BASK: Eğitim Sen öğretmenlerin itibarını zedeliyor

Haber Giriş : 29 Kasım 2005 10:36, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu (BASK) Genel Eğitim Sekreteri ve Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Gürkan Avcı, Eğitim-Sen'in "Büyük Eğitimci Yürüyüşü" adlı eylemiyle ilgili, Eğitim-Sen yaptığı eylemlerle öğretmenlerin toplumsal itibarını zedelemektedir, dedi.

Eğitim-Sen eylemlerinde, Kamu düzeninin zaafa uğratılmasının, güvenlik güçleriyle çatışılmasının, yasadışı sloganlar atılmasının öğretmenlik ruhuyla bağdaşmadığını söyleyen Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Gürkan Avcı, Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaattin Dinçer'in eylemlerde yaptığı açıklamaların bir öğretmen sendikasından çok siyasi parti ağzıyla yapılmış açıklama olduğunu ve bu konuşmaların "Türk Öğretmenlerini" değil yalnızca kendisini bağladığını söyledi.

Avcı, Kongresinde İstiklal Marşını okumayan, Türk Bayrağını asmayan, adeta dağdaki terörize olmuş grupların kentlerdeki milisliğine soyunmuş bu sendikacıların, PKK ve Kürdistan bayraklarıyla yaptıkları eylemlerin demokratik gösteri olmaktan uzak olduğunu ve bu tür eylemlerle sonuç alınmasının mümkün görünmediğini, söyledi.

Doğudaki çocuklarımıza kalem tutmasını öğretmekten başka hiç bir suçu bulunmayan yüzlerce öğretmenlerimizi katleden bir terör örgütü elebaşısına "GENEL BAŞKAN, HALK ÖNDERİ, SAYIN GENEL BAŞKAN, ÖNDER" diye hitap eden, "Abdullah Öcalanın" sağlık ve rahatının tedarikçiliğine soyunan bir öğretmen sendikasının, eğitimden, öğretmenden, demokrasiden, insan haklarından, özgürlükten dem vurmaya hakkı olmadığını, belirten Avcı, Eğitim-senin bir çok yöneticisinin PKK/KADEK'le ilişkili olmaktan dolayı yargılandığını, Öclan'ı övücü nitelikteki bir çok söz, söylem ve etkinliklerden dolayı ceza aldığını, Eğitim-Sen'in Öcalan'ın üzerindeki tecridin kalması için gazetelere milyarlarca ilan verdiğini, şu anda yalnızca Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaattin Dinçer'le ilgili 150 küsür davanın devam ettiğini ve dış destekli kuruluşların Eğitim-sen'e destek vermesinin, Eğitim-sen'in hatasının farkına varmasını zorlaştırdığını, söyledi.

Avcı, şöyle kaydetti, Sendikaların temel görevi üyelerinin ekonomik ve sosyal refahını yükseltmek, çalışma koşullarını iyileştirmek ve mesleki sorunlarına çözüm bulmaktır. Sendikalar temel görevini yerine getirdikten sonrada toplumun temel değerleriyle çatışmadan toplumsal ve ulusal çıkarlara aykırı gördükleri hususlarda kamuoyunu aydınlatmak ve iktidarları uyarmak için demokratik mücadeleyi yaşama geçirmek gibi bir misyonları da vardır.

Fakat, Eğitim-sen öğretmenden aldığı aidatı ve yetkiyi öğretmenin sosyal ve ekonomik refahını yükseltmek adına eylem ve etkinliklerde kullanması gerekirken, siyasi ve ideolojik yandaşlarıyla birlikte eğitimle ve öğretmenle ilgili olmayan, sendikaların görev alanına girmeyen birçok konu için kullanmaktadır.

Eğitim işkolunda en çok üyesi olduğundan dolayı 4 yıldır "Toplu Görüşme Masasına" oturan ve her defasında masadan 17'ye 0 mağlup kalkan 16 yaşındaki Eğitim-sen, öğretmenlerin umutlarıyla oynamış ve kandırmıştır. Eğitimcilerin sendikal mücadeleye olan güvenini kaybettirmiş, adeta kamplaşmalarına zemin hazırlamış ve izlediği yanlış politikalarıyla öğretmenlik itibarının ayaklar altına alınmasının tetikçisi olmuştur.

EĞİTİM-SEN EYLEMLERİNDE BİZİ ÖRNEK ALSIN!

2006 yılı memur maaş oranlarının TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda 28 Kasım Pazartesi günü görüşülerek karara bağlanacağından dolayı, yüzde 2,5'lik zamma "hayır" demek için eylemlilik kararı aldıklarını belirten Avcı, kazanılmış haklarımızın gasbına engel olmak için, emeğimize, ekmeğimize, işimize, aşımıza el uzatan hükümete "DUR!" demek için 28 Kasım Pazartesi günü, saat 12:30'da TBMM dikmen kapısında yaptığımız eylem, umarım Eğitim-Sen ve benzer kuruluşlar için örnek teşkil eder, dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber