Memurun yarı zamanlı çalışma hakkı neden kullanılamıyor?

657 sayılı Kanuna 2016 yılında eklenen hüküm ile çocuğu olan memur anne ve veya babaya, çocuğun mecburi ilköğretim çağının başladığı tarihi takip eden aybaşına kadar normal çalışma süresinin yarısı kadar çalışma imkanı getirilmiş, bu haktan yararlanan memurların mali ve sosyal hakları ayrıca düzenlenmiş, söz konusu düzenlemeden evlat edinenlerin de yararlanması öngörülmüş olmasına ve arada 8 yıl geçmesine rağmen şartları taşıyan memurlar bu haktan yararlanma imkanına kavuşamamıştır.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 07 Mart 2024 10:30, Son Güncelleme : 04 Mart 2024 15:41
Memurun yarı zamanlı çalışma hakkı neden kullanılamıyor?

Türkiye Büyük Millet Meclisinde 29 Ocak 2016 tarihinde kabul edilerek yasalaşan 6663 sayılı Kanunla 657 sayılı Kanunda değişiklik yapılarak memurların doğuma veya evlat edinmeye bağlı izin haklarıyla ilgili düzenlemeler yapıldı. Bu kapsamda, doğum sebebiyle verilen aylıksız izinlerin hizmetten sayılmasına başlanmış, doğum sonrasında çocuk sayısına bağlı olarak hak kaybı olmaksızın 2, 4 veya 6 ay yarı zamanlı çalışma hakkı getirilmiş, çocuğun ilkokula başladığı tarihe kadar memur anne veya babaya mali ve sosyal haklarının yarısı ödenmek suretiyle yarım gün çalışma hakkı verildi. Yarı zamanlı çalışma hakkından evlat edinenlerin de yararlanması sağlandı. Bu düzenlemeler o yıllarda gündemde olan üç çocuk teşviki kapsamında hayata geçirilen uygulamalar arasındaydı.

Devlet Memurları Kanunu'nun doğum sonrası yarı zamanlı çalışma hakkı getiren ek 43. maddesinin ilk fıkrasına göre doğum yapan memurlar doğum sonrası analık izninin veya kullanması halinde doğum sonrası 2, 4 veya 6 aylık yarım zamanlı çalışma hakkının bitiminden çocuk ilkokula başlayıncaya kadar yarım gün çalışabilecek. Bu haktan baba da yararlanabilecek. Yarım zamanlı çalışma hakkından yararlanan memurun mali ve sosyal hakları yarı oranda ödenecek, bu şekilde geçen sürenin yarısı hizmetten sayılacak. Haktan yaranlanan memurun görev yapacağı saatleri idare belirleyecek, bu süreçte memur isterse tam gün mesaisine dönebilecek. Evlat edinen memurlar da bu bu haktan yararlanabilecek.

Ancak hakkın kullanılabilmesi için ilkokul çağı öncesi çocuğunuzun olması ve sizin isteğiniz yeterli değil. Can alıcı nokta maddenin ikinci fıkrasında yer alıyor. Söz konusu hükümde, "Yarım zamanlı çalışma hakkının kullanımına ilişkin usul ve esaslar ile bu haktan yararlanamayacak memurları; hizmet sınıfı, kadro unvanı, kurum veya teşkilat bazında birlikte veya ayrı ayrı belirlemeye Cumhurbaşkanı yetkilidir." deniliyor.

Yarım zamanlı çalışmanın 8 yıldır hayata geçememesinin arkasında yatan sebep bu. Bu haktan yararlanmak istiyorsunuz ama idare haklı olarak diyor ki usul ve esaslar belirlenmedi, neye göre izin vereceğim. Bu noktada açılan davalarda mahkemeler devreye girerek iptal kararları vermeye başladı. En son kararlardan biri Ankara 7. İdare Mahkemesine ait ve "Devlet Memuruna Yarı Zamanlı Çalışma Hakkı Verilmemesi İşlemine İptal Kararı" başlığı ile sitemizde haberleştirildi.

İlgili kurumlarca sekiz yıl boyunca usul ve esaslar hazırlamak için çalışma yapılmamış olması hayatın olağan akışına aykırı. Peki o zaman sorun nerede olabilir? Sorun kanaatimizce bu haktan yararlanamayacak memurların belirlenmesinde yatıyor. Geniş bir kesimin kapsam dışında bırakılması düzenlemenin amacına aykırı olur, kapsamın dar tutulması ise hizmetlerde aksama yaşanması korkusunu beraberinde getirebilir.

Örneğin Sağlık Bakanlığının 2023 yılı Faaliyet Raporunda yer alan bilgilere göre Bakanlık teşkilatında görev yapan toplam 850.000 personelin yüzde 43'ü kadın. Yaklaşık 235 bin ebe ve hemşire görev yapıyor. Milli Eğitim Bakanlığının 2023 yılı Faaliyet Raporunda yer alan bilgilere göre ise Bakanlık teşkilatında görev yapan toplam 1.118.000 personelin yüzde 56'sı kadın. Bakanlıkta 1.033.000 öğretmen görev yapıyor.

Sağlık hizmetleri niteliği gereği 24 saat sunulması gereken hizmetler, öğretmenlerin mesai saatleri hizmetin gereği olarak diğer kamu görevlilerinden oldukça farklı. Öğretmenlerin ve sağlık personelinin kapsamda olmaması demek kamu görevlilerinin büyük kısmının bu haktan yararlanamaması anlamına gelir. Bir bakıma düzenleme kadük kalır.

Sorun biraz da Kanunun hazırlık sürecinin eksik yürütüldüğünü gösteriyor. İlgili kurumlarla yeterli müzakereler yapılsa, endişeler zamanında dile getirilse veya kapsam kanunla net olarak belirlense bu sorunlar yaşanmayacaktı. Mahkemelere havale etmek de sorunu kalıcı olarak çözmüyor. Tek tek dava açılacak ve uzun bir yargılama sürecinin sonucu beklenecek.

Bu durum geçmişte yaşanan farklı bir uygulamayı aklımıza getirdi. Memurlara görev tazminatı ödenmesine ilişkin olarak 2001 yılında 631 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ye ekleme yapılmış, makam tazminatı ödenen kadrolarda görev yapanlara ayrıca görev tazminatı ödenmesi öngörülmüştü. Düzenlemede ayrıca bu tazminattan makam tazminatı ödenmeyenlerin de yararlanmasına imkan sağlanmıştı. Görev tazminatına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı yürürlüğe konulup sadece makam tazminatlı görevlerde bulunanlara ödeme yapılması öngörülünce açılan davaların birinde Danıştay 11. Dairesi 6 Şubat 2008 tarihli kararında makam tazminatı alamayanlara da görev tazminatı ödenmesi gerekirdi diyerek, eksik düzenleme sebebiyle iptal kararı vermişti. Bunun üzerine görev tazminatının kapsamının genişletilmesi yerine ilk iş olarak 27 Şubat 2008 tarihli ve 5745 sayılı Kanunla ilgili hüküm yürürlükten kaldırılmış ve sorun farklı bir şekilde çözüme kavuşturulmuştu.

Umarız görev tazminatındaki çözüm yöntemi yarım zamanlı çalışma konusunda örnek alınmaz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber