Yargıtay'ın kararı Bingöl'de yeni bir deprem etkisi yarattı

Kaynak : DHA
Haber Giriş : 08 Ekim 2010 19:34, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01

BİNGÖL'de 1 Mayıs 2003 tarihinde meydana gelen, 84'ü öğrenci 1'i öğretmen toplam 177 kişinin öldüğü 6.4 büyüklüğündeki depremde, Çeltiksuyu Pansiyonlu İlköğretim Okulu (PİO) müteahhidine 3.5 yıl, mühendisine ise 2.5 yıl hapis cezası veren yerel mahkemenin kararının Yargıtay'ca aynen onanması, kentte ikinci bir deprem etkisi yarattı. Bingöl Barosu Başkanı Erdal Aydemir, PİO'da 85 can kaybına karşılık verilen bu cezaların kabullenilemeyeceğini söyledi. YİBO'da 2 çocuğunu kaybeden Özcan Sinan hakkını helal etmediğini söylerken, kızını kaybeden Alaattin Harmancı da ?Benim için ikinci bir deprem oldu? dedi.

Bingöl'de 177 kişinin yaşamını yitirdiği depremde en büyük hasar Çeltiksuyu Pansiyonlu İlköğretim Okulu'nda meydana geldi ve burada 84 öğrenci, 1 öğretmen olmak üzere toplam 85 kişi yaşamını yitirdi. Depremin ardından Bingöl Ağır Ceza Mahkemesi'nde kamu davası açıldı, 6 yıl sonunda Çeltiksuyu PİO müteahhidi Bozkuş İnşaat'tın ortağı Şeref Bozkuş'a 3.5, mühendis İsmet Elhakan'a da 2.5 yıl hapis cezası verildi. Davada yargılanan 6 sanık da beraat etti.

Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi, yerel mahkemenin verdiği Bozkuş ve Elhakan hakkındaki cezaları onadı. Yargıtay, Bozkuş ve Elhakam'a verilen 343'er lira para cezasını da onadı. Bu kararla, Bozkuş 1.5, Elhakan ise 1 yıl cezaevinde kalacak.

Yargıtay'ın kararını değerlendiren davanın müdahil avukatlarından Bingöl Baro Başkanı Erdal Aydemir, ?Yargıtay, Bingöl'deki yerel mahkemenin aldığı kararı usul ve esas yönünde inceledi. Gerek Bingöl, gerekse Yargıtay, Türk Ceza Kanunu'nun eski haline göre karar vermiştir. Bunun soncunda yargılama yapıldı? dedi. Aydemir, ?2003 yılında deprem olduğunda yapılan bütün kamu kurum ve kuruluşlarına ait binalar 1975'teki deprem yönetmeliğinde göre yapıldı. Yönetmelik, Bingöl'ü ikinci deprem bölgesi olarak gösteriyordu. Oysa Bingöl birinci derecede deprem bölgesindedir. Söz konusu projeler, 1 derece deprem bölgelerine uygun değildi. Temel sorumluluk Bayındırılık ve Afet İşleri Genel Müdürlüğü'nündür? diye konuştu.

Aydemir, verilen kararın kamu vicdanını elbette yaraladığınıda ifade ederek, ?Ortada 85 can kaydı ve karşılığında verilen toplam 2.5 yıllık ceza var, bunu kimse kubullenemez? dedi.Depremde Gökhan ve Şeyhmus Sinan adlı iki çocuğunu kaybeden Özcan Sinan, Yargıtay'ın verdiği onama kararı ile yüreklerinin bir kez daha parçalandığını söyledi. Sinan, ?Davada verilen ceza iki kişi ile sınırlı tutuldu. 20 görevli vardı. 1 yıl cezayı hiç kimse kabul etmez. 85 cana karşı bir yıl cezayı devlet ve üstte Allah kabul ediyorsa ben de kabul ediyorum. Onu da vermesinler, serbest bıraksınlar. Sorumlu, mütteahit ve Bayındırılık'tır? dedi.

Kendisinin de inşaat işlerinde çalıştığını söyleyen Sinan, Bayındırlık'tan gelen elemanların aldıkları rüşvet ile işi kontrol etmeden uygunluk belgesi verdiğini iddia ederek, ?Bayındırılıktan gelen elemana 20 TL verin yarı beton ve yarı çimento kullanın kimse bir şey demez. Okul daha yapılırken bekçi vardı konuşsun. Okula gelen demir ve çimento camiye döküldü. 20 ton betonu eksik olan okul ayakta kalır mı? Hakkımı helal etmiyorum? dedi.

Çeltiksuyu YİBO'da kızı Ruken Harmancı'yı kaybeden Alaattin Harmancı da Yargıtay'ın verdiği karar ile çocuğunu bugün bir kez daha kaybettiğini ifade ederek, ?Benim için ikinci bir deprem oldu. Bingöl deprem bölgesidir. YİBO'nun deprem fayının üzerinde kurulması menfaatçilerin işine geliyor. Yargıtay'ın kararına saygı duymuyorum. Bu tür karar verenlere saygı duymuyorum. İkinci kez beni vurdu. Benim sorunum mütteahit ve mühendis ile değildir. Bingöl'deki Bayındırlık mühendisleri, kili getirip kum yerine kullanan mühendisler nerede? Ankara'daki bürokratlar nerede? Asıl suçlu piyasada dolaşıyor. Suçlu iki kişi değil. Kimliği ile Ankara tur atanlar nerede? Ben bu adalete baş kaldırıyorum? dedi.

Harmancı, olaya tepki göstermeyen depremzedelerin kendilerine verilen kömür, makarna ve yeşil kartlarının iptal edilmesinden korktuğunu da ifade ederek, ?Ben konuşursam Başbakan Erdoğan kömürü mü kesip yeşil kartımı alır mı diye korkuyorlar. Yeni ailelerin bağrının yanmaması için demokratik adalet, demokratik hukuk ve insan haklarına saygı duyacak bir adalet istiyoruz. Yargıdan istediğimiz buydu. Ben artık yargının kararlarına saygı duymuyorum. Yargı bugün aldığı karar ile benim gözümde suçlularla aynı safta yer almıştır? dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber