Ergenekon davasında avukatların talepleri alınıyor

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının talep duruşmasında sanık taleplerinin tamamlanmasının ardından, avukatlar sırayla taleplerine ilişkin konuşma yapıyor.

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 30 Mayıs 2012 18:21, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Duruşma yapıldığı sırada tutuklu sanık Mehmet Haberal'ın ilk kez kendi isteği ile duruşmaya katıldığı gözlendi. Haberal, yargılandığı süre boyunca ilk kez geçtiğimiz hafta duruşmaya katılmış, bu da Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese'nin talimatıyla gerçekleşmişti. Özese, tanık olarak dinlenen Recai Birgün'ün ifadesi sırasında Haberal ile alakalı bazı ifadelere yer vermesi nedeniyle Haberal'ın da duruşmada hazır bulunmasını istemişti.

Tutuklu sanıklardan Mustafa Balbay'ın avukatı Mehmet İpek, Birinci ve İkinci Ergenekon ile İnternet Andıcı davalarının usul hükümleri gözetilmeden birleştirildiğini ifade ederek, ?17 dava birleştirildi ve bu birleştirmelerin hukuki koşulları yok. CMK'nin ilgili maddelerinde ?yargılanmanın süratlendirilmesi' hükmü yer alıyor. Ancak birleştirmelerin yargılamayı süratlendirmediği açık. Mahkemeler birleştirmeye karar verdiği gibi ayırmaya da karar verebilir. Bu nedenle birleştirilen davaların ayrılmasına karar verilmesini talep ediyoruz? diye konuştu.

Avukat İpek, iddianamede Balbay hakkında üç grup delil bulunduğuna dikkat çekerek ayrı ayrı değerlendirmede bulundu. Tutuklu sanıklar emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ve emekli Albay Atilla Uğur ile Jandarma İstihbarat Dairesi Başkanlığı'nda yaptığı yaptığı görüşmenin, Mustafa Balbay'ın rızası dışında gizli kamera ile kaydedildiğine dikkat çeken Avukat Mustafa İpek ?Gizli kayıtlar hiçbir şekilde hukuki delil olamaz. Zaten söz konusu gizli kayıtlarda müvekkilimin suç teşkil eden bir beyanı yok.? dedi.

Kuvvetli suç şüphesine ilişkin hiçbir somut olgu bulunmadığını iddia eden avukat İpek, Balbay'ın yaklaşık 3.5 yıldır tutuklu bulunduğunu söyledi. İpek, mahkemenin tutukluluğun devamına ilişkin kararlarında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Yargıtay kararlarına, evrensel hukuk ilkelerine hiç uymadığınızı görüyoruz." ifadesini kullandı. Balbay'ın 12 Haziran 2011'deki genel seçimlerde milletvekili seçildiğine dikkat çekerek, BDP milletvekili Sebahat Tuncel'in temmuz 2007 yılında milletvekili seçildikten sonra tahliye edilmesini örnek gösterdi. İpek ?Kanun şahıslara göre mi uygulanmaktadır? Kaçma ve delilleri karartma şüphesine yaratacak bir olgu bulunmaya müvekkilim Balbay'ın ?ölçülülük' ilkeleri doğrultusunda tahliyesini talep ediyorum.? diye konuştu.

Haberal'ın avukatı Dilek Helvacı ise dava kapsamında eski Başbakanlardan Bülent Ecevit'in koruma amiri ve eski DSP Milletvekili Recai Birgün'ün yeminli tanık sıfatıyla mahkemede ifade verdiğini hatırlattı. Dava dosyasındaki deliller ve son olarak Rahşan Ecevit ve Emrehan Halıcı'nın kamuoyuna yaptığı açıklamalarla Birgün'ün yalan beyanda bulunduğunun bir kez daha doğrulandığını belirterek yalan tanıklık suçundan dolayı Birgün hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep etti. Helvacı, Haberal'ın tahliyesini isteyerek sözlerini tamamladı.

Tutuksuz sanık emekli Orgeneral Şener Eruygur'un avukatı Filiz Esen, müvekkili hakkında Adli Tıp Kurumu'ndan gelen , 'Eruygur'un sağlık açısından duruşmalara katılmasında bir sakınca olmadığı' şeklindeki raporu eleştirdi. Avukat Esen, "Beyin kanaması sonucu Haseki Devlet Hastanesi'ne götürülen müvekkilim sanki yürüme, hareket etme gibi bir hastalığı mevcutmuş gibi buna bakılmış ve sadece kalp, şeker, tansiyonu ölçülerek,nörolojik muayene ve psikiyatrik testler yapılmamış. Beyin kanaması geçiren bir hasta için, sadece MR'nın çekilmesi yeterli ve uygun bulunmuştur. Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu da Haseki Hastanesi'nde çekilen MR raporu üzerine 2 Nisan 2012 tarihli raporunu düzenlemiştir." dedi. Avukat Esen, müvekkili Eruygur hakkında Adli Tıp Üst Kurulundan yeniden sağlık raporu alınmasını istedi.

Tutuklu sanıklar emekli Orgeneral Hurşit Tolon ve Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu'nun avukatı Köksal Bayraktar, mahkemenin sanık ve sanık avukatlarına savunma yapmaları için verdiği 15 dakikalık sürenin yetersiz olduğunu ve bunun Anayasa ile evrensel hukuk kurallarına aykırı olduğunu söyledi. Bayraktar, "Savunmasının kısıtlanması anlamına gelen bu karardan geri dönülmesini talep ediyorum. Türkiye sanık avukatlarının savunma haklarının kısıtlanması nedeniyle ilerde yüz binlerce avro tazminat ödeyecek? diye konuştu. Tolon'un diğer avukatı İlkay Sezer de mahkemeye kaçma, delilleri karartma veya yok etme şüphesi olmadığını savunarak Tolon'un tahliyesini talep etti.

Tutuklu sanık Tuncay Özkan'ın avukatı eski CHP milletvekili Şahin Mengü ise uzun zamandır avukatlık yapan biri olarak Türkiye'de her mahkemenin kendine göre bir usul uygulaması yaptığına şahit olduğunu söyledi. Mengü, birçok dava dosyasının birleştirildiği bu dava kapsamında yaklaşık 2 milyona ulaşan evrakı, sanıkların kısıtlı imkanlarıyla inceleyemeyeceğine dikkat çekti. Davaya ilişkin esas hakkında savunma alındığında davanın 260 sanığının da savunma yapacağını ve savunmaların en az 10 yıl süreceğini savunan Şahin, "2 milyon sayfanın Yargıtay incelemesini düşünemiyorum. Bu insanların tutuklu yargılanması kamu vicdanını yaralamaktadır. 10 sene sonra bitecek bir dava, kamu vicdanını yaralar." ifadesine yer verdi.

Tutuksuz sanık, eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur'un avukatı Filiz Esen, Adli 3. İhtisas Kurulu tarafından verilen 2 Nisan 2012 tarihli "Eruygur'un duruşmalara girmesinde sakınca yoktur." şeklindeki raporuna itiraz etti. Esen, mahkemeye sunduğu dilekçede Eruygur'un cezaevinde geçirdiği beyin kanaması sonucu Eylül 2008'de tahliye edildiğini anlattı. Mahkemenin 19 Mart tarihli kararında sorduğu ?beyin fonksiyonlarında kalıcı hasar oluşup oluşmadığına? ilişkin soruya yanıt verilmediğini kaydetti. Avukat Esen Eruygur'un sağlık durumunun tespiti ve rapordaki eksikliklerin giderilmesi için Adli Tıp Üst Kurulu'na sevk edilmesini talep etti.

Tutuklu sanık Mehmet Haberal'ın kendi isteği ile ilk duruşmaya katılmış olması dikkat çekti. Haberal, yargılandığı süre boyunca ilk kez geçtiğimiz hafta duruşmaya katılmış, bu da mahkeme başkanı Hasan Hüseyin Özese'nin talimatıyla gerçekleşmişti. Özese'nin, tanık olarak dinlenen Recai Birgün'ün ifadesi sırasında kendisi ile alakalı bazı ifadelere yer vermesi nedeniyle Haberal'ın da duruşmada hazır bulunmasını istemişti.

Duruşmaya ara verildiğinde bazı izleyiciler, tutuklu sanık CHP milletvekili Mustafa Balbay'ın anneannesinin öldüğü bilgisini aldı. Bu izleyiciler, ara sırasında sanık bölümünün son sıralarına doğru kendileri ile sohbet etmek için yanaşan Balbay'a başsağlığı dileklerinde bulundu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber