüksek Disiplin Kurulunca, Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılması teklif edilen ilgiliye 657 sayılı Kanun'un 129. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak son savunma hakkı tanınması gerektiği açık olup, uyuşmazlık konusu olayda, hakkında Devlet memurluğundan çıkarma cezası teklif edilen davacı hakkında Yüksek Disiplin Kurulunca 657 sayılı Kanun'un 129. maddesine göre son savunması alınmadan tesis edildiği görülen dava konusu işlemde hukuka uyarlık, bu hususu göz ardı etmek suretiyle işin esasına girerek davanın reddine karar veren İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan Bölge Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :

Davacı, Mardin ili, Artuklu ilçesi, . Özel Uygulama Merkezi zihinsel engelliler öğretmeni olarak görev yapmakta iken, katıldığı protesto gösterisinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (a) alt bendinde belirtilen nitelikte eylemlerde bulunduğundan bahisle hakkında yapılan soruşturma raporu ile getirilen teklif doğrultusunda, Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun . tarih ve . sayılı kararıyla 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmıştır.
Bunun üzerine temyizen bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendinde, " Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak" devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.
657 sayılı Kanun'un 129. maddesinde, ''Yüksek disiplin kurulları kendilerine intikal eden dosyaların incelenmesinde, gerekli gördükleri takdirde, ilgilinin özlük dosyasını ve her nevi evrakı incelemeye, ilgili kurumlardan bilgi almaya, yeminli tanık ve bilirkişi dinlemeye veya niyabeten dinletmeye, mahallen keşif yapmaya veya yaptırmaya yetkilidirler. Hakkında memurluktan çıkarma cezası istenen memur, soruşturma evrakını incelemeye, tanık dinletmeye, disiplin kurulunda sözlü veya yazılı olarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma yapma hakkına sahiptir."; 130. maddesinde ise, "Devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez. Soruşturmayı yapanın veya yetkili disiplin kurulunun 7 günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirtilen bir tarihte savunmasını yapmayan memur, savunma hakkından vazgeçmiş sayılır." hükümlerine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Anayasa'nın 129. maddesinin 2. fıkrasında, memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemeyeceği hükme bağlanmıştır.
Anılan Anayasa hükmünün gerekçesinde, "yapılacak disiplin kovuşturmalarında ve disiplin cezası uygulamasında ilgiliye isnad olunan hususun bildirilmesi, dinlenilmesi, savunmasını yapma imkanı tanınması bu madde ile güvence altına alınmaktadır" ifadelerine yer verilerek, disiplin cezaları ile ilgili olarak Anayasal güvenceye bağlanan savunma hakkının içeriği belirtilmiştir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 130. maddesinde diğer cezalar bakımından memura sadece 7 günden az olmamak üzere savunma hakkı tanınmışken memuriyetten çıkarma cezası açısından 129. maddeyle, soruşturma ile ilgili evrakın incelenmesinden veya vekili vasıtasıyla sözlü savunma yapılmasına kadar, 130. maddeden farklı olarak geniş bir savunma hakkı tanınmış bulunmaktadır. Yasa koyucu ilgili açısından en ağır sonuçları doğuran Devlet memurluğundan çıkarma cezasının verilmesinde, bu şekilde bir savunma hakkının tanınmasını memur statüsü açısından önemli bir güvence olarak öngörmüştür.
Anayasa hükmü ve 657 sayılı Kanun'un yukarıda yer verilen maddelerinin birlikte değerlendirilmesinden; Devlet memurunun veya diğer kamu görevlilerinin görevine son verilmesi sonucunu doğuran disiplin cezalarının verilebilmesi için, söz konusu disiplin cezalarını vermeye yetkili merciiler tarafından, ilgili kamu görevlisinin hakkındaki iddiaları, bu iddiaların dayandığı delilleri, üzerine atılı fillerin hukuki nitelendirmesini ve önerilen disiplin cezasını öğrenmesi sağlanarak, savunma yapmasına imkan tanınmasının hukuken zorunlu olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda; Yüksek Disiplin Kurulunca, Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılması teklif edilen ilgiliye 657 sayılı Kanun'un 129. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak son savunma hakkı tanınması gerektiği açık olup, uyuşmazlık konusu olayda, hakkında Devlet memurluğundan çıkarma cezası teklif edilen davacı hakkında Yüksek Disiplin Kurulunca 657 sayılı Kanun'un 129. maddesine göre son savunması alınmadan tesis edildiği görülen dava konusu işlemde hukuka uyarlık, bu hususu göz ardı etmek suretiyle işin esasına girerek davanın reddine karar veren İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu . Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın . Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, kesin olarak 28/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber