Cari açıkta beklenen oldu

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 13 Haziran 2011 10:09, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

- Türkiye'nin cari İşlemler hesabı açığı, yılın ilk 4 ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 113,82 artarak, 29 milyar 642 milyon dolar oldu.

Merkez Bankası tarafından açıklanan 2011 yılı Nisan ayına ilişkin ödemeler dengesi verilerine göre, cari açık 2011 yılı Ocak-Nisan döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre 15 milyar 779 milyon dolar artış gösterdi. Geçen yılın 4 ayında, cari açık 13 milyar 863 milyon dolar düzeyindeydi.

Geçen yılın Nisan ayında 4 milyar 339 milyon dolar açık veren cari işlemler hesabında, bu yılın aynı ayında yüzde 76,99 artışla 7 milyar 680 milyon dolar açık meydana geldi.

Nisan'da cari işlemler açığı, Mart'taki 9 milyar 745 milyon dolarlık açığa göre yüzde 21,19 geriledi.

Cari işlemler açığının artmasında dış ticaret açığındaki artış etkili oldu.

KREDİ HACMİ TEDBİR TANIMIYOR

Merkez Bankası'nın zorunlu karşılık oranlarında üst üste yaptığı artışlara rağmen bankacılık sektörünün kredi hacmi genişlemeye devam ediyor.

Merkez Bankası verilerine göre, katılım bankaları hariç bankacılık sektörünün kredi hacmi son 1 yılda yüzde 43 arttı, 28 Mayıs 2010 tarihinde 360 milyar 621 milyon 372 bin lira olan kredi hacmi, bu yıl 27 Mayıs itibariyle 517 milyar 151 milyon 823 bin liraya çıktı.

Kredi hacminde yıl başından bu yana kaydedilen artış ise yüzde 14 oldu. Kredi hacmi 31 Aralık 2010 itibariyle 452 milyar 664 milyon 873 bin lira düzeyindeydi.

-ZORUNLU KARŞILIKLARIN SEYRİ-

Merkez Bankası Ekim 2008'de derinleşmeye başlayan küresel krizin piyasalarda yol açtığı sorunları azaltmak amacıyla Türk parası ve döviz likiditesine yönelik alınan tedbirlere ek olarak zorunlu karşılık oranlarını 5 Aralık 2008 ve 16 Ekim 2009 tarihlerinde yabancı para yükümlülükler için 2 puan, Türk parası yükümlülükler için de 1 puan düşürerek, sırasıyla yüzde 9 ve yüzde 5 olarak belirlemişti.

Banka, 14 Nisan 2010 tarihinde kamuoyuna açıkladığı para politikası çıkış stratejileri çerçevesinde de döviz likiditesine ilişkin sağlanan imkanların ölçülü ve kademeli olarak kriz öncesi seviyelere getirilebileceğini, likidite açığının belirgin şekilde azalması ve kredi koşullarının iyileşmesi halinde Türk parası ve yabancı para zorunlu karşılık oranlarının ölçülü ve kademeli olarak artırılabileceğini, makroekonomik ve finansal riskleri azaltıcı bir politika aracı olarak zorunlu karşılık oranlarının daha aktif bir şekilde kullanılabileceğini ifade etmişti.

Bu çerçevede zorunlu karşılık oranları 1 Ekim 2010 tarihli yükümlülük döneminden geçerli olmak üzere Türk parasında 0,5 puan artırılarak yüzde 5,5'e, yabancı parada da 1 puan artırılarak yüzde 11'e yükseltilmiş ve piyasadan yaklaşık 2,1 milyar lira ile 1,5 milyar doların çekileceği öngörülmüştü.

Merkez Bankası, bu karara rağmen kredi hacminin artması üzerine Türk parası zorunlu karşılık oranını 12 Kasım 2010 yükümlülük döneminden geçerli olmak üzere yüzde 6'ya yükseltmiş ve böylece piyasanın likiditesinin 26 Kasım 2010 itibariyle yaklaşık 2,1 milyar lira azaltılacağını ifade etmişti.

17 Aralık 2010 tarihinde de TCMB, bankacılık sektöründe genel olarak borçların vadesinin varlıkların vadesinden daha kısa olmasının, sektörü likidite ve faiz riskine maruz bırakarak bankacılık sisteminin şoklara karşı hassasiyetini artırması nedeniyle Türk lirası zorunlu karşılık oranlarını mevduatların vade yapısına göre farklılaştırarak; vadesiz, ihbarlı mevduatlar, özel cari hesaplar, 1 aya kadar vadeli mevduatlar, katılma hesapları ve mevduat, katılım fonu dışındaki diğer yükümlülüklerde yüzde 8, 3 ve 6 aya kadar vadeli mevduatlar, katılma payı hesaplarında yüzde 7, 1 yıla kadar vadeli mevduatlar, katılma hesaplarında yüzde 6, 1 yıl ve 1 yıldan uzun vadeli mevduatlar, katılma hesapları ve birikimli mevduat, katılma hesaplarında yüzde 5 olarak belirledi.

Böylece piyasa likiditesinin yaklaşık 7,6 milyar lira ve 200 milyon dolar azaltılması ve parasal koşullarda sıkılaşmanın sağlanması öngörüldü.

Banka uygulamanın etkinliğini sağlamak için vadesiz mevduat faiz oranının yıllık yüzde 0,25'i geçemeyeceğine dair bir düzenleme de yaptı.

-ARTIŞ SÜRDÜ-

Merkez Bankası'nın bu düzenlemelerine rağmen kredi hacmi artmaya devam etti. Merkez Bankası da 24 Ocak ve 23 Mart tarihlerinde Türk lirası zorunlu karşılık oranlarını yine vadelere göre farklılaştırarak artırdı ve 23 Mart itibariyle zorunlu karşılık oranlarını vadesiz, ihbarlı mevduatlar, özel cari hesaplarda, 1 aya kadar vadeli mevduatlar, katılma hesaplarında yüzde 15'e, 3 aya kadar vadeli mevduatlar, katılma hesaplarında yüzde 13'e, 6 aya kadar vadeli mevduatlar, katılma payı hesaplarında yüzde 9'a yükseltti.

15 Nisan itibariyle tesis edilmeye başlanan bu yeni zorunlu karşılık oranlarıyla piyasadan yaklaşık 19,1 milyar lira likidite çekileceği öngörüldü.

Banka son olarak da 21 Nisan 2011'de yabancı para ve Türk lirası zorunlu karşılık oranlarını kısa vadeli yükümlülükler için artırdı.

Bu çerçevede yabancı para zorunlu karşılık oranları vadesiz, ihbarlı DTH ve yabancı para özel cari hesaplarda, 1 aya kadar vadeli, 3 aya kadar vadeli, 6 aya kadar vadeli ve 1 yıla kadar vadeli DTH, yabancı para katılma hesaplarında yüzde 12, 1 yıl ve daha uzun vadeli DTH, yabancı para katılma hesapları ile birikimli DTH, yabancı para katılma hesaplarında yüzde 11, 1 yıla kadar vadeli diğer yükümlülüklerde yüzde 12 olarak belirlendi.

Aynı kararda Türk lirası zorunlu karşılık oranları, vadesiz, ihbarlı mevduatlar ve özel cari hesaplar ile 1 aya kadar vadeli mevduatlar, katılma hesapları için yüzde 15'ten yüzde 16'ya yükseltilmişti.

29 Nisan 2011 yükümlülük tarihinden itibaren geçerli olan bu yeni oranlar üzerinden hesaplanan zorunlu karşılıklar 13 Mayıstan itibaren tesis edilmeye başlandı ve piyasadan yaklaşık 1,4 milyar dolar ve 1,5 milyar lira likidite çekilmiş olacağı öngörüldü.

Bankanın piyasadaki sıcak parayı azaltmaya yönelik bu kararlarına rağmen, bankacılık sektörünün kredi hacminde artış hala devam ediyor.

Katılım bankaları hariç bankacılık sektörünün kredi hacmi son 1 yılda yüzde 43 arttı ve 27 Mayıs itibariyle 517 milyar 151 milyon 823 bin liraya çıktı.

Kredi hacminde yıl başından bu yana da yüzde 14 artış kaydedildi. Kredi hacmi 31 Aralık 2010 itibariyle 452 milyon 664 bin 873 lira düzeyindeydi.

Hükümet ekonomiyi soğutmak için kredi hacminde 1 yılda kaydedilen artışı yüzde 25 düzeyinde tutmaya çalışıyor.

-ZORUNLU KARŞILIKLAR NE İŞE YARIYOR?-

Zorunlu karşılıklar bankaların ve diğer finansal kuruluşların Merkez Bankası nezdinde tutmak zorunda oldukları mevduatı ifade ediyor.

Zorunlu karşılıkların artırılması bankaların Merkez Bankasında daha fazla para tutması anlamına geliyor. Bunun da bankaların hem krediye yönlendirecekleri likiditelerinin azalması hem de dışarıdan sağladıkları fonları Merkez Bankası'nda tutmalarının yarattığı maliyet artışı nedeniyle kredi piyasasını sıkılaştırması bekleniyor.

Zorunlu karşılıklar politika faizlerinde düzenlemenin tek başına yeterli olmadığı noktada devreye giriyor. Cari açıktaki artışı risk olarak algılayan Merkez Bankası, faizlerde indirim yaparak dışarıdan gelen sıcak parayı azaltmaya çalışıyor. Ancak faizlerdeki düşüşün kredi piyasalarındaki genişlemeyi artırmaması için de zorunlu karşılıkları yükseltiyor.

-BANKALARDAKİ TOPLAM MEVDUAT-

Bankalardaki toplam mevduat da sert iniş ve çıkışlara rağmen son 1 yılda yüzde 23 oranında arttı. Geçen yıl 28 Mayısta 483 milyar 146 milyon 67 bin lira düzeyinde hesaplanan toplam mevduat, bu yıl 27 Mayıs itibariyle 592 milyar 911 milyon 469 bin lira oldu.

Mevduatta yıl başından bu yana da yüzde 7 artış kaydedildi. Bankalardaki toplam mevduat yıl başından bu yana 39 milyar 206 milyon 475 bin lira arttı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber