Genelkurmay: Toprağa gömülü cephanemiz yok

LAW silahları, bombalar, işaret fişekleri, C-4 patlayıcı ve mermilerin bulunduğu İstek Vakfı'nın Poyrazköy'deki arazisinde kazılar sürüyor. Cephanenin kime ait olduğu konusunda ise dün önemli bir bilgi gündeme geldi.

Vakfın kurucusu Bedrettin Dalan'ın, "Orası askerî bölge. Bizi de almıyorlar." açıklaması üzerine gözlerin çevrildiği Genelkurmay, mühimmatın TSK'yla ilgisinin bulunmadığını bildirdi. Habertürk'ün 'Bunlar kimi vuracaktı?' manşetiyle verdiği habere göre gazete, cephanenin TSK'ya ait olup olmadığı sorusunu Genelkurmay'a yöneltti. "Toprağa gömülü böyle silahımız yok." cevabı alındı. 'Bunların çalınmış olma ihtimalinin araştırıldığını' kaydeden askerî yetkililer, TSK'nın yeraltı silah depolarının profesyonel bir sistemle yapıldığını, bunun da toprağa silah gömme anlayışından uzak olduğunu belirtti.

Seferberlik anında tıpkı Kıbrıs'taki Türk Mukavemet Teşkilatı gibi gizli yapılara dağıtılmak üzere toprak altına gayri resmi silah gömme sisteminin uzun yıllar önce sona erdiğini söyleyen askerî yetkililer, yeraltı depolarındaki silahların yalnızca TSK tarafından kullanılabileceğini vurguladılar. Ele geçirilen silahlarla TSK'nın ilgisi olmadığını da açıklayan askerî yetkililer, "Bunların çalınmış olma ihtimali araştırılıyor." dedi.

Daha önce Ankara çevresinde bulunan silahlarla ilgili "Askeri malzeme olup olmadıkları araştırılıyor." açıklaması yapan Genelkurmay Başkanlığı İstanbul'da ele geçirilen silahlarla ilgili araştırma yapılması için bu kez Genelkurmay Adlî Müşavirliği'ni görevlendirdi. Gömülü silah ve bombaların bulunması üzerine Bedrettin Dalan, Vatan Gazetesi'ne yaptığı açıklamada, araziyi 19 yıl önce satın aldıklarını ancak hiç kullanmadıklarını söylemişti. Dalan, gömülü silah ve cephanelikle ilgili olarak ise şu ifadeleri kullanmıştı: "Hiç kafamı yormam. Hakimler, savcılar, askerler yorsun. Birileri patlaması gereken bombaları aldı, patlatmadı, gömdü mü onu bilemem."

Haberde toprağa gömülü silah bulundurma, NATO'nun eskiden uyguladığı bir yöntem olduğuna da dikkat çekilerek şu ifadelere yer veriliyor: "NATO'nun komünizme karşı geliştirdiği özel harp dairelerinden biri de Türkiye'nin 1952'de NATO'ya üye olmasının ardından kuruldu. NATO üyesi ülkeler komünizmin yayılmasına yönelik olası savaş ve seferberlik durumlarında kullanmak amacıyla gizli silah depoları oluşturdular. Ülkenin farklı noktalarında oluşturulan bu depolardaki silahlar seferberlik anında yeraltından çıkartılıp özel harp birimlerince kullanılacaktı. Ancak Soğuk Savaş'ın ardından NATO silah gömme uygulamasına son verince Türk Silahlı Kuvvetleri de toprak altı cephanelikten vazgeçti. 1990'lı yıllardan itibaren tüm toprak altı silahlar çıkarıldı. Bir emekli asker "Türkiye'de şu anda resmî olarak toprak altında tek silah olamaz. Nerede silah varsa illegaldir." dedi."